Öğretmenler günü ile ilgili etkinlik istekleri - Sayfa 10


             

Ä°letiÅŸim


 05xx xxx xx xx


vbnetron


[email protected]

×

Öğretmenler günü ile ilgili etkinlik istekleri

Like Tree1Likes

Konu: Öğretmenler günü ile ilgili etkinlik istekleri

  1. #91
    HALE GAMZE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Mart.2009
    Nereden
    İzmir-İstanbul-İspanya-İtalya ( i lerden gidiyorum,hayırdır... :)
    Mesajlar
    31,583
    @HALE GAMZE







    SEVGİLİ ÖĞRETMENİM
    Sabahleyin en erken,

    Yataktan kalkan benim.

    Okuluma koşarken,

    Günaydın öğretmenim.

    Her zaman seversiniz,

    Bilgiler verirsiniz.

    Çalış, öğren dersiniz

    Sevgili öğretmenim.

    Bu yurdun kızı oğlu,

    Tuttuk en aydın yolu

    Kalbim sevgiyle dolu,

    Hayatım öğretmenim.

    Severek sayıyorum,

    Üzmemek istiyorum,

    Geçiyor böyle günüm,

    Biricik öğretmenim.
    81gamze81



    Önce Okul Öncesi Ekibi sizlerin de desteğiyle 10 yıldır okul öncesi eğitime destek vermektedir.
    10. yaşımız kutlu olsun!!!


  2. #92
    HALE GAMZE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Mart.2009
    Nereden
    İzmir-İstanbul-İspanya-İtalya ( i lerden gidiyorum,hayırdır... :)
    Mesajlar
    31,583
    @HALE GAMZE







    ATATÜRK VE ÖĞRETMENİM

    Sevgili öğretmenim
    Heyecanla beklerdik seni her sabah
    "GÜNAYDIN" derdin, seslerin en güzeliyle,
    "BUGÜNKÜ KONUMUZ" diye, başlardın söze
    Kara tahta Önünde akbilgilerle
    Çırpınırdın, birşeyler öğretmek için bize.

    "BAYRAK" derdin öğretmenim
    Heyecandan dalgalanırdı sesin BAYRAK gibi
    "ATATÜRK" deyince coşardın sen
    Yatağına sığmayan IRMAK gibi.

    "ATATÜRK" deyince öğretmenim
    Nefes almaz seni dinlerdik
    Anlatırdın hayatını devrimlerini
    Cepheden-cepheye koşardın sen
    Daha bir büyürdün gözümüzde
    Sanki ATATÜRK'Ü yaşardın sen.

    Ellerinden öperim öğretmenim.
    En güzel duygularla en güzel bilgilerle
    Yetiştirdin bizi
    Şimdi içimizde inanç başımızda BAYRAK
    Bu Yurt sevincimiz tasamız bizim
    ATATÜRK ilkeleri en büyük yasamız bizim
    ATATÜRK yolundan dönmeyiz biz
    MEŞ'ALEMİZ ATATÜRK sönmeyiz biz...

    Özkan GÖNLÜM





    ÖĞRETMEN OLMAK İSTİYORUM

    Ben, öğretmen olmak istiyorum,
    Ben, şairimin mısralarında dil
    Genç kızımın gergefinde nakış nakış gül,
    Aşığımın sazında tel
    Öpülesi bir el olmak istiyorum.
    Ben, öğretmen olmak istiyorum...

    Ben çaresizliğin filizlendiği yerde ümit,
    Korkunun mayalandığı yerde yürek,
    Güçsüzlüğün güçlendiği yerde bilek olmak istiyorum.
    Ben öğretmen olmak istiyorum...

    Şu öksüz yavruya sımsıcak kucak,
    Şu yetim çocuğa yanan bir ocak,
    Çorak topraklara yağan yağmur,
    Azgın sulara, bend,
    Mehmed'imin elinde çağlar açan kılıç,
    Ben ana, ben baba, ben Fatih, ben İbni Sina,
    Ben Mimar Sinan olmak istiyorum.
    Ben öğretmen olmasam diyorum,
    Kim ekecek tohumları toprağa.

    Ben ressamımın elinde fırça, tualinde renk
    Bestekarımın en içli şarkısında nağme,
    Hattatımın, nakkaşımın elinde kalem;
    Ben Hoca Ali Rıza,
    Ben Itri, Leyla Hanım,
    Ben öğretmen olmak istiyorum.

    Ben zehirli mantarların,
    Deve dikenlerinin,
    Ayrık otlarının boy attığı verimsiz bir toprak değil,
    Ben,
    Kırlarda elvan elvan çiçeklerin açtığı,
    Dağlarında hür kuşların uçtuğu,
    Pınarlarından susayanın içtiği,
    Yollarından yiğitlerin geçtiği
    Çiftçisinin başak, başak kardeşliği biçtiği
    Bir vatan olmak istiyorum;
    Ben, öğretmen olmak istiyorum.

    Ben Hakk'a yönelen alınlarda nur,
    Vatan topraklarını çevreleyen sur,
    Mehmetçiğin göğsünde "iman"
    Gençliğimin damarlarında "asil kan"
    Bu zulme eğilmeyen baş,
    Ben vatan için ağlayan gözlerde yaş,
    Barışta güvercin, savaşta kartal olmak istiyorum;
    Ben, öğretmen olmak istiyorum.

