OKUL ÖNCESİ VE OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLERİN SORUNLARI

Çağımızda İnsan hayatının en önemli yaş diliminin 0-6 yaş dilimi olduğu ve bu yaş diliminde edinilen bilgilerin çok sonraki yaşlarda dahi unutulmadığı bir gerçektir.
Modern toplumlarda Okul öncesi Eğitim artık kurumsallaşmış, bu eğitim kurumlarına önem her geçen gün artmaktadır.
Bu önemli eğitim basamağını ülkemizin her bölgesinde yaygınlaştırılmasının kaçınılmaz bir eğitim seferberliği olmasını ümit ediyorum. Böylesi bir çalışma her vatandaşımızın öncelikli hedefleri arasında olması gerekmektedir.
Okul Öncesi ve Ana Okullarımızda yaptığımız inceleme çalışma neticesinde böylesi önemsenmesi gereken kurumun ve çalışanlarının sorunlarının az olmadığını gördük.
Ziyaret ettiğimiz bu eğitim okullarımızda arkadaşlarımıza hep şunu ifade ettik, Eğitim Çalışanlarının Sorunlarına en objektif yakalaşan Sivil toplum kuruluşu olan eğitimcilerin sorunlarına her daim kafa yoran sendikacı arkadaşlarımı kutluyorum.
Bu sorunların en iyi çözüm yerlerinin Sendika olduğunu, sendikalar katılımcı demokrasinin vazgeçilmez unsurlarındandır. Kadrolu ve 4b’li arkadaşların hepsinin, hakkının en iyi şekilde savunulacağı, güçlünün haklı değil, haklının güçlü olması gerekliliğini kendine düstur edinmiş olan Sendikaya üye olmalarının kendi menfaatleri olacağını, birlikten kuvvet doğar ilkesi çevresinde toplanılmalıdır.
Türkiye gibi genç nüfusa sahip ülkede, bu nüfusun kaçta kaçının bu döneme ait profesyonel eğitim aldığını incelemek önemlidir.
Fakat ne yazık ki bugün Türkiye’nin okulöncesi eğitimden çocuklarının faydalanma oranı %20 ye bile varamamaktadır. Bu oran Avrupa ülkelerinde ve ABD’de en az %80 ile %100 arasındadır.
Devletin, Vatandaşları için böylesi bir dönemine yatırım yapmamasının kendisine yarar sağladığını bilmeli, yeterli yatırım yapılmayarak, böylesi önemli yaş dönemini geçiştirmesi sorunları daha da arttıracaktır.
Bugün ülkemiz yöneticilerinin, okulöncesi eğitimi yaygınlaştırma konusunda yaptıklarını ve ücretsiz ve zorunlu hale getirilmemesi konusunu bizlere gerçekten açıklaması gerekmektedir.
Okulöncesi eğitimin Türkiye’deki yaygınlaşmasına engelleri ve %20 okullaşmasının da bir çok sorunu bulunmaktadır. Bunlardan başlıca başlıklara bakarsak;

