0 Şubatta TBBM’ye sunulan kanun teklifiyle 222 ve 1739 sayılı kanunlarda değişiklik yapılarak ilköğretim okullarının 1-4. Sınıfları birinci kademe; 5-8. Sınıfları ikinci kademe olmak üzere ikiye ayrılıyor. Kanun teklifinin 10. Maddesinde ilköğretim kurumlarının birinci kademe ve ikinci kademe okulları şeklinde okullardan oluşacağı ve bu okulların bağımsız okullar halinde kurulmasının esas olduğu hükmü getiriliyor. Yani bu ayrılış sadece zorunlu eğitimin kesintili olması anlamında kalmıyor, kurumlar da fiziki olarak ayrılacak.

Yasada, esas olanın ayrı kurumlar şeklinde yapılanması olduğu belirtildiğinden mevcut ilköğretim okullarının önümüzdeki yıldan itibaren yeni yapılanmaya uygun olarak ilköğretim birinci kademe okulu, ilköğretim ikinci kademe okulu şeklinde ayrılması gerekecek yani eski deyimle ilkokul ve ortaokullar oluşturulacak. Ancak bu adların resmen getirilmesi yerine birinci ve ikinci kademe şeklinde bir düzenleme yapılması isim sorunu doğuracak. Bir İlköğretim Okulunun adı ……. İlköğretim Birinci Kademe Okulu veya …… İlköğretim İkinci Kademe Okulu şeklinde düzenlenecek. Böyle bir zorlama ile binlerce okulun isim değişikliği, yazılışı söylenişiyle hiç hoş olmayacak. Madem kesintili eğitim yapılacak İlköğretim birinci kademeye ilkokul; ikinci kademeye ortaokul isimlerinin kullanılması daha makul.

Dönüşüme gelince; Mevcut ilköğretim okullarının bazılarının birinci kademe okulu bazılarının ikinci kademe okuluna dönüştürülmesi muhtemel. İki binadan oluşan ilköğretim okullarında kurum yeni bir müdürlük oluşturularak iki ayrı kuruma da dönüştürülebilir. Mevcut okullardan hangilerinin birinci kademe okulu, hangilerinin ikinci kademe okulu olacağı belirlenirken okulların konumu, fiziki yapıları, geçmişteki faaliyet gösterdiği kurum türü gibi birçok husus dikkate alınmalıdır. (8 yıllık kesintisiz eğitime geçişten sonra ilkokuldan ilköğretim okuluna dönüştürülen okulların birinci kademesinin daha kurumsal işlediği, ortaokuldan ilköğretim okuluna dönüştürülen okullarda ise ikinci kademenin kurumsal kültürünün okula hakim olduğu bilinen bir olgudur)

Yeni uygulama, önümüzdeki yıl 5. sınıfa geçenlerden başlayarak kademeli olarak uygulanacak. Yani sistemin tam anlamıyla uygulanması 4 yıl sürecek. Okullar bu yıl ayrılsa da önümüzdeki 4 yıl boyunca birinci kademe okullarında ikinci kademe öğrencilerinin, ikinci kademe okullarında birinci kademe öğrencilerinin bulunmasına yönelik sıkıntıların nasıl aşılacağı belli değil. Bakanlıkta görevli az sayıdaki eğitimci bürokratın bu sorunun önemini daha iyi anlayacağından eminim.

Yeni sisteme göre başta ilköğretim kurumları yönetmeliği olmak üzere birçok yönetmeliğin değiştirilmesi gerekecek.Sadece yönetmeliklerle kalmıyor iş. Okulların haftalık ders çizelgelerinin belirlenmesi, yeni ders saatlerine göre öğretim programlarının uyarlanması, yeni dersler konulacaksa bunların programının hazırlanması, öğretmen normlarının yeniden düzenlenmesi ve öğretmenlerin kendilerine uygun olan okullara atamalarının yapılması, okul yöneticilerinin durumlarına göre görev yerlerinin değiştirilmesi, e-okul sisteminin yeni düzene uyarlanması…vs onlarca önemli çalışma yapılması lazım. Önümüzdeki 5-6 ay içinde bu çalışmaların bitirilmesi gerekiyor. Uygulamada doğacak sıkıntılar için Bakanlık hazırlıklı olmalı.

Kanun teklifinin yani ilköğretimin iki kademeye ayrılmasının olumlu yanlarından birisi, mesleki eğitimin erken yaşlarda başlamasını sağlaması. İlköğretim okulunu bitirmiş 14 yaşındaki bir delikanlının mesleki eğitime bu yaşta çırak olarak başlaması sıkıntı yaratıyordu. Mesleki eğitim kurumları, mesleki eğitime başlama yaşının daha küçük olması gerektiği konusunu sürekli dile getiriyorlardı. Bu düzenleme ile mesleki eğitim gelişecektir.

Kanun teklifine göre ilköğretim ikinci kademesinde farklı programlar uygulanabilecek, bunlar ortaöğretim programlarıyla ilişkilendirilecek, hangi programlar için ikinci kademede okulları açılacağına bakanlar kurulu karar verecek. İkinci kademedeki bu değişiklik nedeniyle öğrencileri yöneltme çalışmaları ilköğretim 4. Sınıfta başlayacak.

5. Sınıftan itibaren öğrencilerin açık öğretime de gidebileceği şeklinde düzenleme yapıldığı iddialarını doğrulayacak bir hüküm teklifte yer almıyor. 10 yaşındaki bir çocuğun açık öğretime devam etmesinin eğitim-öğretim açısından yararlı olmayacağını her eğitimci kolayca tahmin edebilir. Böyle bir niyet var ise vazgeçilmelidir.

İlköğretimin hazırlıksız şekilde 8 yıla çıkarılmasının doğurduğu sorunlar yıllardır tükenmedi. Vatandaş “ilkokul” isminden vazgeçemedi. Bazı siyasiler, bürokratlar bile ilköğretim yerine ilkokul kelimesini kullandılar. Ama son yıllarda sistem oturmaya başlamış ve 8 yıllık ilköğretim okulları kamuoyunda iyice kabul görmüştü.

Bu kabulün oluştuğu bir dönemde kesintili eğitime geçilme gerekçelerinin kamuoyuna çok iyi izah edilmesi, geçisin yararı konusunda vatandaşın ikna edilmesi gerekecektir. EN ÖNCE İKNA EDİLMESİ GEREKENLER İSE OKUL YÖNETİCİLERİ VE ÖĞRETMENLERDİR. Bakanlığa kolaylıklar diliyorum.

Doğan CEYLAN
Müfettişler Derneği Başkanı