MEB Bakanı Hüseyin ÇELİK’in göreve başlamasının ardından yaptığı ilk değişikliklerden birisi Millî Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliğinde yaptığı değişikliktir.
Bu yönetmelik Sayın ÇELİK döneminde gerek mahkeme kararları gereği gerekse bakanlık uygulaması olarak defalarca değiştirilmiştir.
Çokça tartışılan ilk değişiklik; daha önce ders kitabı dışında kullanılacak kaynakların seçimi Talim ve Terbiye Kuruluna ait iken bu seçim Öğretmenlere verilmiştir.
Yönetmelik maddesi:
“…
b) Yukarıda sayılan eğitim araçları dışında kalan ve bir öğretim yılı boyunca okullarda kullanılacak her türlü eğitim aracının belirlenmesi ve seçimi, dersin öğretmeni tarafından yapılır.
Ders kitabı dışında kullanılacak eğitim araçlarının; Anayasaya, yasalara ve Millî Eğitimin Temel Amaçlarına ters düşmemesi esastır. Aksi durumda sorumluluk, eğitim aracının seçimini yapan öğretmenlere aittir.”
şeklinde düzenlenerek kaynak seçimi noktasında öğretmen sorumlu kılınmıştır. Bu durum kamuoyunca çokça tartışılmış ve kontrolsüz kaynak seçimlerinin olduğu yönünde büyük eleştirilerin odağı olmuştur.
Eski öğretmenler bilirler ki Tebliğler Dergisinde yayımlanmayan, Talim ve Terbiye kurulunca uygun görülmeyen (tavsiye edilmeyen) hiçbir kaynağı okullarda kullanmak mümkün değildi.
Bakan Çelik yaptığı değişiklikle bu hükmü tamamen kaldırılmıştı.
Bakan Çelik gibi sayın Çubukçu’nun de ilk el attığı konulardan birisi bu yönetmelik noktasında olmuştur.
Yeni bir yönetmelik yayımlayan MEB (31.12.2009 tarihli Resmi gazete) bu yönetmelikle yaptığı düzenlemeye göre yardımcı kaynakların seçimi öğretmenden alınmış ve kontrol yine bakanlığa verilmiştir.
Yönetmeliğin 41.maddesi;
"Öğrencilere aldırılmayacak kitaplar
MADDE 41 – (1) Millî Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenmeyen ders kitapları ile okutulacak diğer eğitim araçları öğrencilere aldırılamaz."
şeklinde düzenlenerek öğrencilere aldırılacak eğitim araçlarına bakanlık kontrolü getirilmiştir.
Bu hükme tabii olmayan yani bakanlık onayı olmadan kullanılabilecek kaynaklar ise;
“a) Türk ve dünya klasikleri,
b) Anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik ve yönergeler veya bunların birleştirilmesiyle meydana getirilen eserler,
c) Okul kütüphanesinde ilgili mevzuat hükümlerine göre bulundurulacak eserler,
ç) Bilgisayar kullanımı için gerekli olan yazılım programları,
d) Derslerin işlenişinde kısa süreli kullanılan yazılım programı,
e) Öğretmenlerce hazırlanan ve kendi derslerinde kullandıkları dersle ilgili bireysel çalışmaları sonucu ortaya çıkan materyaller,
f) Türk Standartlar Enstitüsü (TSEK), Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK), Türk Patent Enstitüsü Kurumu (TPE) gibi kurumlarca standartları belirlenerek tescillenmiş ve belgelendirilmiş ya da nitelik ve standardına uygun üretilmiş veya uluslararası İSO, CE ve benzeri belgeli, okul ve kurumlarda dersliklerin donatımında kullanılan sıra, masa, tahta, tv, bilgisayar, tepegöz; atölye ve laboratuvarlarda yer alması gereken döner sermaye kapsamında da üretilebilen ve kullanılan alet ve makineler, kimyasal elementler, yoğaltım malzemeleri ve benzerleri herhangi bir değerlendirme veya seçime gerek görülmeden okullarda kullanılabilir.”
şeklinde belirlenmiştir.
Bakan Hüseyin ÇELİK’in uygulamasını bertaraf eden bu uygulama ile yardımcı kaynak kullanımı kontrollü yapılabilecektir. Tabii ki bu uygulamaların da sıkıntısı olmaktadır fakat tamamen kontrolsüz olmasına oranla daha yerinde bir uygulamadır. En azından olası olumsuzlukların bir muhatabı, sorumlusu söz konusu olacaktır.
Bu yaklaşım kaynağın öğretmence seçimine karşı oluş olarak algılanmamalıdır, sınıfta okutacağı yardımcı kaynağı tabii ki öğretmen tespit etmelidir fakat öğretmenin seçeceği kaynak kontrollü yani bakanlık onaylı olmalıdır.
Getirilen düzenleme de bu yöndedir.
memurlar.net