Can yayınları
"Aşka bağımlı olmak, arayışlarla, yüceltmeler ve hayal kırıklığıyla yaşamak istemiyorum... Ruhun ve bedenin tutkusunu kendinde toplayacak bir şeyler bulmak istiyorum."
Korkusuz ve önyargısız bir aşktı onlarınki... Tasasız, sarsılmaz bir beraberlik... Franco bir TV dizisinde rol alırken Sabina ikinci sınıf filmlere dublajlar yapıyordu. Boş zamanlarının çoğunu da gitgide görme yetisini tamamen yitiren sevgili dostu Emilia'yla geçiriyordu.
Ama Sabina'nın hamile kalması, hayatlarını bir anda altüst etmeye yetti. İstenmeyen ya da sıradan bir hamilelik değildi bu. Sabina hamile kaldığı andan itibaren korkunç kâbuslar görmeye başlamıştı.
Çocukluğuna uzanan bir yolculuk, karanlıkta kalmış bazı gerçeklerin aydınlanmasını sağlayabilirdi. Franco, ya da yazdığı gibi, kendi çizdiği değil, onun için çizilen yolda yürümeye karar vermişti: "Bizim doğamız, tanımlanmayan arzularımız, verilen bütün sözlerden daha güçlü... hiçbir şeyi umursamadan, verilen bütün sözleri bozarak kendi başlarına davranıyor."
İtalyan edebiyatının en cüretkâr yazarlarından Cristina Comencini, cinsellik ile sevgi, evlilik ile aşk, insan ile insandaki hayvan arasındaki gerilimi anlatıyor. Günümüz metropol insanının engellere direnen arzularını, kararları ardındaki karanlık içgüdülerini deşifre eden, kışkırtıcı bir roman, Yüreğimdeki Canavar.