İşitme Kaybının Teşhisi

İşitme kaybının teşhisi ne kadar erken yaşta sağlanırsa, tedavinin ve bireyin tüm gelişiminin o kadar sağlıklı olacağı unutulmamalıdır. Yani, işitme kaybında erken teşhis çok önemlidir. Özellikle ilk iki yaş, çocuğun konuşmasını geliştirebilmesi için en önemli dönemdir

Aile çocuğun büyümesini ve gelişmesini dikkatli bir gözlemle takip ediyorsa, işitme kaybı erken dönemde teşhis edilebilir.
Çocukların işitme duyusunu değerlendirmek için artık büyümelerini beklemek gerekmiyor. Yaşamın ilk günlerinde uygulanabilen basit, ucuz ve güvenilir testler ile yeni doğan döneminde işitme engelini saptamak mümkündür.
Ülkemizde 2004 yılında başlatılan “Ulusal Yeni Doğan İşitme Taraması Kampanyası” ile tüm bebeklere doğum hastanelerinden taburcu olmadan önce işitmelerinin güvenli ve doğru olarak test edilmesi sağlanmaktadır.
İşitme taramaların amacı işitme engeli ile doğan bebekleri doğumdan kısa süre sonra belirlemek, 3 aylık olmadan işitme testlerini tamamlamak, işitme engeli tanısı alanlara 6 aylık olmadan gerekli müdahalede bulunmaktır. Doğduktan sonra en geç 6 ayiçinde işitme engeli tanısı konan ve işitme cihazı uygulanıp işitme ve konuşma eğitimi alan bebeklerin konuşma becerisi normal işiten yaşıtlarına benzer düzeyde gelişebilir.
Erken işitme kaybı tanısı konulup erken eğitilen bebeklerin, lisan gelişimine paralel olarak zihinsel, sosyal ve ruhsal gelişimleri de olumlu etkilenir.


Ayrıca, anne ve bebeğin doğum öncesi ve sonrasında yaşadıklarının ayrıntılı hikayesi, teşhis ve tedavinin yapılabilmesinde çok önemli yer tutmaktadır.
Her aile, bebeğin doğumunu takip eden ilk altı aylık sürenin, işitmenin refleks olarak meydana geldiği bir dönem olduğunu bilmelidir.
Bu dönemde bebekler, 80-90 dB’lik yüksek şiddette bir sese maruz kaldıklarında, tüm vücut kaslarında kasılma ve irkilme görülür. Bebek, aniden ve yüksek şiddette gelen sesi duyduğunda gözlerini kapatır ve sesin geldiği tarafa yönlenir. Sesi duyunca yaptığı işi bırakır. Örneğin, annesinin memesini emiyorsa emmeyi bırakır.
Bebeğinizin ve çocuğunuzun, aşağıda sıralanan davranışları göstermesi işitme kaybının erken teşhisi için çok önemlidir.

0-2 Aylık Bebekler
Gürültülü ortamda uyanır,
Annesini görmese de sesine gülerek ya da ağlayarak tepki verir,
Normal tondaki müzik sesine tepki verir,

3-4 Aylık Bebekler
Gürültülü ortamda uyanır,
İlginç seslere başını çevirir,
Yalnızken kendi kendine mırıldanır,
Yüz yüze iletişim kurulduğunda gülerek ya da ses çıkararak tepki verir,

5-6 Aylık Bebekler
Gürültü ve konuşma sesinden uyanır,
Annesini görmese bile, annesinin sesinin geldiği yöne başını çevirerek tepki verir,
Yanı başındaki kişilerin konuşmalarını farkeder,
İlginç seslere başını çevirerek tepki verir,
Kendisine seslenen kişiyi görmese de ses çıkararak tepki verir,
7-8 Aylık Bebekler
Herhangi bir ses duyduğunda kolayca uyanır,
Çıngırak, zil gibi ses çıkaran oyuncaklara ilgi duyar,
Kendi kendine mırıldanırken ses tonunda değişiklikler yapar (işitme kaybı varsa melodik aksan yoktur),
“ba-ba”, “da-da” gibi hece seslerini çıkarır,

9-10 Aylık Bebekler
Herhangi bir ses duyduğunda kolayca uyanır,
Değişik sesleri taklit edebilir,

