I.Uluslararası Bakım Kongresi İstanbul Deklarasyonu


1. Uluslararası Bakım Kongresi 02-08 Mayıs 2005 tarihlerinde İstanbul'da Yapılmıştır. Kongre sonunda yayınlanan İstanbul Deklarayonunu Bakım Kongresi katılımcıları görüş birliği ile kabul etmişlerdir.
İSTANBUL DEKLARASYONU
KÜRESEL YAŞLANMA VE BAKIM

Nüfus yaşlanması 21. asrın en önemli demografik trendidir. Bütün dünyada insanlar daha uzun yaşamakta (yaşlı sayısı çoğalmakta) ve fertilite oranı azalmaktadır. Bunun sonucu olarak genç yaşlardaki insan sayısı azalırken, yaşlanan insan sayısı artmaktadır. Nüfus yaşlanması, sağlıktan sosyal güvenliğe, çevre ile ilgili konulardan eğitime, iş olanaklarına, eğlence endüstrisine ve aile hayatına kadar toplumun bütün yönlerini etkilemektedir. Zengin ülkelerin nüfusu yaşlanmış ve daha da yaşlanmakta fakat Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin yaşlanma durumu ve hızı henüz öncelik arzedecek kadar önem verilmemiş bir konudur.

Bu noktadan hareketle 02- 08 Mayıs 2005 Istanbul ,1. Uluslararası Bakım Kongresi katılımcıları aşağıdaki konuları görüş birliği ile kabul etmişlerdir.

1. Yaşlanma, gelişim gündeminin en önemli parçasıdır. 2015 yılına kadar bütün dünyada yoksulluğun azaltılması isteniyorsa yaşlanma konusunun milenyum gelişme hedeflerine dahil edilmesi için çaba harcanmalıdır.

2. Yaşlı populasyonun büyük çoğunluğu ailelerine, toplumlarına ve ekonomilerine kaynak oluşturmaktadır. Bütün ülkelerde bunların katkıları çok önemli olmakla beraber pek fark edilememektedir. Aslında yaşlılar bir yük olmaktan çok bulundukları ortama bir çok katkı sağlayan insanlardır.

3. Bazı incinebilir, özellikle de çok yaşlı, düşkün, yoksul, dul, özürlü ve yalnız olan yaşlıların kültür ve cinsiyete duyarlı sosyal güvenlik sistemleri tarafindan korunma altına alınmaları gerekmektedir.

4. Sağlıklı yaşlanmayı hayat boyunca en güvenli biçimde sürdürmek ve garanti altına almak için yaşlı hayatında en iyi sigorta sağlıktır.

5. Sağlık ve sosyal hizmetler birlikte yürütülmelidir.Temel sağlık sektörü yaşlılara toplum merkezli hizmetleri sunacak ideal bir yaklaşım olarak görülmelidir.

6. Iç ve dış göç, yaşlıların kendi doğdukları yerlerden uzaklaşmalarına ve riske maruz kalmalarına yol açmaktadır.

7. Yaşlılıkla ilgili politikalar ayrımcı olmayan ve sosyal sisteme dahil edilerek etkin ve üretken yaşlanmayı sağlamalıdır; yaşlı kimselerin yalnızca ihtiyaçlarının değil haklarının da olduğu unutulmamalıdır.

8. Geleceğin tüm profesyonelleri (doktorlar, hemşireler, avukatlar, mimarlar, öğretmenler, ev ekonomistleri,fizyoterapistler, beden eğitimi çalıştırıcıları, sosyal hizmetler uzmanları vs.) yaşlılığın çok yönlülüğü ile etkin olarak uğraşmak için uygun eğitim almalıdır.

9. Nüfus yaşlanmasıyla birlikte uygun bakımın daha çok önem kazandığı hayatın son aşamalarında itibarlı, saygın, kaliteli yaşam ilkeleri unutulmaması gereken etik uygulamalardır

10. Tüm toplumlarda aile, bakıma muhtaç yaşlı kimseleri destekleyen en önemli kaynaktır ve ailede bakımı sağlayanlar böyle bir temel rol oynamada desteklenmeli ve bu böyle kabul edilmelidir.

11. Hayatın hiçbir safhasında yaşlının hakları ayrıma tabii tutulmamalıdır.

Yüzyıllar boyu kültürler ve dinler arasındaki toleransı ve uygulamayı daha da geliştiren, doğu ile batı, zenginle yoksul, gelişmiş ve gelişmekte olan dünya ile doğal ve tarihi köprü vazifesi gören ve yüzyıllar boyu bu değerlerle beslenen Türkiye nufüs yaşlanması konusunda küresel lider olarak merkez rol oynayacak ideal bir ülkedir.

I.Uluslar arası Bakım Kongresi Istanbul 2005 katılımcıları Uluslar arası Gerontoloji Birliği’nin ve Dünya Sağlık Örgütü’nün, Türkiye’yi, yaşlanma konusunun tüm aşamalarında, uluslar arası toplumun lideri yapma çağrısını onaylamışlardır.


Kaynak:T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi - Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı