Ayşe TURAN Nickli Üyeden Alıntı
ANI YAKALAMAK VE YAŞAMAK...
Büyük bir çoğunluğumuzun aklında, düşüncelerinde şu anla (şimdiyle) ilgili değerlendirmeler hemen hemen yok gibidir. Şu an ne hissediyoruz? Ne duyuyoruz?
Eminim ki şu an bu yazıyı okuyanların, bu soruyu kendilerine sorduklarında verdikleri cevaplar ya geçmiş veya gelecekle ilgilidir.Geçmişte yaşadığımız bir takım olayların pişmanlığı, acı tebessümü ve keşkeler aklımızdadır hep. Bazıları ise ‘keşke’ leri çoktan aşmış; lakin henüz gelmemiş, yaşanmamış günlerin endişesi ve planlarıyla içinde bulunduğu şu ânı harcamakla meşguldürler.
Biz ne kadar yok da desek, günümüzü elimizden alıyorlar…Şimdimizi çalıyorlar... Şimdinin ve şimdi olanların farkına hiç mi hiç varamıyoruz. Şimdiyi elimizden kaçırıp da dün olduğu an, ‘eyvah’ diyoruz. Lakin o ‘eyvah’ sözcüğü söylenince, başınızı taşlara vurunca, hayıflanıp hep ‘keşke’leri sıralayınca, kaybettiğiniz ‘şimdi’yi geri alamıyorsunuz. Aile içerisinde çocuklarla ve çevremizde konu komşuyla kurduğumuz ilişkilerde hep içinde bulunduğumuz anın birkaç saniye sonra geçeceğini düşünmeliyiz. Düşünmeli ve elimizde imkân varken kimseyi kırmamaya, üzmemeye çalışmalıyız.
Zaman akıp gidiyor…Zaman kimseyi beklemiyor ve kimseye ayrıcalık göstermiyor. Daha dün birlikte olduğumuz, gülüp eğlendiğimiz insanların yavaş yavaş etrafımızdan kayboluşunu izliyoruz bir bir, sessiz ve derinden. İnce düşüncelere dalıyoruz kimi zaman, taa derinlerden bir ‘ah!’ çekiyoruz, karşıki dağları eriten. Sabahleyin beraber gülüp eğlendiğiniz bir dostunuzun evine giderken yanlış yola girdiğini ve trafik kazasında vefat ettiği haberini alıyorsunuz bir an, zamansızca gelen bir telefondan. Ne de büyük planları vardı oysaki! Gelecekle ilgili hayaller kuruyordu. Çok değil bir hafta önce beraberce bir takım elbise almıştınız, şöyle en kalitelisinden.
Ama takım elbiseyi aldığı günden beri hiç giymemişti. En özel günlerinde giyecekmiş. Gülerek söylemişti bunu. “Çok özel günlerimde giyeceğim. Çok yakışıklı ve karizmatik olacağım. Gören herkesi etkileyeceğim. Özellikle de kızları.”
Biliyor musunuz, zaman çok hızlı akıyor. ‘Şimdi’ hiç beklemiyor ve hemen şimdi, şu an avuçlarımızın ortasından kayıp gidiyor. ‘Şimdi’nin kıymetini bilmek lazım! ‘Şimdi’yi değerlendirmek lazım!” O arkadaşınız yeni aldığı takım elbisesini hiç giyemedi! Oysa ne de güzel de yakışıyordu kendine! Ne de alımlı, çalımlı duruyordu! Şimdi(şu an), geçmiş ya da gelecekle değil, ‘şimdi’yle hesaplaşmak önemlidir. ‘Şimdi’yi değerlendirmeliyiz. En basiti oturup kitap okumalıyız… Daha çok okumalıyız. Gelecek zamanlara bırakmamalıyız işlerimizi. Balkondan insanları seyretmeli, ailemiz ve dostlarımızla daha çok zaman geçirmeliyiz.
Her anın güzelliğini özümseyerek yaşamalıyız. Hiçbir şeyinizi özel günlere saklamamalısınız.
Şimdi, neden özel bir gün olmasın ki?
Şimdi’yi özel olmaktan alıkoyan ne?
Kalkın ve bir karar verin! En pahalı ceketinizi süpermarkete alışverişe giderken giyin. Tadını çıkarın hayatın!
“İleride bir gün” sözcüğünü çıkarın belleğinizden!
Bir şey görülmeye, duyulmaya, yaşanmaya değerse hemen yaşayın!
Sakın dostlarınızı ileride bir gün ararım diye düşünmeyin!
İleride bir gün aradığınızda, “O şimdi aramızda değil. Bir hafta önce aramızdan ayrıldı!” cümlesini duyarsanız telefondaki üzgün sesten, geç kalmışlığın pişmanlığını yaşarsınız.
Özel anlar nefes aldığınız her andır!
Her sabah gözünüzü açtığınızda bu günün sizin için özel bir gün olarak yaratıldığını unutmayın!
Nefes alabildiğiniz her anı özel kılın!
Her gün, her dakika, her saniye Allah’ın bize lütfettiği özel bir andır.
Yani “ŞİMDİ…”
Mahmut AÇIL
.ALINTIDIR.