bu yıl öğretmenler gününü ilçede bizim okul kutlucak fakat bununla ilgili hiç bir hazırlığım yok,şarkı şiir ezberletirim fakat bide tiyatro yada tiyatroya uyarlayabileceğim bi hikaye arıyorum
Konu Cemile ÖZTÜRK tarafından (19.Kasım.2010 Saat 11:22 ) değiştirilmiştir. Sebep: Başlık düzenlendi. Konular tek başlık altına birleştirildi.
ALINTIDIR.
İNSAN TORNASI
Görüşmeci-Öğretmen
Dekor; Sıradan bir ev... Kanepe, sehpa, Atatürk portresi
GÖREVLİ- :'Efendim ben bir kültür dergisinin görüşmecisiyim. Siz bir arkadaşımın oğlunun öğretmenisiniz, Sizden hep övgüyle söz ederdi. Emekli olduğunuzu söyledi. Sizinle bir görüşme yapmak istiyorum; ne dersiniz?
ÖĞRETMEN- İşinize yarayacaksa yapın.
GÖREVLİ- Çok teşekkür ederim. Efendim, ne kadar oldu ayrılalı.
ÖĞRETMEN- İki ay oldu. Ağustosta emekli oldum.
GÖREVLİ- Sayın hocam, kaç yaşındasınız?
ÖĞRETMEN- Kaç gösteriyorum?
GÖREVLİ- Altmış, altmış beş yaşında gösteriyorsunuz.
ÖĞRETMEN- Elli yaşındayım, erken çöktük.
GÖREVLİ- Bu elli yılın kaç yılını öğretmenliğe verdiniz?
ÖĞRETMEN- Otuz yılımı verdim. Dile kolay, otuz yıl!
GÖREVLİ- Otuz yıl. Geriye baktığınızda ne görüyorsunuz hocam?
ÖĞRETMEN- Toz.
GÖREVLİ- Toz mu? Ne tozu?
ÖĞRETMEN- Tebeşir tozu!
GÖREVLİ- Ha, evet. Sanatlı ve esprili konuşmayı seviyorsunuz...
ÖĞRETMEN- Bizim kuşak hep böyledir Boş sözlerden kaçınırız. Geriye baktığımda, gözleri ışıl ışıl parlayan çiçeklerimi, öğrencilerimi görüyorum.
GÖREVLİ- Ne güzel! Emekli oldunuz, kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
ÖĞRETMEN- Yorgun, çok yorgun. Ama mutlu...
GÖREVLİ- Anlıyorum. Otuz yıl öğretmenlik yaptınız; şu an elinizde ne var?
ÖĞRETMEN- Bir tesbih!., (Elindeki tesbihi gösterir)
GÖREVLİ- Yani?
ÖĞRETMEN- Yani hiçbir şey... Yine kirada oturuyorum. Bir evim bile yok
GÖREVLİ- Emekli paranızla bir şey yapamadınız mı?
ÖĞRETMEN- Hiçbir şey yapmaya yetmedi. Bir konut kooperatifine girmek istedim. Sonra vazgeçtim,
GÖREVLİ- Neden?
ÖĞRETMEN- Düşündüm; o ev bitinceye kadar, yaş biter. .
GÖREVLİ- Daha yaşınız gençtir, efendim.
ÖĞRETMEN- Evet, yaşınız yaşım genç, ama beynim yaşlı.
GÖREVLİ- Peki emekli paranızı ne yaptınız sonra?
ÖĞRETMEN- Şimdilik bankaya yatırdım. .Emekli aylığım kiraya gidiyor. Geçimimizi de o parayla sağlamaya çalışıyoruz.
GÖREVLİ- Eşiniz de öğretmen miydi?
ÖĞRETMEN- Hayır, ev hanımıdır.
GÖREVLİ- Biraz da çocuklarınızdan söz eder misiniz?
ÖĞRETMEN- Üç çocuğum var. İki kız bir erkek. Üçü de evli.
GÖREVLİ- Sokakta okula giden öğrencileri görünce neler hissediyorsunuz?
ÖĞRETMEN- Okul benim yuvamdı. Şimdi kendimi yuvasından kovulmuş gibi hissediyorum. Sokağa çıktığım zaman, ayaklarım okulların önüne sürüklüyor beni.
GÖREVLİ- Bir öğretmen olarak. Öğretmeni tanımlar mısınız?
ÖĞRETMEN- Öğretmen, insan yapan bir tornadır.
GÖREVLİ- Çok güzel tanımladınız. Nerelerde görev yaptınız en çok?
ÖĞRETMEN- Hep doğuda, köylerde çalıştım. Son beş-altı sene kentte çalıştım.
GÖREVLİ- O köylerde kuşkusuz ilginç şeylerle karşılaştınız. Rica etsem birini anlatır mısınız?
ÖĞRETMEN- Ahh! Ne köyler ne insanlar gördüm! Bir köyde soyadı yüzünden çok zorluk çektim. Toprak. Köyde soyadı değişik bir ben vardım. Köy bir aşiretten ibaretti. Yabancıya kız vermediklerinden hepsi akrabaydı. İşin asıl yadırganacak yanı adlarının çoğunun da aynıydı: Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma... Okulda altı tane Mehmet Toprak, dört tane Fatma Toprak vardı. Onları numarasıyla çağırıyordum.
GÖREVLİ- Çok ilginç! Unutamadığınız bir anınız var mı?
ÖĞRETMEN- Anım çok. Bir olay beni çok duygulandırmıştı. Olay bir yolculukta oldu. Otobüste bulunan yolculardan biri parasının çalındığını söyledi. Otobüs karıştı. Bir mola yerinde karakola çekildi otobüs. Polisler otobüs yolcularını sıra ile teker teker aramaya başladılar. Sıra bana gelince, o parası çalınan kişi, polise, "Bu beyefendi öğretmendir, onu aramayın" dedi. Diğer yolcular da "O öğretmendir." dediler. Çok duygulandım. Bu olay öğretmene duyulan saygının, güvenin bir göstergesiydi. Tabi, bu olay çok eskilerde oldu.
GÖREVLİ- Gerçekten anlamlı bir olay. Peki, para bulundu mu?
ÖĞRETMEN- Evet bulundu. Genç bir yolcunun üzerinde.
GÖREVLİ- Sizi üzmüş olacağım, hocam; birde acı anınızı anlatabilir misiniz?"
ÖĞRETMEN- Ne yazık ki acı anımda çok... Bir gün bir öğrencim yanıma: yaklaştı; Utana sıkıla,
—Öğretmenim çok açım. Bana bir ekmek parası verebilir misiniz? Dedi. Çok üzüldüm. Cebimdeki paranın yarısını zorla verdim. Utanmaması gerektiğini söyledim. Çocuk birkaç ay sonra, aldığı parayı geri vermek istedi. Almadım.
GÖREVLİ- Yüzlerce öğrenci yetiştirdiniz. Yüksek mevkie gelmiş olan var mı?
ÖĞRETMEN- 'Var. Bakanlığa kadar yükselen öğrencim, oldu.
GÖREVLİ- Hocam, en çok neden rahatsız oldunuz öğretmenlik yaşamınızda?
ÖĞRETMEN- Çocuğum yaşında kaymakamların önünde ceketimi düğmelemek oldu...
GÖREVLİ- Sağlığınız nasıl?
ÖĞRETMEN- Ülser, görme zayıflığı, ses kısıklığı, varis var. Posamız kaldı kısacası.
GÖREVLİ- Peki sayın hocam, bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz?
ÖĞRETMEN- Anılarımı yazacağım.
GÖREVLİ- Milli Eğitim Bakanı olsaydınız, ilk iş olarak ne yapardınız?
ÖĞRETMEN- Öğretmenlerin sorunlarını öğrenmek için bir anket yapardım.
GÖREVLİ- Sayın hocam, en güzel görüşmemi sizinle yaptım. Bundan sonraki yaşamınızda size mutluluklar diler, teşekkür ederim,
ÖĞRETMEN- Ben de teşekkür ederim. Arkadaşınızın oğluna da selamlar...
ALINTI
EN BÜYÜK İNSAN (ÖĞRETMEN)
HÜKÜMDAR : Vezir, bugün ülkemizin en büyük insanını seçecektik. Adaylar belirlendi mi?
VEZİR : Evet Hükümdarım. Kapıda adaylar içeriye alınmayı bekliyorlar.
HÜKÜMDAR : Tek tek girip kendilerini anlatsınlar bakalım. En faydalı, en büyük İnsan kimmiş karar verelim.
VEZİR : Emredersiniz efendim. Şimdi birini içeriye alıyorum.
MİMAR : Merhaba Hükümdarım. Ben Mimarım. Yüzlerce eserim var. Ülkemizin her köşesinde bir şeyler inşa ettim.
HÜKÜMDAR : Neler yaptın mesela?
MİMAR : Su taşkınlarını önlemek için barajlar yaptım. Akarsuların üzerine dev köprüler kondurdum. Şehirlere içme suyu taşıyan kanallar yaptım. Ayrıca hastaneler, hamamlar, camiler, okullar yaptım. Bundan sonra da ülkeme bu şekilde hizmet etmeye devam edeceğim.
