Antalya’da okuma yazma bilmediğini tespit edilen 83 bin kişiden 56 binine evlerinde okuma yazma öğretildi.

Dünya Okuma Yazma Günü dolayısıyla Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi Uygulama Oteli’nde tören düzenlendi. Törende, Halk Eğitim Merkezlerinde okuma yazma öğrenen kursiyerler ile Antalya’da en çok kitap okuyan ilköğretim ve ortaöğretim öğrencileri ödüllendirildi.

Antalya Valisi Ahmet Altıparmak, törende yaptığı konuşmada, bir toplumda yeni nesili annelerin yetiştirdiğini belirterek, kadın eğitiminin önemini vurguladı. Altıparmak, "Eğer anne kendini geliştirecek okuma yazmayı bilmiyorsa, o toplumun geleceğinden, o ailenin sürdüreceği nesillerden çok fazla hayır beklememek lazım" dedi.

Kadınların eğitim sıkıntısını gören Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın kampanyalar başlattığını hatırlatan Altıparmak, "Kampanyalarla bu dokunulmayan ama gelecek için çok çok önemli olan alana parmak basıp bizlerin dikkatlerini çektiler" diye konuştu.

Okuma yazma bilmeyenlere bakıldığında kadınların sayısının erkeklere göre daha yüksek olduğuna işaret eden Altıparmak, şöyle devam etti: "Burada onların kusuru yok. Bunda zalim erkeklerin kusuru var. Bazen kıskançlıkla, bazen başka argümanlarla ama okumayan bayan oluyor. Annenin eğitimi çok çok önemli. Bakın baba sarhoş, kumarbaz olabilir, ama evde dirayetli anne ve babaanne varsa mutlaka o çocuklar, o torunlar fevkalade iyi yetişir, topluma yararlı evlatlar olarak kazandırılır. Bu yaklaşımla, bu işin üzerinde duruyoruz." Antalya’nın en çok okuma yazma bilen sayısında Türkiye’de birinci sırada olduğuna dikkati çeken Altıparmak, buna rağmen kentte halen eksiklikler olduğunu vurguladı. Hayat boyu eğitimin önemine işaret eden Altıparmak, ebeveynlerin çocuklarını, torunlarını anlayacak şekilde bilgilenmesi gerektiğini ifade etti.

Yapılan çalışmalarla binlerce kadının okuma yazma öğrendiğini, binlerce çocuğun okuma alışkanlığı kazandığını belirten Altıparmak, şunları söyledi: "Yeni değer yaratamayan ülkeler, nesiller hep eskiyle övünürler. Biz de Osmanlı ile Selçuklu ile Cumhuriyetin ilk yıllarıyla övünüyoruz. Ancak daha yeni ’Türkiye Cumhuriyeti’nin şu anki haliyle güçlüyüz. Ekonomik refaha ulaştık, ülkeler arası itibarımız var’ diye konuşmaya başladık değil mi? Artık duble yollar, lüks araçlar bizde de var. O zaman yeni değer yaratma noktasında herkese görev düşüyor."

8-9 AYDA 56 BİN KİŞİ OKUMA YAZMA ÖĞRENDİ

Milli Eğitim Müdürü Osman Nuri Gülay da yılın başında öğretmenlerin ev ev dolaşarak 83 bin kişinin okuma yazma bilmediğinin tespit ettiğini, düzenlenen kurslarda 8-9 ayda 56 bin kişiye okuma yazma öğretildiğini kaydetti.

Okuma yazma bilmeyen 27 bin kişinin büyük çoğunluğunun ise 65 yaş üzeri ve ağır özürlü olduğunu bildiren Gülay, bunlardan okuma yazma öğrenebilecek seviyedekileri kursa alacaklarını bildirdi. Gülay, okul çağındaki çocukların kitap okumasına da büyük önem verdiklerini belirtti.

Kursiyerler adına konuşan Azize Kahraman Halk Eğitim Merkezi kursiyeri Perihan Durmaz da babasının, "Kız çocuğu okuyup ne olacak. Ancak erkeklere mektup yazar" düşüncesiyle kendisini okutmadığını anlattı. Durmaz, yıllar sonra kendisine okuma yazma öğreten öğretmenlerine teşekkür etti.

Vali Altıparmak törende, en çok kitap okuyan 38 ilköğretim ve ortaöğretim öğrencisine 1 gramlık altın ve kitap hediye etti. Öğrenciler hediye edilen kitapları Vali Altıparmak’a imzalattı. Halk Eğitim Merkezlerinde okuma yazma öğrenen kursiyerlere de küçük ev aletleri hediye edildi.

Anadolu Ajansı

büyük bir oran. büyük başarı.
her ilde bu kadar öğrenen olsa çok yol katedebiliriz.
teşekkürler canım.

teşekkürler

Kaç gönüllü öğretmen varmış?
8-9 ayda google'dan başka kim ulaşır o kadar insana (: Sayı biraz orantısız geldi bana açıkçası.
10 öğretmen olsa, evlerde değil 56 kişilik sınıflarda verseler dersi, 10 sınıf açarlar 1 eğitim döneminde. Eğitim dönemi 2 ay sürsün. (Daha kısa da sürmez herhalde) 2 ayda 560 kişiyi eğitebilirler. ( %100 başarı kabul ettik ) Oysa bu rakam için 200 ay gerekiyor. Bu da yaklaşık olarak 16,5 yıl eder.

Sayıları biraz daha fantastik yapayım, sonuçlara erişmek için.
20 gönüllü olsun. Eğitim dönemleri 1 ay sürsün 56 kişilik sınıflarla (Sınıf biraz kalabalık ama napalım :p) 1120 kişiye eğitim verebilirler. Öğrencilerin hepsi geçmiş sayılsın yine. Bu durumda 50 ay gerekir. Yani belirtilen ayın 6 katından fazla bir süre.

Hadi güzel hatırınız için 40 gönüllü öğretici olsun. Gönüllülük aşkıyla yanıp tutuşsunlar -Gönüllülük Faaliyetleri kapsamında Türkiye'nin ne durumlarda olduğunu bilmiyormuş gibi yapalım- 1 ayda 56 kişilik sınıflarda 2240 kişiyi eğitebilirler. (1 ayda nasıl öğreniliyorsa) 56000 / 2240 dediğimizde 25 ayı verecektir. Eğitim 1 ay değil de 2 hafta olsa bile en az 1 yıla ihtiyaçları var.

Haber olaylar Antalya'da diyor. Bu durumda bu eğitimler nasıl verilmiştir. Biri mantıklı bir açıklama yapsa ya