11-12 Aylık Bebekler
Konuşma sesi, saat tıkırtısı ya da kağıt hışırtısı gibi seslerden kolayca uyanır,
Konuşan kişiyi görmese bile, onu fark ettiğini belli eden davranışlarda bulunur,
Bir-iki kelimeyi yerinde ve anlaşılır şekilde söyler,
Yalnızken kendi kendine değişik sesler, hecelemeler, kelimeye benzer sesler çıkararak konuşur,
Bilinçli olarak “anne ve baba” sözcüklerini söyleyebilir,
Çok ileri derecede işitme kaybı olan bebekler sadece görme alanları içindeki nesne ve olaylarla ilgilenirler. İşitme engelli bebeklerde yaklaşık 9. aydan sonra ilk dönemlerde gözlenen konuşma sesleri kaybolur, taklitler ortadan kalkar, ses kaynağına yönelme davranışı görülmez.
Normal işiten çocuklar, eğer gürültülü ortamda uyumaya alışkınlarsa kapı çarpması gibi yaklaşık 90 dB şiddetindeki sese, sessiz ortamda uyumaya alışkınlarsa konuşma sesi gibi yaklaşık 50 dB şiddetindeki sese uyanarak tepki verirler. Bu özellik işitme kaybının tanımlanmasında mutlaka değerlendirilmelidir.

12-18 Aylık Çocuklar
Herhangi bir işaret kullanmadan, yaklaşık 1 metre uzaklıktan verilen emirleri anlar (“bardağı al” gibi),
Birkaç kelimeyi anlaşılır şekilde yerinde kullanır,
Bildiği hayvan seslerini taklit edebilir,
“Nerede” ile başlayan sorulara başını o yöne çevirerek ya da eliyle işaret ederek cevap verir,
2 Yaşındaki Çocuklar
Yaklaşık 4 ya da 6 metre uzaklıktan çağrıldığında tepki verir,
Bildiği kelimelerle basit cümleler kurar,
Araba sesi ya da dışarıda havlayan köpek sesini fark ettiğini belli eder,
İsteklerini konuşarak ifade eder,
Oyun sırasında arkadaşları ile konuşarak iletişim kurar,

3-11 Yaş arasındaki çocuklardaaşağıda belirtilen sorunlardan bir ya da birkaç tanesi görülüyor ise, uzman kişilerle ve ilgili merkezlerle iletişime geçilmesi erken teşhisi kolaylaştıracaktır.
Hastalık dışında öksürme, burun akıntısı ya da burun tıkanıklığı, ağızdan nefes alma, burundan konuşma görülüyorsa,
Özellikle kış aylarında tekrarlayan orta kulak iltihabı,
Sık tekrarlayan kulak ağrısı ve kulağın tıkanması
Konuşan kişiye yakın olma ya da yüzünü görmeyi isteme,
Sesin geldiği yöne doğru yönelmede güçlük,
Televizyonu yada radyoyu yakın mesafeden dinleme ve sesini normalden fazla açmayı isteme,
Kendine yöneltilen konuşmalara geç tepki verme veya birkaç kez tekrar ettirme,
“bardağı getir” gibi komutlara uygunsuz tepki verme ya da ne istenildiğini anlamamış gibi görünme,
Konuşmada ritim, ton ve vurgu gibi özelliklerin olmaması (monoton konuşma),
Konuşurken bazı seslerin atlanması,
Konuşmanın düzgün ve akıcı olmaması,
Çok fazla suskunluk anının gözlenmesi,
Çok gürültülü ortamlarda konuşmaları alamama,
Okunan hikayeleri takip edememe,
Dikkati verememe veya dikkat süresinin çok kısa olması,
Grup içinde bulunmaktan rahatsızlık duyma veya yetişkin yardımına ihtiyaç duyma,
Okul başarısında düşme, okumada güçlük, okuma sırasında kelime atlama ve bazı sesleri birbirleri ile birleştirerek çıkaramama.
Bu aşamadan sonra, ailenin en yakın sağlık kuruluşuna ve varsa bir kulak burun boğaz uzmanına başvurması gerekir. Kulak burun boğaz uzmanı tarafından muayene edildikten sonra hastanın odyolojik testleri yapılır.
Genel anlamda odyometrik inceleme, çeşitli tipte ses üreten cihazlardan gelen uyarılara, hastaların cevapları kaydedilerek yapılmaktadır. Şekil 2’de Oyun odyometrisi yöntemi ile işitmenin değerlendirilmesi gösterilmektedir.

Odyometrik inceleme yöntemleri;

Saf ses odyometresi,
Konuşma odyometresi,
Çocuk odyometresi,
Objektif odyometrik testlerdir.
Bu testlerle, işitme kaybının derecesi ve tipi belirlenir. Radyolojik görüntüleme yöntemleri de bu tür hastalıkların teşhis ve tedavisinde yardımcıdır. Bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans (MR) görüntüleme yöntemleri en gelişmiş teşhis teknikleridir.


.ALINTIDIR.