Empati ve Sempati
Empati denilince insanların akıllarına gelen ilk şey, bireyin kendini bir başkasının yerine koyup onun duygu ve düşüncelerini anlamasıdır.
Empatinin Türkçe karşılığı olan “duygudaşlık” empatiyi tam olarak kapsamamaktadır. Yıllarca empatiyle ilgili çalışmalar yapmış olan Carl Rogers empatiyle ilgili en geniş ve kapayıcı tanımı yapmıştır: Bireyin kendini karşısındaki kişinin yerine koyarak olaylara onun perspektifinden bakması, yaşadığı duygu ve düşünceleri eksiksiz anlaması, hissetmesi ve bunu ona iletmesine empati denir.
Rogers’e ait olan bu tanım birçok unsuru kapsamaktadır. Tanıma göre öncelikle empatiyi kuran birey, kendini karşısındaki kişinin yerine koymalıdır. Bunu yapabilmesi için o kişiyi çok iyi anlaması gerekir. Karşısında duran asık suratlı kişinin, yüzünü niçin astığını bilmeyen biri, o an empati kuramaz. Eğer ona destek verme amacındaysa, sadece sempati kurabilir, yani o da onun gibi suratını asabilir. Empatide bireyin karşısındaki kişiyi çok iyi anlaması gerekir ki, kendini onun yerine koyabilsin. Karşıdaki kişiyi anladıktan sonra kendini onun yerine koymalı ve dünyaya adeta onun gözleriyle bakmalıdır. Örneğin yağmurlu bir günde arabasıyla süratli geçen sürücü, kaldırımda yürüyen kişinin üzerine su sıçrattığını düşünelim. Sırılsıklam ıslanan kişinin dönüp sürücüye küfür ettiğini varsayalım. Bu olayda empati kurabilen sürücü durup adamdan özür diler; çünkü kendini onun yerine koyup olayı değerlendirdiğinde kendisinin haksız, ıslanan kişinin haklı olduğunu kabullenecektir. Empati kuramayan kişi ya durup aynı karşılığı verecek veya umursamadan çekip gidecektir; çünkü yoldaki su birikintisinden kendisinin sorumlu olmadığını öne sürecek veya düşünecektir. Burada belki su birikintisinin oluşmasında yerel yönetim suçludur; ama olay empatik yaklaşımla değerlendirildiğinde ıslanan kişinin tepkisel davranması normaldir. Belki çok önemli bir randevusu vardı; ama ıslandığı için artık gidemeyecek ve belki birçok şey kaybedecektir.
Empatide kısa bir süre rol değişikliği söz konusudur. Empati kuran kişi belli bir süreliğine karşısındaki kişinin rolüne girerek, olay ve olgulara onun gibi bakmaya ve onun bakış açısıyla görmeye çalışır.
Empatide karşıdaki kişi bir bütün olarak anlaşılmalıdır. Bu da hem duygu hem de düşünce boyutunda olan bir anlaşılmadır. Eğer birey karşısındaki kişinin sadece duygularını anlamaya çalışırsa empati gerçekleşmemiş olur, aynı şey sadece düşüncelerini anlamaya çalıştığında da geçerlidir. İnsanlar olayları yorumlayıp yargılarken hem duygusal hem de zihinsel süreçlerini kullanırlar. İnsanların her iki boyutu bir bütünün ayrılmaz iki parçası gibidir. Her ne kadar düşünceler duyguları doğuruyorsa, insanların yaşama bakışı, sadece düşüncelerle veya sadece duygularla olmaz, her ikisinin bütünlüğünde gerçekleşir. Bu sebeple, empatide hem duyguları hem de düşünceleri anlamak gerekir.
Empatinin diğer önemli bir noktası ise, empatiyi kuran birey, karşındaki kişiyi anladığını ona hissettirmesidir. Bu süreç, “Seni çok iyi anlıyorum” gibi sözel ifadelerle sınırlandırılmamalı, hal ve hareketlerle desteklenmelidir. Karşıdaki kişi anlaşıldığını hissetmedikçe empatiden beklenen yarar etkisini göstermez. Empati kurmanın en önemli faydası, karşıdaki kişiyle kaliteli bir iletişim kurmak, onun sıkıntılarını anladığını ve gerektiğinde paylaşabileceğini ona hissettirmektir. İnsanın anlaşıldığını anlaması onu rahatlatır ve mutlu kılar. Bu yüzden birçok insan anlaşılmadığından yakınıp durur. Örneğin, evliliklerde eşler birbirlerini anlamadıkları için sürekli sürtüşmeler yaşanır ve boşanmaların sayısında gün be gün artış olmaktadır. Birçok iletişim çatışmalarının temelinde anlamamak ve anlaşılmamak sorunu yer almaktadır.
Çocuklarla etkileşim ve iletişimde empatinin önemi oldukça büyüktür; çünkü çocuklar büyükler tarafından anlaşılmak isterler. Eğer anne babalar, çocuklarıyla empati kurabilirlerse onlarla daha az sorun yaşarlar. Çocuklarla yaşanan çatışmaların birçoğu empati kuramamaktan, yani onları anlamamaktan kaynaklanır. Empati anlama ve anlaşılmayı sağladığı için çatışmaların çözümünde önemli bir etkiye sahiptir.
