LinkBack URL
About LinkBacks
|
AES Zorunlu Hizmet Affına Dava Açtı.
Sendikamız Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği nin 6 Mayıs 2010 Tarihinde yayımlanmasından sonra basın açıklamasıyla yapılan değişikliklerin atamaların sonuçlandığı 15 Haziran 2010 tarihinden önce hukuki meşruiyete kavuşacağı beklentisi ile dava açma süresini geciktirmiştir. Yapılması gereken zorunlu değişikliği gerçekleştirmeyen bakanlık, eleştirilerimize cevap verecek bir düzenlemeye de gitmemiştir.
Anadolu Eğitim Sendikası olarak, başta zorunlu hizmet affı ve özür grubu ataması konularını içeren maddeleri olmak üzere Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'ne dava açmış bulunuyoruz. Öğretmenlerimiz için hayırlı olmasını diliyoruz.
AES/ Hukuk Sekreterliği
Dava Dilekçemiz:
DANIŞTAY BAŞKANLIĞINA
Yürütmenin durdurulması istemlidir.
DAVACI : ANADOLU EĞİTİM SENDİKASI; Cihan Sok. 25/12, Sıhhiye/ Ankara
DAVALI : MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI, ANKARA
DAVA KONUSU : 06.5.2010 günlü ve 27573 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin;
1) Sicil Kaydının İnceleme Komisyonu’ nun kurulması ve kurula verilen görev ve yetkiler ile ilgili;
a) 4.maddenin 1.bendinin r alt bendinin, b) 10.maddenin, c) 11.maddenin 1.bendinin f alt bendinde yer alan “adli sicil kaydı bulunanlar ile işlediği suçlardan dolayı görevine son verilenler bakımından ise Sicil Kaydını İnceleme Komisyonunca atanması uygun bulunmak” ibarelerinin,
2) Zorunlu Hizmet ile ilgili;
a) 27. maddesinin 2. bendinde yer alan ‘(2) Bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden sonra Bakanlık öğretmen kadrolarında göreve başlayanlar’ ibaresinin,
b) 27. maddesinin 2. bendinde a, b ve c fıkralarında yer alan 3 yılı aşan zorunlu çalışma yükümlülük sürelerine ilişkin ibarelerin,
3) Özür durumu ile ilgili olarak;
a) 35. maddenin 1 numaralı bendinin ikinci cümlesindeki ‘ Ancak bu özürler nedeniyle yer değişikliği istekleri, hizmet gerekleri ile özür durumlarının birlikte karşılanması temelinde değerlendirilir.’
b) 35. maddenin 2 numaralı bendindeki ‘ hizmet puanı üstünlüğü esas alınarak’ ibaresinin,
b) Özür durumundan yer değiştirme isteyen bir öğretmenin haklı bulunan özür durumuna göre atanması gereken il veya ilçede boş kadro olmaması durumunda ‘il emrine atama’ durumunun düzenlenmemiş olması suretiyle eksik düzenlemenin,
c) 35.maddenin ‘ (4) Bu Yönetmeliğin 14 ve 15 inci maddeleri kapsamında öğretmenliğe atananların, özür durumundan yer değiştirme isteğinde bulunabilmesi için son olarak atandıkları görev yerlerinde en az bir yıl süreyle görev yapmış olmaları gerekir.’ şeklindeki bendinin,
4) Hizmetin gereği olarak yapılacak yer değiştirmeler ile ilgili;
a) 40. maddenin ‘(2) Bu kapsamda il içinde görev yerleri değiştirilmesi gerekenler, o il içinde görevli oldukları yerleşim yeri dışındaki diğer eğitim kurumlarına, o il içinde alanlarında ihtiyaç bulunmaması hâlinde diğer illerde alanlarında ihtiyaç bulunan eğitim kurumlarına, zorunlu çalışma yükümlülüğünü tamamlamamış olanlar zorunlu çalışma yükümlülüklerini tamamlayabilecekleri hizmet alanlarına atanırlar.’ şeklindeki bendinin,
b) 40.maddenin 3.bendinde yer alan “özür durumu da dahil olmak üzere” ibaresinin,
5) Yönetmelikte yer değiştirme nedenlerinden birisi olarak ‘becayiş’ kurumunun düzenlenmemesi ve öğretmenlere bu imkanın tanınmaması suretiyle eksik düzenlemenin,
iptalleri ile öncelikle yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi istemidir.
