2015’de 700 bin İşsiz Öğretmenimiz Olacak
Türkiye’nin öğretmen yetiştirme ve atama politikalarında stratejik bir vizyonla değişime gitmesine ihtiyaç bulunduğunu ve Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in devrim niteliğinde kararlar vererek cesur adımlar atması gerektiğini söyleyen Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Ülkemizin eğitim fakültelerine ve öğretmen yetiştirme politikalarına daha çok önem vermesi gerekiyor. Sürdürülebilir kalkınmayı yakalamak, bilgi toplumu oluşturmak için başarılı, kaliteli ve dünya sıralamalarına giren üniversitelere ihtiyacımız var. Aksi takdirde 2015 yılında işsiz öğretmen sayısı 700 bini bulacak. Aday öğretmen sayısı her geçen yıl azalmıyor, çoğalıyor” dedi.
Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmayı yakalamasında ve bilgi toplumu oluşturması noktasında başarılı, kaliteli ve Dünya sıralamalarına giren üniversitelere ihtiyacı bulunmaktadır. Özellikle ilk ve ortaöğrenimle ilgili sorunları bulunan Türkiye’nin eğitim fakültelerine ve öğretmen yetiştirme politikalarına daha çok önem vermesi gerekmektedir, şeklinde kaydeden DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, Eğitim fakültelerinin en önemli sorunları arasında özgün öğretmen yetiştirme sistemsizliği, öğretim görevlisi açığı, fiziksel ve altyapı olanaklarının yetersizliği, öğrenci sayısının fazla olması gibi hususların öne çıktığını görüyoruz. Enderun ve Köy Enstitüsü gibi zengin ve derin bir eğitim geleneği olan Türkiye’nin Dünya çapında tanınan eğitim fakülteleri kurmak için özgün stratejiler ve kestirme yol haritalarını analiz ederek zorlukları, riskleri ve maliyetleri biran önce ortaya koyması gerekmektedir, dedi.
Akademik Özgürlük ve Özerk Yönetişim Şart
Eğitim fakültelerinin akademik ve araştırma performanslarının yanı sıra nitelikli mezunlar çıkarma, üst düzey bilimsel dergilerde makale yayınlatma, öncü araştırmalar yapma, patent kazandırma ve inovasyon yaratma gibi ölçütleri başta olmak üzere akademik özgürlüğe, özerk yönetişime ve öğrenciler için iyi donanımlı tesislere, bol kaynak ve zengin bir eğitim ortamına büyük ihtiyaç duyduğunu söyleyen DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, Ülkemizde her yıl artan öğrenci sayısına karşılık yeteri oranda akademik personel yetiştiremeyen ve yetişenlerin bir kısmını yurtdışındaki üniversitelere kaptıran fakültelerimizin ders verimliliği giderek düşmektedir. Akademisyenliğe girişte ve terfilerde yanlı davranılmaya devam edilmesi, düşük ücretler ve mesleki sorunlar akademisyenlerimizin moral ve üretimini düşürdüğü mevcut durumu Türkiye artık daha fazla taşıyamaz, dedi.
Dünya çapında tanınan üniversite ve fakültelerinin, Büyük Türkiye hedefinin temel taşları olacağını kaydeden DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, bu amacı gerçekleştirmek için devletin, hükümetin, il ve bölgelerin, tüm toplumun maddi ve manevi destekleri yanı sıra fakültelerimizin de kendilerini sürekli iyileştirerek ve ileriye taşıyarak çaba sağlamasına ihtiyaç vardır, dedi.
YÖK ve MEB Kanunu Yenilenmeli
Yeni Anayasada, yeni ve muasır bir yükseköğretim yasasına ve milli eğitim kanunlarına muhakkak yer verilmesi gerektiğini de kaydeden DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, Bir bölümü YÖK kaynaklı olmak üzere, eğitim programlarının amaca uygun olmayışı, ezbere yönelik öğrenme, çağdaş yöntem ve tekniklerin uygulanmayışı, derslerin öğretmen merkezli yürütülmesi, uygulama çalışmalarının yetersiz ve plansız bir şekilde yapılışı, öğrencilerin fakülte eğitimi boyunca aldıkları bilgilerin teoride kalması, fakültelerinin çağın ve ihtiyaçların gerisinde bulunmasına neden oluyor. Böylece fiziksel olanaklar ve öğretim elemanı bakımından yetersiz olan fakültelerden mezun olan öğretmenlerimizde meslek hayatlarında çeşitli sorunlarla karşılaşıyor ve başarısız olmaları kaçınılmaz oluyor, dedi.
