Uzmanlar, okula yeni başlayacak öğrencilerin velilerine şu tavsiyelerde bulunuyor.
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kutlu, ''Anne ve babalar, çocuklarının okula başlayacağı günlerde sevinçli, rahat ve sakin olmalı, asla ağlamamalı, çocuğun istediğini giymesine ve yanına bir oyuncağını almasına izin vermelidir'' dedi.
Yrd. Doç. Dr. Kutlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okul hayatına yeni başlayan öğrencilerin okulla ilgili ilk izlenimlerinin öğrenmeye açık güçlü belleklerinde asla silinmeyecek izler bıraktığını belirtti.
Okulun ilk günlerinde çocuklarda özgüven sorunu yaşanabileceğini ifade eden Kutlu, bilinçli bir anne ve babanın bu dönemde izleyeceği yolun çok önemli olduğunu söyledi.
Hiçbir öğrencinin ilk günleri tek başına aşmasının mümkün olmadığını kaydeden Kutlu, şöyle konuştu:
''Anne ve babalar çocuklarının ilk ve en önemli öğretmenleri olduklarını unutmamalı. Ayrıca veliler sürekli okul çalışanlarıyla iş birliği halinde olmalı. Bu aşamada hem anne ve babaların hem de okul çalışanlarının bilinçli ve ortak hareket etmesi, çocuğun özgüvenini artırmada ve onların gelecekteki hayat, okul ve sınav başarılarında, kendilerinin ve dolayısıyla velilerin mutlu olmasında ve hatta toplumun gelişmesinde etkili olur.''
Yrd. Doç. Dr. Kutlu, okula ilk kez adım atacak çocukların bunun stresini birkaç gün önceden yaşayabildiğini belirterek, bu stresi azaltmak ve iyi bir öğrencilik dönemi için velilere çeşitli tavsiyelerde bulundu.
Kutlu, velilere önerilerini şöyle sıraladı:
''Anne ve babalar ilk günlerde çocuklarına kırtasiye malzemeleri ve okul kıyafetleri alırken oldukça mutlu görünmelidirler. Hatta okula başlamadan bir gün önce evde küçük bir kutlama da yapılabilirse öğrenciye okula gitmenin güzel bir durum olduğunun mesajı verilmiş olur.
Veliler ilk günden başlamak üzere şampiyonların kahvaltı yaptığını çocuğa söyleyerek kahvaltılarını hazırlamalıdırlar. Araştırmalar, kahvaltı yapan çocukların okul ve sınavlarda daha yüksek başarılar elde ettiğini, bu başarılarının devamlılık gösterdiğini ve kahvaltı yapmanın depresyon, stres veya hiperaktivite riskini azalttığını göstermektedir. Her anne ve baba, şampiyonlarının her sabah kahvaltı yapmasını sağlamalı ama bunun için de kendileri iyi birer model olmalı, yani kahvaltı beraberce yapılmalıdır.
Anne ve babalar çocuklarının okula başlayacağı ilk günlerde sevinçli, rahat ve sakin olmalı, asla ağlamamalı, çocuğun istediğini giymesine ve yanına bir oyuncağını almasına izin vermelidir. Veliler çocuklarının kendilerinden ayrılma kaygısını azaltmak için varsa kendi kaygılarını saklamalıdır. Çünkü kaygının tıpkı bulaşıcı bir hastalık gibi bulaşma özelliği vardır. Özellikle vedalaşma hüzünlü hale getirilmemeli, veliler neşeli bir şekilde çocuklarına sarılıp gülümseyerek servis, okul veya sınıf kapısından ayrılmalıdır.
İlk günden başlayarak anne ve babaların iyimser olmaları gereklidir. Çocuklara da iyimser olmaları okulda öğretilmez, bunu öğretmek velilerin görevidir.
Okul servislerinde yetişkin bir rehber bulunmasına dikkat edilmelidir. Çünkü okulda geçen güzel bir gün, güvenilir bir servisle başlar ve biter.
Okulun ilk birkaç haftası her zaman için streslidir. Bu dönemlerde anne ve babalar çocuklarına daha anlayışlı ve sabırlı davranmalı, çocuğun okula gitmek istemediği günlerde bunun temel nedenini araştırmalıdır. Fakat bu arada gereksiz yakınmalar da kabul edilmemeli ve onlara tıpkı nasıl yetişkinlerin her sabah işe gittikleri gibi öğrencilerin de okula gitmelerinin onların işi olduğu uygun cümleler ve ses tonuyla anlatılmalıdır.
Çocukların okula gittiği ilk günden itibaren eve geldiklerinde ellerini yıkamaları gerektiği öğretilmelidir. Bu çocukları belki daha zeki yapmaz ancak hastalıklardan korur. Sağlıklı olmak ile başarı arasında yakın bir ilişki olduğu unutulmamalıdır.
Anne ve babalar çocuklarıyla her gün eve geldiklerinde okulda neler yaptıklarını konuşmalı, bu konuda tatmin edici cevaplar almaya çalışmalı, 'evet', 'hayır' veya 'hiçbir şey' gibi cevapları kabul etmemelidir.''
Anadolu Ajansı