Son yıllarda toplumda önemli yer tutan teknolojik araçlar hayatımızı büyük ölçüde kolaylaştırmakla birlikte, yanlış ve ölçüsüz kullanımdan dolayı bir çok zararlar vermektedir. Araştırmalar bu zararlardan bir kısmını ortaya çıkarmıştır. Kumandası elimizde, fakat kumanda edemediğimiz televizyon ve masum görünen reklâmlar, acaba ne gibi zararlar vermektedir?
Beynimizin öğrenmeye ve dışarıdan gelen uyarıları almaya en elverişli olduğu dönem olan 0-3 yaş aralığında, çocuklarımızın seçme şansları olmadan televizyon ve televizyon reklâmlarından hangi mesajları aldıklarının bilincinde miyiz? Halbuki bu mesajlar o çocukların ilerideki kişiliklerinde ve fıtratlarında belirleyici bir rol oynamaktadır.
Çoğunlukla menfî içerikli ve olumsuz yönde olan bu bilgi ve yönlendirme bombardımanına karşılık çocuklarımızı korumak için onlara iyi şeyler anlatmamız, onları iyi ortamlarda bulundurmamız bile yeterli gelmeyebilir.
Bir başka önemli husus da, Bediüzzaman?ın ifadesiyle tamirin zor, tahribin kolay olmasıdır. Sizin uzun çabalar sonucu çocuğunuza kazandırdığınız bir olumlu tutumu kitle iletişim organlarının bozması ve yıkması için öyle çok uzun bir zamana ihtiyacı yoktur.
Ayrıca yine Bediüzzaman?ın tespitiyle ahir zamanda fenalıklar nefislere cazip ve hoş gelmesi ile çok kolay yayılır. Kitle iletişim araçlarının da süslü propagandalar ve nefisleri mağlûp eden reklâmlar yoluyla en yanlış ve kötü şeyleri bile güzel bir meta gibi sunabildiğini biliyoruz. Reklâm aracılığıyla İslâma ters düşen şeylere karşı özenti ve istek doğabilmektedir. Çocuklarımızın bizleri şaşırtan ve İslâma ters düşen bazı istekleri ve tutumları da bir takım uygunsuz reklâm progandalarının bir sonucu olabilir. Örneğin bir zaman, bir iletişim markasının reklâmında çocukların zihinlerine sınırsız bir özgürlük anlayışı kazınmaktaydı. Ancak biliyoruz ki, bireysel ve toplumsal düzeylerde mutluluk sınırsız bir özgürlükle değil; akıl, İslâm ve başkalarının özgürlükleriyle sınırlı bir özgürlükle elde edilebilmektedir. Fakat biz bunu çocuklarımıza öğretmeden önce reklâmlar çocuğumuza aksini yerleştirmiş oluyor. Bir başka gıda firması da reklâmlarında sürekli olarak kadını bir cinsel meta olarak kullanmakta ve cinsel çağrışımlar yaptırarak verdiği zararları hesaplamadan (belki de kasten niyet ederek) ürünlerinin satışını arttırmaya çalışmaktadır. Bizim çocuklarımızı koruduğumuz bir çok gayri ahlâkî kavramı bu reklâmlar saniyeler içerisinde çocukların dünyalarına sokmaktadır.
Reklâmların başka ne gibi tahripleri var?
1. Reklâmlar yanlış bir tüketicilik kültürü oluşturur.
Çocuklar ilk tüketim davranışlarını anne ve babadan öğrenmektedirler. Fakat bunun dışında okul, çevre, en önemlisi kitle iletişim araçlarından TV ve reklâmlar çocukların tüketici kimliklerini şekillendirir. Juliet Schor, ?Çok Harcayan Amerikalı-Overspent American? isimli kitabında bir insanın ne kadar çok TV seyrederse, o kadar çok para harcadığını ifade ediyor. Yaptığı araştırmaya göre, günümüzde televizyonla büyütülen ve televizyon reklâmlarından etkilenen çocuklar yetişkinlik döneminde gereksiz isteklere sahip olabilirler.
Bu talepler, ürün kalitesi yanısıra etkilenmeye göre olmaktadır. Reklâmlarda hedef çocuklar, kullanılanlar da çocuklardır. Çocuğa hitap ettiği zaman, yeni gelen nesil yetişkin çağına geldiğinde ürünü her zaman tercih edecektir, kendisi için ekonomik olarak uygun ya da kaliteli olmasa da? Reklâmda doğrudan ebeveyne yönelik bilgilendirilme yapılması gerekirken, çocuk hedef alınmaktadır. En çekici reklâm, en iyi ürün mesajı vermektedir. Bunun yanı sıra reklâmlar, mutluluk o ürüne sahip olmakla olur imajını vermektedir. ?Ne kadar tüketirsen, ne kadar çok şeye sahip olursan, o kadar mutlu olursun,? felsefesi oluşturmaktadır. Bundan en çok etkilenen çocuklardır. Doyumsuz isteklerinin nereden geldiğine anlayamayız. Yanlış tüketim alışkınlığına sahip çocuklar yetişmektedir. Tüketimde doğruyu araştıran nesilden ziyade, marka ve gösteriş ön plan çıkmaktadır.
2. Yanlış beslenme alışkanlıkları
Çocuklar reklâmlar aracılığı ile sağlıksız ürünlerden büyük ölçüde etkilenmektedirler. Özellikle şekeri bol, sindirimi zor, besin değeri düşük, fakat çekici gıdalarla beslenme alışkanlığı üzerinde etki yapmaktadır. Lezzetli gıdalar besin değeri fazla olan gıdalara oranla reklâm etkisiyle daha fazla fiyata tercih edilmektedir. Uzmanlar bu konuda yeni nesilin daha şişman ve daha kolay hastalanan insanlar olduğunu söylemektedirler.
3. Aile içi iletişime zararları
Bir çikolata reklâmında çocuklar için en iyisini isteyen annelerin tercihi, sloganı kullanılmakta. Bu reklâmda çikolatayı çocuğuna almayan anne, çocuğunu düşünmeyen annedir. Benzer şekilde bir temizlik maddesini almayan anne, çocuğunun hijyenini düşünmeyen anne olarak adlandırılıyor.
4. Reklâmın beyin gelişimine etkisi
Beyin araştırmacılarına göre çocuk eğer günde 2-4 saatten fazla TV seyrederse, beyin fonksiyonları uyuşarak tembelleşmektedir. TV tek yönlü bir iletişim aracı olduğundan, karşılıklı bir ilişki söz konusu değildir. Aynı zamanda televizyonun uyuşturucu etkisi ile beyin bir konuda odaklaşamayarak konudan konuya atlar hale gelir ve dikkat sürekliliğini kaybeder. Televizyondaki görüntüler, özellikle reklâmlar 3 ve 7 saniye arasında değişmektedir. Yani çocuk TV izlerken dikkatini belirli bir görüntünün üzerinde kısa süreli olarak odaklar. Buna bağlı olarak çocuk dikkatini uzun süreli olarak yoğunlaştırma konusunda zorlanmalar ve sıkıntılar yaşamaktadır. Okuldaki başarısını etkilemektedir.
Lütfen dikkat:
Televizyon seyretme saatlerine mutlaka dikkat edelim.
Reklâmlardan gelen olumsuz etkilere karşı çocuklarımıza uygun açıklamalar yapalım.
Tek başına uzun süre TV karşısında bırakmayalım.
0-3 yaş arası çocuklarımızı beyin gelişimi açısından mümkün olduğunca reklâm ve TV'den uzak tutalım.
Ayşe AYDIN