İlk olarak İtalya'da başlayan "Yavaş Şehir Hareketi"ne Türkiye'den ilk, İzmir'in Seferihisar Belediyesi başvurdu.
Avustralya, Güney Kore, Norveç, İspanya, Hollanda, Almanya, İngiltere, İskoçya, İsveç gibi ülkelerde 100’e yakın şehir şu anda “yavaş şehir” sertifikasına sahip.
"Yavaş şehir" olabilmek için nüfusun 50 binden fazla olmaması ve 50'den fazla kriteri karşılamak gerekiyor. Sadece şehirler değil kasabalar da "yavaş şehir" unvanını alabiliyor.
Gereken kriterler ise şöyle: Enerji tasarrufu planlamasına önem verilmesi, kültürel ve tarihi değeri olan tarihi merkezlerin korunması ve geliştirilmesi için çalışmalar yapılması, trafik güvenliğinin planlanması, devlet binaları ve okullar arasında bisiklet yollarının yapılması, kentin yerel bölgesinin yiyeceklerini ön planda tutması...
Ntvmsnbc'ye konuşan Seferihisar İlçesi Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Yavaş şehirler dünyada yeni gelişen bir trend. Hızlı tempodan rahatsız olan, teknolojinin hızlı temposundan memnun olmayan insanların arayışıyla başlamış bir trend. Temel olarak doğal enerji kaynakları kullanılıyor, kentler araç trafiğine kapatılıyor, organik veya doğal ürünlerin kullandığı restorantlar çalışıyor. Fastfood ve büyük alışveriş merkezleri gibi yapılar bulunmuyor. Dolayısıyla biraz nostaljik, biraz tarihsel, kültürel varlıkların korunduğu ve öne çıkartılıdığı ve biraz da basit sade yaşam tarzının öngörüldüğü bir konsept. Seferihisar’ın doğal koşulları ve geleneklerimizin "Yavaş Şehir" için çok uygun olduğunu düşündük ve başvuru yapmaya karar verdik” diyor.
Soyer, Seferihisar’ın bütün Ege ve Akdeniz sahil şeridinde en gölgede kalmış ilçe olduğunu nedenin de hem tarihi sit alanlarının hem de askeri alanların çokluğu olduğunu söylüyor.
Soyer, “Sonuçta fazla yapılaşmanın olmadığı, çok fazla yeşil alanın bulunduğu, kendi içinde, kendi kabuğunda yaşayan bir taşra kasabası görünümünde Seferihisar. Denetmenler gelecek ve kriterler üzerinde bir değerlendirme yapacak. Ben inanıyorum ki biz kriterlerin çok büyük bir bölümünü yerine getirebilecek durumdayız. Kriterlerin bir kısmı basit ve hemen altından kalkılabilecek, bir kısmı ise biraz bütçe ve zaman gerektiren işler, denetmenlerle birlikte öncelikleri belirleyip yol haritasını ona göre çıkartmak istiyoruz. Talip olduğumuz konsept gibi yavaş yavaş hepsini yerine getireceğiz” diyor.
İtalya’da 1999 yılında başlayan Yavaş Şehir'in (CittaSlow) sembolü Salyangoz...
Dünyadaki "yavaş şehir"lerden bir tek İtalya'nın kırmızı şarabıyla ünlü Chianti’yi gördüğünü söyleyen Soyer, "Chianti doğal görünüm zenginliğiyle, estetiği ile çok şirin, huzur veren bir kentti" diyor...
"Dünyada yavaş şehirleri takip edenler var. İnsanlar bu şehirleri görmek istiyor... Kendileri için bir kaçış noktası olarak görüyorlar. Dolayısıyla, Seferihisar için hiç kuşkusuz yeni bir turizm potansiyeli yaratmış olacağız. Türkiye’de ilk kez böyle bir başvuruyu yapıyor olmak da bir anlam taşıyacaktır. Markalaşma adına, Seferihisar’ın adını Türkiye ya da uluslararası camiada duyurma adına önemli bir adım atıyoruz."
İŞTE SEFERİHİSAR
Soyer Seferihisar'ı da şöyle anlatıyor:
"Seferihisar, 35 bin nüfuslu, çok geniş bir alana yayılmış, 49 kilometre sahili ile Türkiye’nin en uzun sahil şeridine sahip ilçelerinden biri. Sığacık, Doğanbey, Ulamış gibi birbirinden farklı özellikler taşıyan herbiri son derece güzel olan yerleşim yerleri var. Doğanbey’de belki de dünyanın en büyük sağlık turizm merkezi olmaya aday jeotermal rezervler var. Bugüne kadar hiç kullanılmamış bir rezerv. Bölge çok kısa bir süre sonra sağlık turizmi konusunda dünyada en çok tercih edilen bölge haline gelebilir. Sığacık’ta yaklaşık 500 yıl önce Kanuni Sultan Süleyman zamanında yapılmış kalemizde konserler, tiyatro gösterileri, sergiler, söyleşiler düzenlemeye başladık. Çok uzun yıllardır atıl duran bu yapıyı kullanmaya başlıyoruz bu da Seferihisar için artı değer yaratılmasına vesile olacak. "