Hırslı Olmak ! Nereye Kadar ?
Çünkü sürekli isteyen, her seferinde daha fazlasına odaklanan insanlar bu dünyada var oluşlarının farkında olmadan yaşarlar. Üstelik de çevrelerinde kızgınlık ve öfke uyandırarak...
Hırs, başarı için gerekli bir duygu olmakla birlikte yoğunluğuna göre yıpratıcı da olabilir. Özellikle de beraberinde hasetliği taşıyor ve hep daha fazlası isteniyorsa. Çünkü sürekli isteyen, her seferinde daha fazlasına odaklanan insanlar bu dünyada var oluşlarının farkında olmadan yaşarlar. Üstelik de çevrelerinde kızgınlık ve öfke uyandırarak.
Hırslı insanlar başkalarınca sevilmedikleri gibi sürekli olarak diğerlerinden daha üstün olma çabası içinde kendilerini de yeterince sevemezler ama çoğu zaman bu durumun farkında olmazlar.
Hırs duygusunun, her ne pahasına olursa olsun düşüncesine dönüşmüş hali kişinin kendisi için zararlı olduğu kadar çevresi için de zarar vericidir. Bu tarz düşünen ve hisseden insanlar başkalarına sevgi duymazlar çünkü. Onlar, yakın çevrelerinden hiç kimsenin ön plana çıkmasını, takdir edilmesini, alkışlanmasını istemediklerinden ortaya konulan yeni ve değerli her fikri çiğneyerek ilerlemek isterler ve kendilerine karşı olan her fikri yok etmenin yolunu her yolu deneyerek bulurlar.
Hırslı insanların zihinleri başkalarının başarısını başarısızlığa dönüştürmek için çalışır. Bu nedenle de sahip oldukları her olanağı diğerlerini alaşağı etmek için kullanırlar. Başkalarının başarılarından, kazançlarından rahatsızlık ve kıskançlık duydukları için de gece rahat uyuyamazlar. Her an tetikte ve diğerlerinin ne yaptığıyla ilgilendikleri için hayatın anlamını da kaybederler.
Oysa bilinç düzeyi yüksek olan insanlar için o, bu, şu yoktur. Bu düzeyde yaşamak, bir bütünün parçası olduğunu insana hissettirdiğinden kıskançlıklar, hasetler kaybolur. Başkalarının mutluluğu ve sevinci sizin de mutluluğunuz, sizin de sevinciniz olur.
Bazı insanlar da başarılı insanların karşısında kıskançlık ve aşağılık duyguları yaşar ve bu duygularla baş edebilmek için elde edilen başarının altında gayri ahlaki bir durumun olabileceğini ileri sürerek hem kendine kendi gözünde hem de diğerlerinin gözünde itibar kazandırmaya çalışır. Çünkü o, ahlaklı davranmayı başarılı olmaya tercih etmiştir.
Bu insanlar için başarının çalışılarak elde edilebileceği gerçeği çoğu zaman görmezden gelinir. Diğer yandan, çocuk yetiştirirken de bazı tuhaf söylemlerden yararlanmamız, çocuklarımızı yanlış olana yönlendirmemiz, onların yaşamda başarılı olmayı farklı nedenlere bağlamalarına yol açar. Örneğin, kafanı kullan, kurnaz ol, köprüyü geçinceye kadar, bu dünyada doğru olmayacaksın arkadaş, gözünü dört aç, gibi pek çok yol gösterici (!) nasihat bize büyüklerimizden miras kalmıştır. Böyle düşünenler için hayatın amacı ve anlamı kazanmaktır. Kazanmanın yolu ise amaca giden her türlü yolu her ne pahasına olursa olsun kullanmaktır.
Hırsın bu biçimiyle yaşanması hem yaşayan için hem de yaşayanın yakınında bulunanlar için katlanılması oldukça güç bir durumdur.
Hırs, isteklerimizin ve amaçlarımızın elde edilmesi sırasında itici bir güç olarak belli dozlarda kullanılabilirse de doğası gereği sınırlarını sürekli aşmaya ve taşmaya çabalayan bu duygumuzla baş etmek oldukça zordur.
Bu nedenle hırslı olmak nereye kadar?” sorusu; “bir yere kadar” diye yanıtlanmalıdır. O yer ise kişinin kendi denetimini sağlamasıyla ancak belirlenecektir.
Dr. Yüksel Demirel
Psikolog/İletişimci
kaynak:bebekkokusu