    Nejat SEFERCİOĞLU
    81gamze81



    Önce Okul Öncesi Ekibi sizlerin de desteğiyle 10 yıldır okul öncesi eğitime destek vermektedir.
    10. yaşımız kutlu olsun!!!


  3. #93
    HALE GAMZE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Mart.2009
    Nereden
    İzmir-İstanbul-İspanya-İtalya ( i lerden gidiyorum,hayırdır... :)
    Mesajlar
    31,583
    @HALE GAMZE







    ÖĞRETMENİM

    Şanlı bayrağımı görünce
    Okulumun gönderinde,
    Daha bir başka çarpar yüreğim.
    Her sabah açtığım kapının
    Bilgiye, sevgiye, doğruluğa açıldığını
    Çok iyi bilirim.
    Gelecek yetiştiririm, geleceğim için
    Çünkü;
    Ben öğretmenim
    Yeni nesil benim eserim!

    Murat ŞENGÖNÜL
    İçören İlköğretim O. Md. V.
    Savur/MARDİN

    ÖĞRETMENİN ÖYKÜSÜ

    Ben, köy öğretmeniyim,
    Dağ başında bulutların altında.
    Toprak kokar ellerim,
    Pantolonumda çamur lekesi var.
    Pis değil ki, vatan toprağı kokar,
    Kars'tan Edirne'ye kadar.
    Geceleri mum yakarım odamda,
    Yarın Dokuz Ekim,
    Köyde bayram var.
    On beş kız, yirmi erkek kaydettim.
    Tüm Anadolu'ya selamları var.
    Henüz kara tahtam yok,
    İlk harfleri tanelerle yazdırttım.
    Aydınlık A'dan başlayacak

    O. Köksal MEMİŞ

    ÖĞRETMENİN VEDASI

    Gidiyorum... Bir yanımda emeklerim,
    Bir yanımda uçsuz bucaksız hayallerim.
    Sizlerde yaşayacak onlar şimdi.
    Bir damla gözyaşına kıyamadığım,
    İçimin derdi, saçımın akı çocuklar...
    Yavrularım...Evlâtlarım,
    Kınalı kuzularım,
    Avucu reyhan kokulu küçük dağlarım.
    Kiminiz büyüdü, heybetiyle
    Nam saldı, kâh korku yedi âleme,
    Hatta bana bile!...
    Kiminiz kurudu, kara saban arkasında
    Ufalandı eller, parçalandı yürekleriniz
    Toprakla beraber...Sevgisiz...
    Kiminiz, daha çiçek açmadan meyve verdiniz...
    Bu ihtiyarın derdi nedir bilir misiniz?
    Dört adam,
    Çıkacak mı benim dört kolluyu taşıyan?...
    Ve olacak mı acep öbür tarafta
    Yepyeni bir kara tahtam...
    Benimle zamanı gelince oynadın da hazla
    Alışamadığım dört duvar arasında ne işin vardı!
    Hep benden önce oradaydın ne yazın ne kışın vardı...
    İlk harfler, heceler, sözcükler derken
    Ve o mabede seninle gelip giderken
    Tutuştu ellerimiz birleşti gözlerimiz.
    Karga seslerinin rüzgârlara karıştığı bir son yazdı
    Son göz göze gelişimizde...
    Buruk tebessümlerinle beni ağlatmıştın
    ÖĞRETMENİM,CANIM....

    Fatma AYDEMİR
    81gamze81



    Önce Okul Öncesi Ekibi sizlerin de desteğiyle 10 yıldır okul öncesi eğitime destek vermektedir.
    10. yaşımız kutlu olsun!!!


  4. #94
    HALE GAMZE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Mart.2009
    Nereden
    İzmir-İstanbul-İspanya-İtalya ( i lerden gidiyorum,hayırdır... :)
    Mesajlar
    31,583
    @HALE GAMZE







    ATATÜRK’TEN ANILAR

    BEN ATATÜRK'ÜN ARKADAŞIYIM

    "Ben 1920 yılında Ankara'da doğdum bütün çocukluğumda bu kentte geçti. Atatürk'te benim doğduğum yıllarda Ankara'ya gelmişti. Biz çocukluktan çıkmaya çabalar, büyürken, Atatürk'te büyüyordu.Atatürk'ü tanıdığımda sanıyorum ki 7-8 yaşlarındaydım. İstasyondan Samanpazarı'na çıkan yokuşun ortalarında, o zamanlar, Türk Ocağı denilen mermer, görkemli bir yapı yükseliyordu.
    O günlerin Ankara'sında Atatürk hemen, hemen haftanın birkaç gününde gelir, bu yapının yükselişi ile ilgilenirdi. Evimiz denizciler caddesinde olduğundan, benim yaşımdaki çocuklarda gider, bu yapının kırık mermerlerinden birer parça alır, gazoz kapağı oynardık. Bu oyun gazoz kapaklarını bir çemberin içine dizmek ve oradan bir mermerle dışarı çıkarmak biçiminde oynanırdı.