Birçok ebeveyn, kendisini çocuğun yerine koyup empati kuracağına, empatik yaklaşımı çocuktan bekler, yani ebeveynin çocuğu anlaması gerekirken, çocuğun kendilerini anlamasını isterler. Örneğin, akşam yemekten sonra çocuk babasının yanına giderek, “Baba benimle oynasana” der, babanın tepkisi şu olur: “Bugün çok yorgunum, git başka zaman oynarız.”
Örnekteki baba çocukla empati kuramamış, empatiyi çocuktan beklemektedir. Yani çocuğa şu mesajı vermektedir: Oğlum ben senin oyun oynama isteğini anlamıyorum; çünkü oyunun senin için ne ifade ettiğini bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. Ben işten geldim çok yorgunum, benim bu yorgunluğumu anlamaya çalış. Beni anlayıp anlamamanı da umursamıyorum; çünkü seninle oyun oynamayacağım.
Burada çocuğun empati kurarak babasının yorgunluğunu anlaması belki imkansız bir şeydir, çünkü üç-dört yaşındaki çocuk, babasının yorgunluğunun ne anlam içerdiğini algılamayabilir. Fakat baba, çocuğuyla empati kurarak onun oyun oynama isteğini kolayca anlayabilir. Baba bilmelidir ki, oyun çocuğun bütün dünyasıdır. Eğer bu dünyanın içinde baba da yer alırsa, çocuk dünyanın en mutlu bireyi olur. Baba, çocuğun “Baba benimle oynasana” isteğinin içerdiği anlamı empati yoluyla algılasa iki dakikalığına da olsa çocuğuyla oynamak isteyecektir.
Çocuklarla empati kurarken sempati de kurmak gerekir. Sempati çoğu kez empatiyle karıştırılır. Sempati, bireyin karşısındaki kişinin duygu ve düşüncelerini yaşamasıdır. Empati de duygu ve düşünceleri yaşamak değil anlamak vardır. Örneğin, karşıdaki kişi üzüntülüyse, onun üzüntüsünü anlamak empati, üzüntüsünü yaşamak ise sempatidir. Birinde paylaşım, diğerinde anlama söz konusudur. Başka bir ifadeyle sempati, bireyin karşısındaki kişinin üzüntüsünü anlamadan paylaşması, empati ise bireyin karşısındaki kişinin üzüntüsünü paylaşmadan anlamasıdır. Empati ve sempati aynı anda yapılabileceği gibi ayrı ayrı da yapılabilir. Örneğin, Ahmet, arkadaşı Ali’nin sıkıntısını anlayabilir ve onun üzüntüsünü paylaşabilir; fakat bazı rollerde ikisi bir arada kullanılamaz.
Anne babalar çocuklarıyla empati kurabilirlerse, onlarının isteklerinin altındaki gerçek amaçları daha kolay anlayarak, onlarla daha kaliteli bir iletişim ve etkileşim kurabilirler. Çocuklar anlaşıldıkları an, daha kolay eğitilirler ve eğitim sürecinde daha az çabayla daha çok yöne yönlendirilebilirler. Birçok bakımdan dolayı çocukların büyüklerden daha çok anlaşılmaya ihtiyaçları vardır. Onlarla ne kadar çok empati ve sempati kurulursa, kişiliklerinin sağlam temellere oturtulma imkanları o kadar çok olabilir. Çoğu zaman annelerin çocuklarından empati kurmalarını istediklerine tanıklık etmek mümkündür. Örneğin, annenin “Çocuğum biraz da sen beni anla,” demesi, çocuktan empati kurmasını istemektedir. Piaget’e göre çocuklar benmerkezci düşüncelere sahiptir.
Ben merkezi tutumu olan bireylerden de empati beklenemez; çünkü empatiyle benmerkezcilik bir araya gelemez. Çocuk belli bir yaş olgunluğuna gelmeden benmerkezci düşüncelerden kurtulamaz ve o yaşa kadar da empati kuramaz. Benmerkezci düşüncelere sahip olduğu sürece anne babasının rolüne giremez ve onları tam olarak anlayamaz. Çocuk “Yorgunluğun” ne ifade ettiğini bilse bile, benmerkezci tutumundan dolayı kendini babasının yerine koyamaz ve onun o anki hislerini algılayamaz.
Çocuğu anlamaya çalışarak bütün isteklerini yerine getirmek empatiyle karıştırılmamalıdır. Empatinin çocuk eğitimindeki yeri, çocukların haklı isteklerinin arkasındaki gerçek nedenleri anlayıp yerine getirmek ve istenmedik istek ve davranışlarını engellerken, çocuğun rolüne girerek, onu örselemeyen yaklaşımlar geliştirmektir. Örneğin, çocuğun oyun oynama isteğini empati yoluyla anlayan anne baba, çocuğuyla gerektiği kadar oyun oynar. Ayrıca çocuğun olumsuz bir isteğini engellerken veya işlediği bir hatadan ötürü çocuğu cezalandırırken, kendini çocuğun yerine koyarsa abartılı olmayan ve yapıcı bir ceza yöntemi bulabilir. Ebeveynlerin en çok tercih ettiği ceza yöntemi dayaktır. Eğer ebeveyn, o an kendini çocuğun yerine koyarak, dayağın kendi kişiliği üzerindeki olumsuz etkilerini düşünürse, çocuğa daha hafif bir ceza düşünebilir. (Empati ile ilgili daha geniş bilgi için Ü. Dökmen’in İletişim Çatışmaları ve Empati adlı kitabına bakabilirsiniz.)
.ALINTIDIR.