Okula başlama yaşının 5 yaşa indirilmesini eğitimciler uygun bulmuyor. İşte nedenleri:
Sayın Güçlü,
Benim endişem ne 4+4+4’ten ne kesintili eğitimden kaynaklanıyor. En büyük endişem okula başlama yaşının 5’e indirilmesi. Endişelenme sebebim de 5 yaş çocuklarının bilişsel ve fiziksel gelişim özellikleriyle ilgili değil haddizatında. Beni kelimenin tam anlamıyla kahreden, Türkiye’nin bugünkü şartlarında 5 yaş düzenlemesinin çok ciddi mahzurları olması. Bunları şöyle sıralayabilirim:
1. MEB, 2011-2012 istatistiklerini henüz yayınlamadı. 2010-2011 verilerini baz aldığımızda 1. sınıfa başlayan öğrenci sayısının 1.4 milyon olduğunu görüyoruz. Bu yıl anaokuluna gitmeden 1. sınıfa başlayacaklarla birlikte bu sayı neredeyse ikiye katlanacak. Bu durumda MEB’in okul-derslik ve bir ölçüde öğretmen olanakları bu artışı karşılayabilir mi? Kalabalık sınıflarda okuma-yazma öğrenme ve öğretme işi çileye dönüşmez mi?
2. MEB, ikili öğretimden tam güne geçmeye çalışıyor. Yıllardır çabalar bu yönde. Bu düzenleme ile ikili öğretim yapan okulların sayısı artmayacak mı?
3. Bu yıl 1. sınıfta yaşanacak yığılma, çocuklarımızı üniversiteye girişe kadar her düzeydeki sınavda takip etmeyecek mi? Sistemi sınav odaklı olmaktan çıkarmadan yapılacak böyle bir düzenleme bir neslin daha kaybı anlamına gelmiyor mu?
4. Anaokulunu bitirmiş çocuklar ile anaokulu eğitimi almadan gelen çocuklar arasındaki bilişsel farklılık, hazır bulunuşluk düzeyi öğrenme ortamında sorun yaratmaz mı?
5. 72 ayını doldurmuş çocuklar ile 60 ayını doldurmuş çocukların aynı okul ortamında bulunmaları -sınıf demiyorum, muhtemelen mümkün olan okullarda sınıfları ayırmayı düşünürler- fiziksel farklılığa bağlı olarak dengesizlik oluşturmaz mı?
6. Sınıf öğretmenlerinin 5 yaş çocuğuna nasıl yaklaşacakları ile ilgili pedagojik alt yapısı var mı?
7. Öğretim programlarımız bu sisteme göre tasarlanmadı. Programlarda revizyona gitmeden eylül ayında bu uygulamayı başlatmak doğru mu?
Endişelerimi dünden beri çeşitli platformlarda paylaşıyorum. Bir kısım arkadaşlarım bu yıl verme çocuğu okula, seneye gönder diyor. Böyle bir tercih yığılma sorununu yine ortadan kaldırmayacak ve ben veli olarak ister istemez neden yaşıtlarından geri kalsın diye düşünüp tereddüt yaşayacağım.
Bazı arkadaşlarım da teselli veriyor, üzülme akıllı çocuk senin oğlun, havada karada başarır diye. Ben memleketin bütün çocukları için düşünüyorum. Spartalılar gibi atalım çocuklarımızı bu sisteme, güçlü olan kazansın diyemiyorum. Fırsat eşitsizliğine çok içerliyorum.
MEB’de 12 yıl görev yaptım. Öğretmen olarak ilköğretim 1. sınıftan lise son sınıfa kadar farklı yaş gruplarından öğrencilere ders verdim. Köy okulunda da çalıştım, özel okulda da. Düz lisede de meslek lisesinde de. Türkiye’de ve 3 yıl da Belçika’da görev yaptım. 2004’ten 2011 Temmuz’una kadar Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığında çalıştım. Türkçe, Dil ve Anlatım, Türk Edebiyatı programlarında ismim var. Programların pilot uygulaması sırasında 7 ilde 1 yıl süreyle eğitim verdik. Valizimiz hep görünür bir yerlerdeydi. En son Haziran ayında Van’da, Eylül’de Mersin’de seminerlere katıldım. Programları benimsetmek, yerleştirmek bile o kadar zaman aldı ki... Şimdi aceleyle böyle bir düzenleme yapılmasını kabul edemiyorum. Biz bu işleri böyle öğrenmedik, böyle tecrübe etmedik.
