Milli Eğitim Bakanlığı bir ilke imza atarak hazırlık çalışmaları tam dört yıl süren stratejik planını hazırladı. 2014 sonuna odaklanan plan incelendiğinde Ömer Dinçer'in neden eğitim bakanlı olarak seçildiği daha iyi anlaşılıyor.
SALİM KOCABAŞ
Milli Eğitim Bakanlığı bir ilke imza atarak hazırlık çalışmaları tam dört yıl süren stratejik planını hazırladı. 2014 sonuna odaklanan plan incelendiğinde Ömer Dinçer'in neden eğitim bakanlı olarak seçildiği daha iyi anlaşılıyor. Çünkü stratejik plan teşkilatta büyük bir yapısal değişimi gerekli görüyor.
Eğitim sisteminde yapılan değişikliklere rağmen bakanlık teşkilat yapısında şimdiye kadar esaslı bir değişikliğe gidilmedi. Değişiklik, yeni kadro ve birimlerin ihdas edilmesiyle sınırlı kaldı. Yeni birimlerin alelacele ve anlamsız eklenmeleri bakanlık teşkilat yapısının bir gecekonduya dönüşmesine neden oldu. Aslında bu istikrarsızlığın doğal bir sonucu. İstikrar sorununu çözdüğümüze göre artık bakanlığımızın gerçek bir üst kurum olmasının zamanı gelmiş demektir.
EĞİTİMDE YETKİ DEVRİ
Stratejik planda dikkat çeken en önemli husus 9. Kalkınma Planında da öngörülen mahalli yönetimlere yetki ve sorumluluk devrinin (yerelleşme) gerçekleştirilmesi. Aslında bu yetki devri sadece eğitim bakanlığını kapsamıyor, kamu yönetimi bu eksene oturacak diyebiliriz.
Kamu yönetimindeki değişim sadece şekil ve mevzuat düzeyinde kalmamalı. Yönetim anlayışımız da değişmeli artık. Merkezi yönetimlere hâkim olan idare ve sekretarya anlayışı yeni yönetim biçimine bulaştırılmamalıdır. Yerelleşmeyle birlikte merkez (bakanlıklar) planlama, politika oluşturma, denetleme ve sürdürülebilirlik anlayışına odaklanmalıdır.
Gelişmiş ülkelerin bakanlık teşkilat yapısı incelendiğinde, merkezde yönetim unsurunun hâkim olduğu net bir şekilde görülebilir. Bakanlığımızın ana hizmet birimi adı altında şu anda mevcut genel müdürlükler değil, yönetim birimleri bulunmalıdır. Ana hizmet birimi altında yer alan genel müdürlüklerin çoğu sevk ve idare görevleri yürütmek üzere eğitim öğretim genel müdürlüğü olarak tek çatı altına bile toplanabilir.
Eğitim yönetiminde yerelleşmeye geçilmesi ve bakanlığın yönetim biçiminin değişmesi insan kaynaklarında da dramatik bir değişimi gerekli kılmakta. Bakanlık personelininin çoğu öğretmen kökenli. Merkez yönetiminde öğretmen ağırlığını azaltmadan yeni yönetim anlayışını hayata geçirmek çok zor. Yönetim merkezinde belli sayıda profesyonel yönetici istihdam edilmelidir. Merkez teşkilatında görev alacaklar, donanımlı, iç motivasyonu yüksek, iletişim becerileri gelişmiş, küresel vizyona sahip kişiler arasından seçilmelidir. Özel sektörden kamuya geçiş imkanından burada faydalanmak gerekir.
OKULUNA SAHİP ÇIK
Stratejik planda belirtilen diğer önemli hedeflerin hızlı bir biçimde gerçekleşmesi de yerelleşmeye bağlı. Fiziki eğitim ortamının iyileştirilmesi kapsamında 25'er kişilik geniş ve kullanışlı sınıflar oluşturulması, tam gün eğitime geçilmesi, laboratuar (deney) merkezlerinin kurulması, okullarda zenginleştirilmiş yaşam alanları oluşturulması gibi hedeflerin tek merkezden gerçekleştirilmesi zor. Çünkü merkezi idareler standart olmak eğilimindedirler. Ama eğitim doğası itibariyle esnek ve özeldir. Yerinden yönetim esneklik ve özelliğe daha açıktır.
Okul şehrin ve mahallenin vazgeçilmez bir parçasıdır. Fakat okullar bulundukları mahalleye yabancı gibi durmaktadırlar. Mevcut yapıda çevre okulu sahiplenememektedir. Çünkü okulun sahibi vardır ve o Milli Eğitim Bakanlığıdır. Daha özgür, paylaşımcı, güven verici, motive edici ve gerçek yaşamla ilişkili kurumlar olabilmesi için okulun çevreyle bütünleşmesi gerekir. Çevrenin eğitimi ve okulları sahiplenmesi için de yetki ve sorumluluk almaları şart.
88 yılda 76 kez eğitim bakanı değişti. Milli Eğitim diğer bakanlıklar arasında en fazla bakan değiştiren kurum. Uzun yıllardan sonra belki de en istikrarlı dönemini yaşıyor şimdi. 2023 hedeflerinin gerçekleşmesi için zemin uygun. Çırakların yaptığı tamiratlar kimseyi tatmin etmedi, bu yüzden ustadan beklentilerin yüksek olması gayet doğal.
memurlar.net