Günlerdir yazıp yazmamak konusunda gittim geldim. O kadar sahipsiz ki öğretmen yazdıklarım da "sömürü" denilecek diye ürktüm.
Geçen hafta doktora yapılan saldırılar en üst makamdan lanetlendi. Yapanın milletvekili olup olmamasına dahi bakılmadı. Bakan çıktı ve adeta hesap sordu. Doktorlar döküldü “Doktora uzanan eller kırılsın” diye haykırdılar. Kırılan ellerin yine kendi ellerine teslim edileceğini ve vicdanları sızlasa da Hipokrat yeminine bağlı kalarak tedavi etmekten imtina etmeyeceklerini bile bile…
Aileden sorumlu bakan her defasında çıkıyor şiddetle kalkıp şiddetle yatıyor. Üstüne gidiyor, haykırıyor avazı çıkana kadar…
Öğretmenim sen sahipsizsin çünkü o doktoru da o bakanı da sen yetiştirmişsin. Buna bakmaz kimse fakat seni darp eden, bıçaklayanın da senin yetiştirdiğin söylenir 24 Kasımlar hariç her gün.
Daha haftalar bile olmadı sadece günler geçti öğretmenin bıçaklanmasının üstünden fakat ağzını bıçak açmıyor amirlerinin…
Depremde can kaybetsen de enkazda mı kaldın diye bakamaz amirin ve dönemez yurt dışından.
Ve geçen hafta proje proje diye tutturulduğu için her hafta sonu Çanakkale’ye giden araba Gökçeada’da gemiye yetişmek için mıcıra giriyor ve bir İlçe Milli Eğitim Müdürü hayatını kaybediyor. Biri ağır üç müdür de yaralı… Yine kaybeden biz eğitim camiası oluyor. Sessiz sedasız defin ve yine ses yok kimseden…
Bakanlığının sitesinde kavga eden eş bile haber olur fakat sen ölsen de haber olmazsın öğretmenim…
Sahipsizsin öğretmenim; eğer adın şiddete karışmışsa yani fiske atmışsan manşettesin haklı haksıza bakılmadan. Öğrenciye tek bir laf söylesen tüm veliler uzman psikolog kesilir karşında ve çocuğumun psikolojisi bozuldu diye teşhisi koyar daha tek bir kelime söyletmeden.
Öğrenci bir alırsa sen sorumlusun sen vermiş olursun fakat beş alırsa öğrenci almış olur öğretmenim.
Veli isimsiz dilekçe yazar hakaret eder, suçlar yargılar işleme alınır fakat ispatlanamazsa yazanı bulan olmaz, sana sahip çıkan olmaz öğretmenim…
Sahipsizsin öğretmenim; eşimden ayrı kaldım dersen hile yaptığın,annem hasta dersen yalan söylediğin, eğer okumak istiyorum dersen görevden kaytardığın söylenir hemen…
Potansiyel suçlusun öğretmenim ülkenin geleceğinin teminatı olduğun söylense de. Yeni nesil sizin omuzlarınızda yükselmeyecek artık. Senin yetiştirdiğin eski nesil senin tepene çıkacak ve ezecek öğretmenim…
Senin sözünü dinleyen, sana ne istiyorsun diye soran olmaz öğretmenim… Soran olursa şüphe et rüyada mıyım diye sor ve tokatla kendini…
Tüm memurlara maaş ek ödeme denildiğinde akla bile gelmezsin. Fakat maaş dendiğinde en çok öğretmen alıyor cümlesiyle karşılaşırsın haksız yere.
Sen bir tek 24 Kasım’larda hatırlanırsın öğretmenim o da sembolik olarak. İki güzel lafla hatırlarlar ve unuturlar seni.
Eğer öğrencilerin olmazsa nefes bile almak haram olur sana öğretmenim. Aman dua et de ona da göz koymasınlar öğretmenim. Ne de olsa maaşın fazla, çocuklara öğretmenin yerine bilgisayar öğretir her şeyi…
Saygılarımla…
Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi