Milli Eğitim Bakanı Nimet ÇUBUKÇU, sözleşmeli öğretmen alımı yapılmayacağını açıklamasına rağmen, 14 Eylül tarihinde 10 bin, 25 Eylül tarihinde de okul öncesi için yine 10 bin sözleşmeli öğretmen ataması yapılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözleşmeli öğretmen alımındaki ısrarını anlamak mümkün değildir. Bugün Türkiye’de son öğretmen alımları ile birlikte sözleşmeli öğretmen sayısı 70 bin’e ulaşmıştır. Üstelik sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmediği takdirde eğitim alanında güvencesiz, haktan, hukuktan yoksun olarak çalıştırılan öğretmenlerin sayısı giderek artacaktır.
Sözleşmeli öğretmenlerin kadroya alınması ile ilgili kanun taslağının Maliye Bakanlığı tarafından değerlendirildiği söylenmektedir. Ancak bu taslakta sözleşmeli öğretmenlerin hangi usul ve esaslarla kadrolu öğretmen haline getirileceği kamuoyu ve sendikalarla paylaşılmamıştır. Türk Eğitim-Sen olarak şu anda görev yapan tüm sözleşmeli öğretmenlerin herhangi bir şarta bağlı olmaksızın kadrolu öğretmen olarak atanmasını istiyoruz. Böyle bir atama sonucunda bütçeye herhangi bir yeni yük gelmeyeceğini de biliyoruz. Bu noktada Milli Eğitim Bakanı Nimet ÇUBUKÇU’nun kamuoyuna açıkladığı bu söz daha fazla beklemeye gerek kalmaksızın, Türk Eğitim-Sen’in talepleri doğrultusunda bir an önce yerine getirilmelidir.
KADROLU ÖĞRETMENLİK DIŞINDA YAPILAN ÖĞRETMEN İSTİHDAMI ANAYASASINDA HUKUK DEVLETİ YAZAN BİR ÜLKE İÇİN UTANÇTIR
Kadro sorunu yaşayan sadece sözleşmeli öğretmenler değildir. Ülkemizde 100 bin civarında ücretli ve vekil öğretmen çalıştırılmaktadır. Aynı sıraları paylaşan, aynı okullardan mezun olan, öğrencilerine aynı eğitimi veren insanların bu şekilde ayrımcılığa tabi tutulması eğitim açısından kara bir tablodur. Eğitim gibi insan yetiştiren önemli bir alanda farklı istihdam türlerinde öğretmen çalıştırılması Anayasasında HUKUK DEVLETİ yazan bir ülke için utançtır.
MEB’İN ÖĞRETMEN ALIMI DEVEDE KULAK KALMAKTADIR
Basına yansıyan haberlere göre Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2010 yılı için öğretmen ihtiyacını 40 bin olarak belirlediği dile getirilmektedir. Şayet bu bilgi doğruysa, 40 bin öğretmen alımı öğretmen ihtiyacını karşılamadığı gibi atanamayan öğretmenlerin yaralarına merhem de olmayacaktır.
Bugün Türkiye’de 250 bin öğretmen atama beklerken, öğretmen ihtiyacı 150 bin iken, yılda 15-20 bin öğretmen emekli olurken, 2010 yılı için yapılacak toplam 40 bin öğretmen ataması devede kulak kalmaktadır. Üstelik ilköğretimde okullaşma oranı yüzde 96,49, ortaöğretimde ise yüzde 58,52’dir. Buna göre ilköğretimde yüzde 3.51, ortaöğretimde ise yüzde 41,42 oranında öğrenci okula gitmemektedir. İlköğretim ve ortaöğretimde okullaşma oranının yüzde 100’e ulaştığı ve okul öncesi eğitimin önümüzdeki yıllarda 81 ile yaygınlaştırılacağı düşünüldüğünde, bugün bulunan 150 bin öğretmen ihtiyacının çok daha fazla olacağı ve atama bekleyen 250 bin öğretmenin tamamı atansa dahi öğretmen açığının kapatılamayacağı açıktır.
Türkiye ile OECD ülkeleri karşılaştırıldığında da açığın boyutu daha net ortaya çıkmaktadır. OECD ülkelerinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilköğretimde 16, ortaöğretimde 13’tür. Bu rakam İsveç’te ilköğretimde 12.3 ortaöğretimde 12.5; Norveç’te ilköğretimde 11, ortaöğretimde 10; Almanya’da ilköğretimde 18.3, ortaöğretimde 14.9; Belçika’da ilköğretimde 12.6, ortaöğretimde 9.8; Lüksemburg’ta ilköğretimde 11.2, ortaöğretimde 9’dur. Türkiye’de ise Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre; 2008-2009 eğitim-öğretim yılında ilköğretimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilköğretimde 23.6, ortaöğretimde 19.5’tir. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı OECD ülkeleri gibi ilköğretimde 16, ortaöğretimde 13 olarak hesap edildiğinde Türkiye’de öğretmen açığı ilköğretimde 216 bin 52; ortaöğretimde ise 98 bin 453 olacaktır.
Öğretmen atamaları her yıl tartışma konusu olmaktadır. Çünkü Bakanlık öğretmen ihtiyacını normalin çok altında belirleyerek, öğretmen ataması yapmaktadır. Ancak öğretmen açığı sorunu Türkiye’nin sorunudur. Öğretmen açığı sorununu 30 bin, 40 bin öğretmen atayarak, doğru bir strateji yapmadan, günü birlik öğretmen alım politikasıyla kökten çözmek mümkün olmayacaktır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
İsmail KONCUK
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı