Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya, son bir yılda kırmızı etin toptan fiyatının yüzde 51, perakende fiyatının da yüzde 71 oranında arttığını belirterek, "Fiyatlardaki artışı baskı olarak kullanıp arada ciddi rantlar elde eden kesimin olduğu görülüyor. Kamu otoritesinin manipülatif hareketlere karşı acil çözüm üretmesi, ilgilileri cezalandırması gerekmektedir" dedi.
Et fiyatlarının hızlı yükselişi nedeniyle Türkiye Kasaplar Federasyonu, Et Üreticileri Birliği (ETBİR), Gıda Güvenliği ve Hijyen Akademisi, İstanbul Deniz Kara Büfeciler Esnaf Odası, İstanbul Perakendeci Kasaplar Esnaf Odası, İstanbul Perakendeciler Derneği (PERDER) ve Tüketiciler Birliği'nce İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği'nde ortak basın açıklaması yapıldı.
Basın açıklamasını okuyan Kaya, 2009 yılında başlayan k ırmızı et fiyatlarındaki artışın 2010 yılında da devam ettiğini, ocak ayı itibariyle bir kilo etin toptan fiyatının 2005'de 7,5 liradan başlayıp birer lira artışla 2009 yılında 10,3 liraya çıktığını, ancak 2009 yılının Mayıs ayından itibaren fiyatlarda görülen ciddi artış sonunda bugün itibariyle toptan fiyatların 15,5 liraya çıktığını kaydetti.
Son bir yılda kırmızı et toptan fiyatlarında yüzde 51'lik bir artış olduğunu, tüketiciye yansıyan perakende fiyatlara bakıldığında ise 2009 Ocak ayında KDV dahil 17,5 lira olan fiyatların bugün 30 lira civarına yükseldiğini ve artış oranının yüzde 71'e çıktığına işaret eden Kaya, "2009 yılı TÜFE oranı yüzde 6,53 iken enflasyon rakamları dikkate alınmadan gerçekleşen bu artışlar tüketiciyi zora sokmuş, kırmızı etin tüketimi düşmüştür. Fiyatların bu şekilde yükselmesinde ciddi spekülatif etkiler söz konusu" dedi.
Kaya, ABD'de kişi başı yıllık et tüketiminin 90, Avrupa ülkelerinde ise 60 kilogram olmasına karşın Türkiye'de bu oranının 12 kilogram seviyesinde olduğunu belirtti.
Tarımdaki nüfusu yüzde 26 olan Türkiye'de siyasi iktidarın canlı hayvan sayısındaki düşüşe acil çözüm üretmesi gerektiğine işaret eden Kaya, 1980'de nüfusu 55 milyon olan Türkiye'de canlı hayvan sayısının da 55 milyon olduğunu, bugün ise 73 milyon nüfusa karşın canlı hayvan sayısının 34 milyona düşmesinin bu acı tabloyu gözler önüne serdiğini söyledi.
Kaya, et fiyatlarının yükselmesine hayvan sayısındaki düşüşün gerekçe gösterilmesine karşılık, son bir yıl içinde hayvan sayısındaki azalmanın yüzde 1.6 seviyesinde olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Fiyatlardaki yüzde 70'e varan oranlardaki artışı baskı olarak kullanıp, arada ciddi rantlar elde eden bir kesimin olduğu görülüyor. Kamu otoritesinin manipülatif hareketlere karşı acil çözüm üretmesi, ilgilileri cezalandırması gerekmektedir. Anlaşmalı fiyat ayarlamaları Rekabet Kurumu'na taşınmış olmakla birlikte, Tarım Bakanlığı'nın da müdahil olması gereken bir konudur. Yakın zamanda beyaz et sektöründe yaşanan spekülasyonlar nedeniyle Rekabet Kurumu'nun kestiği 28 milyon liralık cezanın hemen akabinde fiyatlar tekrar geriye çekilmiştir. Kırmızı et sektörünün bazı öncüleri ise kendilerince daha dahiyane düşüncelerle Mayıs 2009'dan bu yana kademeli olarak fiyatları yükseltmiş, piyasadan büyükbaş hayvan toplatılmış ve fiyatları da istedikleri gibi yönlendirmişlerdir. Kamu kuruluşu olan ve piyasayı düzenleme görevi bulunan Et ve Balık Kurumu'nun fiyatları alevlendirecek alımlar yapması da izah edilmelidir."
Kaya, yüksek fiyatlar nedeniyle kaynağı belli olmayan etlerin yasa dışı yollarla Türkiye'ye sokulması ve tüketilmesine de neden olduğunu ve bunun da otoritenin yokluğunun göstergesi olduğunu savunarak, "Uygulanmakta olan anlaşmalı fiyat politikası ile elde edilmek istenen et ithalatının yolunu açmaktır. Ancak ülke sınırları içinde kontrol oluşturamayan kamu otoritesi, yurt dışından getirilecek etlerin kaynağı ve kesimini kontrol etmekten uzaktır. Yaşanan sorunlar siyasi iktidara sunulmuş olup, acilen çözüm beklenmektedir. Tarım Bakanlığı hayvancılık politikasında kalıcı çözümler üretmeli, sektörde yaşanan sorunları en kısa zamanda çözmelidir" dedi.
Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ da, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın küçükbaş hayvan ve süte verdiği desteğin olumlu olduğunu, süt fiyatlarının yükselmesinin hayvancılığın da gelişmesine yardımcı olacağını söyledi.
Üreticiyi memnun eden her türlü önlemin alınması gerektiğine işaret eden Yalçındağ, Bakanlığın açıkladığı hibe destek programının Türkiye'nin her yerine yaygınlaştırılması gerektiğini kaydetti.
Yalçındağ, çok küçük kar elde eden kasap esnafının da fiyatlardan rahatsız olduğunu ve onları bu konuda hedef göstermenin kimseye yararının olmadığını söyledi.
Bu sorunun üretici, kasap, müşteri memnuniyeti esasına dayalı olarak çözümlenmesi gerektiğini ifade eden Yalçındağ, "Bugün Türkiye'de et ithalatı bu işin çözümü değil. Hayvansal ürün ithalatı kısıtlamaya tabi tutulmalıdır. Çözüm hayvancılığın geliştirilmesidir. Bunun için de kalıcı çözüm yolları bulmak ve bunları da uygulamak gerekiyor" dedi.
Yalçındağ, üreticinin "bir lira daha pahalıya satabilir miyim?" beklentisine sokulduğunu ve bunun da fiyat artışını getirdiğini belirterek, "Et fiyatlarının artışında birtakım spekülatif hareketlerin olduğunu Tarım Bakanı da açıkladı. Bu sektörde çok büyük şirketler oluştu. Birtakım uygulamaları da var. Küçük üreticinin elindeki malı alıyorlar. Dolayısıyla küçük üreticinin elinde mal kalmıyor. Küçük üreticiyi spekülatif hareketlerden korumak lazım. Eğer bu spekülatif hareketlerin önüne geçilirse et fiyatları dengede kalır. Piyasanın istikrara kavuşması lazım" diye konuştu. ETBİR Başkanı Ahmet Yücesan da, fiyat artışının nedeninin canlı hayvan azlığı olduğunu etin toptan fiyatının 6 lira olduğu dönemde vatandaşa satış fiyatının 12-13 lira olduğunu, ancak şimdi 16 liraya satıldığından geriye dönüp 13 liraya canlı hayvan alamadığını söyledi.
O nedenle Türkiye'de üretimin hızlandırılması ve besi hayvancı lığının artırılması gerektiğini vurgulayan Yücesan, "Et fiyatlarının kısa vadede d üşüş olması doğru değil. Peyderpey fiyatlar düşmeli" dedi.
AA