Milli Eğitim Bakanı Ömer DİNÇER'e Tv lere çıkmama tavsiyesi yapıldı.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Dinçer, bir TV programında kademeli eğitim hakkında açıklamalar yaparken eğitime ilişkin yanlış bilgiler verdi. Örneğin 72 ayını dolduran bir çocuğun kaydı velisinin izniyle bir yıl daha ertelenebilirken bakan tam tersini söyledi ve “Okul idarecilerinin özel izniyle, velilerin talebiyle daha aşağıdaki çocuklar okullara kabul ediliyordu. Yine çevremize baktığımız zaman pek çok kişi 5,5 yaşında, 6 yaşında, daha erken yaşlarda okula gidebildiler” dedi. Oysa böyle bir şey mümkün değil. Mevcut uygulamada adrese dayalı kayıt sistemi üzerinden Aralık ayı itibariyle 72 ayını dolduran çocuk okula kaydediliyor. Okul Eylül ayında açıldığından bir çocuğun okula başlaması için en az 69 aylık olması gerekli. Daha küçük çocukların veli talep etse bile okula kaydı mümkün değil.
Aynı programda Sayın Bakanın verdiği yanlış bilgilerden bazıları; ilköğretimin ilk dördüncü sınıfına birinci kademe, ikinci dördüne ise ikinci kademe denildiği, öğretim programlarının buna göre hazırlandığı, 5. Sınıftan itibaren haftada 5 saat seçimlik derslerin olduğu ve branş öğretmenlerinin derse girdiği...
Bu bilgiler yanlıştır. Çünkü, ilköğretimin ilk kademesi 4 değil 5 yıldır ve 1-5. sınıfları kapsar. Seçmeli dersler 5. Sınıftan değil 6. Sınıftan itibaren başlar, birinci kademede branş öğretmenleri 5. Sınıftan itibaren değil 4. Sınıftan itibaren derse girer. Birinci kademedeki 5 saatlik süre seçimlik ders değil serbest etkinlik saatleridir.4,5. sınıflarda seçimlik ders yoktur.
Bu tür yanlış açıklamalarını görünce Sayın bakan hiç açıklama yapmasa daha iyi diyorum. Zaten alan dışından olduğu için kamuoyundan fazlasıyla tepki geliyor. Bir de eğitime ilişkin yanlış değerlendirmeler yapması daha da çok tepki çekiyor. Kendisine güven duyanların bile güveni sarsılıyor.
Bakanlık ve Vatandaş ayrı tellerden çalıyor.
Sayın Bakan bütün açıklamalarında sadece eğitimin kademeli hale dönüştürülmesi boyutuyla ilgileniyorken vatandaş işin alana yansımasıyla ve çocuklarının nasıl etkileneceğiyle ilgileniyor. Bakana gelen bütün sorular uygulamanın nasıl olacağıyla ilgili ama sayın Bakan bu sorulara düzenlemelerin ileride yapılacağı ve bunun yasanın kapsamında olmadığı, bu günün konusu olmadığı, uygulamayla alakalı olduğu, ileride gerekli çalışmaların yapılacağı şeklinde cevaplar veriyor. Bu cevaplar kamuoyunu tatmin edici olmuyor. Sayın bakanın uygulamaya yönelik soruları bu şekilde geçiştirmesi, cevap verdiği sorularda ise yanlış bilgiler vermesi onu bir açmaza sürüklüyor. Konuşsa kaybediyor, konuşmasa kaybediyor…
Aslında Sayın Bakan mütevazi kişiliğiyle yeri geldiğinde “bilmediğini bilen” birisi olduğunu açık yüreklilikle ifade ediyor. Bu davranışıyla diğer siyasilerden farklılığını gösteriyor. Bu durumda bilmediğini bilen birisi olarak, programlara konunun uzmanı Bakanlık yetkililerini çıkarsa kendisi için çok daha iyi olacak.
Böylece kamuoyundan gelecek uygulamaya yönelik sorulara uzmanlarca tatmin edici cevaplar verileceği için ortadaki belirsizlik algısı kaybolacak. Bakanlığa ve Sayın Bakana duyulan güven artacak.
Bakanlığa bir diğer önerimiz ise; yeni sistemi tanıtan ve vatandaşın kafasındaki soruların cevabını içeren yazılı bir bilgilendirmeyi internet sitesine koyması.
Naçizane tavsiyemizdir……
Doğan CEYLAN
Müfettişler Derneği Başkanı