Başkalarının Eşyalarını İzinsiz Alan Çocuklar Ve Bilmeden Sorumsuz Çocuk Yetiştiren Anne-Babalar-Öğretmenler
Çocuklarımızın ve öğrencilerimizin başkalarının eşyalarını izinsiz almasını istiyorsak onlara kendilerini 'Değersiz' hissettirelim ve onlarla ilgilenmemeye devam edelim !!!
Çocuklarda 7-8 yaşlarına kadar sıkça görülebilen, başkalarının eşyalarını izinsiz alma davranışı, gerekli tedbir ve önlemler alınmazsa ileride "çalma" davranışı olarak ortaya çıkabiliyor.
Yeterli ikazda bulunmama halinde bu tavır ergenlik çağında ailenin parasını izinsiz alma, başkalarının değerli eşyalarını alıp kendisininmiş gibi kullanma şekline dönebiliyor. Bu şekildeki davranış bozukluklarının kaynağı, çocuğun küçükken arkadaşının oyuncaklarını izinsizce alıp eve götürebildiğinde herhangi bir tepkiyle karşılaşmamış olması gibi basit bir sebebe dayanabiliyor. Çocuk, arkadaşlarının okul eşyalarını ya da değerli gördüklerini izinsiz alıyorsa bu davranışın altında birden çok neden olabilir. Ancak ne olursa olsun bu davranışı yapan neticede bir çocuk olduğuna göre, çocuğa çocuk gibi davranıp öyle muamelede bulunmak gerekir. Arkadaşının eşyasını alıp eve getiren çocuk "arkadaşım hediye etti" ya da "ödünç verdi" diyebilir. Aşağılama, korkutma ve alay etmeden eşyayı sahibine vermesi gerektiği çocuğa anlatılmalıdır. Eşyanın onun olmadığı konusu üzerinde ısrarlı ve kararlı olunmalıdır. "Sen aldın, sen çaldın, çabuk geri ver!" şeklinde bir tutum olumsuz davranışı sonuçsuz bırakır. Çocuk "niye yaptın?" sorusuna niçin yaptığını kendi de bilmediği için cevap veremez. Bunun yerine "Eğer geri verirsen seninle gurur duyacağım" şeklinde bir yaklaşım izlenebilir. Eşyayı sahibine sizin değil onun vermesini sağlayın.
Çocukta sahip olma duygusu geliştirilmelidir. Çocuğun kendine ait eşyaları olmalı, ondan izinsiz anne-baba almayacağı gibi, kardeşinin oynamasına da izin verilmemelidir. Kardeşinin ve kendinin oyuncakları ayrı olmalıdır. Anne-babanın odasına izinsiz girilmeyeceği çocuğa öğretilirken, onun odasına gelişigüzel girmek sahiplenme duygusunu ters etkiler. Değerlerimiz çocuğa iyi öğretilmeli, bu konuda mutlaka ebeveyn kendisi örnek olmalıdır. Çocuğa daha küçük yaştan itibaren almak istediği şeyi size sorarak alma alışkanlığı kazandırın. Misafirliğe ya da markete gittiğinizde her şeye gelişigüzel dokunma ve karıştırmasına müsaade etmeyin. "Aman çocuktur ne anlar!" demeyin.
Çocuk, arkadaşlarının okul araç ve gereçlerini gizlice alır, saklar, sonra vermeyi unutur. Bu davranış sonra gerçek çalma alışkanlığına dönüşebilir. Anne-baba bu davranışın hatalı bir davranış olduğunu dile getirmeli, çocuğa anlatmalı, aynı şeyin onun başına geldiğinde neler hissedeceği hakkında konuşmalıdır. Çocuğun aldığı eşyayı geri verene kadar kullanmaması gerektiği, başkalarının eşyalarını izinsiz aldığımızda karşı tarafın ne kadar üzüleceği, neler hissedeceği ve sonuçta neler olabileceği konusunda onunla konuşun. Ebeveyn olarak çocuğun ihtiyaçlarını yazacağı bir liste oluşturun. Karşılanan ihtiyaçlara bir çizik atın. Çocuğa, ihtiyaçlarını karşılamanın zaman alacağını ifade edin. Başkalarının eşyalarını izinsiz almayla ilgili olay ve hikâye anlatın.