    Mermer kırıklarını almaya gittiğimizde çoğu zaman Atatürk'ü görürdük. Otomobilin çevresinde motosikletli polisleri, arabalara binmiş yakınları ile Atatürk'ün gelişi her zaman belli olurdu. Benim yaşımdaki, mermer almaya gelmiş çocuklarda yani bizlerde tek sıra dizilir, Atatürk'ün önümüzden geçmesini beklerdik. Bizi böyle askermişçesine tek sıralı dizilmiş gören Atatürk'te önümüzden geçerdi.

    Artık öyle olmuştu ki biz de Atatürk de birbirimizin tanışı olmuştuk. Bazen önümüzden geçerken kimimizin yanağından sıkar, saçını okşar, kimimizin adını sorardı. Bu tanışıklık,Türk Ocağı'nın yapımına kadar aylarca yıllarca sürdü.Öyle olmuştu ki, Atatürk çoğumuzun adını unutmayacak kadar bizleri tanımıştı.Tek sıra olduğumuzda, " Nasılsın Mehmet? Nasılsın Ahmet? Sınıfını geçtin mi? Kuş palazı olduğunu duymuştum iyileştin mi? " gibi sorular soracak kadar bizleri tanır olmuştu.

    İlkokulu bitirdik, ortaya başladık. O zaman Ankara'da bir ortaokulla bir lise vardı, ikisi de bir arada öğrenim yapardı.Atatürk Çankaya'da sıkıldığı zamanlar okulumuza gelir, bazı sınavlara girerdi. Sınavlarda sorular sorardı. Lisede, sorulan sorulara iyi yanıt verenleri Avrupa'ya okumaya yolladığını duyardık. Bunları duydukça da, "Ah, Atatürk bizim sınavımıza da girse bizde sorulara yanıt versek bizi de Avrupa'ya gönderse....." diye özenirdik.
    Benim sınavlarıma girmedi. Başka arkadaşlarımın sınavlarına girdiğini biliyorum. İçlerinde Avrupa'ya gidenler de oldu.

    Biraz daha büyüdük, izci olarak Atatürk'ün önünden Cumhuriyet bayramlarında geçtik. 19 Mayıs törenlerinde önünde jimnastik gösterileri yaptık. Adı sonradan Türk Ocağı'ndan Halk Evi'ne çevrilen yapıda verilen öğrenci temsillerinde oyunlar oynadık. Bizleri de hep gördü lisenin son sınıfında idim. Bir öğleye doğru idi. Dersten çıkıp bahçede oynarken Halk Evi'nin tepesindeki bayrağın yarıya indirilmiş olduğunu gördük. Okulu, öğretmenleri , yöneticileri bir hüzün kaplamıştı. "Ne oluyor?" dememize kalmadı. Atatürk'ün öldüğü, bayrağın onun için yarıya çekildiği kara haberi kulaktan kulağa dolaştı. Öğretmenlerimiz ne yapacaklarını, bize ne diyeceklerini şaşırmışlardı.
    "Hadi, bu gün okul kapalı..." dediler. Evlerimize gittik.

    Atatürk'ün İstanbul'da öldüğü haberi bütün kente yayılmıştı. O zamanlar Ankara Atatürk demekti. Ankara başımıza çöker gibi oldu.
    " O benim arkadaşımdı...." diye hıçkıra, hıçkıra ağlamıştım. Büyükler, " Nereden arkadaşın oluyor? " diye sorduklarında:
    " Mermer alırken, hep bizi sever okşardı. " diyordum. Bundan olacak, Atatürk'e hep çocukluk arkadaşım gözüyle bakmışımdır.
    Onun yüceliğini aradan çok yıllar geçtikten sonra daha iyi anlıyorum. Ama anlatabiliyor muyum?...."

    ATATÜRK'ÜN EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM

    Atatürk, büyük bir asker, büyük bir devlet adamı ve diplomat olduğu kadar, eğitim alanında da milletimizin çağ değiştirmesini, atılım yapmasını sağlayan büyük bir önderdir. Atatürk'ün Millî Eğitim konusuna gösterdi- ği ilgi ve bu konuda ileri sürdüğü görüşler incelendiği zaman, bu konuya adeta bir eğitim düşünürü gibi eğildiği, konunun bütün yönleriyle çok yakından ilgilendiği, çevresine Millî Eğitimin önemini anlatmak içni her fırsatı değerlendirdiği, Millî Eğitimde göz önünde tutulması gerekli amaç ve ilkeleri açıklığa kavuşturduğu görülür. Atatürk eğitim alanındaki yenileşmenin önderidir.
    Atatürk'ün gözünde, Türk Millî Mücadelesi, sırf askerî mahiyette, düşmanı vatan topraklarından kovmayı tek amaç bilen bir hareket değildi. Askerî alanda kazanılacak zafer, millî kurtuluşun ilk şartı idi. Fakat zaferden sonra yapılacak işler, bağımsızlık savaşı kadar önemliydi. Savaş sürerken bile, Atatürk, savaş sonrasının sorunlarına hazırlanıyor, bu arada Millî Eğitim konusuna da eğiliyordu.

    Bağımsızlık Savaşının en bunalımlı günlerinde, düşman kuvvetlerinin kesin sonuca ulaşmak hayaliyle baskılarını arttırdıkları, Ordumuzun Sakarya'ya kadar çekilmesine yol açan Kütahya-Eskişehir yöresindeki Yunan saldırısının tehlikeli şekilde geliştiği günlerde, 16 Temmuz 1921'de, Ankara'da "Maarif Kongresi" (Millî Eğitim Kongresi) toplanmıştır. Atatürk cephedeki şartların ağırlığına rağmen, bu Kongrenin ertelenmesine razı olmamış, hattâ Kongrenin açış konuşmasını kendisi yapmıştır.

    Bu açış konuşmasında, -devam eden savaşa ve bütün maddî imkânların düşmanı vatanımızdan kovmak için kullanılması zorunluluğuna rağmen- "millî" ve "çağdaş" bir eğitimin temellerinin atılmasını, yapılacak işlerin sağlam bir programa bağlanmasını istemiştir. Bu konuşmasında:
    "Yüzyıllarca süren derin idarî ihmallerin devlet bünyesinde açtığı yaraları iyileştirme yolunda harcanacak çabaların en büyüğünü, hiç şüphesiz, irfan (bilgi ve kültür) yo/unda kullanmalıyız" diyen Atatürk, acı bir gerçeğe parmak basar:
    "Şimdiye kadar izlenen öğretim ve eğitim yöntemlerinin, milletimizin gerileme tarihinde, en önemli etken olduğu kanısındayım.

    Ayrıntıları eğitim uzmanlarına bırakmak istediğini belirterek, bazı genel ilkelere değinen Atatürk, eski devrin hurafelerinden, boş inançlarından, Doğudan ve Batıdan gelebilecek zararlı etkilerden uzak, millî karakterimize ve tarihimize uygun bir kültüre muhtaç olduğumuzu vurgular. "Gelecekteki kurtuluşumuzun büyük önderleri" olarak selâmladığı öğretmenlere duyduğu derin saygıyı dile getirir. Çevresine inanç aşılar:
    "Silahıyla olduğu gibi, dimağıyla da mücadele zorunda olan milletimizin, birincisinde gösterdiği kudreti ikincisinde de göstereceğine asla şüphem yoktur" der.

    Atatürk'ün, yıllar sonra, "Cumhurbaşkanı olmasa idiniz, ne olmak isterdiniz?" sorusuna, "Millî Eğitim Bakanı olarak eğitim davasına hizmet etmek isterdim" diye cevap vermesi bile, eğitimi millet hayatında ne kadar önemli bir etken olarak gördüğünün işaretidir.

    Birinci Dünya Savaşının galibi emperyalist ülkelere ve onların âleti olarak vatanımıza saldıran Yunanlılara karşı kazandığı zaferle, Gazı Mustafa Kemal Paşa, yalnız Türklüğün değil, Fas'tan Endonezya'ya kadar bütün islâm âleminin, bütün ezilen milletlerin kahramanı olmuştu. Fakat, O, bir an bile zafer sarhoşluğuna kapılmadı. Çok iyi biliyordu ki -kültür, eğitim ve iktisat zaferleri ile tamamlanmadıkça- askerî zafer tek başına millî kurtuluşu sağlamağa yetmeyecektir. Düşmanın İzmir'de denize dökülüşünden sadece bir buçuk ay sonra, Bursa'da, kendisini ziyarete gelen İstanbul öğretmenlerine söylediği şu sözler, O'nun, bu konuda ne kadar bilinçli olduğunu gösterir: "
    bugün eriştiğimiz noka gerçek kurtuluş noktası değildir...
    Kurtuluş cemiyetteki hastalığı ortaya çıkarmak ve iyileştirmekle elde edilir. Hastalığın tedavisi ilim ve fennin gösterdiği yolla olursa hasta kurtulur. Yoksa hastalık müzminleşir ve tedavisi imkansız hale gelir..."

    Orduların yönetilmesinde nasıl ilim ve fen rehber edinilerek zafere ulaşılmış ise, "milletimizi yetiştirmek için kaynak olan okullarımızın ve yüksek öğretim kurumlarımızın kuruluşunda da" ilim ve fennin yol

    -2-

    gösterici olacağını belirten Atatürk, her fırsatta öğretmenlere şöyle sesleniyordu:
    "Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve sizin ordunuzun zaferi için yalnız zemin hazırladı... Gerçek zaferi siz kazanacak, siz sürdüreceksiniz ve mutlaka başarıya ulaşacaksınız".

    Büyük Zafer'den az sonra, henüz Cumhuriyet kurulmadan Kütahya'da, "irfan ordusu" diye nitelendirdiği öğretmenlere hitaben söylediği şu sözler, bu kutsal mesleğin mensuplarına verdiği büyük değeri gösteriyordu:
    "...Toplumumuzu hakikat hedefine, mutluluk hedefine ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır: Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, öteki milletin geleceğini yoğuran irfan ordusu...

