Yasa Meclisten geçtikten sonra Cumhurbaşkanlığı makamının imzasını beklemektedir. Cumhurbaşkanlığı yüce makamınca incelemeye alınan kanun aradan geçen 10 güne rağmen imzalanmamıştır. Kanunda gerçek anlamda çelişkiler olduğu açıktır. Daha önce de ele aldığımız bir çok konu kanunda yerini bulmazken kanunda olmadan da çözümlenecek bazı konular kanunda yer almıştır.
Bunların bir kaçını örneklerle açıklayalım:
1-Öncelikle söyleyelim ki 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun adı değiştirilmeliydi. Çünkü yapılan düzenleme ile Ortaöğretim de bu kanun kapsamına girmiştir. Bu nedenle kanun adın da değişiklik yapılması gerekirdi.
2-Sayın bakan günlerce TV kanallarında açıklamalar yapmış 4+4+4’ü anlatmaya çalışmıştır. Her defasında öğrencileri bir yıl erken okula almanın yararlarını dünyadan örneklerini paylaşmıştır.
Bunun yanlışlıklarını defaten ele almış son olarak 05.04.2012 tarihinde https://www.memurlar.net/haber/222013 MEB Tarihi Fırsatı Kaçıracak başlığıyla çözüm yolu da koyarak konunun hassasiyetine vurgu yapmıştık.
Sayın bakanın son 2-3 gündeki açıklamalarına balkıdığında 60 ayını dolduran çocukların okula kabulü noktasında esneyebileceklerini görmekteyiz.
Oysa ki kanun böyle bir esnekliği tanımamaktadır. Çünkü kanun 60 ayını (5 yaşını) tamamlayan çocuğun zorunlu eğitime tabii olduğunu hükme bağlamaktadır. Kanun bu konuda idareye takdir hakkı vermese de idarenin böyle bir yaklaşımı kamuoyunda çok da tepki çekmeyecektir.
Sayın bakanın isteğe bağlı tabiri ise yerinde değildir. Daha önce de belirttiğimiz gibi konuyu bilimsel ve ülkemiz gerçeklerinden uzak olarak isteğe bırakır isek bu işin önü alınamayacaktır. A kişisi 5 yaşındaki çocuğunu okula kaydettirmişse okul idaresi, rehber öğretmen, sınıf öğretmeni yada hangi kriter olursa olsun velinin yaklaşımı benimde çocuğumu alın şeklinde olacaktır. Hatta bu iş için torpil peşinden koşan dahi olur.
Daha önceki uygulamada e-okul sistemi ve mevzuat izin vermediği halde 2011-2012 öğretim yılında 5 yaşında kaydolan öğrenci sayısının 485 olduğu düşünüldüğünde serbestlik tanındığı taktirde olacakları siz düşünün.
Daha önce yani mevcut uygulamada kanun 72 ayını Eylül itibariyle dolduranları emrettiği halde uygulamada Aralık ayı sonunda dolduranlar okula alınmaktadır. Yani biz kanunda 72 ayını dolduranları almamız gerekirken şu anda 69 ayını dolduranları koşulsuz olarak kaydediyoruz. Bunu çok da esnetmeye gerek yoktur diye düşünüyorum.Uygulamada 31 Aralık olduğu halde 01 Ocak’ta doğan çocuğunu kaydetmek isteyenlerin idareye yaptıkları baskıları uygulamacılar çok iyi bilirler.
3- Son günlerde Ortaöğretime devam etmeyenlerle ilgili ceza uygulanacağı gündeme gelmektedir. Bu doğrultudaki açıklamalardan sonra kanunda tekrar inceleme yaptığımızda Zorunlu İlköğretime göndermeyen veliye geçmişte olduğu gibi ceza uygulanabileceği açıkça görülmekte fakat Ortaöğretim öğrencisi için aynı şey öngörülmemektedir. Kaldı ki Açık Öğretime geçişin de mümkün olacağı sistemde devamsızlık yapanın Açık öğretimi tercih etme şansı olacağından devam etmeden okul bitirme haklarının da olacağı açıktır.
4-Son günlerde 18 yaşına kadar okuma zorunluluğundan bahsedilmekte fakat kanunda zorunlu ortaöğretimin kaç yaşında tamamlanacağı belirtilmemektedir. Bu belki yönetmelikle düzenlenebilir fakat kanunda yer alması halinde daha yerinde olacağı açıktır.
5- Kanunda (mevcut 222’de) “Mecburi öğrenim çağını bitirdiği öğretim yılı sonuna kadar ilköğretim okulunu bitiremiyen çocukların ilköğrenimlerini tamamlamak üzere en çok iki öğretim yılı daha okula devamlarına izin verilir.
Bu iki yıllık uzatma sonunda da okulu bitiremiyen çocuklara tasdikname verilerek, kayıtları silinir.”
hükmünde de bir değişiklik yapılmadığından İlköğretimi 13 yaşın sonunda tamamlayamayana iki yıl daha öğrenim hakkı verilmekte lise zorunlu olduğu halde bu dönemde ilişiği kesilmektedir. Ayrıca kanunda yer almadığı halde yapılan açıklamalardaki gibi 18 yaşına kadar devam zorunluluğu söz konusu olduğu taktirde 13 yaşında ilköğretimi bitiren bir öğrencinin 5 yıl boyunca kayıtlı kalması söz konusu olacaktır. 18 yaşa kadar zorunluluk söz konusuysa böyle bir uygulama olması zorunluluk arz edecektir.
Bu maddede de bir çelişki olduğu açıktır. Bu noktada yönetmelikte yapılacak düzenlemede sınıf tekrarına kalan öğrencilerin Açık Liseye yönlendirilmesi sağlanmalıdır.
Kanun Cumhurbaşkanlığı makamınca onaylandığı taktirde konu ile ilgili düzenlemelerin kısa sürede tamamlanması kaçınılmazdır.
Saygılarımla…
Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi