Son bir yıl Milli Eğitim Bakanlığının plansız programsız icraat ve yazılarıyla eğitimi karmaşaya sürüklediği bir süreci yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz. Eğitimciler, veliler ve vatandaşlar olarak koca Türkiye Cumhuriyeti devletinin içine düşürüldüğü bu durumdan hicap duyuyoruz. Yaşananlar devlet geleneği olmayan bir milletmişiz görüntüsü veriyor ve tarihimizde kara sayfalar olarak yerini alıyor.
Bu süreçte en çok zarar gören kesim eğitim çalışanları oldu. Yıl boyunca sayın bakanımızın, ara sıra başka bakanların hatta sayın başbakanımızın söylemleriyle kamuoyunda "Maaşının karşılığında sadece 15 saat çalışan, işini hakkıyla yapmayan, kendini geliştirmeyen" kişiler imajı verilerek öğretmenlerin hırpalanması, ek ödeme verilmeyerek ekonomik durumlarının diğer mesleklere göre geride bırakılması, binlercesinin eş durumu ataması yapılmayarak ailelerinin parçalanması, yine binlerce sınıf öğretmenin norm fazlası durumuna düşürülmesi gibi birçok olumsuzluk öğretmenlerimizin moral ve motivasyonunu bitirdi.
Bu öğretim yılında öğretmenlerin geçen yıllara göre daha düşük verimle çalışacakları açık. Yaklaşık bir yıldır her şeyi en son ana bırakan hatta yapılması gereken birçok şeyi zamanı geçtikten sonra yapan MEB, belki de öğretmenlerin bu durumunu fark ederek öğretim yılı başlamadan, öğretmenler gününden 3,5 ay önce öğretmenler günü kutlamasına ilişkin bir yazı yayımladı.
Öğretmenler bu halde iken çıkarılan bir yazıyla gönüllerinin alınması ve bu tür mesajlarla öğretmenlerin moralinin düzeltilmesi mümkün değildir. Tabiri caizse MEB bir yıldır öğretmenlerin kalbini söktmüştür ve şimdi bu yazıyla "öpeyim de geçsin" demektedir.
MEB Öğretmenin moralini yükseltmek istiyorsa,
1. Öncelikle öğretmene değer vermeli ve saygı duymalıdır.
2. Atama sorunlarını gidermeli, parçalanmış aileleri birleştirmelidir.
3. Norm fazlası öğretmenlerin mağduriyetini gidermelidir.
4. Öğretmenlere ek ödeme vererek , maddi açıdan diğer meslekler karşısında ezilmişliğini gidermelidir
5. Doğru bir kariyer sistemi getirmelidir.
Yapılması gereken daha birçok şey vardır. Öğretmen ve yöneticilere kulak verilirse bunlar kolayca öğrenilebilir.
MEB de aslolan meslek öğretmenliktir. Yönetim ve denetim kademesine geçenler de mutlaka öğretmenlikten gelirler. O nedenle öğretmenler günü hangi kademede görev yaparsa yapsın öğrenci yetirmiş bütün eğitimcilerin günü. Öğretmenler günü gelmeden bütün eğitimcilerimizin sorunlarının giderilmesini diliyoruz. Sayın bakanımızın vadettiği "Personeli olmaktan gurur duyacağımız bir Bakanlık" görmeyi ümitle bekliyoruz.
Doğan CEYLAN
Müfettişler Derneği Başkanı
personelmeb.net