    Asker ordusu, vatanı yok etmeğe gelen düşmanı, vatanın harim-i ismetinde (yabancıların giremiyeceği temiz ve kutsal vatan topraklarında) boğup mahvetti. Yalnız, işimiz bu orduya sahip olmakla bitmiş, gayemiz yalnız bu ordunun başarısıyla gerçekleşmiş değildir. Bir millet savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçları ancak irfan ordusu ile ayakta durabilir. Bu ikinci ordu olmadan, birinci ordunun hizmetleri ve kazandıkları yok olur".

    Eğitim milletlerin bağımsız yaşayabilmeleri, kalkınıp güçlenmeleri bakımından hayatî önem taşır. Atatürk'e göre, "en önemli, en esaslı nokta eğitim meselesidir". Çünkü, "eğitim bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum halinde yaşatır, ya da bir milleti esarete ve sefalete terkeder".

    Atatürk, Millî Eğitime bir başka açıdan da büyük önem vermiştir: kurulan genç Cumhuriyet ve bu Cumhuriyetin dayandığı temel ilkeler, Türk inkılâbı, ancak yetişecek güçlü; aydınlık kafalı, sağlam karakterli yeni kuşaklarla ayakta durabilirdi. Türk inkılâbını ve Cumhuriyeti koruyacak kuşakları yetiştirmenin yolu eğitimdi.

    Ankara'da toplanan "Muallimler Birliği" (Öğretmenler Birliği) kongresinde, Atatürk eğitimin bu görevini şu sözlerle ifade etmiştir:"Sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır.. Hiç bir zaman hatırınızdan çıkmasın ki. Cumhuriyet sizden ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister".

    Atatürk'e göre, eğitime ve öğretmenlere düşen başka bir görev de şudur: "millet olma" bilincini geliştirmek, aynı millete mensup olma duygusunu güçlendirmek, millî beraberlik ve bütünlüğü pekiştirmek. Bu konuda, Atatürk şöyle diyor:"Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet henüz millet namını almak yeteneğini kazanamamıştır. Ona sı- radan bir kütle denir, millet denemez. Bir kütle millet olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır. Onlardır ki bir toplumu gerçek millet haline getirirler'".



    Özetle, Atatürk'e göre, kaynaşmış bir millet haline gelmenin, çağdaşlaşmanın, kalkınmanın, hür ve demokratik bir toplum olabilmenin en etkili aracı eğitimdi.

    Prof. Dr. Turhan FEYZİOĞLU
    Atatürk Araştırma Merkezi Üyesi



    24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ

    İnsan, dünyaya geldiğinde, daha bebek iken gözlerini açar açmaz çevresindekilerini hissetmeye çalışır. Yemeği, içmeyi, emeklemeyi, yürümeyi, koşmayı ve konuşmayı öğrenir. Kendisini ve çevreyi algılamaya çalışır. Tüm bunlara karşın yine de yardıma muhtaçtır.

    İnsanın yaşamdaki ilk yardımcıları anne, baba, abla, ağabey, nine ve dedesidir. Büyüyüp gelişen çocuk bilgilenme sürecine girer. Bu nedenle aile içi eğitim ve öğretim yetersiz kalır. Çocuğun bu döneminde ihtiyaç duyduğu bilgileri, ancak okulda öğretmen klavuzluğuda sistemli bir eğitimle olacağı ve yönlendirileceği somut olarak ortaya çıkmıştır.Okulun ve öğretmenin devreye girmesiyle ailenin de bu konuda sorunu çözülür.

    Bir ulusun çağdaş ülkeler düzeyine erişebilmesi; eğitim ve öğretimin kaliteli ve bilimsel yöntemlerle yürütülmesi ile ancak mümkün olabilir.
    Eğitim sorunlarını çözen uluslar; kültür, sanat, bilim, teknoloji, sosyo-ekonomik alanında da kalkınmış ve ilerlemiştir. Eğitime gereken önem ve ilgiyi göstermeyen uluslar, başka ulusların kölesi olmaya mahkumdurlar. Kalkınmanın temel şartı eğitim ve öğretimdir.

    Öğretmen; insanları eğitmeyi ve öğretmeyi meslek edinen, eğitim kurumlarında çocuk ve gençlerin eğitim öğretimlerine rehberlik eden, yön veren ve yaşam hazırlayan kimsedir. Öğretmenler gününün amacı öğretmenin toplumdaki yeri ve rolü önemi ve değeri nedir, sorunlarını belirlemek ve öğretmeni olması gerekli yüce oruna oturtmaktır. Öğretmenlerin kendi aralarında bağı kuvvetlendirmek, öğrencileri ile aralarındaki sevgi, saygı ve dayanışmayı güçlendirmektir. Emekli olan öğretmenleri saygıyla anmak ve yeni atanmış öğretmenlere mesleklerinin kutsal bilincine varmalarını sağlamaktır. İşte, Öğretmenler Günü, bu fedakar öğretmenlerimizin kıymetini bir kez daha düşünüp anlamamızı sağlayan önemli bir gündür.

    Öğretmenlerimize duyduğumuz saygı, sevgi ve şükranlarımızı dile getirmek için bu günü fırsat bilmeli ve bu duygularla, onların ellerini öpmeliyiz. Okulu bitirip hayata atıldığımız zaman, bizi bu günlere hazırlayan öğretmenlerimizi hatırlamak, ziyaret etmek ya da bir telefon, kart veya mektupla hatırlarını sormak onlar için en büyük ve en değerli armağan olacaktır.

    ÖĞRETMENLER GÜNÜ’NÜN KISA TARİHÇESİ
    Türkler, ilk önceleri Göktürk ve Uygur alfabelerini kullanmışlardır. 8. Yüzyıldan itibaren, İslamiyetin kabul edilmesiyle birlikte Uygur alfabesi bırakılarak Arap alfabesine geçilmiştir.
    Kurtuluş Savaşı'nı kazandıktan sonra, 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'i kuran ulu önder Atatürk, askeri ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda birçok yeniliği başlatmıştır. Bu yeniliklerden biri de, 1 Kasım 1928 tarihinde çıkarılan 1353 sayılı kanunla, Arap alfabesi yerine Latin alfabesinin kabulü olmuştur.
    Bu tarihten itibaren yeni harflerin öğrenilmesi ve okur yazar sayısının artırılması konusunda büyük bir seferberlik başlatılmıştır.
    24 Kasım 1928 tarihinde açılan, Millet Mektepleri'nde, yaşlı, genç, çocuk, kadın... herkese yeni harflerle okuma yazma öğretilmiştir.
    Millet Mektepleri'nin açılışı ve Atatürk'ün Başöğretmenliği kabul tarihi olan 24 Kasım günü, 1981 yılından beri Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.

    Bu yıl 24 Kasım’ı 25.kez öğretmenler Günü olarak kutlamaktayız..



    BİR EMEKLİ ÖĞRETMENİN VEDA KONUŞMASI

    Sevgili Çocuklarım! Benim İyi Öğrencilerim,
    Bu gün sizler yeni bir ders yılına başlıyor, bense öğretmenliğimin 50. yılını yaşıyorum. Büyük zaman dilimlerinden bir yüzyılın yarısı.
    Cumhuriyetimizin kurulduğu acı günler içinden geldim. Mustafa Kemal Gazi'nin, Atatürk'ün yolundan, izinden geldim. Bu yapıya öğretmen yönümle, yönetici yönümle, sanatçı yönümle küçük taşlar koydum. Bunlar arasında bilgi, düşünce duygu ve en önemlisi inanç yapılarına harç kattığım sizler de varsınız.
    Üç yıldan beri aranızdayım. Şu anda okuttuğum öğrencilerimle; kendilerine sınıf dışı hocalık ettiğim sizlerin karşısında nasıl bir heyecanı taşımakta bulunduğumu takdir edersiniz.

    Sevgili çocuklarım,
    Burası benim son okulum, sizler son öğrencilerim, değerli hocalarınız da son öretmen arkadaşlarımdır. Demek istiyorum ki, 50 yılın özü, sonu hiç unutulmayacak olanı sizlersiniz... Anılarınız, hayalleriniz gözlerimden ve yüreğimden hiç silinmeyecek! Bilimde, sanatta, memleket kaderinde söz sahibi, büyük hizmetler sahibi binlerce öğrencimin heykelleşen son görüntüleri, son kıymetli emanetleri sizlersiniz. Sizleri son durağıma kadar gönlümde taşıyacağım...

    Benim yiğit,
    Benim güzel,
    Benim iyi öğrencilerim.
    Bu, benim size son dersimdir. Müsade ederseniz son dersimi de boş geçirmeyeyim. Dersimizi boş geçirmeyelim... Sizlerden 50 yıl boyunca istediklerimi, her şeyin üzerinde istediklerimi bir kere daha tekrarlayalım, özetleyelim: Bu vatanın, bu milletin çocuklarısınız. Vatan, bu millet sizin oldukça siz de varsınız, o yoksa sizler de yoksunuz, Ona karşı mert, çalışkan ve doğru olunuz... Çağımız bilgi çağı, teknik çağı, yüksek kültürler çağıdır. Öğrenimde amacınız sadece bir yukarı sınıfa geçme değil,
    sadece bir diplomaya sahip olma değildir. Asıl amacınız geçerli, etkili, faydalı ve sizi her toplumda, her işte ön planda tutacak üstün bir kültür ve yeteneğe sahip bulunma olmalıdır. Ülkelerin nüfusu arttıkça, ülkemizin nüfusu arttıkça buna daha da çok ihtiyaç duyulacaktır. Bunu da akıldan çıkarmayınız..,
    Okulunuzu, öğretmenlerinizi seviniz. Büyük başarılarınız ancak bu el ve gönül birliğinden doğar. Ailenizi seviniz. Ailesiz mutlu olmak mümkün değildir, Onların emeğini, sevgisini, dileklerini iyi değerlendiriniz, içinde doğup büyüdüğünüz yuvayı hep sıcak bulunuz, hep sıcak tutunuz, Sıcak tutunuz ki, yakın gelecekteki sizlerin yuvaları da sıcak ve mutlu olsun. Aileler sağlam, yuvalar mutlu olmazsa vatan zayıf düşer, millet sevgi gücünü kaybeder.
    Tanrı'nın size ve güzel yurdumuza bağışladığı nimetlere şükürler olsun deyiniz, Az bulursanız, bu toprakları daha verimli, daha sevimli yapmak için biraz da sizler gayret gösteriniz, eksiğini tamamlayınız. Yani sizlere de iş düştüğünü biliniz. Yurdumuz buna her yönden elverişli ye lâyıktır. Böylece yaşamayı, tabiatı ve dünyayı daha güzel ve daha sevimli bulursunuz.
    insanları, insanlığı seviniz. Dünya artık çok küçülmüştür. En uzak ülkeler bile birbirleriyle kapı komşu gibi mesafeleri kısaltmışlar, yakınlaşmışlar, Komşular dost geçinmelidir. Birbirlerinin zararına davranış içine girmedikçe birbirlerinden sevgilerini esirgememelidirler...

    Sevgili öğrencilerim, Sevgili arkadaşlarım.
    Sevgili anne, baba ve kardeşler,
    Sanıyorum ki, bana ayrılan beş dakikalık son dersin, son dersimin mânevi zili çalmak üzeredir. Başarılarınız ve mutluluğunuz için yüreğimin bütün cömertliğiyle Tanrı'dan dileklerde bulunacağım. Bu bir veda konuşmasıdır. Yollarımız ayrılıyor demeye dilim varmıyor. Yollarımız hiçbir zaman ayrılmayacaktır. Çünkü hepimiz; büyüğümüz, küçüğümüz Atatürk'ümüzün, Ata'mızın yolundayız. Bıraktığımız iz ve eserlerle bundan sonra da hep beraber olacağız. Bizden sonrakilerle de beraber olacağız. Bir evin başka başka odalarında gibi... Hepinizi bu duygu ve düşünceler içinde sevgiyle kucaklarım.

    Coşkun ERTEPINAR
    Milli Eğitim Dergisi
    81gamze81



    Önce Okul Öncesi Ekibi sizlerin de desteğiyle 10 yıldır okul öncesi eğitime destek vermektedir.
    10. yaşımız kutlu olsun!!!


  5. #95
    HALE GAMZE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Mart.2009
    Nereden
    İzmir-İstanbul-İspanya-İtalya ( i lerden gidiyorum,hayırdır... :)
    Mesajlar
    31,583
    @HALE GAMZE







    EĞİTİM - ÖĞRETİM VE ÖĞRETMEN ÜZERİNE ÖZLÜ SÖZLER

    ***Bir millet irfan ordusuna sahip olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla mümkündür.
    (Atatürk)

    *** Muallimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakar muallim ve mürebbilerini sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.
    (Atatürk)

    ***Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakar ve muhterem unsurlarıdır. (Atatürk)

    ***Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bur millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır.
    (Atatürk)

    ***Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder.
    (Atatürk)

    *** Öğretmenler! Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.
    (Atatürk)

    *** Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.
    (Hz. Ali

    *** Yeryüzünde öğretmenlikten daha şerefli bir meslek tanımıyorum.
    (Diyojen) ***Dünyada her şeye değer biçilebilir, ama öğretmenin eserine değer biçilemez. Çünkü, onun eseri her şeydir ve hem de hiçbir şeydir.
    (Socrates)

    *** Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir.
    (Atatürk)

    *** En önemli ve feyizli görevlerimiz, milli eğitim işleridir. Milli eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu suretle olur.
    (Atatürk)

    *** Bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatan da, köleliğe, yoksulluğa düşüren de eğitimdir.
    (Atatürk)

    ** Yeter derecede eğitime sahip olmalısın ki, çevrende insanları gereğinden büyük görmeyesin; fakat bilgeliği sağlayacak kadar da eğitimin olmalı ki, onları küçük görmeyesin.
    (M.L. BOREN)

    ***Heykeltıraş mermere ne ise; öğretmen de çocuğa odur.
    (Addison)

    ***Ülkemizi gerçek hedefe, gerçek mutluluğa kavuşturmak için iki orduya ihtiyaç vardır: Biri vatanımızı kurtaran asker ordusu, diğeri ulusumuzun geleceğini yoğuran irfan ordusudur.
    (Atatürk)

    -2-

    *** Öğretmenlik mesleklerin en az kazanç getireni, fakat insanı en çok ödüllendirenidir.
    (H.V. Dyke)

    *** Dünyanın her yerinde öğretmenler toplumun en fedakâr ve en saygıdeğer unsurlarıdır.
    (Atatürk)

    ***Ordularımızın kazandığı zafer, sizin eğitim ordularınızın kazandığı için yol açtı.Gerçek zaferi siz,öğretmenler kazanacaksınız. Bunu başaracağınızdan kuşkum yoktur. Sarsılmaz bir inançla ben ve arkadaşlarım sizi gözeteceğiz... Sizin karşılaştığınız tüm engelleri kıracağız.
    (Atatürk)

    *** Bir topluluk ulus olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır. Onlardır ki,toplumun gerçek bir ulus haline getirirler.
    (Atatürk

    ***Öğretmenlik Tanrı sanatıdır.
    (Hz.Ali)

    Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın (kültürün) müspet fikirlerini veriniz. İstikbalin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler uygulandığı zaman Türk milleti yükselecektir.

    (ATATÜRK)
    81gamze81



    Önce Okul Öncesi Ekibi sizlerin de desteğiyle 10 yıldır okul öncesi eğitime destek vermektedir.
    10. yaşımız kutlu olsun!!!


  6. #96
    HALE GAMZE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Mart.2009
    Nereden
    İzmir-İstanbul-İspanya-İtalya ( i lerden gidiyorum,hayırdır... :)
    Mesajlar
    31,583
    @HALE GAMZE







    BEN BİR ÖĞRETMENİM
    Söz-Müzik: Aysel Cihan Karaman
    Bilginin ışığında yükselecek bu vatan
    Benim adım öğretmen bana emanet vatan
    İsterse bir şehirde ya da bir dağ köyünde
    Benim adım öğretmen gezerim belde belde

    Kolum kanadım lafım bilgi
    Bende bitmez coşar sevgi
    Başöğretmen izinde
    Yılmaz yürür bu Türk genci

    Kolum kanadım lafım bilgi
    Bende bitmez coşar sevgi
    Memleket sevdasıyla
    Yılmaz yürür bu Türk genci

    Pusu kursalar bile beni vursalar yine
    Benim adım öğretmen her demdeyim her yerde
    Benim evim bu vatan çocuklar geleceğim
    Son nefesimde bile öğretmen öleceğim

    Kolum kanadım lafım bilgi
    Bende bitmez coşar sevgi
    Başöğretmen izinde
    Yılmaz yürür bu Türk genci

    Kolum kanadım lafım bilgi
    Bende bitmez coşar sevgi
    Memleket sevdasıyla
    Yılmaz yürür bu Türk genci
    81gamze81



    Önce Okul Öncesi Ekibi sizlerin de desteğiyle 10 yıldır okul öncesi eğitime destek vermektedir.
    10. yaşımız kutlu olsun!!!


  7. #97
    HALE GAMZE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Mart.2009
    Nereden
    İzmir-İstanbul-İspanya-İtalya ( i lerden gidiyorum,hayırdır... :)
    Mesajlar
    31,583
    @HALE GAMZE







    SORMA MÜDÜR BEY!
    Hava çok soğuk, yanmıyor ki soba,
    Kömür çok ama, odunlar kaba,
    Çağırın çocuklar, gelsin bir baba,
    Yalvar çağır gelmez müdür bey.

    Dedik bir olup, hizmetli tutalım,
    Müfettiş dedi, sigorta yapalım,
    Ödeneği yok ki, hizmet alalım,
    İsteriz isteriz , vermez müdür bey.

    Diyorlar hocam, yükün çok ağır,
    Davul zurna az, biraz da bağır,
    Bu konuda herkes, birbirinden sağır,
    Kulaklar kapalı, duymaz müdür bey.

    Dedik dostlar biraz para toplasak
    Dediler sakın ha!, olur mu, yasak
    Bu derdimize bir çare, bulsak
    Ararım ,sorarım, yoktur müdür bey.

    Köylüye dedim ki, birazcık bağış,
    Dedi bu sene de, olmadı yağış,
    Dediler hocam, dilenmeye alış,
    Utandım, kızardım, vermez müdür bey

    Öğretmen veli, karşı karşıya,
    Çıkamaz olduk, pazara çarşıya,
    Yavrular muhtaç, basit bir aşıya,
    Yollarımız uzak, gelmez müdür bey.

    Üzüm yemek amaç, bağcılar değil,
    Nolur bakanım, bu konuya da eğil,
    Derdimizi dinle, daha çok sevil,
    Çağırdık çağırdık, duymaz müdür bey

    Öğretmenim, bu derdin seninle gider,
    Etme bu kadar kendini heder,
    Susarsan seni, herkesler sever,
    Düşündüm, taşındım, olmaz müdür bey.

    Arkaşlar dinledi, derdini hocanın,
    Böyle dumanı tütmez, okulda bacanın,
    Suçu nedir ki okuldaki, küçük canın,
    Yazdıklarım gerçektir, duy müdür bey.

    ??
    81gamze81



    Önce Okul Öncesi Ekibi sizlerin de desteğiyle 10 yıldır okul öncesi eğitime destek vermektedir.
    10. yaşımız kutlu olsun!!!


YORUM BIRAKMAK İÇİN ÜYE OLMALISINIZ !

ÜYE OLMAK İÇİN TIKLA

Benzer Konular

  1. Öğretmenler günü ile ilgili 3 tane slayt..
    Konu Sahibi Gülşah MUTLU Forum Öğretmenler Günü Etkinlikleri
    Cevap: 32
    Son Mesaj : 14.Kasım.2014, 20:19
  2. 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ etkinlik arşivi
    Konu Sahibi ** kevser** Forum Öğretmenler Günü Etkinlikleri
    Cevap: 15
    Son Mesaj : 23.Kasım.2012, 14:25
  3. Öğretmenler günü ile ilgili hikaye arıyorum
    Konu Sahibi mavişşş Forum ETKİNLİK İSTEKLERİNİZ
    Cevap: 5
    Son Mesaj : 20.Kasım.2011, 15:20

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Facebook ile Baglan Giriş