Mevlananın Mezar odasının Korkunç Sırrı.


             

Ä°letiÅŸim


 05xx xxx xx xx


vbnetron


[email protected]

×

Mevlananın Mezar odasının Korkunç Sırrı.

  • #1
    sundance - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    27.Haziran.2009
    Nereden
    izmir-istanbul
    Mesajlar
    437
    @sundance



    Mevlananın Mezar odasının Korkunç Sırrı.





    O müzenin kapısından içeri girerken, karşıma 'Da Vinci şifresi' gibi esrarengiz bir hikáyenin çıkacağını bilmiyordum.

    Bu, bir sanduka ve onun altındaki mezarın hikáyesi.

    Ama öyle basit bir hikáye değil.

    Hikáye 13'üncü yüzyılda başlıyor ve 1930'da esrarengiz bir aile trajedisine kadar uzanıyor.

    Hikáye beni çok etkiledi.

    Seni de etkileyeceğini tahmin ediyorum.

    SAF TUTMUŞ SANDUKALAR ARASINDA

    Geçen salı günüydü.

    Hayatımda ilk defa Konya'ya gitmiştim.

    Konya'da Mevlana Müzesi'nin kapısından ilk adımımı attığımda, belki de sadece benim hissettiğim mistik bir rüzgár esti ve beni içine aldı.

    Hayatımda hiçbir mekán daha ilk anda beni bu kadar etkilememişti.

    İçerden çok hafif bir ney müziği geliyordu.

    Sağ tarafta, sanki saf tutmuş sandukaları görüyordum.

    Yanımda Mevlana Müzesi Müdür Yardımcısı Dr. Naci Bakırcı vardı.

    Mevlana'nın sandukasının önüne gelinceye kadar, mistik bir turistten farklı değildim.

    Ancak o sandukanın önünde Dr. Bakırcı'nın anlattığı o müthiş hikáye başladı.

    Daha doğrusu, o sandukanın altındaki 'mezar odasının sırrı'...

    500 METREYİ SEKİZ SAATTE ALAN CENAZE

    Nefesimi kestim ve onu dinledim.

    İşte ondan dinlediklerim.

    Anlatıldığına göre her şey 1273'te Konya'da kaldırılan bir cenazeden sonra başladı.

    Mevlana Celaleddin-i Rumi, 17 Aralık 1273 günü vefat ediyor.

    Cenazesine yüzbinlerce insan katılmış. Naaşı, İplikçi Camii'nden, 500 metre ilerdeki bu türbeye 8 saatte getirilebilmiş.

    Müslümanlar Mevlana'nın naaşını defnedebilmek için gayrimüslimlerin cenaze cemaatinden çıkmasını istemiş. Ancak onlar, 'Bize İsa'yı da Musa'yı da Mevlana öğretti' diyerek bunu reddetmişler.

    Mevlana'nın kabrinin altına bir 'mezar odası' bulunuyor.

    MEZAR ODASINA 700 YILDA 1 KİŞİ İNDİ

    Eski Türklerde mezarların altına Farsça 'zir-i zemin' yani 'zeminin altı' denilen bir mezar odası yapılırmış.

    Mevlana'nın naaşı da böyle 4 metrelik bir mezar odasına konmuş.

    Ancak o tarihten bu yana mezar odasına kimse inmemiş.

    Sadece bir kişi hariç.

    Rivayete göre Sultan Dördüncü Murad, Mevlana'nın türbesini ziyarete geldiğinde, mezar odasının içinde ne olduğunu çok merak etmiş ve bu odaya girmek istemiş.

    Ancak dönemin Mevlevi büyükleri, buna kesinlikle karşı çıkmış ve girmesini engellemişler.

    Bunun üzerine Sultan, elindeki tespihi, ağzı açık odanın içine atmış.

    Veya düşürmüş.

    Bu tespihi almak üzere 7 yaşında bir kız çocuğu mezar odasına indirilmiş.

    Bilinen tek şey, odanın iki tarafından aşağı doğru merdivenlerin indiğiymiş.

    Kız çocuğu mezara inip çıktıktan sonra dili tutulmuş.

    Dr. Naci Bakırcı, 'Çocuğun dilinin neden tutulduğu hálá bilinmiyor' diyor.

    KÜÇÜK KIZ MEZAR ODASINDA NE GÖRMÜŞTÜ

    İşte bu olaydan sonra 'mezar odasının sırrı' iyice merak edilmeye başlanmış.

    Acaba kız çocuğu orada ne görmüştü de dili tutulmuştu?

    Bir iddiaya göre, oda çok karanlık olduğu için çocuk çok korkmuş ve geçirdiği travmadan dolayı dili tutulmuştu.

    Ancak bir başka iddia daha var ki, o 'mezar odasının sırrını' daha da koyulaştırıyordu.

    Selçuklu Türkleri o tarihte mumyalama tekniğini biliyorlarmış. Fatih Sultan Mehmed dahil 7 padişahın naaşı mumyalanmış.

    Mevlana'nın naaşı da mumyalandığı için muhtemelen öyle duruyordu.

