Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer yeni eğitim sistemini A Haber'e değerlendirdi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer A Haber'de yayınlanan Memleket Meselesi programında Erdoğan Aktaş'ın soruları yanıtladı. Zorunlu eğitimin 4 yıl ile sınırlanacağı iddialarını yalanlayan Dinçer, muhalefetin eleştirilerinin ideolojik temele dayandığı ifade etti. Anadilde eğitim konusuna da açıklama getiren bakan, "bu özgürlük alanı yaratılmalı" dedi.
ÇOCUKLARIMIZ 60-72 AY ARASINDA OKULA BAŞLAYACAKLAR
Okula başlama yaşı ile ilgili çok bazit bir izah var. Bugüne kadar 72 ay altı sınır olarak görünürken bu kanunla 72 ay üst sınır olarak ele alınacak. Bunun uygulamasının nasıl yapılacağı daha sonra yönetmeliklerle belirlenecek. Avrupa Birliği'ndeki 27 ülkenin uygulamalarına bakıldığında; bazı ülkeler 48 aydan sonra, bazı ülkeler 60 bazı ülkeler 72 aydan sonra eğitime tabi tutuyorlar. Türkiye'deki uygulamada ise 72 ayı üst sınır olarak kabul edip 60-72 ay arası çocukları okullara kabul edeceğiz. Peki, buna niçin ihtiyaç duyduk, ülkemizde nüfusumuz çok genç, çok sayıda çocuğumuz var, çocuklarımıza hayatlarında bir yıl kazandırmak ülkemiz açısından da çok ciddi anlamda bir kazanç.
Kamuoyunda şöyle bir algı çıktı. Biz çocuklarımızın zorunlu eğitime başlama yaşını bir yıl öne çektiğimizde okul öncesi eğitimden vazgeçecekmişiz gibi bir algı ortaya çıktı. Bu düşünülmemesi gereken bir algıdır. Biz okul öncesi eğitimden hiçbir suretle vazgeçmedik. 60 ayı dolduran çocuklarımızı ilköğretime almaya başlarsak, bu kez 48 ay ile 60 ay arası çocuklarımızın %100 okul öncesi eğitim almasına yönelik stratejilerimizi gözden geçireceğiz. Yani 48-60 ay arası çocuklarımız okul öncesi eğitime gidecek, 60-72 ay arası ilköğretime başlayacak. İlköğretimdeki ilk 4 yıllık eğitimin müfredatını da çocuklarımızın pedagojik şartları ve özelliklerine göre yeniden gözden geçireceğiz.
ZORUNLU EĞİTİM 4 YILA İNMİYOR 12 YILA ÇIKIYOR
Zorunlu eğitim ne demek, kesintili eğitim, kademeli eğitim ne demek önce bunun üzerinde durmamız lazım. Zorunlu eğitim demek çocuklarımızın kanunen alması gereken eğitim demek. Bugüne kadar bu 8 sene idi. 8 yıldan sonra eğitimine devam etmek isteyen çocuklarımızı teşvik ediyorduk ama zorlamıyorduk. Şimdi artık tüm çocuklarımız ister kız ister erkek 8 yıldan sonra da liseye gitmek zorunda olacaklar. 6 ile 18 yaş arasındaki tüm çocuklar okulda olmak ve eğitim almak zorundalar.
Bir öğrenci ilkokulu okuduktan sonra ortaokula gidecek. Bağımsız bir ortaokula da gidebilir, kendi devam ettiği ilkokulun devamı niteliğinde bir ortaokula da gidebilir, ya da tercih edeceği lisenin öncesi olan bir ortaokula gidebilir. Çocuk, hangi ortaokulu tercih ederse etsin bazı temel dersleri ortak olacak. Onun dışında kendi eğilimlerine göre tercihlerde bulunacaklar.
Kesintisiz 12 yıl olsa ne olur? Eğer kesintisiz şekilde 12 yıl boyunca çocuklarınızı aynı okulda okutursanız, 1. sınıftan girer 12. sınıftan çıkarsa, bu çok katı bir sistem öngörür. Çocukların kabiliyetlerine, ilgilerine, tercihlerine göre farklı alanlarına kayması konusunda sıkıntılar yaratabilir. Müzik kabiliyeti olan bir çocuk, 5. Sınıftan itibaren alacağı temel derslerden sonra müziği seçerek bu konuya yoğunlaşabilir. Güzel sanatlar liselerinin müzik bölümünün ortaokulunda eğitim alabilir.
8 YILLIK KESİNTİSİZ EĞİTİM 28 ŞUBAT'IN MİRASI
Dünyanın hiçbir yerinde 12 yıllık kesintisiz eğitim yapılmıyor. Ülkelerin 40'a yakın kısmında 10-12 yıllık zorunlu eğitim var ama kesintisiz eğitim yok.
Türkiye'de 8 yıllık kesintisiz eğitim, açık bir şekilde ideolojik bir tanımlamadır. Bunun açık bir gerekçesini 28 Şubat döneminde gördünüz. Sadece imam hatip okullarının orta kısımlarını kapatmak üzere Türkiye'deki tüm liselerin orta kısımları kapatıldı. Fen liselerinin, güzel sanatlar liselerinin orta kısımları kapatıldı, İlköğretimle birleştirildiler. Şimdi yapılan şey aslında imam hatip okullarına orta kısmı açmak niyetiyle yapılan bir şey değil. Tüm dünyanın yaptığı gibi esnek bir eğitim modeline gitmeyi ve artık kendi kalıplarını aşan bir vizyon ile bunu yeniden tanımlamayı öngörüyoruz biz.
DİNİ EĞİTİM İÇİN 4 YIL YETERLİ DEĞİL
Türkiye'de dini eğitim 4 yılda bir insanın yeteri düzeyde alabileceği eğitim alanı değil. Dini eğitim daha uzun süreli bir eğitime ihtiyaç duyuyor. Lise seviyesindeki imam hatip okulundan mezun olan çocuklarımızın özellikle imam olmayı ya da din hizmetlerinde görev olmayı düşünüyorlarsa eğitimlerinin yetersiz kaldığı açık. Eğer çocuklar ortaokuldan sonra orayı tercih ediyorlarsa ve ortaokuldan itibaren dini eğitim almayı istiyorlarsa bu eğitimi vermenin ne mahsuru var. Türkiye tevhidi tedrisat kanunu ile tüm eğitimleri milli eğitim bakanlığının bünyesine vermiş. O çocuklara biz başka yerde eğitim verme şansına sahip değiliz. Bu sadece din eğitimi için değil, müzik, resim ve spor eğitimleri için düşünebilirsiniz.
YATAY-DİKEY GEÇİŞ İMKANI
5. sınıftan 12. Sınıfa kadar hangi safhada bir değişiklik talep ediyorsa çocuk, tabi ileri safhalarda şartları daha ağır olabilir ama yatay geçiş imkanına sahip olacak. Fen ağırlıklı bir ortaokula giden ama bundan mutlu olmayan bir çocuk lisede sosyal bilimler ağırlıklı dersler alabilir. Çünkü bir alan oluşturmuyoruz. Çocuğun ilgisine ve tercihine göre bir program uygulamaya başlıyoruz. Bu açıdan bakıldığında; programlarımız daha çeşitlendirilmiş, daha esnek hale getirilmiş, Hem yatay hem de dikey geçişleri mümkün kılacak bir yapı oluşturacak.
"SEÇMELİ KÜRTÇE DERSİ NEDEN OLMASIN"
Neden olmasın. Şu anda başka bir kanunda değişiklik yapmayı öngörüyor. Eğer siz bu ülkede daha demokratik bütün çocuklarınıza onların arzu ettiği eğitime zemin hazırlayan bir sistem kurguluyorsanız, o zaman Bu ülkenin herhangi bir köşesinde yaşayan bir çocuk Kendi isteğine uygun bir eğitimi almayı talep ettiğinde bunu herkese vermekle mükellefiz ve dolayısıyla vermek zorundayız diye düşünüyorum.
Talep olursa her dilde sınıf açılabilir. Yerel bir dil olarak buna ihtiyaç duyuluyorsa, öğrenciler bunu talep ediyorsa, aslında onu yasaklayarak daha çok teşvik etmiş olursunuz, önünü açtığınızda bu tür lisanların pek çoğu talep edilmeyecek. Herkese kendi hakkını kullanabileceği bir özgürlük alanının yaratılması önemlidir. Milli Eğitim bakanlığı olarak biz bu özgürlük alanının yaratılması gerektiği kanaatindeyiz.