<CENTER><MARQUEE behavior=alternate>ÖNCE OKUL ÖNCESİ 6 YAŞINDA!</MARQUEE>
<A< font>
</CENTER>
İnstagram hesabım : @madamteacherr
slm ya ben öğretmenler günüyle ilgili faliyet yapmak istyorm stjerr öğrenciyim çok ihtiyacm var yardmcı olursanz sevinirim![]()
SENİ BENİM KADAR SEVENLER SANA BENİM KADAR HASRET KALSINLAR[
bana acil öğretmenler günü ile ilgili faaliyet lazımmm
Konu Gülbin HİCRİ tarafından (22.Kasım.2010 Saat 22:26 ) değiştirilmiştir.
hocam ben seker bayramında yuvarlak kesilmiş fon kartonu iki kösesinden içe dogru kıvırdım sepet grünümü aldı hemen fon kartonundan sap yaptım içine hediye koydum siz içine kagıt katlamayla çicek vb yaptırabilirsiniz
anadolu üni artık mezun
https://www.onceokuloncesi.com/bel-r...kler-f292.html
bu linki inceleyiniz,,
konunuzun başlığını içeriğe uygun düzenledim,daha açıklayıcı olması açısından.
<CENTER><MARQUEE behavior=alternate>ÖNCE OKUL ÖNCESİ 6 YAŞINDA!</MARQUEE>
<A< font>
</CENTER>
İnstagram hesabım : @madamteacherr
AÇIKLAMA -1-
Öğretmen; öğretme işini görev edinen kişiye denir. Öğretmenlik bir meslektir. Kişinin öğretmen olabilmesi için öğretmen yetiştiren bir okulu bitirmesi gerekir. İlkokullarda öğretmen Sınıf Öğretmenidir. Sınıfın bütün derslerini aynı öğretmen okutur. Ortaokul ve Liselerde ders öğretmenliği vardır. Meslek okullarında dersler özel şekilde yetiştirilmiş meslek öğretmenleri tarafından işlenir.
Eskiden öğretmene "Muallim", öğretmen yetiştiren okula da "Muallim Mektebi" denirdi. Ülkemizde öğretmen okulu ilk kez 16 Mart 1848'de açıldı.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde eğitime ve öğretime önem verilmiyordu. Az sayıda okul vardı cumhuriyetin ilanıyla birlikte yurdumuzun her yanına yeni yeni okullar açıldı. Okul çağında olanlar bu okullarda okumaya başladı.
Atatürk, eğitimin, öğretimin yayılmasından, yaygınlaşmasından yanaydı. 1928 yılında Arap harflerinin kaldırılıp yerine bugün kullanmakta olduğumuz Türk harflerinin kabulü tüm yurtta sevinç yarattı. Halkın yeni harfleri kısa sürede öğrenip daha çok yurttaşın okur - yazar olmasını sağlamak amacıyla yoğun bir çalışma başladı. Okuma - yazmayı yaygınlaştırmak için okul çağı dışındaki yurttaşlara okuma - yazma öğreten okullar açıldı. Bunlara Millet Mektepleri adı verildi.
Atatürk, Ulus Okulları dediğimiz Millet Mektepleri'nde yazı tahtasının başına geçerek dersler verdi. Bakanlar kurulu 11.11.1928 günü yaptığı toplantıda Ata'ya Ulus Okullar Başöğretmenliği sanını verdi. 24 Kasım Atatürk'ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür.
Öğrencileri, öğretmenleri, okulu çok seven Atatürk yurt gezilerinde okullara uğrardı. Sınıflara girer, sıralara oturur, ders dinlerdi. Öğrencilere sorular sorardı. Öğretmenlerle konuşur, her yerde öğretmenliğin üstün bir meslek olduğunu anlatırdı.
Atatürk, öğretmenlerin Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda nasıl canla başla çalıştıklarını yakından izlemiştir. Yurdumuzun düşman tarafından paylaşıldığı sırada öğretmenler Öğüt Kurulları oluşturarak halka ulusal bağımsızlık, Ulusal Kurtuluş Savaşı düşüncelerini yayıyordu. Öğüt Kurulları dışında öğretmenler 14 eğitim kuruluşu ile birlikte Milli Kongre Cephesini kurdular. Milli Kongre Cephesi, düşmanların İzmir'i işgal ettikleri günlerde Sultanahmet Mitingini hazırladı. Bu mitingin konuşmacılarından çoğu öğretmenlerdi.
Başöğretmen Atatürk, öğretmenlerin Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda gösterdikleri etkinliği hep övmüştür. Atatürk yeni Türkiye'nin yaratılmasında öğretmenlere büyük görevler düştüğü inancındaydı. Çağdaş bir ulus olmamız için eğitimin yaygınlaşması gereğine inanıyordu. Bu nedenle Atatürk "Ulusları kurtaracak olan yalnız ve ancak öğretmenlerdir." Sözleriyle öğretmene verdiği önemi ve duyduğu saygıyı en güzel biçimde belirtmiştir.
Atatürk'ün 100. Doğum yıldönümü olan 1981 yılında, 24 Kasımın her yıl Öğretmenler Günü olarak kutlanması kararlaştırıldı.
Öğretmenler Günü'nde öğretmenin toplum içindeki yeri, değeri belirtilir. Öğretmen sorunları dile getirilir. Öğretmenler Günü'nde; eğitime, öğretime hizmet etmiş, saygınlık kazanmış öğretmenler anılır. Gençlerin yetişmesindeki katkıları anlatılır. Mesleğe yeni giren öğretmenler 24 Kasımda Öğretmen Andı içerek göreve başlarlar.
Öğretmen; yapıcı ve yaratıcıdır. İnsan haklarına saygılıdır. Öğretmen özverili, çevreye güven ve inanç veren, içi insan sevgisiyle dolu bir kişidir. Atatürk; "Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır." demekle öğretmene yüklediği sorumluluğu ve değeri anlatmıştır.
Öğretmenler sevgi dağıtır. İçimizi aydınlatır. Bizi doğruya yöneltir. Bilgili kişiler olmamız için çaba gösterir. Dünyayı tanıtır. Öğretmen her alanda yeniliği, yenileşmeyi savunur. Gerçekleri anlatır. Beceri ve yeteneklerimizin gelişmesine yardımcı olur. Kısaca analar doğurur, öğretmenler yetiştirir.
AÇIKLAMA -2-
Bir milletin milli, ahlâki ve kültürel yönden güçlü ve medeniyet bakımından kalkınmış olması öğretmenlerinin üstün çalışmalarına bağlıdır. Milli birlik ve beraberliğimizin teminatı öğretmenlerdir.
Bizleri ham bir madde olarak ele alan öğretmenler, üzerimizde titiz,dikkatli ve sabırlı çalışmalar yaparak bizi şekillendirirler. Duygularımıza, ruhumuza, fikirlerimize ve hayata bakışımıza en güzel desenleri verirler.
Bize doğruyu, güzeli, iyiyi, mertliği, milli duyguları ve Atatürk ilkelerine bağlılığı öğreten öğretmenlerimizdir. Biz onların eseriyiz. Sıhhatini, nefesini, enerjisini, gençlik yıllarının hepsini bizim için harcar.
ÖĞRETMENİM
"Öğrenci gözüyle öğretmen" adlı
yarışmada birincilik ödülü alan yazı.
Ben bir öğretmen çocuğuyum. İlk öğretmenim de annemdir. Öbür çocuklar gibi okula başlarken yabancılık çektiğimi söyleyemem. Yaşamım okulda başlamıştı. Ancak okula başlamamla yeni bir sorun önüme çıktı. Annemi öbür çocuklarla paylaşmak zorunda kalmıştım. Evde benim üzerime kanat geren, bana bir çiçek gibi özen gösteren annem, okulda ve özellikle sınıfımızda bambaşka biri oluyor, tüm çocuklar onunmuş gibi onlara da aynı sevgiyi gösteriyordu.
Dahası, onların sorunlarını eve de getiriyor ve hepsiyle ayrı ayrı ilgileniyordu. Bu benim kıskançlığımı arttırıyordu. Özellikle "Ümmü" ile çok ilgileniyordu. Bu siyah saçlı, siyah gözlü, tombul yanaklı köy çocuğu pek konuşkan değildi. Teneffüslerde oyunlara da katılmazdı. İçine kapanık, sessiz bir tipti. Annem teneffüslerde "Ümmü" ile oynardı. Ümmü'nün sorununa çözüm bulabilmek için ailesi ile sıkı bir ilişki kurmuştu. Bu çalışma kısa sürede meyvesini verdi.