'İzinsiz alma' sebepleri
Katı disiplinin ya da tamamen disiplinsizliğin hakim olduğu bir ailede çocuk ya bilmeden ya da "değer ve özgüven kazanma" duyguları sonucu "çalma" eylemine yönelebilir.
Gösterilen sevgi ve ilginin yeterli gelmemesi sonucu çocuk bu duyguları tatmin için "izinsiz alma"ya yönelebilir.
Olumsuz anne-baba tutumları bu davranışı artırır. Kendini değersiz hisseden çocuk, sevdiği eşyaları izinsiz alarak "değer ve özgüven" kazanmaya çalışır. Ebeveynin parayı bir tehdit unsuru olarak kullanması, çocuğun maddi şeylere ilgisini aşırı artırabilir.
Daha fazla bilgi için bir pedagog veya psikologtan destek alınız.
ÇOCUKLARI SORUMSUZ YETİŞTİRME YOLLARI
Bir zamanlar "çocukları kötü eğitmenin yolları" adlı bir kitap okumuştum. Ayrıca Tembellik anayasasını duyanlarınız vardır. Farklı yaklaşım teknikleri eğitimde çok etkili oluyor.
Anne-babalar, çocukları için en çok "ben söylemezsem ödevlerini yapmıyor, ders çalışmıyor", "odanı topla, kitaplığını düzenli tut diyorum, kendim dinliyorum." şeklinde şikâyetlerde bulunur.
İstenilen, beklenen davranışları göstermeyen çocuk "sorumsuz çocuk" olarak nitelendiriliyor. Çocuklarımızı hemen "sorumsuz" şeklinde damgalıyoruz. Aslında sorumluluk sahibi çocuk yetiştirmek hiç de o kadar zor değildir.
Anne-babanın kendi sorumluluklarını yerine getirdiği, herkesin görev ve sorumluluklarının belirgin olduğu ailelerde yetişen çocuklar sorumluluk sahibi olur. Ancak çocuğun yerine onun rahatlıkla yapacağı işleri anne-baba kendi işi gibi düşünür ve yaparsa, bu ailede muhtemelen çocuk sorumluluk sahibi olmaz.
Sorumluluk sahibi çocuk nasıl yetiştirilir?
Kendi kararlarını kendisi alabilen, bu kararları uygulamak için uğraşan.
Düşüncelerini özgürce dile getiren. Bağımsız davranabilen. 'Annem, babam veya öğretmenim kızacak' diye misafirlikte uslu duran, sınıfta uslu duran çocuk, sorumluluk sahibi çocuk değildir, sadece kurallara uyan çocuktur.
Başkalarının haklarını gözeten.
Yaptığı veya başladığı işi sonuna kadar götüren. Misafir geldiği için veya başka geçerli nedenden dolayı derslerini bitiremeyen, bu yüzden sabah kalkıp çalışmasını tamamlayan çocuk, sorumluluk sahibidir.
Ortaya çıkan sonuçlara katlanan, zayıf aldığı için kendi yerine anne-babasını öğretmene gönderen, suçu hep başkalarına atan, "emeksiz yemek" isteyen çocuk sorumluluk sahibi değildir.
Başkalarının söylediği her şeye "evet" diyen ve sorgulamadan, düşünmeden yerine getiren çocuk sorumlu değil "robot çocuktur".
Sorumluluk sahibi çocuk dersi varsa mümkünse misafirliğe gitmez, mutlaka gitmesi gerekiyorsa kitap-defterini ve ödevlerini beraberinde götürür ve orada yapar.