    Kız çocuğu orada yatan Mevlana'yı görünce bu hale gelmiş olabilirdi.

    Bu olay dönemin önde gelen Mevlevilerini harekete geçiriyor ve 1640 yılında mezar odasının ağzı tuğlayla örülüp üzeri kurşunla kaplanıyor.

    O tarihten sonra mezar odasının ağzındaki kurşun hiçbir zaman kaldırılmadı.

    Mezar odası, sırlarıyla birlikte belki de ebediyete kadar sessizliğe gömüldü.

    1930'LU YILLARDA MÜZE MÜDÜRÜNÜN ODASINDA

    Ancak odanın hikáyesi burada bitmiyor.

    Aradan 300 yıl geçtikten sonra, Mısır'daki piramit sırlarına benzeyen bir dizi olay daha yaşanacaktı.

    Bu olayın iki tanığı vardı.

    Biri olayı yaşayan Yusuf Akyurt isimli biri.

    Öteki de onun yaşadığını Murat Bardakçı'ya anlatan Abdülbaki Gölpınarlı Hoca.

    1930'lu yılların güzel bir gününde, Mevlana Müzesi'nin Müdürü Yusuf Akyurt odasında tek başına otururken, aklına sandukanın altındaki mezar odası gelir.

    İçinden 'Acaba şu odaya bir girsem de içinde ne olduğunu görsem' diye geçirir.

    Ancak tepki çekeceğini düşündüğü için kararsızdır.

    O AN KAPI ÇALINDI YAŞLI ADAM GİRDİ

    Tam o esnada kapı çalınır ve içeri, müzenin yaşlı odacısı girer.

    Bu yaşlı adam aslında, Mevlevi dedesidir. Cumhuriyetin ilanından sonra tekke ve zaviyeler kapandığı için müzeye çevrilen türbede odacı olarak çalışmayı kabul etmiştir.

    Yaşlı Mevlevi dedesi saygılı bir şekilde içeri girer ve Yusuf Akyurt'un tüylerini diken diken eden şu cümleyi söyler:

    'Sakın oraya inmeyi düşünmeyin...'

    Ancak bu şaşkınlık, müdürü kararından vazgeçirmez. Mezara inmek üzere kurşunla kaplı kapağın önüne gelir.

    Halıyı kaldırır. Tam kapağı açmak üzereyken, bir adam haykırarak içeri girer:

    'Müdür bey, yetiş evin yanıyor...'

    Yusuf Akyurt gelinceye kadar evi kül olmuştur.

    İşte tam o sırada eline bir telgraf tutuşturulur.

    Müze müdürü başka bir yere tayin edilmiştir.

    KONYA-ANKARA YOLUNDAKİ KAZA

    Konya-Ankara yolu o gün çok ıssızdı.

    Gün batmış, alacakaranlık etrafa hákim olmaya başlamıştı.

    Uzaktan gelen kamyonun farları, henüz tam karanlık hale gelmemiş ufukta cılız iki nokta gibi duruyordu.

    Şoförün yanında kapıya dayanmış şekilde oturan çocuk kimbilir hangi hayallere dalmıştı.

    Kamyon bir kavise girdiği sırada kapı aniden açılır ve çocuk alacakaranlığın içinde kaybolur.

    Kamyon durup, içindeki iki adam kapıdan uçan çocuğa ulaştıklarında iş işten geçmiştir.

    Çocuk öteki dünyaya göçmüştür.

    Çocuğun başında duran ikinci adam, başı ellerinin arasında hüngür hüngür ağlamaktadır.

    O adam, Konya'dan tayini çıkan Müze Müdürü Yusuf Akyurt'tur.

    Kimine göre, mezar odasının sırrı, onu hálá takip etmektedir.

    MEZARIN BAŞINDA SÖYLENEN SON SÖZLER

    Yusuf Akyurt oğlunun cenazesini alıp Konya'ya döner. Cenaze töreninden sonra doğruca Mevlana Müzesi'ne gider ve sandukanın başında ellerini açıp haykırmaya başlar:

    'Yetmedi mi? Affet artık...'

    Bütün bunlar neydi? Efsane mi? Gerçek mi?

    Küçük kızın dili niye tutulmuştu? Yaşlı odacı, müdürün kafasından geçen düşünceyi nasıl anlamıştı?

    Bunların cevabı yok.

    Ben bunları anlatan insanlardan dinledim.

    Bildiğimiz tek şey var. Mezar odası 731 yıldan bu yana sırrını muhafaza ediyor.

    Umarım bundan sonra da muhafaza etmeye devam eder.

    Çünkü bilinmezliğin yarattığı bazı mistik duygulara ebediyen ihtiyacımız olacak.

    Çünkü hepimizin içinde, sadece kendimize ait sırların saklandığı küçücük odalar var.

