Engelli Çocuklarda Görülen Davranış Sorunları Üzerine Yapılan Araştırmalar


Engelli çocuklarda bazı yetersizliklerin yanısıra, istenmeyen bazı davranıslar da gözlenmektedir. Bu davranıslar problem davranıslar olarak kabul edilmektedir. Bu problemler çocugun yeni beceriler ögrenmesini, var olan becerilerini kullanmasını, çevresi ile sosyal etkilesimini ve toplumsal uyumunu olumsuz yönde etkileyen davranıslardır (Öztürk 1988, Eripek 1996, Öztürk 2002).


Zihinsel engelli bireyler engelli olmayan gruba göre daha fazla problem davranış sergilemekte, çesitli psikolojik ve nöropsikiyatrik bozukluklar açısından diğerlerine göre daha fazla risk altında olmaktadırlar (Duker, Van Druenen, Jol,ve Oud, 1986; Freund ve Reiss, 1991; Russell ve Forness, 1985, Semmel ve Gao, 1992, Akt; Sucuoglu,2003).


Zihinsel engelli bireyler ihtiyaçlarını ifade edememe ve diger bireylerle iletişim kuramama gibi engellemeler sonucu saldırgan davranıslar sergilemektedirler. Saldırganlıgın temel amacı ise dikkat çekmektir. Zihinsel engelli bireylerin saldırganlık ve dikkat eksikligi gibi davranıs problemleri açısından risk grubu oldukları saptanmıstır. Bu duruma neden olan faktör yalnızca düsük olan zekaları degildir. Kisilik ve çevresel faktörlerde bu durumda etkili olmaktadır (MacMillan,1982,Akt; Çiçekci,2000).


Zihinsel engelli çocukların, egitim ortamında ve çevrelerinde genellikle kendisine veya baskalarına zarar veren, uyum sorunları yasayan, toplumdan dıslanan bireyler olarak tanımlanmalarının basında onların sergiledigi davranıs sorunları yatmaktadır. Bu davranıs sorunları zihin engelli çocuklarda gelisimin ilk yıllarından başlayarak egitim ve yasamı süresince devam edebilir (Güneş, 2008).


Seven (2008)’e göre çocuklarda görülen davranıs ve uyum bozukluklarından bazıları; Dikkat Eksikligi Hiperaktivite Bozuklugu, Çalma, Yalancılık, Saldırganlık, Kıskançlık, _natçılık, Kaygı, Korku, Uyku Bozuklukları, Kekemelik, Tikler, Yeme Bozuklukları, Altını Islatma (enürezis), Dıskı Kaçırma (enkopürezis), ParmakEmme, Tırnak Yeme seklinde sıralanabilir.


Steffenburg, Gillberg ve Steffenburg (1996), zihinsel engelli ve epilepsisi olan çocuklarla yaptıkları arastırmalarında yüksek oranda psikiyatrik teşhislerde bulunmuslardır ve özellikle orta derece zihin engelli çocuklarda en yaygın teşhisin otizme benzer bulgular oldugunu belirtmislerdir. Ayrıca orta derecede zihin engelli çocuklarda dikkat eksikligi hiperaktivite bozuklugu görülme oranının % 18 oldugu belitmislerdir.


Engelli çocuklar ve davranıs problemi kavramları bir arada kullanıldıgında, engel grupları içerisinde bu tür problemlerin daha çok zihinsel engelli bireylerdeolabilecegi akla gelmektedir. Çiçekçi (2000), zihinsel, isitme ve görme engelli ögrencilerin davranıs problemlerini normal ögrencilerle karsılastırdıgı arastırmasında, tüm gruplar içerisinde davranıs problemlerine en çok rastlanan grubun zihin engelliler oldugu sonucuna ulasmıstır.


Emerson ve arkadasları ( 2001) zihinsel engellilerde resmi olarak davranıs sorunu gösterme oranını %7-15 arasında oldugunu belirtmislerdir. Zihinsel engelli bireylerde görülen davranış sorunlarını genel olarak “degisken davranıslar” olarak tanımlamıslar ve bu davranısları; baskalarına karsı saldırganlık, öfke nöbetleri, çığlık veya bagırma, kendine zarar verme seklinde sıralamıslardır ve bunları aile, uzman destegi ve digerleriyle iliski olarak degisebilen davranıslar olarak örneklendirmislerdir.


Einfeld ve Tonge (1996b), zihinsel engelli 454 çocugun davranıs problemleri ile engelin siddeti arasındaki iliskiyi inceldikleri çalısmalarında, hafif düzeyde zihinsel engeli bulunan çocuklarda zarar verici ve anti sosyal davranıslarla kaygılı olma durumu daha yaygın oranda görülürken, agır düzeyde zihinsel engeli olan çocuklarda ise, bencil ve otistik davranıslar daha yaygın oranda görülmüstür.


Molteno ve arkadasları’nın (2001) Güney Afrika’da özel egitim okuluna devam eden 6-18 yas grubunda zihinsel engeli bulunan 355 çocukla yaptıkları arastırmada, bu çocukların davranıs ve duygusal sorunlarını cinsiyet, özür derecesi ve ek özürlerine göre incelemislerdir. Arastırmanın sonucunda, erkek çocukların kız çocuklardan yıkıcı, antisosyal ve bencil davranıslar gösterme düzeylerinin daha yüksek oldugu, Çok agır ve agır zeka geriligine sahip çocukların, orta ve hafif zeka geriligine sahip çocuklardan daha fazla problem davranıs gösterdigi, çok agır çocukların iletişim problemleri ve kaygı, agır çocukların, bencil ve otistik davranıslar, orta düzeydeki çocukların antisosyal davranıslar, yürüyemeyen çocukların daha kaygılı davranıslar,yürüyebilen çocukların ise daha zarar verici ve antisosyal davranıslar gösterdikleri bulunmustur.


Chadvick ve arkadasları (2000) çesitli zihinsel engelli çocuklarda davranış sorunlarına etki eden risk faktörlerini arastırdıkları çalısmalarında, Down sendromlu çocukların daha az davranıs sorunu gösterdiklerini belirtmislerdir. Davranıs sorunları oranın düsük olmasına ragmen benzer durumdaki gelisimsel geriligi olan çocuklara oranla , dikkat eksikligi hiperaktivite bozuklugu, karsı koyma ve kaygı bozuklukları gibi psikiyatrik rahatsızlıklara iliskin kriterlere, bu çocuklarda daha fazla karsılasıldıgını belirtmislerdir.


Eisenhower, Baker ve Blacher (2005), 3-4-5 yas grubundaki gelisimsel gerilik, down sendromu, otizm, serabral palsi gibi sendrom grupları ile davranıs problemleri ve annelerinin stresi arasındaki iliskiyi inceledikleri arastırmalarında, 3 yasındaki serabral palsili ve otistik çocukların en yüksek davranıs problemleri gösterdikleri, down sendromlu ve gelisim geriligi olan çocukların ise en düsük davranış problemleri gösterdikleri sonucuna ulasmıslardır. Ayrıca stres düzeyleri en yüksek annelerin ise otistik grupta oldugu bulunmustur.


Emerson, Robertson ve Wood (2005), zihinsel engeli bulunan 615 çocuk ve ergenle yaptıkları çalısmada, bu bireylerin davranıssal ve duygusal ihtiyaçlarını aileleri ve ögretmenlerinden alınan bilgilerle bilgilerle belirlemisler, sonuç olarak, orta ve agır zihin engelli bireylerin, antisosyal davranıslar, duygusal zorluklar yasadıklarını ve bu davranısların erkeklerde daha yaygın oldugunu bulmuslar, daha agır zihinsel engelde ise, kaygı, iletisim bozuklugu gibi güçlüklerin gözlendigini belirtmislerdir.


Evans ve arkadasları (2005), otistik, down sendromlu ve normal gelisim gösteren çocukların, korkuları, kaygıları ve davranıs problemlerini karsılastırmıslardır. Arastırma sonucuna göre, tanı grupları arasında çesitli korkularla ilgili belirgin farklılıklar ortaya çıkmıstır. Otizmi olan çocukların diger gruplara kıyasla daha çok durum fobisi ve tıbbi korkulara sahip oldugu, zarar görme/yaralanma korkularının daha az oldugu bildirilmistir. Gruplar aynı zamanda korkular, fobiler, anksiyeteler ve davranıs problemleri arasındaki korelasyon biçimleri anlamında da farklılık göstermistir.


Baker ve arkadasları (2003), gelisim geriligi olan ve olmayan 205 okul öncesi çocuk ve ailesiyle yaptıkları arastırmada, çocukların davranıs problemleri ile ebeveyn stresi arasındaki iliskiyi incelemislerdir. Arastırma sonucunda, gelisim geriligi olan çocukların gelisim geriligi olmayan çocuklardan 3 kat daha fazla davranıs problemi gösterdikleri ve gelisim geriligi olan çocukların ebeveyn streslerinin gelisim geriliği olmayan çocukların ebeveynlerine göre daha yüksek oldugu görülmüstür.


Baker, Blacher ve Olsson (2005), gelisim geriligi olan, gelisim geriligi olmayan ve sınırda olan 214 okul öncesi dönemdeki çocuk ve ebeveynleriyle yaptıkları arastırmada, çocukların davranıs problemleriyle ebeveynlerinin ruhsal açıdan iyi durumda olusu arasındaki iliskiye bakmıslardır. Çocuklardaki davranıs problemleri, geriligin oranında artarken, bu artısa paralel olarak, davranıs problemleri arttıkça ebeveynlerin daha az iyimser olduklarını bulmuslardır.


Linquist ve arkadasları (2006), otistik , hidrosefal, serabral palsili ve epilepsili 107 çocugun davranıs problemlerini ve otizm dısında gruplar için otistik davranış gösterme düzeylerini inceledikleri arastırmalarında, ebeveynler ve öğretmenler çocukların davranıs sorunlarını tayin etmislerdir. Sonuç olarak, ebeveyn ve ögretmenler çocuklarda farklı düzeyde ve siddette davranıs problemleri olduğunu bildirmis, ayrıca hidrosefal ve otistik çocuklar en fazla davranıs problemi gösteren grup olmustur. Diger gruplar içinde ise otistik davranıslar gösterme düzeyleri en yüksek olanların ise serabral palsili ve epilepsili çocuklar oldugu bulunmustur.


İstanbulda 7 ilçede 80 öğretmen ile yapılan çalışmada 330 zihin engelli çocuk üzerine yapılan çalışma da ise, çocuklarda görülen davranıs sorunlarının, cinsiyete, yasa, zihin engellilik düzeyine,ailenin maddi durumuna, çocugun kardes sayısına ve çocugun ne kadar süredir özelegitim aldıgı degiskenlerine göre incelenmiş ve en fazla davranıs sorununu agır düzeyde zihin engelli çocukların gösterdiği ayrıca engel derecesi arttıkça davranış sorunu gösterme düzeylerinin de arttığı belirlenmiştir.
Yapılan arastırmalarda da görüldügü gibi, farklı engellere sahip bireylerde, çeşitli davranıs sorunları gözlenmektedir. Davranıs sorunları, ölçülmek istenen sorun davranıslara göre farklılasmakla birlikte ayrıca engelli bireylerin engel türlerine, derecelerine ve bireylerin demografik özelliklerine göre de değişiklik gösterebilmektedir (Güneş, 2008).

.alıntı.