1963’ten bu yana 72 kitap yayımlayan Gülten Dayıoğlu, son kitabı “Yaşadıklarım ve Düşlediklerim”de yapıtları ile yaşamını harmanlıyor.
Çocuk edebiyatına yıllarını vermiş, bu sahanın en saygın yazarlarından Gülten Dayıoğlu’nun yeni çıkan kitabına dair bir yazı yazmanın ağırlığı omuzlarıma çökmüş durumda.
1963 yılında ilk kitabı yayımlandıktan sonraki süre içinde Gülten Dayıoğlu’nun kitaplarını okumadan ya da onun adını duymadan büyüyen kaç kişi vardır? Parmakla sayılacak kadar azdır herhalde.
Gülten Dayıoğlu’nun kitaplarını okuyarak büyüyenler şimdi çocukları için yine onun kitaplarını alıyor.
Üç nesile 72 kitap
Çocuk edebiyatına gönül verip 72 kitap yayımlamak ve üç nesil boyunca okunmak büyük bir mutluluk olsa gerek.
Gülten Dayıoğlu, son kitabı “Yaşadıklarım ve Düşlediklerim”de yapıtları ile yaşamını harmanlıyor. Okurun düşleri somutlaştırmaktan hoşlanacağını söyleyen Gülten Dayıoğlu, bu yapıtında sıkça bir araya geldiği okurlarının sorularına yanıt vererek onları birer birer kucaklıyor. “Eserler yazılmadan önce, yazılış aşamasında ve hatta yayımlandıktan sonra olup bitenleri ayrıntıları ile bilmek istiyorlar” diyen Dayıoğlu, bu kitabında okurlarının bu isteğini fazlasıyla karşılıyor.
Dayıoğlu, çocukluğundan başlayarak içinde bulunduğu ortamlardan nasıl malzeme çıkardığını, ilgili yapıtın ele alındığı bölümlerde samimiyetle ifade ediyor. Bu samimi itiraflardan en hoşuma gideni ise sevgili annesinin kendisi için eşe dosta yaptığı “Benim kız öyle yaramaz ki, gün olur düz duvara tırmanır, gün olur gökyüzüne kement atar” yorumu oldu.
Yine kitaptan bir alıntı ile devam edeyim: “Eserlerimi oluştururken, yaşam deneyimlerimi, kitap okurken ve dünyayı gezerken de belleğime aktardığım birikimleri temel ediniyorum. Bu temele dayanarak bin bir çeşit düşünce üretip düş kuruyorum” diyen Dayıoğlu; gezip görmenin, okuyup incelemenin yanı sıra öğretmenlik mesleğinin yazarlığına yaptığı katkıdan da sıkça söz ediyor. Öğrencilerini sadece sosyal dosyalara işlemek için değil; birer birey olarak da gözlemlediğini, onlarla bire bir ilgilendiğini o günlerin heyecanı ile aktarıyor.
Çocukluğu hatırlamak için
“Yaşadıklarım ve Düşlediklerim”in bir diğer özelliği ise 1993’te 30. sanat yılı kutlamalarında onur kitabı olarak yayımlanan ve az sayıda kişiye dağıtılan “30 Yıl Çocuklarla Soluk Soluğa” kitabından alıntılara yer vermesi. Böylece kitaba sahip olmayan bizler için Dayıoğlu tarafından düşünülmüş bir incelikle daha karşılaşıyoruz.
“Yaşadıklarım ve Düşlediklerim”in Dayıoğlu’nun salt yapıtları ile hayat hikâyesinden oluştuğunu düşünenler yanılmış olur. Yazar, doğru ve güzel yaşamanın, çevresinde olup bitenlere omuz silkmeden geçmenin ne demek olduğunu da yaşam akışı içinde gözümüze sokmadan bizlere gösteriyor. Zaten romanlarındaki sosyal konuların yaşadığı dönemdeki sosyal olaylarla paralellik göstermesini tesadüf olarak nitelemek sığ bir yaklaşım olur.
“Yaşadıklarım ve Düşlediklerim”, çocukluğunu, çocukluk kahramanlarını hatırlamak isteyenler ve Dayıoğlu’nun yaşamını merak edenler için güzel bir okuma vaat ediyor. Bununla birlikte kitabı okurken ülkemizdeki çocuk edebiyatının gelişimi adına çok şey öğrendim. “Yaşadıklarım ve Düşlediklerim”, çocuk edebiyatı sahasında çalışan ve çalışmak isteyenlerin de çok şey öğreneceğinden emin olduğum bir referans kitabı.
“Gülten sen ne yaptın böyle, dedi Abdi Bey”
“Abdi Bey’in (İpekçi) odasına girdiğimde, beni ayakta karşıladı. Kaşları çatıktı. Eyvah, dedim. Yine hata yaptım. Ama nerede, hangi konuda hata yapmış olabilirim? O günlerde gazeteye yazı filan da vermemiştim. Yoksa ‘Fadiş’le ilgili bir...
Abdi Bey soru sormama fırsat vermeden, ‘Gülten, sen ne yaptın böyle! Bana bu yapılır mı?’ dedi.
O anda, yere devrilecek gibi oldum.
Titreyen sesimle, ‘Ne yapmışım Abdi Bey?’ diyebildim.
Abdi Bey, gülmeye başladı. ‘Seni kutluyorum. Benim, ‘Dünyanın Dört Bucağından Dostlar’ adlı kitabım ‘Fadiş’le aynı gün piyasaya çıktı. Bu kitaptan iki buçuk ayda, dört yüz adet satılmış. On bin adet basılan ‘Fadiş’ ise tükenmiş bile. Bana bunu nasıl yapabildin?’ dedi. Öyle bir sevindim ki!”
(“Yaşadıklarım ve Düşlediklerim”den)
(milliyet)