OTİZM VE BİLİM
Prof. Dr. Gönül Kırcaali-İftar
Psikolog ve Özel Eğitimci
2008
Sevgili anne-babalar,
Bu yazıda, otizm alanında bilimselliğin ne anlama geldiğine ve nasıl
sağlanabileceğine ilişkin bilgi ve görüşler yer almaktadır. Eğer otistik
özellikler gösteren bir çocuğunuz varsa, bir an önce bilimsellik konusunda
bilgi ve görüş sahibi olmanızda büyük yarar vardır. Aksi takdirde,
çocuğunuz için doğruyu bulmak sizin için hiç de kolay olmayacaktır.
Unutmayın ki, bilimin ışığı olmadan hiçbir konuda uzun soluklu bir ilerleme
kaydetmek olası değildir.
Bir eğitim ya da tedavi yönteminin ‘bilimsel yöntem’ olarak
adlandırılması ne anlama gelmektedir?
Bilimsel yöntem, yararları bilimsel olarak desteklenmiş olan yöntemdir.
Burada ‘bilimsel destek’ yerine ‘bilimsel kanıt’ ifadesi kullanmaktan
özellikle kaçındığımı belirtmek isterim. Çünkü eğitimde, psikolojide ya da
tıpta kanıtlardan söz etmek çok zordur. Belirttiğim alanlarda, bilimsel
araştırma sonuçlarından yola çıkarak çoğu durum için geçerli
genellemelerden söz edilebilmektedir. Ancak, bu genellemelere uymayan
örnekler de her zaman için olasıdır.
Bir yönteme bilimsel destek nasıl sağlanır?
Bilimsel destek, deneysel araştırma sonuçlarıyla sağlanır. Deneysel
araştırmalar içinde bilimsel olarak en güçlü olanı, grup deneysel
araştırmalarıdır. Grup deneysel araştırmalarında bir yöntemin etkileri,
birbirine çok benzer özellikte katılımcılardan oluşan en az iki araştırma
2
grubu üzerinde sınanır. İlaçla tedavi yöntemlerinde, daha farklı araştırma
tasarımları yapılabilmekle birlikte, genellikle, iki grup üzerinde çalışılır.
Gruplardan birine yeni bir ilaç tedavisi uygulanırken, ikinci gruba boş ilaç
(plasebo) tedavisi uygulanır. Boş ilaç tedavisinde katılımcılara içinde hiçbir
etkin madde bulunmayan haplar yutturulur. Boş ilaç uygulamasından
amaç, ilaç kullanımının kişinin kendisi ya da ailesi üzerinde yapacağı
psikolojik etkileri kontrol altına almaktır. Eğer gerçek ilaçla tedavi edilen
gruptaki katılımcılar boş ilaç yutan gruba kıyasla daha fazla iyileşme
gösterirse, yeni ilacın etkili olduğu sonucuna ulaşılır. Ayrıca, ilaçtan
yeterince yarar görmeyenlere ya da olumsuz yan etkiler görenlere ilişkin
de gözlemler yapılır.
Otizm alanında kullanılan tedavi yöntemlerinin önemli bir bölümü,
yukarıda belirtilen şekilde bir bilimsel süzgeçten geçmemiş yöntemlerdir.
Dahası, bu yöntemlerin çoğunun ne gibi yan etkileri olduğu da belirsizdir.
O nedenle, otizmde tedavi yöntemlerine karar verirken çok dikkatli olmak
gerekir. Örneğin, birkaç yıl öncesine kadar sekretin hormonunun, otizme
eşlik eden davranışlar üzerinde olumlu etkiler yarattığı yönünde araştırma
sonuçları vardı. Ancak, bu araştırmalar deneysel özellik taşımayan ve esas
olarak sekretin kullanan çocukların ailelerinin bildirdiği görüşlere dayanan
araştırmalardı. Oysa ki, yapılan deneysel araştırmalar, sekretinin boş ilaç
kullanımından daha etkili olmadığını göstermiştir (Williams ve diğ., 2005).
Eğitim söz konusu olduğunda, boş ilaç uygulaması gibi bir düzenleme
yapmak olası değildir. Bu nedenle, eğitim yöntemlerine ilişkin yürütülen
deneysel araştırmalarda, gruplardan birine bir eğitim yöntemi (örneğin,
davranışsal yöntem) uygulanırken, diğerine de başka bir yöntem (örneğin,
etkileşimsel yöntem) uygulanır. Her iki uygulama eşit süreyle yürütülür ve
bu sürenin sonunda iki grup sosyal beceriler ya da iletişim becerileri gibi
belli özellikler açısından karşılaştırılır. Eğer gruplardan biri diğerine kıyasla
daha fazla ilerleme göstermişse, o gruba uygulanan yöntemin daha etkili
olduğu sonucuna ulaşılır.
3
Eğitim alanında grup deneysel araştırmaları yürütmek son derece zordur.
Bu nedenle, eğitim yöntemlerinin etkilerini sınamak için sıklıkla başvurulan
bir diğer yol, tek-denekli deneysel araştırmalardır. Bu konuda daha fazla
bilgi için ‘Tek-Denekli Araştırma Yöntemleri’ (Kırcaali-İftar ve Tekin, 1997)
kitabına başvurabilirsiniz.
Grup deneysel araştırmaları ve tek-denekli deneysel araştırmalar
yürütülürken dikkat edilmesi gereken pek çok husus vardır. Dolayısıyla, bu
hususları dikkate almadan yürütülen deneysel araştırmalar, yanıltıcı
şekillerde sonuçlanabilmektedir.
Bilimsel yanıltma nasıl ortaya çıkar?
Ne yazık ki otizm alanındaki pek çok bilimsel araştırma, bilimselliği
gölgeleyecek pek çok eksikliğe ya da yanlışlığa sahiptir. Aşağıda, otizm
alanında sıklıkla rastlanan bilimsel yanıltmalar sıralanmaktadır.
• Deneysel olmayan araştırmaların sonuçlarına dayanarak bir
yöntemin etkilerine ilişkin yorum yapmak: Sekretin tedavisi örneğini
anımsayalım!
• Konuyu bilimsel ve anlaşılmaz terminolojiye boğmak; böylece,
bilimsellik görüntüsü yaratmaya çalışmak: Oysa ki, bilim insanlarının
görevlerinden biri de anlaşılır olmaktır!
• Bazı bilim kurumlarını ya da bilim insanlarını referans göstererek
bilimsellik gösterisi yapmaya kalkışmak: Araştırmaların nerede ve
kimler tarafından yapıldığı değil, nasıl yürütüldüğü ve neyle
sonuçlandığı önemlidir!
• Aile ve uzman görüşlerini bilimsel araştırma sonucuymuş gibi
sunmak: Özellikle internette çeşitli yöntemlerle ilgili aile ve uzman
görüşlerine (testimonials) sıklıkla rastlanmaktadır; ancak, bu
görüşlerin bilimsel olarak hiçbir değeri yoktur.
4
• Etkili bir yönteme ilişkin kötü uygulamaları örnek göstermek: En iyi
yöntem bile kötü uygulandığında kötü sonuçlar verir. Dolayısıyla,
kötü yürütülen bir uygulama, bir yöntemin etkisiz olduğunu ya da
bilimsel destekten yoksun olduğunu göstermez.
• Etkisiz bir yönteme ilişkin göz doldurucu uygulamaları örnek
göstermek: En kötü yöntemin bile çok etkileyici uygulamaları
yapılabilir. Bu uygulamaların da bilimsel olarak hiç bir değeri yoktur.
Bir yöntemin bilimselliğini sorgulamak için yöneltilmesi gereken
sorular nelerdir?
1. Yöntemin etkilerini gösteren deneysel araştırmalar var mıdır? Eğer
yoksa, başka soru sormaya da gerek yoktur çünkü bu yöntem
bilimsel destekten yoksun demektir. Eğer varsa, aşağıda yer alan
ikinci soru sorulmalıdır?
2. Yöntemle ilgili deneysel araştırmalar hangi bilimsel dergilerde
yayımlanmıştır? Uzman değerlendirmesine dayalı (hakemli) olduğu
için güvenilir kabul edilen bilimsel dergilerde yayımlanmış olan
araştırmalar için aşağıdaki sorular sorulmalıdır. Böyle dergilerde
değil de başka yerlerde yayımlanmış ya da henüz yayımlanmamış
çalışmaların bilimselliği zaten kuşkuludur; dolayısıyla, başka soru
sormaya gerek yoktur.
3. Yöntem kimlerin hangi davranışları üzerinde ne derece etkili
bulunmuştur? Bu sorunun yanıtı, çocuğunuzda bu yöntemi
denemeye karar verirken size önemli bir yol gösterici olacaktır.
4. Sizin çocuğunuza önerilen uygulama, araştırmalarda etkili çıkan
yöntemin gerçek ve iyi bir uygulaması mı olacaktır? Unutmayalım ki,
her yöntem kötü uygulanmaya elverişlidir. Kötü bir uygulamadan iyi
bir sonuç beklemek ise olanaksızdır.
.ALINTIDIR.