HÜKÜMDAR : Güzel. Yaptıkların gerçekten takdire layık şeyler. Ama dur bakalım. Diğerleri neler yapmış?
DOKTOR : Hükümdarım, ben bir doktorum. Alanımla ilgili olan her şeyi okuyup öğrendim. Şimdi ise ülkemizin insanlarına kendimi adadım.
HÜKÜMDAR : Neler yapıyorsun?
DOKTOR : Doğuştan kör olanların gözlerini açabiliyorum. Felçlileri, kötürümleri ayağa kaldırabiliyorum. Veremden kansere tüm hastalıkların tedavisini yapabiliyorum. Üstelik her gün şehir şehir dolaşıp hastaların ayağına gidiyorum. Bundan sonra da hizmetlerim bu şekilde sürecek.
HÜKÜMDAR : Aferin. Ülkemde senin gibi fedakarlar olduğu için mutluyum. Bakalım diğerleri neler yapmış?
MÜHENDİS : Hükümdarım, ben bir mühendisim. Ülkemi teknoloji bakımından yükseltmeye çalışıyorum.
HÜKÜMDAR : Sen neler yapıyorsun?
MÜHENDİS : İnsanların işlerini kolaylaştıracak iş makineleri icat ediyorum. Eskiden 100 kişinin yaptığı işi bu makinelerle artık bir kişi yapabiliyor. İnsanlar bu teknolojik imkanlarla daha rahat yaşıyorlar. İşlerine daha kolay gidiyor,daha basit şekilde haberleşiyorlar. İnşallah yeni yeni icatlarımla yine ülkeme hizmet edeceğim.
HÜKÜMDAR : Çok güzel. Ülkemizin senin gibi insanlara ihtiyacı var. Bakalım diğerleri ne yapmış?
VALİ : Hükümdarım, ben bir valiyim.
HÜKÜMDAR : Anlat bakalım sayın Vali, sen neler yaptın?
VALİ : Efendim, gece gündüz demeden ülkemin sorunlarıyla uğraştım. İşsizlere iş, evsizlere ev, dertlilere çare dağıttım. Karmaşaya son verip şehrimde huzuru hakim kıldım. Bu ülkeye hizmet eden herkesin işini kolaylaştırdım. Bundan sonra da bu şekilde ülkeme hizmet etmeye devam edeceğim.
HÜKÜMDAR : Aferin, çok güzel. Yönetici dediğin öyle olmalı. Bakalım başka kim kalmış.
ÖĞRETMEN : Şu yaşlı halimden olsa gerek siz de dahil hiç biriniz beni tanımadınız.
HÜKÜMDAR : Daha önce karşılaşmış mıydık?
ÖĞRETMEN : Evet karşılaşmıştık.
HÜKÜMDAR : Kimsin sen?
ÖĞRETMEN : Ben şu gördüğün mimarın, doktorun, mühendisin valinin ve sizin yani bu ülkenin hükümdarının öğretmeniyim. Bu yüzden yaptığınız her şeyi sizi yetiştirmiş olmamdan dolayı sizin kadar ben de yapmış sayılıyorum. Bilmem anlatabildim mi?
MİMAR : Hocam, siz ha?
DOKTOR : Hocam, kusurumuzu bağışlayın, bir an tanıyamadık.
MÜHENDİS : Affedin hocam...
VALİ : Evet, aradan çok zaman geçti, tanıyamadık...
HÜKÜMDAR : Evet arkadaşlar. Hocamızın sözlerini duydunuz. Bizler onun eseriyiz. Dolayısıyla yaptıklarımız da onun eseridir. Bu yüzden ülkemizin en büyük insanı olarak...
TOPLUCA : Öğretmenimizi seçiyoruz...
2 skeçi bizde oynatmıştık birincisini ilk defa duyuyorum paylaşımın için teşekkürler elif-2002
alttaki olabilir belki daha basitleştirilirse ama üstteki anasınıfı için uygun değil onu ilköğretime verebilirsiniz..
evet bencede 2. si anasınıfına daha uygun olur,tabi basitşetirmekte gerekir,paylaşımlarınız için teşekkür ederim
öğretmenler günü ile ilgili kartlar hazırlamak istiyorum.yardımca olabilirseniz sevinirim
ben bir araştırayım hocam,bulursam eklerim..
6. yaşımız kutlu olsun!!!
Ögretmen, insan davranislarini ve yeteneklerini gelistiren bir davranis mühendisidir.
10.Yıl
Önce Okul Öncesi
#DİRENKPSS2015