1. Sosyo-ekonomik düzeyi düşük bölgelerde yaşayan çocukların okulöncesi eğitimden yeteri kadar yararlanamaması; okulöncesi eğitimin ülkemizde ücretli olması sebebiyle, en iyi niyetle asgari ücretin yarısına varan aylık okul ücretleri, kurumların sadece orta ve yüksek ekonomik güce sahip ailelerin çocuklarına hizmet etmesini sağlamıştır.
Bu durumun giderilmesi için devletin, kalkınmada öncelikli bölgelere (gecekondu, alt sosyo-ekonomik bölgelere) eğitim vermesi sağlanmalıdır.
2. Eğitim veren anasınıfları ve ilköğretim 1. sınıfın eğitim içeriğinin farklı olması, çoğu zaman alınan okulöncesi eğitimin çocuğun 1. sınıfa uyumunu zorlaştırması; bu sorunun çözümü ise hiç olmazsa ilköğretim 1. sınıfın programının işleyiş tarzının okulöncesi eğitim kadar esnek olabilmesidir.
3. Okul Öncesi Sınıfları İlköğretim ve Lise Bünyelerinden alınarak Müstakil Okullar olar yapılması.
4. Var olan okulöncesi eğitim kurumlarının pek çoğunun yaş gruplarına göre eğitim verememesi, bu noktada mümkün olduğu kadar sınıfların yaş gruplarına göre düzenlenmesi ya da öğretmenin birleştirilmiş sınıflarda eğitim konusunda yeterli olması gerekmektedir.
5. Türkiye’de çalışma bakanlığına bağlı okulöncesi eğitim kurumlarının sayılarının az olması. İş yerlerindeki kadın nüfusuna göre okulöncesi eğitim kurumlarının açılması konusunda zorunluluk takip edilmelidir.
6. Okul müdürlerinin ve çoğu zaman okula alınan yardımcı personelin alan hakkında bilgi yetersizliği veya bilgisinin hiç olmaması, bu kurumlarda çalışan personelin mümkün olduğu kadar çok hizmet içi eğitim alması konusunda teşvik edilmelidir.
7. Okulöncesi öğretmenliğinden mezun öğretmen adayların hepsinin Maliye Bakanlığı tarafından atanmaması, var olan okulöncesi eğitim kurumlarının öğretmensiz kalmaması konusunda Maliye Bakanlığı aldığı kadro sayısını çoğaltmalıdır.
8. Okulöncesi eğitim kurumlarında sağlık personelinin olmaması, kazalar açısından risk grubu yüksek kurumlar olan okulöncesi eğitim kurumlarında mutlaka bir sağlık personelin olması gerekmektedir.
9. Okulöncesi eğitim kurumlarını denetleyen müfettişlerin alandan olmaması, kurumları gerçekten bilen kişilerin teftiş etmesi önemlidir.
10. Kurumların denetlenmesinde belli bir standardizasyon ve koordinasyonunun olmaması, denetleyen kişiye bırakılması,
11. Milli Eğitim bakanlığı bütçesinden alana ayrılan payın azlığı ve özel sektöre teşvik uygulamalarının olmaması,
12. Var olan okullarda donanım eksiklikleri, okullarda yeterli sayıda oyuncak ve malzemenin olmamasıdır.
13. Okul öncesi eğitim kurumları çocukların bedensel, psiko-motor, sosyal, duygusal, zihinsel ve dil gelişimlerine yardımcı olan, onları ilköğretime ve gelecekteki toplumsal yaşama hazırlayan bunu da anne-babaların desteğiyle ve gerektiğinde onları da eğiterek yapan, eğitim kurumları olarak işlevlerini yerine getirmektedirler.
14. Kişiliğin temelinin atıldığı kritik bir dönem olarak adlandırılan okul öncesi yıllardır verilen eğitimin, tüm eğitim kademelerini, hatta tüm yaşamı etkilediği düşünüldüğünde bu dönemde verilen eğitimin önemi bir kat daha artmaktadır.
15. Dolayısıyla ülkemizin halen 20% lerdeki okulöncesi eğitim okullaşma oranı arttırılmalıdır.
16. Okul öncesi eğitim yaşamın ve yaşamımızın temelidir. Toplum bilinçlendirilerek bu eğitimim devresinin önemi ve özeni önemi arttırılmalıdır.
17. Okul Öncesi Mezunları Nasıl ki bir kader mahkumu özgürlüğe kavuşacağı günü yıllarca özlemle bekliyorsa; bizler de anasınıflarına kadrolu öğretmen olarak atanıp, minik öğrencilerimizle buluşturulmalıdır.
18. 2004 senesinden beri Kadrosuz Usta Öğretici Görevlendirilmesi bir ihtiyaç olarak gündeme gelmiştir, Fakülte mezunları sayıları yeterli sayıya %80 civarında ulaşmıştır.
Danıştay İkinci Dairesinin karı gereği( Esas No: 2009/377 )
Karar içeriğinde: “öğretmen olmayan kişilere öğretmenlik görev ve sorumluluğu verilemeyeceği gibi öğretmen olarak görevlendirilme koşullarını taşımayan kişilerin bağımsız sınıflarda öğretmenlik görevi yapması da yasal olarak mümkün değildir.
Usta öğreticilerin, öğretmen görev ve sorumluluğu içinde bağımsız sınıf verilerek değil, ancak bir öğretmen yanında ve onun gözetiminde sınıflarda görevlendirilebilecekleri açıktır” denilmiştir.
Bu ifadeyi Milli Eğitim Temel Kanunu ve Talim Terbiye Kurulu Uygulamaları ekseninde değerlendirdiğimizde: Kadrosuz Usta Öğreticiler görev yapacağı sınıfa atanmış sadece bir okul öncesi öğretmeni yanında ve onunla birlikte çalışabilirler.
Ama ne acıdır yöneticilerimiz senin yakının, bunun yakı diyerek kadrosuz görevlendirme lüksünü hala sürdürmekteler.
