Başbakan öyle konuştu ki, öğretmenler şaşkın. Tokat atar gibi talimat verdim, dedi. Öğretmenleri duygu sömürüsü yapmakla suçladı. Öğretmenin maaşını yüksekliğine vurgu yaptı. Okul müdürlerine kızdı.


“ Öğretmenleri severim ” derken aslında çok daha farklı şeyler söylemek istediği yüz ifadesinden okunuyordu.


Özür grubu mağduru öğretmenlerin MEB önünde yaptığı eylemlerin ve sosyal medyada çıkan haberlerin oluşturduğu bir baskı sonucu verilmiş bir talimat olduğu görülüyor.

Tüm bunları duygu sömürücülüğü olarak gördüğünü dile getirirken, umutlarını yitiren öğretmenler olmuştur. Bakanın şimdi daha güçlü olduğunu düşünüyorum, çünkü Başbakanın onun gibi düşündüğünü ve konuştuğunu gördük.

Talimat verildi bir kere ya öğretmenlerin ipi tamamen çekilecek ya da çözüm için bir şey yapılacak.


Başbakanın konuşmasından çıkarımlarım şunlar;

- Zorunlu Hizmete tabi personel eşlerine yönelik il emri verilecek

- Özel sektörde ve diğer kamuda çalışanlara sen eşinin yanına git ve bunu da nasıl yaparsan yap denecek.

Bunlar özür grubu yer değiştirmeleri için olmamasını ümit ettiğimiz, ayrımcılık tohumlarının ekileceği hak ve adalet kavramı ile örtüşmeyecek yaklaşımlar olacaktır.

Umarım AES Başkanı Cansel GÜVEN haklı çıkar ve ben yanılırım.

Öğretmenleri zor günler bekliyor ama Milli Eğitim Bakanlığını daha zor günler bekliyor.

Başbakanın Milli Eğitim Bakanlığı konusundaki sıkıntılarının çok büyük olduğunu düşünüyorum. Yönetiminin zor olduğu, değişimlere dirençli olması v.b.

Meydanlar Öğretmenlere uzak olsun, her şey gönlünüzce olsun.

personelmeb.net