    Üzerleri kurşunla kaplı küçücük odalar...
    Si vis pacem, para bellum

  • #2
    betüüüllll-03 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    11.Haziran.2009
    Nereden
    afyon
    Mesajlar
    1,015
    @betüüüllll-03







    teşekkürler paylaşım için...ben de afyonkuyum burada da mevlevi türbesi var içinde yatırlar falan var normalde fotoğraf çekmek yasak ama her gelen yabancı çekiyo fotoğraf mevleviler fotoğraflar da çıkmazmış.bilgisi olan var mı?

    Çocuklar geleceğe gönderdiğimiz ve asla göremeyeceğimiz mesajlardır.

  • #3
    Gülşah MUTLU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    15.Mart.2009
    Nereden
    Tekirdağ ve İstanbul=)
    Mesajlar
    32,039
    @Gülşah MUTLU







    teşekkürler paylaşım için..
    6. yaşımız kutlu olsun!!!
    Ögretmen, insan davranislarini ve yeteneklerini gelistiren bir davranis mühendisidir.


    10.Yıl
    Önce Okul Öncesi

    #DİRENKPSS2015

  • #4
    Emine TURAN TUNÇ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    21.Mart.2009
    Nereden
    İSTANBUL
    Mesajlar
    28,261
    @Emine TURAN TUNÇ







    paylaşım için teşekkürler

  • #5
    Selma Hoca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    15.Mart.2009
    Nereden
    çorum
    Mesajlar
    22,939
    @Selma Hoca







    çok etkileyici..paylaşım için teşekkürler..benim de mevlana türbesini üniversite okurken defalarca ziyaret etme şansım olmuştu..

  • #6
    Rabia PEKKAN (rpekkan) - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Mart.2009
    Nereden
    Antalya
    Mesajlar
    15,760
    @Rabia PEKKAN (rpekkan)







    Gerçekten etkileyici..Teşekkürler..

  • #7
    papatyabahçesi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.Ekim.2009
    Mesajlar
    3,209
    @papatyabahçesi







    ben de 4 yıl konyadaydım mevlana türbesine de kimbilir kaç kez gittim ama böyle bir hikaye hiçbir yerde yazmıyordu ve kimse böyle bişey anlatmadı.çok etkileyici bir hikaye...
    oranın mistik huzur dolu sesi,kokusu,havası beni hep etkilemiştir zaten
    paylaşım için teşekkürler

  • #8
    şubese - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.Ocak.2010
    Nereden
    türkiye
    Mesajlar
    462
    @şubese







    bende 6 yıl konyada kaldım
    2 kez eşimin tayini konyaya çıktı.orada çok güzel yıllar geçirdim.tekrar okulum bittimi konyayı yazmak istiyorum.konyaya 1 giden bi daha gidiyor.çok güzel bir yer.bende mevlanayı ziyaret ettim.mevlananın türbesi gerçekten çok huzur verici bir yer.bende duymadım hiç byle bir şey ama.şehitler ve veli lerin ölmediklerini biliyoruz.allahın sevgili kulu mevlana.fazla irdelememek en iyisi

  • #9
    Gülbin HİCRİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Mayıs.2009
    Nereden
    Şanlıurfa
    Mesajlar
    15,302
    @Gülbin HİCRİ







    teşekkürler paylaşım için..
    <CENTER><MARQUEE behavior=alternate>ÖNCE OKUL ÖNCESİ 6 YAŞINDA!</MARQUEE>
    <A< font>
    </CENTER>


    İnstagram hesabım : @madamteacherr

  • #10
    Cihan ÇAĞLAYAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Nisan.2009
    Nereden
    Şanlıurfa
    Mesajlar
    5,536
    @Cihan ÇAĞLAYAN







    dikkatli okursanız hikaye tarzında yazılmış yani olabilir böyle birşey ama herşey hikaye gibi yazılmış giriş gelişme sonuç
    * Tuttum, taa içime oturttum seni...

  • YORUM BIRAKMAK İÇİN ÜYE OLMALISINIZ !

    ÜYE OLMAK İÇİN TIKLA

    Benzer Konular

    1. 'Alt Islatma'da korkunç gerçek
      Konu Sahibi MeganeCC Forum SAĞLIK
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 09.Aralık.2011, 01:44
    2. Dünyanın en korkunç hastalığı
      Konu Sahibi BURCU-BAŞKAL Forum GÜNCEL HABERLER
      Cevap: 9
      Son Mesaj : 16.Eylül.2010, 23:43
    3. korkunç olamayan korkuluk
      Konu Sahibi GizLi_OzNe Forum KAĞIT İŞLERİ-KATLAMA
      Cevap: 5
      Son Mesaj : 02.Mart.2010, 03:23
    4. Paranormal Aktivite (çok korkunç)
      Konu Sahibi Gülşah MUTLU Forum SİNEMA-FİLM
      Cevap: 58
      Son Mesaj : 19.Ocak.2010, 23:16
    5. korkunç boyama sayfaları:)))
      Konu Sahibi gulcinnnnn Forum BOYAMA SAYFALARI
      Cevap: 7
      Son Mesaj : 13.Aralık.2009, 23:42

    Yetkileriniz

    • Konu Acma Yetkiniz Yok
    • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
    • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
    • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
    •  

    Giriş

    Facebook ile Baglan Giriş