Öğretmenlik Rastgele Olmamalı
Bazı eğitim fakültesinde bir tane bile kadrolu profesör bulunmadığını, birçok fakültenin dekanının farklı alanlardan geldiğini, bazı öğretim elemanlarının 48 saat derse girdiğini, idari personel yetersizliğinin devam ettiğini kaydeden DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, öğretim elemanları öğretim görevi dışında araştırma yapmak, yayın, bilim ve teknoloji gelişimine katkıda bulunmak, toplum ihtiyaçlarına hizmet etmek gibi misyonlarını yerine getiremiyor. Öte yandan bu sağlıksız sistem içerisinde öğretmenlik mesleğine rast gele ya da zorunlu olarak girmiş, kişisel ve mesleki nitelikleri uygun olmayan öğretmelerin başarılı olmaları bekleniyor. Bu mümkün değildir, dedi.
Sınavlar Sağlıklı Değil
‘Sınav toplumu’ haline gelen ülkemizde öğretim kademelerine girişten, istihdama değin birçok kademede sınavların kullanılıyor olmasının da yanlış olduğunu söyleyen DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, Ülkemizde sınavlarda başarılı olanlar, alanın gereklerine sahip kabul edilmektedir. Sınırlı bir zaman aralığında ve bilişsel taban ağırlıklı olarak yapılan çoktan seçmeli sınavlarda pratik düşünüşte belirli bir hıza sahip olanlar avantajlı olmaktadır. Mevcut sistem bireylerin yaratıcılıkları, becerileri gibi özelliklerini dikkate almıyor. Öğretmen atamalarında da durum böyle. Öğretmen adayları öğretmenlik programının kapsamındaki dersleri uygulamaya yönelik ve işlevsel bir yapıda görmüyor. Öğretmen atamalarında fakülteye giriş puanı, mezuniyet derecesi gibi ölçütlerin dikkate alınması kalite getirecektir. Aksi takdirde mevcut KPSS uygulaması, birçok konuyu fakülte eğitimleri boyunca görmeyen öğretmen adaylarını KPSS kurslarına yönlendirmeye devam edecektir. SBS, LYS ve KPSS ve diğer birçok sınavlar yüzünden çocuklarımız çocukluklarını, gençlerimiz gençliklerini yaşayamaz hale gelmiştir, dedi.
Tıkanıklık Giderilmeli
KPSS’de sadece bilişsel beceriler ölçülerek öğretmen atanmaktadır. Oysa öğretmenlik mesleği duyuşsal özellikleri ağır basan bir meslek dalıdır. Duyuşsal özelliklerin, analiz, sentez ve değerlendirme becerilerinin ise fakülte yıllarında kazandırılması ve meslek öğretmen adaylarına sevdirilmesi gerekmektedir. Öğretmen adayları kendilerini öğretmenlik mesleğine değil, KPSS’na hazırlamaktadır, şeklinde konuşan DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, Bu itibarla öğretmen yetiştirme sisteminde bir tıkanıklığa ve önemli bir bunalıma sürüklendiğimizi itiraf etmemiz gerekir. Özellikle Türkiye için öğretmen yetiştirmek çok önemli bir misyon olarak görülmelidir. Ülkemizin ekonomik, sosyal ve kültürel yönden ilerlemesinde, çok önemli bir görev üstlenmiş olan öğretmenlerimizin yetiştirilmesinde programlardan, görülen derslerin ve içeriklerinin belirlenmesine kadar, lisans ve lisansüstü programlarda görülen sorunların tespit ve çözümüne kadar çağdaş gelişmeler ve yönelimleri ortaya koymamız gerekmektedir, dedi.
(alıntı)