Son olarak dünya ülkelerinden örnek vermek istiyorum. Dünya ülkeleriyle bir kıyaslama yapacağımız zaman UNESCO verilerini, Avrupa ülkeleri için Eurydice (Avrupa Eğitim Bilgi Ağı) diye bir kuruluşun verilerini esas alırız. Eurydice’te okula başlama yaşıyla ilgili olarak şu tablo yer alıyor:
FourNorthern IrelandFiveEngland, Malta, Netherlands, Scotland, Wales
SixAustria, Belgium, Cyprus2, Czech Republic, Denmark3, France, Germany, Greece4, Hungary5, Iceland, Republic of Ireland, Italy, Liechtenstein, Luxembourg6, Norway, Poland7, Portugal, Romania8, Slovakia, Slovenia, Spain, Turkey ,Seven
Bulgaria, Estonia,Finland, Latvia9, Lithuania, Sweden
Görüldüğü üzere çoğu ülkede okula başlama yaşı 6. Çokça örnek gösterilen Finlandiya’da 7. Ama biz eğitimciler demografik yapı örtüşmediği için Finlandiya’yı beğenir, kıyaslamalarımızı Almanya ve Fransa ile yaparız. Onlarda da okula başlama yaşı 6. Danimarka, 2008 yılında okula başlama yaşını 7’den 6’ya çekmiş. Danimarka’nın nüfusu, 1. sınıfa başlayan öğrenci sayısı, alt yapı olanakları düşünüldüğünde sistem bunu kaldırmış olabilir. Ama bizim sistemimiz bu tarz değişiklikleri kaldıramaz. Daha da ilginci Danimarka gibi benzer şekilde okul yaşını 7’den 6’ya düşüren Polonya, bunu 2009-2012 yıllarına yaymış.
Forumlarda dile getirilen düşünceleri önemserim. Dün de belli gazeteler ile memurlar.net’te konuyla ilgili görüşleri okudum. Bir kısım kullanıcılar, yurt dışında erken okula başlama yaşını örnek gösteriyorlar; hatta bazıları yurt dışında yaşadıkları için ben İngiltere’de 5 yaşında verdim, bülbül gibi okuyor diyor. En tehlikeli bulduğum alanlardan biri de karşılaştırmalı eğitim. Resmin bir yerine bakarak hüküm veremezsiniz. Bu ülkelerde anaokulunun çok erken yaşta başladığını da biliyor mu acaba insanlar? Belçika’da yaşadığım için orayı örnek vereyim, anaokuluna başlama yaşı 2,5. Çocuk 2,5 yaşını doldurmaya yaklaşınca bir mektup alırsınız anaokuluna başlayabilir diye. Eylül ayını falan beklemenize de gerek yok, gider kaydettirirsiniz. Okul yağından 1 yıl öncesine kadar zorunlu değildir ama herkes gönderir. Yukarıdaki tablonun dipnotunda Lüksemburg için anaokuluna başlamanın 4 yaşında zorunlu olduğu bilgisi var.
İngiltere’yi çok örnek veriyorlar. İngiltere’de okullarda yardımcı öğretmenlik diye bir uygulama olduğunu biliyor mu insanlar? Aynı sınıfa iki öğretmen girer ve yükü paylaşır. Böyle bir örnek bizimle mukayese edilebilir mi?
Bilmem derdimi anlatabildim mi? Yukarıdaki tabloya uzaktan bakış bile Avrupa ülkelerindeki eğilimi gösteriyor. Anaokulunu zorunlu yapmadan ilköğretime geçiş zaten düşünülmemeli. Bu düzenleme de hayata geçirilecekse makul bir vadeye yayılmalı. İçimden Polonya kadar da mı olamıyoruz demek geliyor!
Tekrar teşekkür ediyor, saygı ve selamlarımı iletiyorum.