Ümmü oyunlara bizim çağırmamızı beklemeden katılıyor, çalışmaları ile de kendini gösteriyordu. Annemin sevinci sonsuzdu. Bir ödül almışçasına "Ümmü'yü kazandım" diye seviniyordu. Fakat sevinci uzun sürmedi. Talihsiz bir olay Ümmü'nün yaşantısını alt üst etti.
Soğuk bir kış günü evde yalnız kalan Ümmü, sobayı yakmak istemiş fakat yakamamış. Bakmış ki olmuyor, kızgın odunların üzerine gaz dökmüş ve kibriti yakmış. İşte ne oldu ise o zaman olmuş, sobadan fırlayan alevler Ümmü'yü sarmış. Dumanları gören komşular eve koşmuşlar. Ümmü'yü yarı baygın halde kurtarmışlar, yangını da bastırmışlar.
Ev kurtuldu. Fakat Ümmü geçirdiği korku nedeniyle konuşamaz oldu. Gösterildiği doktorlar Ümmü'yü ancak bir şokun konuşturabileceğini söylemişler. Annem Ümmü'yü sıkıntılı günlerinde yalnız bırakmadı. Sınıfa getiriyor, onunla yine ilgileniyordu.
Aradan iki ay geçti. Annem kalp çarpıntısı geçirerek derste rahatsızlandı. Rengi sararıyor, nefes almakta güçlük çekiyordu. Babam bir taksi getirdi, annemi bir battaniye içinde sarsmadan arabaya yerleştiriyorlardı ki; kekeleyen bir ses işitildi. "Öğretmenim ne olur iyi ol, seni çok seviyorum." Hepimizden önce annem tanıdı sesin sahibini. Ümmü'ydü bu.
Annem kapalı gözlerinin ardından sızan yaşlarla, "Ah ne güzel Tanrım. Ümmü de konuştu." dedi.
Ben de Başöğretmen Atatürk'ümün eğitim ordusunda öğretmen olacağım.
Ben de bilgisizliğin karanlığına ışık tutacağım. Yurdumun çocuklarına bilgiden taç öreceğim. Öğrencilerimin gönüllerinde yaşayacağım.
Özlem ÖZTUĞ
KONUŞMA
Sevgili Arkadaşlar!
Harf devrimini yapan Mustafa Kemal Atatürk, yeni harflerin öğretilmesi için yazı tahtasının başına geçti. Milletimize yeni harfleri öğretmek için canla başla çalışmaya başlamıştı. Bakanlar Kurulu 11 Kasım 1928 günü yaptığı toplantıda, Ata’mıza “Millet Mektepleri Başöğretmenliği” unvanını verdi. 24 Kasım, Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür. Ata’mızın yüzüncü doğum yıldönümünün kutlandığı 1981 yılında, 24 Kasım’ın her yıl Öğretmenler Günü olarak kutlanmasına karar verildi.
Öğretmenler gününde, öğretmenlerimizin değerini, sorunlarını ve hizmetlerini hatırlar, onların emeklerini boşa çıkarmamak için gayrete geliriz. Biliriz ki, çalışkan, dürüst ve insani değerlere sahip insanlar olmamız, öğretmenlerimize verebileceğimiz en güzel armağandır.
Öğretmenlik kutsal bir meslektir. Sevgi dağıtıp içimizi aydınlatan öğretmenler bizi doğruya yöneltir, bilgili kişiler olmamız için çaba gösterirler. Dünyayı tanıtırlar bize. Gerçeği, daima gerçeği, yeniliği, gelişmeyi ve bilimi anlatırlar. Yeteneklerimizin gelişmesine yardımcı olur, doğruluk, dürüstlük ve yardımseverlik gibi evrensel değerlere ulaşmamızı sağlarlar. Bize anne olurlar, baba, kardeş ve arkadaş olurlar.
Dünyanın en saygın insanları olan, siz öğretmenlerimin huzurunda saygı ile eğilirim. Geleceğimiz, gözlerinizde gördüğümüz ışıltılar gibi aydınlık olsun!
24 KASIM ÖĞRETMEN OROTORYOSU
Sarı gelin fon müziği(1dk)
Konuşma başlar:
() Trablusgarp ve Balkan Savaşları’nın hemen ardından Birinci Dünya Savaşı patlak verir. Bu savaşa biz de İttifak Devletlerinin yanında katılırız. Cepheler açılır. Özellikle Çanakkale‘de ordularımız bir tarih yazar. Çanakkale’nin geçilmezliğini bütün dünyaya gösterirler.
“Çanakkale İçinde”(MÜZİK)
()Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale’de geçit vermediğimiz yedi düvel, İttifak Devletleri arasında yer aldığımız için bizi de yenik sayar.30Ekim 1918 Mondros’ta Ateşkes imzalanır.
İhsan Özgen’in müziği(Koca Arap Zeybeği)-[ışık hafif karartılacak]
() “Kara kara bulutlar çöreklenmiş üstümüze,
Kartal yuvalarına yarasalar tünemişti,
Tutsak etmişti özgürlüğü sömürgeci dünya.
TOPLU-EĞİLMEYEN BAŞLARI EĞECEKLERDİ.
() Önce güneşi kör ettiler
Sonra karanlık karargâh kurdu tepemize,
Üşüştü akbabalar birer ikişer.
TOPLU-GÜZEL YURDUMUZU İŞGAL ETTİLER.
—Müzik devam edecek-[ışık açılır]
() 13 Kasım 1918’de İstanbul işgal edilir. Böylece Anadolu kalın bir sis perdesinin içine doğru itilir. Bu kabullenilemez.
—Müzik devam edecek
() Daha dün boğduk Çanakkale’de teknolojiyi,
Etle, tırnakla, çakaralmaz silahla.
Yine onur savaşı veririz tüm vatan sathında,
TOPLU-ÖLÜMÜ YEĞLERİZ SUSMAKTANSA.
—Müzik devam edecek
() 7 Aralık 1918’de Antakya Fransızlar tarafından;1919’un Ocak, Şubat, Mart aylarında Antep, Maraş, Urfa İngilizler tarafından işgal edilir.
() Bu işgaller İnsanımızı kenetler, yurdun her köşesinde milis kuvvetleri oluşmaya başlar. İşgal edilen bölgelerde düşmana gereken direniş gösterilecektir.
—Müzik:”Eklemedir Koca Konak…”
() Biz biliriz özgürlüğün bedelini.
Biz biliriz toprağın değerini.
Dardaysa eğer vatan,
Namlusuyuz söz konusuyla
TOPLU-YENİDEN KASIRGALAR ESTİRİRİZ,
YENİDEN TUFANLAR YARATIRIZ,
VARSIN, BİRAZ DAHA AKSIN KANIMIZ
—Müzik devam edecek-[konuşmaya hemen girilir]
() 13 Nisan 1919’da Kars ve çevresi İngilizler tarafından işgal edilir. Düşman burada da direnişle karşılaşacaktır.
() “Kınalı eller kağnı çekti,
Mermiler aldı bebelerin yerini,
Siper etti dedeler göğüslerini,
—Müzik “İzmir’in Kavakları”
() “Efeler diyarı burası,
Kuva-yi Milliye pınarı.
Bakmayın suskunluğumuza,
Söz konusu bayrağımızsa
Sığmayız yatağımıza.
TOPLU- IRMAK OLUR, NEHİR OLUR,
YÜKLERİMİZ DÜŞMANA.
[Müzik devam edecek]
() İzmir ve çevresinin ablukaya alınmasının hemen sonrasında Mustafa Kemal Samsun’a doğru yol alır. Artık kurtuluş hareketi gerçek anlamda bir boyut kazanacaktır.
() “Karadeniz’de dalgalar azgın, hava puslu
Samsun’a yol alan Bandırma vapuru mahsun.
Umuda el açmış Anadolu,
Beklemekte zinciri kıracak kılavuzu.”
—Müzik: Sazlar eşliğinde;”Ankara’nın Taşına Bak…”
[Biraz Beklenecek]
() İşgaller karşısında bölgesel direnişler istenilen sonuçları vermez. Bu yüzden birlikte hareket etme gereği vatanın kurtulması için bir zorunluluktur. Mustafa Kemal, bu doğrultuda Çalışmalara yoğunluk verir. Amasya Genelgesi’nin ardından Erzurum ve Sivas Kongreleri yapılır sınırlar. Sınırlar konur.23 Nisan 1920’de T.B.M.M’si kurulur.
