Önce karanlık bir sokağın köşe başındayım, başım ellerimin arasında, sessizce ağlıyorum... İçimdeki karanlık dışarıdakinden daha fazla... O ıssız ve kimsesiz sokakta ben... Sen nerdesin?
YOKSUN VE BEN BUNU BİLMEK İSTEMİYORUM…
Şimdi bomboş bir odadayım, penceresi küçücük olan, bir bana ancak yetecek olan… Diz çöküp yere, soğuk duvarlara dokunuyorum... İçim üşüyor… Bir köşeye geçip, yaslanıyorum soğuk duvara. Başımı ellerimin arasına alıp kapatıyorum hüznün neminde küf kokan ıslak gözlerimi… İçeriye sızan ışık tepemdeki soğuk duvara merhaba diyor. Ben yine sensizliğimin çığlıklarıyla kulaklarımı sağır ediyorum, dilimi lal… Sadece Düşünüyorum… Ne oldu da yokluğunun koyu rengine düştüm… Yeniden yüreğimi neden kanattın… Oysaki ayrılıklardı benim hissetmemi sağlayan biliyorum… Anlamsız hayatımın, hüzün dolu olsa da tek duygulu yaşanmışlığıydı sonsuz ayrılıklar… Biliyorum ama bilmek istemiyorum…
Her gece ağlak yalnızlıklarla hırpalanan yüreğim, bedenim ve gözlerimle bu soğuk odada kimsesizliğimi sorguluyorum… Duvarlar da yitirdiğim düşlerimin sızısı kaldı. Yaslandıkça içimi acıtan… Bu kadar soğuk mu beni içine hapsettiğin kalbin…
Mavi Çocuk (17.06.2010) 23:03