EŞSİZ SONBAHAR'IN DOYUMSUZLUĞU
Sonbahar,son güneşli akşamlarını yaşıyor.Ama biliyor musunuz? Yine de aynı yaz gibi içini ısıtabiliyor. Gözlerinin içini parlatabiliyor.
Bir yandan çocuklar top oynarken,bir yandan kadınlar “Huuu..Melahat nerdesin? Kapıyı aç” derken bir yandan da kuşların cıvıltıları insanı öle mutlu ediyor ki,sormayın gitsin..
Arka bahçedeki ağaç tamamen kurudu. Ama kuşlar için hala misafirlik yapabiliyor. Kanaryalar; ağacın en alt dalından, en üst dalına sanki yarış yapar gibi oynuyorlardı.Onlarda anlaşılan doya doya son yarışlarını yapıyorlardı.Çünkü yavaş yavaş içimize girecek olan kıştı.Bu ağacın yanındaki erik ağacı ise yeni yeni yapraklarını dökmeye başlamıştı.Gözümün önünde birer birer, yere sallana sallana düşüyorlardı.Ama rengarenk biliyor musunuz? Sarı,kahverengi,açık yeşil,koyu yeşil…Sanki ağaç süslenmişti.Ama bir şey fark ettim ki bu ağaçta daha çok kuş vardı.Belki de yaprakların arasına saklanarak,bizler gibi saklambaç oynuyorlardı.Olamaz mı?
İnsanlara baktığımda sürekli bir şeylerle uğraşıyorlardı. Hemen hemen her çatıda tarhana seren kadınlar,evlerinin içi batmasına rağmen hamur işleri;yufka,gözleme,kesme yapan kadınlar...Diğer bir tarafta ise eşiyle beraber pekmez,bulama yapanlar…
Sokaktan el ele sevgililer geçiyordu. Kızın ve çocuğun gözlerinin içinin parladığını öle iyi görebiliyordum ki… Ama birde onların arkasından giden delikanlının sanki gemileri batmıştı. Ellerini cebine koymuş sadece yere bakarak yürüyordu. Kim bilir? Belki sevgilisinden ayrılmıştı, belki evdekilerle kavga etmişti…
Gözüm okuldan çıkan birkaç küçük çocuğa takıldı. Anneleri elinden tutmuş, evlerine gidiyorlardı. Çocuklar :“ Anne ne olur dışarıda oynayayım…”diye annelerine yalvarıyorlardı . Onlarda bu sonbaharın güzelliğini doya doya yaşamak istiyorlardı belki de…
İşte bu bizim,son baharımızdı. Güneş yavaş yavaş etkisini kaybetmeye başlamıştı. Keşke ondan, bu olanları biraz daha izleyebilmek, yaşayabilmek için izin isteyebilseydim. Evet artık güneş batmıştı.Belki de yarın sabah gelen kıştı.
Şunu anlamıştım ki “Vakit geçirmeden zamanında her şeyi doyasıya yaşamalydık”.
Şimdi ben kışın nasıl sonbaharın tadını alabilirim ki?
Gülşah Altay
İlk denemem..
20/EYLÜL/2006