İşte uçan sandalyeler dönmeye başlıyor, işte hızlanıyor ve yüreğimi havalandırıyor, işte açılıyor, açılıyor. Sonuna kadar, en sonuna kadar. Hani beş yaşındaki bebeye sorarsın, anneni ne kadar seviyorsun diye, diye bebe kollarını açar, açar, buuu kadar diye.
Bu kadar. Yavaşlayacak, duracak. Binenler inecek. Bu defa başkaları binecek.
Sanki çırak olmuşum, sanki şadırvan, sanki ev almışım, sanki felsefe.
Bir kere de ben vursam.
Devirsem şu tavşanı.
Diye diye çıkıp gideceğiz, şu Lunaparktan.
Mustafa Kutlu / Bu Böyledir