[Müzik devam edecek]
() “Yamandı havza yolları,
Tek yürek atacaktı Amasya’da
Erzurum’da şahlanacaktı Dadaş,
Sivas’ta kurtuluşa bayrak açılacak,
TOPLU-ANKARA’DA GÜNEŞ DOĞACAKTI.
[Biraz beklenecek]
—Müzik :”Sarı Zeybek”
() İşte bu buhranlı dönemlerde insanımızdaki kurtuluş inancını güçlendirecek birilerine ihtiyaç duyulur. Bunlar öğretmenlerimizdir.
Bilirim çocuklarım tutunacak tek dal benim
Sınıfımın sayısınca bölük bölük yüreğim,
Duyarım söylemeseler de
Çare ararım geceler boyu
Ben mustarip bir öğretmenim ama
Kısa bir yol bilirim güneşe aya,
Bir yol bilirim
Hıçkırıktan kahkahaya,
Yıllardan beridir
Hamamda türkü söyler gibi
En güzel derslerimi
Geceleri veririm yatağımda
Yumurcaklarım beni dinler uzağımda
Hepsi kulak kesilmiş
Sınıf alabildiğine geniş mi geniş…
Geceler benim kara tahtamdır.
Parmaklarım tebeşir,
Ben bir zavallı öğretmenim ama
Fecrimde devler güreşir.
İki öğretmen
Kısa bir yol bilirim güneşe
Bir yol bilirim aya,
Bir yol bilirim,
Hıçkırıktan kahkahaya
- Sen çocuğum… Niye hep camdan bakıyorsun?
- Annem-babam hâlâ kavga ediyorlar mı diye öğretmenim.
- Sen çocuğum… Niye hep gözlerini ovuşturuyorsun?
- Gaz lambasından alıştım öğretmenim.
- Sen çocuğum… Niye hep niye köşeye gizleniyorsun?
- Kardeşim çok ağladı çalışamadım öğretmenim.
- Sen çocuğum… Niye ellerini yıkamıyorsun?
- Kovadaki su donmuştu kıramadım öğretmenim
- Sen çocuğum... Niye hep kaşınıyorsun
- Üzerimde öcüler geziniyor öğretmenim.
- Sen çocuğum... Niye hep kulaklarını kapıyorsun?
- Ablamın öksürük sesleri geliyor öğretmenim.
Derdimizi dedik sana; dert edindin öğretmenim.
Biliriz yüreğin acı acı burkulur.
Çaresizlik bırakmaz yakanı.
Aldırma yoksulluğa öğretmenim.
Paran olmasın varsın cebinde
Her gün biraz daha
Karanlıklar deliniyor gitgide
Güçlüsün,
Yücesin,
Mustafa kemallerce…
Ve Atatürk gülümser öğretmenim,
Sen sınıfa girince…
(öğretmen) Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,
Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,
Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,
Ne güller fışkırır çilelerimden,
Kandır, hayattır, emektir benim güllerim,
Korkmadım, korkmuyorum ölümden,
Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.
(öğretmen) Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
En güzellerini saymadım çiçeklerin,
Çocukları, öğrencileri istiyorum.
Yalnız ve çileli hayatımın çiçeklerini,
Köy okullarında açan, gizli ve sessiz,
O bakımsız, ama kokusu eşsiz çiçek.
Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek,
Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek.
(öğretmen) Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Okulun duvarı çöktü altında kaldım,
Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,
Yaz kış bir şey söyleyen toprakta,
Çile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım,
Yurdumun çiçeklenmesi için daima yaşadım,
Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.
Şimdi sustum, örtün beni, yatırın buraya,
Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.
Kalın sesler korosu –
Ver, ver hiç alma
Böyledir kanunu bu mesleğin
Gün olur seni aralar ama
Kanadında olacaksın meleklerin
Koro --
Kentlerden köylere ışık taşıdınız bir başınıza.
