- Okul öncesi eğitimin 2013 yılından itibaren tüm Türkiye'de zorunlu olmasını kararlaştıran Milli Eğitim Bakanlığı, bu alandaki en büyük sorunlardan biri olan fiziki mekan sıkıntısının aşılması için hayırseverlere de ''okul yaptırın'' çağrısında bulundu.
Okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması için çeşitli alternatifler üzerinde çalışılırken, 5 yaş grubu öğrencilerin de taşımalı eğitim kapsamına alınması ve okul öncesine devam eden öğrenciler ile görev yapan öğretmenlere ücretsiz etkinlik kitapları verilmesi planlanıyor.
2009-2010 eğitim öğretim yılında 32 ilde başlatılan ve geçen yıl 57 ile çıkarılan zorunlu okul öncesi eğitimine, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında 14 il (İzmir, Tekirdağ, Ordu, Konya, Erzurum, Iğdır, Zonguldak, Kastamonu, Kayseri, Ankara, Diyarbakır, Bursa, Kahramanmaraş ve Adana) daha katılacak.
Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürü Funda Kocabıyık, özellikle Okul Öncesi Eğitimi Güçlendirme ve Yaygınlaştırma Projesi kapsamında program çalışmaları yaptırıldığını belirterek, bu çalışma tamamlandığında ilköğretimde ve ortaöğretimde olduğu gibi okul öncesinde de öğrencilerin ve öğretmenlerin etkinlik kitaplarının ücretsiz dağıtılacağını bildirdi. Programla ilgili çalışmaların sürdüğünü söyleyen Kocabıyık, ücretsiz kitap dağıtımının 2012-2013 eğitim öğretim yılında mümkün olabileceğini kaydetti.
-''Eylül ayında 'taşımalı'' çalıştayı yapılacak''-
Okul öncesinde taşımalı eğitim yapılıp yapılamayacağı konusunda çalışma yürütüldüğünü ifade eden Kocabıyık, şunları söyledi:
''Taşımalı eğitim konusunda bütün illere yazı gönderdik, bilgi istedik. Ancak bu hemen yarın taşımalı eğitime geçiyoruz anlamına gelmiyor. Böyle bir uygulama yapacaksak bunun bilimsel temellerini çok iyi oluşturmak lazım, standartlarını çok iyi belirlemek lazım. Bu konuda Eylül ayında bir çalıştay yapılacak. Pedagojik anlamda 5 yaş grubundaki çocukların taşınmasının standartları neler olmalı, örneğin bunlar kaç kilometre taşınabilirler, kaç kilometreye kadar taşımak pedagojik anlamda bu çocukların gelişiminde fiziksel ve ruhsal olarak uygundur veya uygun değildir, bu standartların çok iyi oluşturulması gerekiyor. Bu standartlarını çok iyi oturttuktan sonra taşımalı eğitime geçeceğiz ama şu anda çalışmaları devam ediyor, resmi olarak geçmiş değiliz.''
-Hayırseverlere çağrı-
Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürü Kocabıyık, okul öncesi eğitiminde en büyük sorunlardan birinin fiziki mekan yetersizliği olduğunu belirterek, atıl durumda olan bütün kamu kurum ve kuruluşları binalarının ve kapalı okulların tadilatının yapılarak okul öncesi kurumlarına dönüştürülmesi için genelge yayımladıklarını anımsattı. Kocabıyık, bu sorunun aşılabilmesi için hayırseverlerin de de desteğinin alınması gerektiğini söyledi. Milli eğitim müdürlerinden, hayırseverlerin nakdi yardım yerine anaokulu yaptırmaya teşvik edilmelerini isteyen Kocabıyık, belediyelere, sivil toplum kuruluşlarına ve müteşebbislere de okul öncesi eğitim kurumu yapmaları çağrısında bulundu.
Türkiye genelinde zorunlu okulöncesi eğitimin uygulandığı illerde yüzde 67'yi yakaladıklarını belirten Kocabıyık, 10 yıl önce okul öncesi eğitimle ilgili rakamların yüzde 4-5'lerde olduğu düşünüldüğünde gelinen noktanın önemli olduğunu ifade etti.
-''Belediyelerden otobüs istiyoruz''
Mobil anaokulu uygulamasına da değinen Kocabıyık, bu uygulamanın okul öncesi eğitim açısından çok önemli olduğunu vurguladı. Mobil anaokulu uygulaması için belediyelerden kullanılmayan otobüs temin edildiğini anlatan Kocabıyık, ''Belediyelerin desteğine çok ihtiyacımız var'' dedi.
Otobüslerin donatımının Bakanlık tarafından yapıldığını belirten Kocabıyık, bu otobüsü küçük bir anaokuluna dönüştürdüklerini söyledi. Bu mobil anaokullarının, anaokuluna gidemeyen, okul öncesi eğitimden faydalanamayan okulların olduğu mahallelerde, dezavantajlı denilen bölgelerde gezerek çocukları topladığını, sonra o bölgedeki ilköğretim okulunun bahçesine park ederek, çocuklara eğitim verildiğini anlattı.
Kocabıyık, 11 ilde toplam 17 mobil anaokulunun hizmet verdiğini kaydetti.
Okulöncesi eğitimin farkındalığı ile ilgili büyük bir problemin olmadığının altını çizen Kocabıyık, ''Önümüzde herhangi bir direnç yok. Bu konuda algılar henüz net değil. Özellikle evde oturan anneler 'Çocuğuma ben bakarım' diyor. Anneanneler, babaanneler 'Biz bakarız' diyor. Maddi olanakları yetersiz olan insanlar okulöncesi eğitim kurumlarına göndermek yerine, çocuklarına evde bakıyor. Bunlar yüzünden biz yüzde 100'ü bulmuyoruz. Farkındalık aslında yavaş yavaş oluşmuş durumda. Herkes okulöncesi eğitimden faydalanmak istiyor'' dedi.