Oyuncakların Çocuk Gelişimi Üzerindeki Etkileri
Sevgili veliler, eğer gerçekten çocuklarımız kontrolden çıkmasın ve okul derslerinde başarıları azalmasın istiyorsak. bilgisayarlar çocuklarımızın odasına konulmamalı.
Hepimizin bildiği gibi, oyunlar ve oyuncaklar hayatın birer prototipidir. Adeta iyiler ve kötülerin savaşı gibidir. Rastgele seçilen oyuncaklar çocuklarımızı ta derinden yaralamaktadır. Bilinçli seçilen oyuncaklar ise bir çok etkili mesaj vermektedir. Bazen "nerde o eski bayramlar ? "dediğimiz gibi "nerede o eski masum duygu dolu, iyilik ve dürüstlük kokan sevgi çiçeği çocuk oyunları, oyuncakları ? " diyesim geliyor. Yeni nesil çocukların oynadığı oyunların ve oyuncakların çeşit ve niteliklerine dikkat ettiğimizde, çoğu çocuğumuz zamanını artık ya playstationla, ya bilgisayar başında ya da internette sanal oyunlar oynayarak veya yaratıcılığı geliştirmeyen hatta şiddet içeren oyuncaklarla oynayarak geçiriyor. Oynadıkları oyunlar geleceğimiz konusunda hepimizi ciddi endişelendirmektedir.
Oyuncaklarla oynanan oyunlarla; çocuklarımız doğal olarak motive olur ve zamanla belirli bir amaç halini alır. Oyunlar, yetişkinlerin aksine çocukların koyduğu kurallara bağlı olarak kendiliğinden gelişir ve zevk unsurunun katalizör görevi görmesiyle, davranışlardan oluşan bir etkinliğe dönüşür. İyi seçilmiş oyuncaklarla oynanan oyun ve etkinliklerle çocuklar; ait olma, güç, özgürlük ve eğlence ile ilgili psikolojik-pedagojik ihtiyaçları karşılanırken, yaratıcılık ile sosyal becerilerinin gelişmesi, gerilim ve kaygının azalması ve organların harekete geçmesi sağlanmış olur.
Çocuk, kendini,çevresini, hayatı ve bütün bir evreni oyun yolu ile tanır. Oynarken oyuncaklarıyla olsun, çevresindeki kişilerle olsun etkileşim halinde olduğu için zekası, hafızası, kelime bilgisi ve duyguları kısaca "bilişsel becerileri" hem de "motor becerileri" gelişmektedir.
Son yıllarda teknolojinin hızla ilerlemesiyle, silah çıktı mertlik bitti, televizyon çıktı eski sohbetler bitti diye geçmişe özlem duyduğumuz gibi elektronik oyuncakların bilgisayar ve internet oyunlarının çıkmasıyla nerede o karpuz kabuklarından veya tahtadan yaptığım arabam diyen ebevenlerimiz azımsanmayacak derece de çoktur. Yeni oyuncaklar, doğru seçilmez ve dengeli-bilinçli kullanılmazsa çocuklarımızın, hem psikolojik-pedagojik hem de fiziksel açıdan gelişmesi mümkün değil kanısındayım.
Şiddet gelişen teknolojiyle birlikte insanların yaşamlarında daha fazla yer almakta ve çocuklar kendi yaşantılarında olmasa da şiddete daha fazla tanık olmaktadırlar. Günümüz koşullarında anne babaların çocuklarını şiddetten tamamıyla korumaları imkansız hale gelmiştir. Şiddet, çocukların yaşamlarında değişik koşullarda ve farklı derecelerde ortaya çıkabilir. Şiddetin çocuklara olan etkisi düşünüldüğünde çocuklar üzerinde en fazla etkiyi aile içi şiddetin yarattığı bilinmektedir. Şiddetin adeta eğitiminin verildiği okullar ise bilgisayar oyunlarıdır. Eğitici oyunlar, programlar ve bazı özel strateji oyunları, şehir kurma oyunları gibi oyunlar ise pedago ve psikologlar gözetiminde üretilmek ve oynatılmak şartıyla faydalıdır ve gereklidir.
Son dönemlerde çocuklarımız bilgisayar ve internet başından kalkamamaktadır. İlköğretim öğrencilerinde günde bir saatten fazla bilgisayar başında oynanan oyunların okul derslerinin unutulmasına yol açtığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Günümüz yetişkinleri ve çocukları iletişim halinde olduğu tek varlık hiçbir duygu alışverişinde bulunmadığı bilgisayar ekranıyla , kaslarını çalıştıramamakta, ekranla sevgi sadakat gibi güzel duyguları paylaşamamakla kalmayıp oyun alanı daraldığı gibi yaratıcılıkları da kısıtlanmaktadır. Üstelik oynadıkları oyunlar da genellikle savaş oyunları; yani, adam öldürmenin ve hırsızlığın bir oyun(!) olduğu, elinde silahı olanın güçlü olduğu mesajını veren oyunlardır. Bu tür oyunlar özellikle internet kafelerde ticari amaç güdüldüğü için bilgisayarlara yükleniyor. Bu konuda internet kafe işleten kişilerin eğitilmesi ya da bu tür yerlerin denetlenmesi gerekmektedir. Bilgisayar ve internet ateş gibidir, eğitici oyunlarla eğitim yemeği yapabileceğiniz gibi geleceğin potansiyel suçlularını yetiştirmeniz mümkündür.