Açar yurdumun bütün çiçekleri elleriniz dokununca
Sizinle uyandık sildik gözlerimizdeki karanlık kirleri
Usun, bilincin yeşerttiği topraklarda savaştık
Dağ deviren, gücünüzle aydınlandı içimiz
Siz, doğruyu gerçeği öğrettikçe mutluyuz –
Sizin tanrısal ışığınız azalmasın üstümüzden
Dikenli, kıraç topraklarda nasıl yaşanır öğrendik
Ezildiniz ama yücelttiniz.
Toplumlar sizinle uyanır bütün zamanlar boyunca
Sizinle yıkanır ilkel varlığımız
Örümcekli yaban düşünceler sizinle ayıklanır
Tutsaklık haklarını kıran sizin usunuz her çağ
Sizsiz özgürlük düşünülemez
Fışkırır gözlerinizden Mustafa Kemal’in ışığı
Kalın sesler korosu –
Ver ver hiç alma
Böyledir kanunu bu mesleğin,
Gün olur seni ararlar ama
Kanadında olacaksın meleklerin.
8.Solo –
Kederinle sevincinle bizdendin
Cümle sevilerin bizlere verdin
Defterimde kitabımda
Bayrak bayrak açıldı memleketim
Bende sana versem derim
Ama yok ki bir şeyim
Benim her şeyim şu küçücük yüreğim
Alır mısın öğretmenim
Koro –
YÜCE AYDINLIĞINDA TERTEMİZ ELLERİMİZ
SANA YALVARIYORUZ TANRIM
İnce sesler korosu –
Işık verdiğin bu ufacık yüzleri kirletme
Bu elleri hep böyle temiz tut
Tebeşirle büyüyen aklığı koru
Çocuklarımızı iyi rüyanla uyut…
Bilirsin neden yaşadığımızı
Türkümüz neden bu kadar güzel bilirsin
—Bir demet papatya bir deste gül-
Üzerlerine serp iyilik tohumlarını
Varsın yavrularımız saadetten delirsin
Koro –
YÜCE AYDINLIĞINDA TERTEMİZ ELLERİMİZ
SANA YALVARIYORUZ TANRIM
(Arkadan:Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.Öğretmenlerden,e-ğitimcilerden yoksun bir ulus,henüz bir ulus adını alma yeteneğini kazanmamıştır.)
Öğrenci (Koro):
Biz Atatürk Gençleriyiz.
Öğretmen:
-Size gülümseyen
Çocukların ruhunda ben varım.
Uzandığınız çiçeklerde ellerim var.
Edirne’den Van’a kadar bu topraklar
Ben Ağrı Dağında rüzgar
Toroslarda çoban kavalıyım
Sarmış benliğimi vatanım.
Damar damar .
Öğretmen Korosu:
Bir nesil yetiştiriyoruz.
Bu cennet vatanda
Ardahan’dan Edirne’ye kadar rahat uyu Atatürk’üm
Bu nesil bizim ESERİMİZ.
Arkadan bir öğrenci:
Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.
Öğrenci korosu :
Senden öğrendik öğretmenim.
1. ÇOCUK:
Vatan için çalışıp
Vatan için yaşamayı.
2. ÇOCUK:
Kutlu buyruğu Ata’nın
Çağdaş uygarlığı aşmaya
Senden öğrendik.
Koro:
Çağdaş uygarlığı aşacağız biz.
Ata’nın ufkuna koşacağız biz.
3. ÇOCUK:
Ben Öğretmen olmk istiyorum Ben şairimin mısralarında dil,
Genç kızımın gergefinde nakış nakış gül
Aşığımın sazında tel,
Öpülesi bir el olmak istiyorum.
Koro:
Biz Öğretmen olmak istiyoruz.
4. ÇOCUK:
Ben çaresizliğin 10. Çocuklendiği yerde ümit,
Korkunun mayalandığı yerde yürek
Güçsüzlüğün güçlendiği yerde bilek (olmak istiyorum)
Koro : Biz öğretmen olmak istiyoruz.
Öğretmen: Öğretmeniz,koşarız gece gündüz ışığa,
Dilimizde açılır bilgi,sanat çiçeği
Sevgi dolu içimiz bu Vatana,çocuğa
Oya gibi işleriz aydınlık geleceği.
Öğretmenler Korosu:
Başöğretmen Atatürk, O, güneştir.Biz yıldız gösterdiği hedefe ışıl ışıl akarız.