Danıştay İkinci Dairesinin Kadrosuz Usta Öğreticilerle ilgili 16.02.2009 - Esas: 2009/377 Kararına istinaden, Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğünün İl Valiliklerine 15.4.2009 tarihinde göndermiş olduğu 1145 sayılı Kadrosuz Usta Öğreticiler konulu genel yazısında belirtili: “kadrosuz usta öğretici olarak görev yapan ve yüksek öğrenim mezunu olmayan usta öğreticilerin, yönetici ve/veya kadrolu/sözleşmeli bir öğretmen nezaretinde kadrosuz usta öğretici olarak görevlerine devam etmelerine” ibaresinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle, yukarıda açıklanan nedenlerle yurdun çeşitli İllerinde davalar açmıştır.
19. Mevzuata aykırı işlem tesis edilmeye devam ettiği sürece T.C Anayasasın vatandaşlarına verdiği demokratik hak arama hürriyetinden güç alınarak bu tür davalar açılacaktır.
20. Doğu ve güneydoğunun sayısız köy-kasabalarında yüksekokul mezunu doktor, hemşire, subay, astsubay ve sınıf öğretmenlerimiz canla başla çalıştığı düşünüldüğünde; bu personellerin çocukları vardır. Bu personeller ile koordineli çalışma yapılarak, Okul Öncesi Eğitimi yaygınlaştırılmalı.
21. 2009-2010 Eğitim Öğrenim Sezonunda 30(otuz) ilde okul öncesi eğitiminin zorunlu olacağı kesinleştiğinden, ağustos ayında yeni öğretmen kontenjanları açıklanacağından, 100 binden fazla okul öncesi öğrencisini ve usta öğreticilik görevlendirilmesinden dolayı atanamamıştır.
22. MEB´in 15/06/2009 tarihli genelgesinde kız meslek lisesi mezunlarının tüm ana sınıflarında yardımcı personel olarak çalıştırılacağı yazıyor, Bu arkadaşların Okul öncesi eğimde Kadrosuz usta öğretici adı altında atama yapılmaması.
23. Bazı okullarımızda bir sınıfı iki öğretmen paylaşıyor, bu durum çocukları olumsuz etkilemektedir.
24. Torpilli usta öğreticiler ile kadrolu öğretmen arasında çalışma barışını bozacak durumlar yaşandığını bilinmektedir, torpilli Usta öğretici benim arkam var sen bana emir veremezsin, torpilinden dolayı istediği öğün olabiliyor kadrolu öğretmen ve idarecileri zor duruma sokmaktalar.
24 Okul Öncesi Okullara Müdür olarak atananların belirli tecrübe ve mesleki birikiminin olmasına dikkat edilmeli
25. Okul Öncesi okullarımızın birçoklarında sabah 8, akşam 7 saatleri arasında dinlenme saatimiz yok çocuklar uyurken bile bizim sürekli bir şeyler yapmamızı bekliyor.
26. Ders esnasında sınıfa Veli girmemeli.
27. Okul Öncesi okullarda alınan bir görevlinin halkla ilişkiler alanında yetişmiş kişiler olması, gelen velilere gerekli rehberlik ve bilgilendirme yapabilmeli.
28. Velilinize toplantıda ders esnasında sınıfa girmemelerini çocuklarını okula getirdiklerinde sınıf içine girmeden kapıda vedalaşmaları gerektiğini, bunun çocukların eğitiminde çok olumsuzluk oluşturduğunu, dikkat dağınıklığının oluşmasına ve dersin akıcılığının kaybedilmesine sebep olduğunu bildirilmeli.
29. Okul Müdürü veli ile Öğretmen arasındaki önemi iyi ayarlamalı, veliyi Gelir getiren olarak övüp, Öğretmeni okulda bakıcı gibi göstermemeli.
30. Tam gün çalışma saatleri pazartesi perşembe günleri 9 salı çarşamba cuma günleri 8 saat. tabiki ders saati olarak hesaplayın mesela 8x50=400dakika diğer bir deyişle 6saat 9x500450 dakika
7.5 saat bunun dışında çalışma idareciler kendilerinin gireceği derse bizleri sokup ücretleri hak etmeden almayı tercih etmektir.
31. bazı okullarımızda tam gün sabah 7.30 akşam 19.00 nöbet tutturulduğu duyumları alınmıştır.
32. Bazı ilköğretim okulunda bünyesinde bulunan anaokulunda tam gün çalışan arkadaşların teneffüs dahi yapmadıkları duyumu alınmıştır.
33. Bazı yöneticilerimiz senin teneffüs hakkın yok okul Öncesinde böyle bir durum söz konusu değil, hem teneffüse ne gerek varki zaten sizin her anınız boş olabiliyor zaten serbest zamanın var etkinlik arlarında geçseler yine dinlenme fırsatın oluyor denilmektedir. Bilinmektedir ki Mahkûmların bile havalandırmaya çıkarma hakları vardır.
34. Sınıfta 25 ten fazla öğrenci kayıt edilmemesi gerekli, çok talep olması halinde ikinci bir sınıf açılmalı.
35. Erkek Okul Öncesi öğretmenleri daha merkezi okullarda istihdam edilmeli. Anneler erkek öğretmenle iletişim kurmaya çekiniyor, mesela bayanlarla oturup sohbet ederken Erkek öğretmene kapıdan gelip öğrenciyi bırakmaya bile çekindikleri duyumları alınmaktadır.
36. Okul Öncesi ve Ana Okullarında Giyim Kuşam aşırıya kaçmamak kaydı ile serbest kıyafet veya eşofman serbest edilmeli.
Kılık kıyafetle ilgili işlemler Milli Eğitim Bakanlığı ile Diğer Bakanlıklara Bağlı Okullardaki Görevlilerle Öğrencilerin Kılık Kıyafetlerine İlişkin Yönetmeliğe, İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 141.maddesine, Lise ve Ortaokul Yönetmeliğinin 41/b, 72. maddelerine, Özel Okullar Çerçeve Yönetmeliğinin 65. maddesine, Dershaneler Tip Yönetmeliğinin 40. maddesine, Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 80. maddesine özel, Özel Eğitim Okulları Çerçeve Yönetmeliği 68.maddesine ve diğer ilgili mevzuata göre yürütülür.
ANA İLKELER:
Kurumlardaki görevli yönetici, öğretmen, memur ve diğer personelin giyimlerinde sadelik ve hizmete uygunluk aranır.

(MEB. Kıyafet Yön. Madde 6)

Kadınların elbiseleri temiz, düzgün, ütülü, sade, ayakkabılar normal topuklu, boyalı, görev mahallinde baş daima açık, saçlar düzgün taranmış, toplanmış, tırnaklar normal kesilmiş, varsa hizmetine uygun iş kıyafetleri olmalıdır. Kadınlar kolsuz, çok açık yakalı bluz giymemeli, etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olmamalı, terlik giymemelidir.

(Kamu Kur. Kılık Kıy. Yön. Madde 5)

Erkeklerin elbiseler temiz, düzgün ütülü, sade, ayakkabılar kapalı ve boyalı, bina içinde ve görev mahallinde baş açık, favoriler en çok kulak orta hizasında, saçlar kulağı kapatmayacak gibi enseden, gömlek yakasını aşmayacak şekilde kesilmiş, temiz, bakımlı, taranmış, günlük sakal tıraşı olunmuş, bıyıklar üst dudak boyunu geçmeyecek şekilde üstten alınmamış, yanlar üst dudak hizasında, kravatlı ve hizmete uygun iş elbisesi ile işe gelmeleri gerekir. Bina içinde kravatsız, çorapsız, sandalet ve terlikle dolaşılmaz.

personel (MEB) Kılık Kıyafet Yönetmeliğine uymak durumundadır.

(Öz. Öğ. Kur. Yön. Madde 80)

Yönetmelikle belirlenmemiş giyimle ilgili hükümler okul yönetimi ve varsa okul aile birliğince belirlenir.
Yukarıda belirtilen Maddelerde hizmete uygun kıyafet giymemiz isteniyor. Bu bize okul öncesi dönemi çocuklarla ilgilendiğimiz, oyunlar oynamak zorunda olduğumuz için hizmete uygun kıyafetimizin bu olmaması gerektiği konusunda İlgili Öğretmenler tarafından şikâyetler gelmektedir.


İbrahim BEKLER