Araştırmalar elektronik oyuncakların ve bilgisayar oyunlarının çocukları tüketici birey olarak yetişmesini sağlamakta, evdeki eşyalarla veya doğada bulunan malzemelerle yapılan oyuncakların ise çocukları doğaya ve çevresine saygılı kişiler haline getirmede yararı olmaktadır. Çocukların oynadığı oyuncak silahlar da aynı mesajı veriyor ve bu tür oyuncakların çocukları şiddete yönlendirdiğini hepimiz yaşamaktayız.
Oyuncak silahlarda, silahın çocuklara verdiği mesaj önemlidir. Silah kullanım şekli ve amacı itibariyle bir canlıyı etkisiz hale getirmek veya cansız bir yapıyı imha etmek için kullanılmaktadır. Her iki durumda da güç söz konusudur. Oyuncak silahlar çocuklarda başarı ve sevgi odaklı karakter profili yerine, güç odaklı karakter profilini modellemektedir. Bu modelleme ileride çocuğun ikili ilişkilerinde kazanan ya da kaybeden bir birey olmasına neden olmaktadır. Ne acıdır ki, silahın güçsüzün yanında yer alması ve onu korumasına yönelik var oluş nedenine ise günümüz dünyasında pek rastlanan bir davranış biçimi olarak görülmemektedir. Zira kimin güçlü ve güçsüz olduğu bir düşünce biçimi olup, değişken bir kavramdır. Bu nedenle anne ve babalar çocukların oyuncak silahlarla etkileşimini tercih etmemelidirler.
Çocuklar; kendilerini ve çevresini daha iyi tanıyabileceği, iletişim becerilerini ve yaratıcılıklarını arttıracağı, bilişsel- duyuşsal-sosyal ve psikolojik-pedagojik yönden olumlu katkılar sağlayacağı oyuncaklarla oynamalı ve mümkün olduğunca çocuklara kendi oyuncaklarını kendileri yapmalarına olanak sağlanmalıdır. Bunun için oyun hamuru, kil, çamur, toprak, kağıt, meyve ve kurutulmuş yiyecekler, boyalar kullanabiliriz.
Eğer çocuklarımız internette ve bilgisayarlarında uygunsuz içerikli oyunlar oynasın istiyorsak mutlaka kendi odalarına özel olarak bilgisayarlar koyalım. Yetmezse Laptop ta verelim. Böylece Hem okul derslerinde başarısız olurlar hem de ahlaken çökmüş, şiddet yanlısı potansiyel suçlu olurlar ne dersiniz ?
Sevgili veliler, eğer gerçekten çocuklarımız kontrolden çıkmasın ve okul derslerinde başarıları azalmasın istiyorsak. bilgisayarlar çocuklarımızın odasına konulmamalı. Bilgisayar çocuk odası yerine salona konulmalı, aileler teknoloji konusunda bilgili olmalı. Böylece çocuklarımızı sanal âlemin uygunsuz ortamlarından koruyabiliriz.
İngiltere Başbakanı Gordon Brown’ a sunulan bir komisyon raporuna göre, bilgisayarlar çocukların odasında değil, mutlaka oturma odalarında bulunmalı. Ebeveynler ancak bu yolla çocuklarının uygunsuz içerikli materyalleri görmesi engellenebilir. Meselktaşım, televizyon psikoloğu ve ebeveynlik uzmanı Tanya Byron’un bilgisayar oyunlarının etkisi konusunda Brown’a sunmak için hazırladığı raporda hangi şartla olursa olsun, çocukların bilgisayarı ebeveynlerinin gözetimi altında kullanması gerektiği vurgulanıyor.
Rapora göre, ebeveynler de mutlaka bilgisayar oyunları ve internet konusundaki bilgilerini artırarak, bilgisayar kuşağından olan çocuklarıyla aralarındaki teknolojik kuşak farkını kapatmalı. Elbette kendilerini kaybetmeden !!!
İlköğretim ve Lise öğrencileri okul dönüşü 1 saatten fazla, gereksiz bilgisayar kullanımı ile okuldaki öğrendiklerini hızla unutacaklardır. Haftasonları ise en fazla 3 saat olabilir. Yaz aylarında ise günlük 4 saatten fazla bilgisayar kullanmaları sosyal yaşamdan uzaklaşarak sanal alemde dolaşmaya ve yaşamaya, sanal düşünmeye başlayacaklardır.
Sonuç olarak çocuklarımıza şiddet yerine sevgiyi, iyiyi, doğruyu ve güzeli aşılayan oyuncaklar ve oyunlar üretmeliyiz ki kendine güvenen, kendini bilen, evrensel değerlere sahip kişiler olsunlar.
Dr. Ekrem Çulfa
.ALINTIDIR.