SÜRE : Dava konusu yönetmelik 06.05.2010 gün ve 27573 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığından davamız yasal süresi içinde açılmaktadır.
OLAY ve HUKUKSAL NEDENLER: Öğretmenlerin atanmalarına ve yer değiştirmelerine ilişkin kuralları içeren ve 04.03.2006 gününden bu zamana değin yürürlükte bulunan yönetmelik yürürlükten kaldırılarak “Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği” adıyla yeni bir yönetmelik hazırlanmış ve bu yönetmelik 06.05.2010 gün ve 27573 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Dava konusu düzenlemeler hukuka, kamu yararı ve hizmetin gereklerine açıkça aykırı olduğundan ve birçoğu Danıştay kararlarını etkisiz kılmaya dönük hükümler olduğundan iptaline ve öncelikle yürütmenin durdurulmasına karar vermek gerekmektedir. Çünkü;
1) Sicil Kaydının İnceleme Komisyonu’ nun kurulması ve kurula verilen görev ve yetkiler ile ilgili olan a) 4.maddenin 1.bendinin r alt bendinin, b) 10.maddenin, c) 11.maddenin 1.bendinin f alt bendinde yer alan “adli sicil kaydı bulunanlar ile işlediği suçlardan dolayı görevine son verilenler bakımından ise Sicil Kaydını İnceleme Komisyonunca atanması uygun bulunmak” ibarelerinin iptalini talep etmek gerekmiştir. Çünkü;
Dava konusu Yönetmelikte konu ile ilgili olarak;
Madde 4 - “.. r) Sicil Kaydını İnceleme Komisyonu: Öğretmen olarak atanacaklardan sabıka kaydı bulunanlar ile işledikleri suçlardan dolayı görevine son verilenlerin yeniden öğretmenliğe atanıp atanamayacaklarının tespiti amacıyla oluşturulan komisyonu,”
“ Atamalarda komisyon oluşturulması
MADDE 10 – (1) İşledikleri suçlardan dolayı görevlerine son verilen öğretmenlerden yeniden öğretmenliğe atanmak isteyenler ile öğretmenliğe ilk defa atanacaklardan adli sicil kaydı bulunanların öğretmenliğe atanıp atanamayacaklarının tespiti amacıyla Bakanlıkta Sicil Kaydı İnceleme Komisyonu oluşturulur.
(2) Sicil Kaydını İnceleme Komisyonu; Personel Genel Müdürü veya uygun göreceği bir genel müdür yardımcısının başkanlığında, ilgili atama dairesi başkanı ile iki şube müdürü ve bir hukuk müşavirinden olmak üzere beş kişiden oluşur.
(3) Komisyon atama dönemlerinde ve başkanın çağrısı üzerine toplanır. Sekretarya hizmetleri Personel Genel Müdürlüğünce yürütülür. “
11. Maddede yer alan “ …. adli sicil kaydı bulunanlar ile işlediği suçlardan dolayı görevine son verilenler bakımından ise Sicil Kaydı İnceleme Komisyonunca atanması uygun bulunmak.”
ibareleri açıkça Yasalara ve hukuka aykırıdır.
Kimlerin devlet memuru olabilecekleri 657 Sayılı DMK’nun 48. maddesinde belirtilmiştir. Bu maddenin A-5 bendinde “5. (Değişik: 5728 - 23.1.2008 / m.317) Türk Ceza Kanunu'nun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkum olmamak. “ devlet memuru olmanın şartlarından sayılmıştır.
Bu maddede belirtilen suçlar dışında herhangi bir suçun devlet memurluğuna engel olmasının Yönetmelikle düzenlenmesi mümkün değildir.
Yönetmeliğin 11. maddesinde “ (1) Öğretmenlik görevine atanacaklarda, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde belirtilen genel şartların yanında aşağıda belirtilen özel şartlar aranır:” denildikten sonra konu ile ilgili olarak
f bendinde “ f) Öğretmenlik mesleğinden çıkarılmayı gerektiren tür ve derecede bir ceza almamış olmak,” da özel şartlar arasında sayılmıştır. Ancak bununla da yetinilmemiş “adli sicil kaydı bulunanlar ile işlediği suçlardan dolayı görevine son verilenler bakımından ise Sicil Kaydı İnceleme Komisyonunca atanması uygun bulunmak.” “ şeklinde bir şart daha getirilmiştir. Bu son sınırlamanın ve şartın ilgili Yasa ve Mevzuat ile bağdaşması mümkün değildir.
Öğretmenlerin atanmasını bir komisyonun yasal olmayan kanaatlerine bırakmak açıkça hukuka aykırıdır. Anayasa’nın 70.maddesinde öngörülen “hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrımın gözetilemeyeceği” kuralına da aykırıdır.
2) Zorunlu Hizmet ile ilgili
a) 27. maddesinin 2. bendinde yer alan ‘(2) Bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden sonra Bakanlık öğretmen kadrolarında göreve başlayanlar’ ibaresi,
b) 27. maddesinin 2. bendinde a, b ve c fıkralarında yer alan 3 yılı aşan zorunlu çalışma yükümlülük sürelerine ilişkin ibarelerin iptal edilmesini talep etmek gerekmiştir.
a) Yönetmeliğin ‘Zorunlu çalışma yükümlülüğü süreleri’ 27. maddesinde, aynen,
“ MADDE 27 – (1) Türkiye üç hizmet bölgesine ve altı hizmet alanına ayrılmıştır. Bunlardan 4, 5 ve 6 ncıhizmet alanları öğretmenlerin zorunlu çalışma yükümlülüklerini yerine getirecekleri hizmet alanlarıdır.
(2) Bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden sonra Bakanlık öğretmen kadrolarında göreve başlayanlar;
a) Üçüncü hizmet bölgesi içindeki illerin 4 üncü hizmet alanındaki eğitim kurumlarında en az 5 yıl, 5 inci hizmet alanındaki eğitim kurumlarında en az 4 yıl, 6 ncı hizmet alanındaki eğitim kurumlarında en az 3 yıl,
b) İkinci hizmet bölgesi içindeki illerin 4 üncü hizmet alanındaki eğitim kurumlarında en az 6 yıl, 5 inci hizmet alanındaki eğitim kurumlarında en az 5 yıl, 6 ncı hizmet alanındaki eğitim kurumlarında en az 4 yıl,
c) Birinci hizmet bölgesi içindeki illerin 4 üncü hizmet alanındaki eğitim kurumlarında en az 7 yıl, 5 inci hizmet alanındaki eğitim kurumlarında en az 6 yıl, 6 ncı hizmet alanındaki eğitim kurumlarında en az 5 yıl
çalışmakla yükümlüdürler.” hükmü mevcuttur.
Bu düzenlemede ‘Bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden sonra Bakanlık öğretmen kadrolarında göreve başlayanlar;’ şeklindeki ibare ile bu yönetmeliğin yayımlanmasından önce henüz zorunlu hizmet yükümlülüğüne başlamayanlar açısından zımnen bir muafiyet getirilmiştir.
Sendikamız zorunlu çalışma yükümlülüğü düzenlenmesine bu aşamada karşı değildir. Esasen nispeten geri kalmış yörelere öğretmen gitmesinin sağlanmasında asıl tedbirin bu olmadığı kanaatindeyiz. Zorunlu çalışma yükümlüğünün uygulanması çok zor olmaktadır. Bu konuda hem davalı idare hem de öğretmenler çok büyük zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Bakanlığın bu durumda öğretmenlerin geri kalmış yörelere atanma, yer değiştirme talebinde bulunmalarını sağlamak için özendirici ve isteğe bağlı olan başka önlemler alması zorunludur.
Ancak bu aşamada, yeni tedbirler, özellikle ekonomik açıdan özendirici tedbirler devreye girene kadar zorunlu çalışma yükümlülüğünün düzenlenmesinden vazgeçilemeyeceği de açıktır. Bakanlığın bu düzenlemeyi yaparken bazı ilke ve hukuki normlara uygun davranması gerekir.
Bir kısım öğretmenin zorunlu çalışma yükümlülüğünden zımnen muaf tutulması ‘ haklarda ve sorumluluklarda eşitlik ve paralellik ilkesine aykırıdır. Zorunlu hizmetini yapmış olanlar ile özellikle şu anda bu yükümlülüğünü yerine getirmekte olanlar mağdur edilmiştir. Yönetmelikte lafzen bu durumda olanlara yer değiştirme hakkı hak tanınmış ise de esasen fiilen yer değiştirmeleri önlenmiştir. Çünkü zorunlu hizmetten muaf sayılmış olanlar kuvvetle muhtemel zorunlu hizmet bölgelerine yer değiştirme isteğinde bulunmayacaklardır. Bu nedenle de çalıştıkları kadrolar boşalmayacaktır. Ayrıca zorunlu hizmet bölgelerine özür ya da istekle atanmış olanların da fiilen yer değiştirme hakları kısıtlanmıştır. Diğer bir deyişle zorunlu hizmet dışında kalan bölgelere 2010-2014 yıllarında ataması yapılacak öğretmenlerin 2014’ten önce zorunlu hizmet bölgelerine rotasyonu yapılmayacağından, doğu ve batı bölgeleri arasında öğretmen sirkülasyonu asgarî düzeye indirilmiş olacaktır. Başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri olmak üzere Zorunlu Hizmet Bölgeleri’nde görev yapan öğretmenlerin “zorunlu hizmeti” tamamlamış olmalarına rağmen, Zorunlu Hizmet Bölgeleri dışına atanma isteklerinin gerçekleşmesinin uygulamada çok fazla olanağı olmayacaktır.
Bu zımni muafiyet ile zorunlu hizmet bölgesinde öğrenim gören öğrencinin nispeten tecrübeli öğretmenlerden eğitim öğretim alma fırsat ve imkanı da elinden alınmış olacaktır. Bundan dolayı, kalkınmada geri kalmış “zorunlu hizmet” yerlerindeki vatandaşlarımızın, Anayasa ve 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’yla güvence altına alınan “eğitimde fırsat eşitliği” hakkı da ellerinden alınmış olacaktır.
Genel olarak af müessesi zaten haksızlıklar ve mağduriyetler doğuran ve çok sık uygulanması sakıncalı olan bir müessesedir. Yönetmeliğin yayımlandığı tarihte zorunlu hizmet muafiyetine ya da affına gerekçe gösterilebilecek zorunlu ve haklı bir gerekçe yoktur.
Hakkaniyete aykırıdır.
Zorunlu hizmet muafiyetine ya da affına bu nedenlerle karşıyız. Bu düzenleme kamu yararı ve hizmetin gereklerine ve hukuka aykırıdır. İptali gereklidir.
b) Yeni zorunlu hizmet süreleri insan haklarına aykırı bir biçimde çok uzun şekilde belirlenmiştir. Üç yılı aşan sürelerin iptali gerekmektedir.
Yönetmelik öğretmenleri izahı ve katlanılması mümkün olmayan bir süreye mahkum etmek istemektedir.
Hizmet puanı, boş kadro, alan, istek gibi yer değiştirmede göz önünde bulundurulan kıstaslar zaten adil yarışma koşulları getirmektedir. Bize göre özür durumları dışında bu kıstaslar adil kıstaslardır. Davalı idare başta ekonomik yönden olmak üzere özendirici tedbirler almak yerine baskıcı, zorlayıcı, izahı mümkün olmayan anti demokratik yöntemlerle öğretmenlerin çalışma özgürlüğünü, istediği yerde bulunma ve çalışma hakkını elinden almaya çalışmaktadır. Sendikamız üç yılı aşan zorunlu çalışma yükümlüğünün kabul edilemez olduğunu, bunun öğretmenin çalışma azmini ve mutluğunu olumsuz yönde etkileyeceğini düşünmektedir. Davalı idarenin dava konusu yönetmelik ile öğretmenin manevi istek ve yönelimlerini dikkate almadan düzenleme yapması kabul edilemez. Bu düzenlemeler kamu yararı ve hizmetin gereklerine ve hukuka aykırıdır.
3) Özür durumu ile ilgili olarak;
a) 35. maddenin 1 numaralı bendinin ikinci cümlesindeki ‘ Ancak bu özürler nedeniyle yer değişikliği istekleri, hizmet gerekleri ile özür durumlarının birlikte karşılanması temelinde değerlendirilir.’
b) 35. maddenin 2 numaralı bendindeki ‘ hizmet puanı üstünlüğü esas alınarak’ ibaresinin,
b) Özür durumundan yer değiştirme isteyen bir öğretmenin haklı bulunan özür durumuna göre atanması gereken il veya ilçede boş kadro olmaması durumunda ‘il emrine atama’ durumunun düzenlenmemiş olması suretiyle eksik düzenlemenin,
c) 35.maddenin ‘ (4) Bu Yönetmeliğin 14 ve 15 inci maddeleri kapsamında öğretmenliğe atananların, özür durumundan yer değiştirme isteğinde bulunabilmesi için son olarak atandıkları görev yerlerinde en az bir yıl süreyle görev yapmış olmaları gerekir.’ şeklindeki bendinin iptalini talep etmek gerekmiştir.
Davalı idare özür durumundan yer değiştirmeleri, bu müessesinin ruhuna aykırı olarak ve bu müessese ile bağdaşmayacak kıstaslara tabi tutmakta ve fiilen bu düzenlemeden yararlanılmasını engellemektedir.
Sendikamıza yapılan başvurularda en çok parçalanmış ailelerin feryatları bizi çok üzmektedir. Genellikle ilk atamada, mecburen, ülkemizin en ücra köşelerindeki okulları işaretlemiş olan öğretmenlerin, Yönetmelikte belirtilen şartlarda özür durumu belgelendiği halde yer değiştirmesi fiilen mümkün olmamaktadır. Oysa Yönetmelikte özür durumundan yer değiştirme düzenlenmiş ise özür durumunu belgeleyen öğretmenin yer değiştirme talebinin karşılanması gereklidir. Davalı idare ‘35. maddenin 1 numaralı bendinin ikinci cümlesinde “Ancak bu özürler nedeniyle yer değişikliği istekleri, hizmet gerekleri ile özür durumlarının birlikte karşılanması temelinde değerlendirilir.” ve ) 35. maddenin 2 numaralı bendindeki ‘ hizmet puanı üstünlüğü esas alınarak’ şeklinde bir düzenleme yaparak fiilen bu düzenlemenin etkisini sıfıra indirgemektedir. Hizmet puanı üstünlüğünün özür durumunda yer değiştirmenin temeli ve koşulu haline getirilmiş olması hakkın özüne aykırıdır. Bu özür durumunda ‘hizmet puanı’ kıstası ancak ve ancak yer değiştirme sonrasındaki işlemler bakımından esas alınabilir. Esasen özür durumu ile ilgili zaman kısıtlaması, adaylık süresinin bitmesi gibi birçok kısıtlamaya da karşıyız ancak idarenin zorluğunu da gözetmek gerektiğinden bu hususlar dava konusu edilmemiştir.
Davalı idarenin özellikle eş özründe Anayasamızın 41. maddesine aykırı işlem ve uygulamaları Yönetmeliğin maddelerine de yansımıştır. ‘AİLENİN KORUNMASI VE ÇOCUK HAKLARI’ başlıklı bu maddede; “Aile, Türk toplumunun temelidir. (Ek ibare: 4709 - 3.10.2001 / m.17) "ve eşler arasında eşitliğe dayanır." Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar. (Ek fıkra: 5982 - 7.5.2010 / m.4) Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. (Ek fıkra: 5982 - 7.5.2010 / m.4) Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.” şeklinde hüküm mevcuttur.
Davalı idare Yönetmelik düzeyindeki bir yasal düzenleme ile Anayasa maddesine aykırı düzenleme yapmakta ısrar etmektedir. Özür durumundan yer değiştirme isteyen bir öğretmenin haklı bulunan özür durumuna göre atanması gereken il veya ilçede boş kadro olmaması durumunda ‘il emrine atama’ durumunun düzenlenmemiş olması da yine bu ısrar ve bakışın sonucudur.
Yönetmeliğin belirtilen konulardaki düzenlemeleri ve eksik düzenlemesi genel anlamda kamu yararına, Anayasaya ve hukuka aykırıdır.
35.maddenin ‘ (4) Bu Yönetmeliğin 14 ve 15 inci maddeleri kapsamında öğretmenliğe atananların, özür durumundan yer değiştirme isteğinde bulunabilmesi için son olarak atandıkları görev yerlerinde en az bir yıl süreyle görev yapmış olmaları gerekir.’ şeklindeki düzenleme Danıştay 2.Dairesi 14.4.2009 gün ve E: 2009/249 sayılı kararıyla eş ve sağlık özrü yönünden verilen karara aykırıdır. Düzenleme kamu yararına ve hizmetin gereklerine de aykırıdır.
4) Hizmetin gereği olarak yapılacak yer değiştirmeler ile ilgili ;
a) 40. maddenin ‘(2) Bu kapsamda il içinde görev yerleri değiştirilmesi gerekenler, o il içinde görevli oldukları yerleşim yeri dışındaki diğer eğitim kurumlarına, o il içinde alanlarında ihtiyaç bulunmaması hâlinde diğer illerde alanlarında ihtiyaç bulunan eğitim kurumlarına, zorunlu çalışma yükümlülüğünü tamamlamamış olanlar zorunlu çalışma yükümlülüklerini tamamlayabilecekleri hizmet alanlarına atanırlar.’ şeklindeki bendinin iptalini talep etmek gerekmiştir.
Öğretmenlerin disiplin işlemine konu eylemleri nedeniyle disiplin cezası ile tecziye edilmeleri mevzuatın gereğidir. Uygulamada disiplin cezaları görevli müfettişlerin usulüne uygun araştırma sonucunda düzenledikleri soruşturma raporunda getirdikleri disiplin yönünden, idari yönden, mali yönden ve bazen de adli yönden tekliflere göre idari işlem tesis edilmektedir. Bu anlamda hakkında idari yönden teklif getirilmesi gerektiği takdirde idarenin yaptırımı, dava konusu madde ile önceden düzenlenmiş bulunmaktadır.
Dava konusu bu düzenleme yasalarımızda eskiden yer alan ve daha sonra daha çok yargı kararlarıyla mevzuatta artık yar almayan ‘sürgün’ cezasının yeniden getirilmesi anlamındadır.
Hizmetin gereği yapılacak yer değiştirmelerin önceden belirlenmesi, bunun illa ki yerleşim yeri dışında olması, hatta zorla il dışına ve zorunlu hizmet alanlarına atama yapılmasının zorunlu kılınması açıkça hukuka aykırıdır. Kamu yararı ve hizmetin gereklerine de aykırıdır. Bu düzenleme, şimdiden birçok mağduriyete yol açacak bir düzenlemedir.
b) 40.maddenin 3.bendinde yer alan “özür durumu da dahil olmak üzere” ibaresinin iptalini talep etmek gerekmiştir.
Yönetmeliğin bu düzenlemesi disiplin suçu işleyen öğretmenin haklı özür talebinin 3 yıl dikkate alınmaması gibi bir sonuç doğurmaktadır. Bu mantıkla yapılan düzenlemede kamu yararı yoktur. Disiplin suçu işleyen ve hizmetin gereği yer değiştiren öğretmenin bir kez daha cezalandırılması anlamına gelmektedir. Hukuka aykırıdır.
5) Yönetmelikte yer değiştirme nedenlerinden birisi olarak ‘becayiş’ kurumunun düzenlenmemesi ve öğretmenlere bu imkanın tanınmaması suretiyle eksik düzenlemenin de iptalini talep etmek gerekmiştir.
Yönetmelikte yer değiştirme nedenlerinden birisi olarak ‘becayiş’ kurumunun düzenlenmemiş olması bize göre hatalıdır. 657 Sayılı DMK’nun ‘KARŞILIKLI OLARAK YER DEĞİŞTİRME’ başlıklı 73. maddesinde “ (Değişik: 1879 - 15.5.1975) Aynı Kurumun başka başka yerlerde bulunan aynı sınıftaki memurları, karşılıklı olarak yer değiştirme suretiyle atanmalarını isteyebilirler. Bu isteğin yerine getirilmesi atamaya yetkili amirlerince uygun bulunmasına bağlıdır.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Yönetmelikte Kanundaki bir düzenlemeye rağmen bu konuda düzenleme olmaması hatalıdır. Eksik düzenleme mevcuttur.
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEBİMİZ VARDIR.
Dava konusu düzenlemeler bakımından yürütmenin durdurulması için 2577 sayılı yasanın 27. maddesinde yer alan koşullar birlikte gerçekleşmiştir. Yukarıdaki açıklamalar; dava konusu düzenlemelerin hukukun temel ilkelerine, anayasaya, 657, 1739 ve 3797 sayılı yasalara açıkça aykırı olduğunu göstermektedir. Bu düzenlemelerin uygulanması durumunda davacı sendikanın üyeleri, ayrımcı uygulamalar nedeniyle ileride giderilmesi güç ya da olanaksız zararlar göreceklerdir. Kimi aday öğretmenlerin aile bütünlükleri ile sağlıkları giderilmesi olanaksız zararlar görebilecektir. Yer değiştirme önleminin cezalandırma amacıyla kullanılması, sorumluluk gerektiren eylemlerle onların sonuçları arasındaki dengeyi iyice bozacak, aynı eylem için birden çok yaptırım uygulanacaktır. Zorunlu Çalışma Yükümlüğüne getirilen zımni kısmi af büyük mağduriyetler yaratacaktır.
Yasaya ve hukuka açıkça aykırı olan bu uygulamalar nedeniyle davacı sendikanın üyelerinin göreceği zararların ileride giderilmesinin güç ya da olanaksız olduğu, tartışmayı gerektirmeyecek açıklıktadır. O nedenle, dava konusu düzenlemelerin yürütülmesinin durdurulmasını talep etmek gerekmiştir.
SONUÇ VE İSTEM: Gerek yukarıda açıklanan, gerekse doğrudan göz önünde bulundurulacak nedenlerle;
Resmi Gazete’nin 06.05.2010 günlü 27573. sayısında yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin;
1) Sicil Kaydının İnceleme Komisyonu’ nun kurulması ve kurula verilen görev ve yetkiler ile ilgili olan a) 4.maddenin 1.bendinin r alt bendinin, b) 10.maddenin, c) 11.maddenin 1.bendinin f alt bendinde yer alan “adli sicil kaydı bulunanlar ile işlediği suçlardan dolayı görevine son verilenler bakımından ise Sicil Kaydını İnceleme Komisyonunca atanması uygun bulunmak” ibarelerinin,
2) Zorunlu Hizmet ile ilgili
a) 27. maddesinin 2. bendinde yer alan ‘(2) Bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden sonra Bakanlık öğretmen kadrolarında göreve başlayanlar’ ibaresinin,
b) 27. maddesinin 2. bendinde a, b ve c fıkralarında yer alan 3 yılı aşan zorunlu çalışma yükümlülük sürelerine ilişkin ibarelerin,
3) Özür durumu ile ilgili olarak;
a) 35. maddenin 1 numaralı bendinin ikinci cümlesindeki ‘ Ancak bu özürler nedeniyle yer değişikliği istekleri, hizmet gerekleri ile özür durumlarının birlikte karşılanması temelinde değerlendirilir.’
b) 35. maddenin 2 numaralı bendindeki ‘ hizmet puanı üstünlüğü esas alınarak’ ibaresinin,
b) Özür durumundan yer değiştirme isteyen bir öğretmenin haklı bulunan özür durumuna göre atanması gereken il veya ilçede boş kadro olmaması durumunda ‘il emrine atama’ durumunun düzenlenmemiş olması suretiyle eksik düzenlemenin,
c) 35.maddenin ‘ (4) Bu Yönetmeliğin 14 ve 15 inci maddeleri kapsamında öğretmenliğe atananların, özür durumundan yer değiştirme isteğinde bulunabilmesi için son olarak atandıkları görev yerlerinde en az bir yıl süreyle görev yapmış olmaları gerekir.’ şeklindeki bendinin,
4) Hizmetin gereği olarak yapılacak yer değiştirmeler ile ilgili;
a) 40. maddenin ‘(2) Bu kapsamda il içinde görev yerleri değiştirilmesi gerekenler, o il içinde görevli oldukları yerleşim yeri dışındaki diğer eğitim kurumlarına, o il içinde alanlarında ihtiyaç bulunmaması hâlinde diğer illerde alanlarında ihtiyaç bulunan eğitim kurumlarına, zorunlu çalışma yükümlülüğünü tamamlamamış olanlar zorunlu çalışma yükümlülüklerini tamamlayabilecekleri hizmet alanlarına atanırlar.’ şeklindeki bendinin,
b) 40.maddenin 3.bendinde yer alan “özür durumu da dahil olmak üzere” ibaresinin,
5) Yönetmelikte yer değiştirme nedenlerinden birisi olarak ‘becayiş’ kurumunun düzenlenmemesi ve öğretmenlere bu imkanın tanınmaması suretiyle eksik düzenlemenin,
iptali ile öncelikle yürütmenin durdurulmasına ve yargılama giderlerinin davalı idareye yükletilmesine karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederiz.
Anadolu Eğitim Sendikası adına
Başkan
EKLER :
1- Yetki ve karar örneği
alıntı
memurdan.net
Alıntı ile Cevapla
