Hep evliliğin güzelliğinden bahsedilir. Kimi zaman yapılan araştırmalarda evlilerin bekârlara oranla daha uzun yaşadığı, mutlu olduğuna dikkat çekilir.
Evlilik iyi güzel de ya mutluluk yakalanmazsa? Ya eşler, birbiriyle geçinemezse? Soluğu mahkeme kapısında mı almak gerek? Biraz sabır, biraz çaba, biraz gayret ve fedakârlıkla yıkmaya değil yapmaya çalışmak gerek. Bunun için de:
Eşinizin değerli olduğunu hissettirin. Eşinize kendisi için özel ve önemli olduğunu hissettirin. Sadece kadın değil erkek için de değerli olduğunu bilmek mutluluk verir.
Saygı sınırını aşmayın. Saygısız tavırlar, inşa edilen güzel bir eve inen balyozdur. Güzel söz ve davranışlar ise sıvaları dökülmüş binayı sıvayıp, boyayıp cilalamaktır.
Fedakârlıkta bulunun. Fedakârlık, sevgi pınarını çoğaltmak, "neden fedakârlıkta bulunacakmışım bana ne" kelimesi ise o pınarı kurutmaktır.
Sorumlu olun. Bütün sorumluluğu eşinizin omzuna yıkmayın. Gün gelip yorulduğunda frenleri patlayan araba gibi sağa sola savrulacağını unutmayın. Her iki eşin de sorumluluğunu bilmesi hayat yükünü hafifletir.
Alev gibi parlamayın. Olaylar karşısında alev gibi parlayıp eşinizin gönül sarayını yakmayın. Hem kendinizi hem eşinizi mahveden öfke küpüne binmek yerine sabır ağacının dallarına tutunun.
Keşke demeyin. "Keşke seninle evlenmeseydim" yerine "iyi ki, seninle evlenmişim" sözü tren raylarının yönünü değiştirmek gibi eşin iyi yöne doğru yönelmesine zemin hazırlar. Aksi ise eşin daha çok zıtlaşmasına sebep olur.
Pozitif olun. Her zaman pozitif olmaya çalışın. En basit şeyde "Zaten sen hep böyle saçma sapan işler yaparsın." gibi cümlelerle karşı tarafı suçlamayın. "Olur böyle şeyler hallederiz" diye pozitif düşünün.
Şefkatli ve merhametli olun. Evladınıza gösterdiğiniz, sevgi, şefkat ve merhameti eşinize de gösterin. Onun hayat bulması için havası, suyu, yağmuru, güneşi olun. Çiçeklerin bile havasızlıktan ve susuzluktan kuruduğunu unutmayın.
Aşırı beklenti içinde olmayın. Gençler, evlilikten olağanüstü bir mutluluk bekler. Oysa olağanüstü beklenti içinde olmak insana hayal kırıklığı yaşatır.
Zor insan olmayın. Müşkülpesent ve karamsar bile olsanız bu huyunuzun yönünü değiştirmeye çalışın. "Ne yapayım ben zor bir insanım, beni böyle kabul et" demek çözüm değildir. Taşlar bile yontularak heykele dönüşebiliyorsa insan zor da olsa bazı şeyleri aşabilir.
zaman