Çocuklar neden sorumsuz oluyor?
Çocuklarımızı şefkatimizle zehirliyoruz! Özellikle annelerin kendilerine verilmiş olan şefkat duygusunu iyi yönde kullanıp çocuğa birçok şey kazandıracak iken farkında olmadan yanlış yönde kullanması "şefkat zehirlenmesi"ne yol açıyor. Anne, odasını toplamayan, dersini yapmayan çocuğa hizmetkâr olur, onun yerine bu işleri kendi yaparsa kendine verilen şefkat duygusunu kötüye kullanmış olur.
'Hayır' demesine izin verilmeyen çocuklar sorumsuz oluyor!
Daha acıkmadan doyurmak, üşümediğini söylediği halde ısrarla giydirme, çocuk söylemeden tüm ihtiyaçlarını karşılamak sorumlu davranışların azalmasına sebep oluyor. İstek ve iradesi göz ardı edilen, karar vermesine izin verilmeyen, her zaman onun yerine karar verilen çocuklarda sorumluluk davranışı gelişmiyor.
Aşırı koruyucu davranan ailelerin çocuklarında, sorumlu davranış azalıyor.
Duygularını rahatça ifade etmesine izin verilmeyen "teyzesi, amcası, abisi o söyleyemez, isteyemez " şeklinde, annenin çocuğun yerine yaptığı konuşmalar çocukta kendini ifade etme, ortaya koyma isteğini geri çekiyor, sorumluluğu azaltıyor.
Ailenin aşırı iyi tutumu çocuğu daha da sorumsuzlaştırıyor.
Çocuğum üzülmesin, kırılmasın diye üzerine titrenen, hatalarının üstünü her fırsatta örtülmeye çalışılan, meyvesini, sütünü kendi alabilecekken ayağına kadar getirilen çocuklarda girişimcilik duygusu azalıyor. İşe başlama, iş bitirici olma özellikleri yavaş yavaş kayboluyor.
İsterseniz çocuklarınızı daha da sorumsuz yapmak isterseniz bir kaç ipucu veriyorum sizlere:
Onun adına yalan söyleyemeye, yanlış davranışlarına mazeret üretmeye. yaptığı hataların bedelini siz ödemeye, kabul edilmez davranışlarını hoşgörmeye, "Bu sefer çok ciddiyim" sözünü sık sık kullanmaya devam edebilirsiniz. Eğer bunlar sizin için geçerli değilse söz meclisten dışarı....
Eğer çocuğunuz sorumluluk sahibi ise işte size
Sorumluluk duygusunu köreltebileceğiniz altın sözler...
"Amcana teşekkür et."
"Aslında kıskanmıyorsun."
"Yemek yemeyeceğim."
"Çok dik kafalısın."
"Küçücük çocuktan su istenir mi?"
"Benim çocuğum zayıf not almaz."
"Onun için doğru olanı yapıyoruz."
Çocuğumun sorumluluk duygusunu nasıl arttırabilirim?
Çocuğa neyi, nasıl, ne zaman yapacağını anlatın.
Çocuğa sorumluluk verirken yaşına ve fiziki durumuna dikkat edin.
Anne baba olarak verdiğiniz sözlerin arkasında durarak örnek olun.
Aşırı koruyucu davranmayın.
Çocuğun hata yapabileceğini, hataların ona tecrübe kazandıracağını kabul edin.
Yerine getirdiği işlerle ilgili onaylayın.
Çocuklar bazen kuralları denemek ister. Onların bu deneyimlerinin sonuçlarına katlanmasına izin verin.
Sorunlarını onun adına çözmeyin.
Bazı tercihleri ve seçimleri kendisinin yapmasına izin verin.
Görev dağılımı yaparken adaletli olun.
Pdg.Doç.Dr.Ekrem ÇULFA
.ALINTIDIR.