OKUL ÖNCESİ DÖNEMDEKİ ÇOCUKLARDA MATEMATİK KAVRAMLARININ GELİŞİMİ
Matematik pekçok yetişkinin zor olduğu gerekçesiyle kaçındığı bir alandır. Yetişkinlerin matematikten kaçınmalarının nedeni kısmen, matematiğin temel ilkelerini anlamamalarıdır. Onlara birtakım matematiksel bilgileri ezberlemeleri öğretilmiş, bazen de problemleri çabuk ve doğru çözdükleri için ödüllendirilmişlerdir. Ancak genellikle matematiğin neden ve nasıl işlediği üzerinde durulmamıştır. Aslında günlük yaşantımızın hemen hemen her anında matematiği kullanmaktayız. İşimize giderken zamana bağlı olma, alış-veriş sırasında, yemek yaparken gibi yüzlerce durumda matematikle doğal olarak karşı karşıya kalmaktayız.
Okulöncesi dönemde çocuklar da matematikle ilgili kavramları günlük etkinliklerin pek çoğunda öğrenmektedirler.
Örneğin bire-bir ilişkisinin bilincinin kanıtı “Bir elma Ayşeye, bir elma bana”,
ya da yemek masasını hazırlamada “Bir tabak babaya, bir tabak anneye, bir tabak bana” ifadelerinde ortaya çıkmaktadır.
Yemek pişirme etkinliklerinde sıralamayı ve farklı ölçüm araçlarını kullanmayı öğrenmektedirler. “Önce unu koy, sonra şekeri, en sonra da kabartma tozunu”, gibi ifadelerde sıralamayı; “2 tane yumurta, bir subardağı şeker, 1 karışık kabartma tozu koy” gibi ifadelerde de değişik ölçüm şekillerini öğrenmektedirler.
Matematik kavramları okulöncesi eğitim programlarının her alanında yer alabilir. Sayılar, şekiller, büyüklük-boyutla ilgili kavramlar, sıralama, bağıntı ve ilişkilerle ilgili kavramlar bir çocuğun günlük okul yaşantısının öylesine büyük parçalarıdır ki, matematikle ilgili eğitim yaşantıları doğal olarak kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
Yaşamın ilk yıllarından itibaren edinilen matematikle ilgili kavram ve beceriler daha ileriki yıllarda gerekli olan yüksek matematik bilgi ve kavramlarının temelini oluşturacaktır.
Matematik kavram geliştirmeye yöneliktir ve kökleri çocukların günlük
yaşadıkları deneyimlerdedir. Model oluşturma, gözlem yapma, ölçme kıyaslama, aynı ve farklı olanları bulma, eşleştirme yapma gibi etkinlikler, çocuklara sonunda anlayarak-kavrayarak matematik işlemlerini yapmalarına olanak verecek kavramları geliştirmede yardımcı olmaktadır.
Matematikle ilgili bilgilerin temelinin oluşturulması okulöncesi dönemin ilk yıllarında gelişmeye başlamaktadır. Hatta yapılan bazı araştırmalarda 1 yaş civarındaki çocuklara görsel olarak sunulduğunda, küçük nesne setlerinin azlık-çokluğunu ayırdedebildikleri gözlenmiştir.
Matematik kavramlarına temel oluşturabilecek eşleştirme davranışını çocuklarda 1-2 yaştan itibaren gözleyebiliriz. Bu yaşlar arasında çocuklar 2'si aynı biri farklı 3 nesneden benzer olanları eşleştirebilmektedirler. Eşleştirebilme davranışı yaşla birlikte basit eşleştirmelerden karmaşığa doğru gelişmektedir.
Yine matematiğe temel oluşturan kavramlardan boyut kavramına ait ilk davranışlar 2-3 yaşındaki çocuklarda büyük ve küçük olanı tanıma ve ayırtetme ile ortaya çıkmaktadır. Farklı boyuttaki 2 toptan “büyük topu göstermesi” veya “küçük topu göstermesi” istendiği zaman çocuk doğru davranışı sergileyebilmektedir. 3 yaşa doğru çocukların boyutla ilgili kavramlardan uzun-kısayı tanıyıp, ayırdedebildiklerini görmekteyiz.
3-4 yaştaki çocuklar, eşleştirebilme davranışı içinde geometrik şekilleri eşleştirebilmektedirler, ancak bu davranış, çocukların şekilleri özellikleri yönündentanıyıp-ayırdedebildikleri anlamına gelmemelidir. Çocuk sadece görsel algılama becerilerini kullanarak şekilleri eşleştirmektedir. 3-4 yaşta bire-bir eşleştirme davranışı görülmeye başlamaktadır. Basit düzeyde “bir şeker sana, bir şeker bana”, “bu top senin, bu top benim” gibi 2'li birebir eşleştirme davranışları görülmektedir. Bu yaştaki çocuklar model olunduğu zaman 3'e kadar sayabilmektedirler.
Bu yaştaki sayı sayma davranışı kavrayarak sayma değil modeli taklit etme, ezbere sayma davranışıdır. Çocuk 3 sayısının karşılığını kavram olarak kazanmış değildir.
4-5 yaştaki çocuklarda sıralama kavramı geliştirmeye başladığı için, bu yaşlardaki çocuklar 1-10 arası ezbere saymaya başlarlar. Bir grup nesneden örneğin bir grup kalemden “bana 3 tane kalem ver” denildiği zaman çocuk 3 tane kalemi tek-tek alarak yetişkine verebilir.
• yaşta basit gruplama davranışı da gözlenebilmektedir. Bu yaşta çocuklar nesneler
arası özellikleri belirli ölçülerde anlamakta ve basit düzeyde de olsa benzer özellikte olanları aynı grup içinde toplamaktadırlar. Ancak nesnelerin gruplandırılması ve gerçek sınıf özelliklerine göre biraraya getirilmesi 5 yaştan sonra görülmektedir.
5-6 yaşındaki çocuklar; 1-20 arası sayıları anlamlarını bilerek sayar, bir grup nesneyi tek tek sayarak kaç tane olduğunu söyler; 1-10 arası rakamları sıraya dizer.
Sıralama becerisi gelişmiştir. Bir grup nesneyi büyüklük özelliğine göre sıralar (En büyük, ortanca, en küçük oluşlarına göre). Nesneleri genişlik ve uzunluk özelliklerine göre sınıflandırabilirler. Sıra sayılarını öğrenebilir. Örneğin bir dizi toptan “en baştakini, en sondakini, baştan 2.sini, sondan 3.yü göster” gibi soruları doğru cevaplar.
Yarım ve bütünü gösterir. İstenildiğinde bir grup nesneyi ikişerli; üçürli küçük gruplara ayırabilir.
5 sayısı içinde toplama-çıkarma işlemlerini yapabilir.
En az, en çok, birkaçı, birçoğu, hepsi hiçbiri gibi nicelikle ilgili terimlerin
anlamlarını bilir.
7 yaş öncesinde çocuklar görsel algılamaya ya da algısal düşünceye dayalı mantık yürütmektedirler ve bazen algıları çocukları yanıltabilmektedir. İçinde su bulunan 2 uzun bardaktan birini yayvan bir kaba döktüğünüz zaman çocuk uzun bardaktaki suyun daha fazla olduğunu söyleyecektir. Ya da geniş bir alana yayılmış şekerlerin, küçük bir alana konmuş aynı sayıda şekerden fazla olduğunu söyleyecektir.
Eşit ağırlıklı ve top şeklindeki iki oyun hamuru gösterilip ağırlıklarının eşit olup-olmadığı sorulduğunda “eşit” diyen çocuk top şeklindeki hamurlardan birisi sosis şekline dönüştürülüp, tekrar eşit olup-olmadıkları sorulduğunda bu sefer sosis şeklinde olanın daha ağır olduğunu söyleyebilmektedir.
Bunların sebebi 7 yaş öncesindeki çocuklarda korunum kavramının gelişmemiş olmasıdır. Korunum kavramı en basit açıklamasıyla “nesnelerin bazı niteliklerindeki değişmelere rağmen bazı özelliklerinin sabit olduğunu kavramaktır” bu da ancak çocukların sadece algılama yoluyla edindikleri bilgileri kullanma ile değil zihinden mantık yürütmeyi de kullanarak ortaya koydukları bir davranıştır.
7 yaş öncesi çocuklara sunulan değişik özellikteki kaplara dökme-doldurma-boşaltma blokları değişik şekillerde dizme, yemek malzemelerini değişik araçlarla ölçme gibi benzeri etkinlikler için fırsatlar yaratarak korunum kavramı için ön bilgiler sağlanabilir. Ancak korunum kavramı için pek çok deneyim olanağı sağlansa da çocuklar ancak öğrenebilecekleri kadar hazır oldukları yaşta korunum kavramını kazanabilmektedirler (5-5,5 yaş genellikle bir çocuğun korunum kavramını öğrenebileceği en erken yaştır).
Matematikle ilgili kavramlar okulöncesi eğitimi programlarının her alanında yer alabilir. Matematik içeren etkinlikler katı testlerle yada çok kurallı ders havasında verilmemelidir. Oyun köşelerinde evcilik köşesinde, bakkal-alışveriş köşesinde, bloklarla oynarken kum havuzunda ya da herhangi bir doğal öğretim ortamı oluştuğunda matematikle ilgili kavramlar çocuklara verilmelidir. Çocuklar evcilik köşesinde oynarken değişik ölçme araçlarıyla kaşık, kavanoz, bardak gibi materyallerle su, şeker, fasulye gibi malzemeler ölçüp sayabilirler. Masa kurarken birebir eşleştirme yapabilirler.
Alışveriş köşesinde oynarken adet, kilo gibi ölçü birimlerini, para verme, para üstü alma gibi davranışları öğrenebilirler. Bloklarla oynarken değişik boyutları ve şekilleri ve bunların kombinasyonlarından oluşan yeni boyut ve şekilleri öğrenebilirler. Bu örneklere yüzlercesi eklenebilir. Önemli olan şudur ki, okulöncesi dönemde atılan temeller daha ileriki okul yıllarında çocukların matematiği daha iyi anlamalarına neden olacaktır. Ayrıca okulöncesi eğitimcileri, çocuklara matematiği ne kadar çok sevdirip bu işlemlerden zevk alabilmeyi öğretirlerse gelecek kuşaklarda matematikten korkmayan ve mantığı kullanmayı geliştirebilen kişilerin sayısı okadar çok artacaktır