Öğretmen :
Çağdaşlıkta en üstün yerimizi almaya
Sözümüz var ilk günden,sözümüz var Ata’ya
Yarıştayız son hızda ona layık olmaya
Marş :
Alnımızda bilgilerden bir çelenk,
Nura doğru can atan Türk genciyiz.
Yer yüzünde yoktur,olmaz Türk’e denk;
Korku bilmez soyumuz.
Şanlı yurdum,her bucağın şanla dolsun;
Yurdum, seni yüceltmeye andlar olsun.
5. ÇOCUK:
Önce sevmeyi öğretmelisin bana
Her güzel şeyin sevmekle başladığını
bildiğin için
Öğrenci
Korosu:Karda, fırtınada
Ayakta kalmayı öğret bana
Yıkılmayı değil
6. ÇOCUK::
Okumayı öğret bana
Anlamak,anlatabilmek için
Acımayı öğret
Yanımdaki mutsuzken, gülmenin
anlamsız olduğunu öğret.
Öğrenci Korosu:
Hepsinden önce, Atatürk’ü
öğret bana ,
Öğret bana ki topraktan çıkan başak gibi savrulayım Sevgili öğretmenim.
Arkadan:
Toplumların uygarlık düzeyi öğretmenlere verilen değerle ölçülür.
7. ÇOCUK:
Kimse erişemez , kimse aşamaz seni
Sevgin engin denizlere sığmaz.
Öğrenci Korosu:
Gurur duyarım seninle
öğretmenim,
Erişilmez dağ,aşılmaz deniz
gibisin
4. ÇOCUK:
Saçtığın her tohum, kocaman ağaç
olacaktır.
Saracak,çevreleyecek,yüceltecektir
Vatanı.
Öğrenci Korosu:
Gurur duyarım,seninle
öğretmenim.
Yedi renk ışık saçan,güneş
gibisin.
Arkadan:
Gelecek gençlerin,gençler ise öğretmenlerin eseridir.
Marş:
Candan açtık cehle karşı bir savaş,
Ey bu yolda and içen genç arkadaş!
Öğren,öğret halka hakkı,gürle coş;
Durma durma koş.
Şanlı yurdum,her bucağın şanla dolsun;
Yurdum,seni yüceltmeye andlar olsun.
Arkadan:
Bakın dünyaya bakın!!!
8. ÇOCUK:
Ne varsa yeryüzünde zanaatten sanata kadar.
9. ÇOCUK:
Ne varsa insan özünde ilk ateşten atoma kadar.
10. ÇOCUK:
Ne varsa duygu yüzünde şiirden heykele kadar.
11. ÇOCUK:
Ne varsa düşünce izinde sözden bilime kadar.
12. ÇOCUK:
Ne varsa uygarlık sözünde ilkelden en olguna kadar.
Öğrenci Korosu:
Öğretmen eseri değil mi?
Arkadan:
Öğretmenler !
Cumhuriyet fikirce, bilimce, fence, bedence güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister.Sizin başarınız Cumhuriyetin başarısı olacaktır.
13. ÇOCUK:
Orta çağ karanlıklarını yırtıyorsa ışık zaman anlamlaşıyorsa akıllarda
Çağdaşlaşma, tırmanışa geçmişse
Öğrenci Korosu:
Atatürk,Atatürk atıyorsa yürekler
Orada bir öğretmen vardır.
2. ÇOCUK:
Uzaklar yakın yakın olmuşsa
Karanlık veriyorsa aydınlığa yerini
Hayat fışkırıyorsa topraktan
Öfke bir sevgiye dönüşmüşse
Öğrenci Korosu:
Atatürk,Atatürk atıyorsa yürekler
Orada bir öğretmen vardır.
Öğretmen:
Açıyorum yoklama defterini
Yeni derslerimize başlamadan önce
Ses versin dün,bugün,yarın
Sınıfımızda görününce
4. ÇOCUK:
İbni Sina
Burda
14. ÇOCUK:
Mevlana
Burda
1. ÇOCUK:
Hacı Bektaşi Veli
Burda
15. ÇOCUK:
Farabi
Burda
Ayşeler,Fatmalar,Mehmetler
Burda ,burda,burda
Geçmiş,bugün,gelecek
Burda,burda,burda
Başöğretmen,14. Çocuk Kemal Atatürk
Burda biziz burda burda....