Suç ve çocuk eğitimi
İnsanlar neden suç işlerler ?Suçlu olarak tanımladığımız bazı kişiler çok basit nedenler için insanların hayatını veya malını nasıl oluyor da elinden alabiliyor.Bu kişiler kendi isteklerini gerçekleştirmek için başkalarının hayatını hiçe saymasının temel nedeni ne olabilir.
Oysaki bu insanlar da diğer insanlar gibi doğduklarında ve bebeklik dönemlerinde çok masum birer varlıklardı.( Kromozom ve genetik bozukluğu olanlar konu dışıdır )
Son zamanlarda toplumumuzda şiddet olayları hızla çoğalıyor .Bu olayları gerçekleştirenlerin yaş ortalaması da gittikçe düşüyor.Şiddet olayları bulaşıcı bir hastalık gibi her kesimi içine almaya başladı ve artık eğitim yuvaları olan okullara da sıçradı. Ülkemizde yaşanan şiddet olayları sonucunda son bir ayda beş çocuğun hayatını kaybetmesi üzerine farklı kesimlerden farklı tepkiler ortaya çıktı ve herkes bir günah keçisi aramaya başladı.Kimisi tedbirsizlik dedi kimisi, medyayı suçladı.Ancak bu suçlamalar bu olayları ne durduracak nede olanları unutturacaktır.Aileler bu olaylar karşısında okullarda tedbirler alınsaydı. Olaylar bu boyuta gelmezdi diyorlar. Okullarda tedbirler alınmış olsa da bunu gerçekleştirecek kişi olay yerini değiştirir ve bu olay okulda değil de başka bir yerde gerçekleşirdi.Ancak burada asıl üzerinde durulması gereken tedbirden önce nedenleri üzerinde durmaktır.İnsanlarımızın neden bu kadar saldırgan olduğunu ve bunun değiştirilmesi için nasıl bir çalışma yapılması gerektiği üzerinde durulmalıdır . Nedenlerine de öncelikle bir insanın bebekliğinden başlamak gerekiyor. Öfke duygusu bütün insanların içinde olan bir duygudur.Saldırganlık ise bir davranıştır. Şiddet ise bireyin içindeki öfke duygusunu karşısındaki kişiye kontrolsüzce aktarmasıdır..Bir bireyin açlık, susuzluk, cinsellik gibi dürtüleri içinde bulunduğu toplumun kurallarına göre şekillenmektedir Birey çevreden nasıl yemek yemesi ve cinsel dürtülerini nasıl kontrol etmesi gerektiğini öğrendiği gibi öfkesini ifade ediş biçimini de öğrenir.Bireyin öğrenmesinde en etkili olan unsur ise ailedir.
öğrenme yoluyla bireyler bebeklik döneminden itibaren aile ve çevrenin yaklaşımları ve tutumları ile davranış geliştirler.Birey nasıl davranacağını etrafındaki kişilerde öğrenir
Bir bireyin kişilik gelişimi,hayata bakış açısı, değerleri ,insanlarla olan iletişim becerileri,ilişkileri ,başarıları ,başarısızlıkları ailenin verdiği eğitim ve çevre faktörü ile paralellik gösterir.
Saldırgan , kendine ve çevresindekilere güvenmeyen , içine kapanık, mutlu olmasını bilmeyen , insanları sevmeyen , iletişim kopukluğu olan, utangaç ,yalancı, hilekar , bencil, başkalarının hakkını ihlal eden gibi olumsuz özellikleri olan bireyler tamamen yanlış eğitim sonucunda ortaya çıkmaktadır .
Bireye bebekliğinden itibaren yaptığı yanlışa ona bağırarak onu utandırarak ona fiziksel veya psikolojik şiddet uygulayarak yaptığının yanlış olduğu gösterilmeye çalışılırsa ;çocukta saldırganlık ,kendini değersiz görme özgüven eksikliği gibi olumsuz özellikler gelişecektir.
Bu da çocukta çok büyük bir yıkıma neden olacaktır ve aile farkında olmadan çocuğunu suç işlemeye iterek gelecekteki başarılarını da kendi elleriyle baltalamış olacaktır.Çocuk konuşmaya başladıktan sonra her konuda söz hakkı tanınmalı ve bir şeye karar verirken onunda fikri sorulmalıdır. Bazı aile büyükleri özelliklede baba çocuğa karşı sevgisini göstermez çocuk şımarmasın ve otoritesi sarsılmasın diye.Bu durumda çocuğun içindeki baba sevgisi eksikliğini kim dolduracak.Çocuğun içindeki bu eksiklik onu sevgi arayışına itecektir.İçindeki bu boşluğu doldurmak için de baba sevgisini başka yerlerde arayacaktır özellikle kız çocuklarında baba sevgisi eksikliği onları sonunda pişman olacakları ilişkiler yaşamasına neden olabilir.Çünkü yetişkin bir birey olduklarında karşılarına ilk çıkan ve seni seviyorum diyen bir erkeğe karşı sadece duygularıyla hareket ederek bazı sakıncalı durumlar varsa bile hayır diyemeyecektir. Karşısındaki insan art niyetli olsa dahi bunu göremeyecektir.En büyük hırsızlar çocuklarında sevgiyi çalanlardır aslında. çocuklar sevgisiz bir ortamda büyürken onların hayatında ne çok şey yarım kalıyor.En başta onların mutluluğu çalınıyor.Sevgiyle büyüyen bir çocuk sevmeyi ve kendini sevdirmeyi bilir.Sevdiği için sevildiği için mutlu olmayı ve.hayata daha pozitif bakmayı da bilir.
.Saldırgan kendi ihtiyaçlarından başka hiçbirşeyi umursamayan insanların sayısı gittikçe artıyor toplumumuzda.Anne babasına çocuğuna saldıran hatta onların hayatını elinden alabilen insanlar var günümüzde.Annesini babasını ve çocuğunu gözü görmeyen bir birey başka insanlara karşı davranışları daha da acımasız olacaktır.Bu insanlar birçok değerden yoksun bırakılarak büyümüştür.Çocuğunuza ne verdiyseniz sonucunda da onu alacaksınızdır. Hiçbir zaman tarlaya arpa ekipte onun buğday olarak çıkmasını bekleyemezsiniz.
Bir çocuğu yetiştirirken onu severek, onun hangi yaşta olursa olsun değerli olduğunu hissettirerek, ona önem vererek, sevmeyi;insanları, hayvanları, ağaçları, otları kısaca doğayı sevmek öğretilmeli. paylaşmayı ,saygıyı ,doğruyu, yanlışı,empati kurmayı öğretmeli, pencereye baktığında penceredeki lekeyi değil de pencerenin arkasını görebilen kendine güvenen kendiyle ve etrafıyla barışık mesleğinde başarılı bireyler yetiştirilmelidir. Aman çocuktur anlamaz, korkutayım ki bana itaat etsin, her şeyin en doğrusunu ben bilirim, sen sus benim dediğim olur senin görüşlerinin bir önemi yok, seviyorum ama şımarmasın diye göstermiyorum.diyen bir zihniyetle çocuklarını eğittiklerini düşünen aileler hem kendilerine hem çocuklarına hem de topluma büyük zarar vermekteler. Sevgi karşındakine gösterebildiğin anlatabildiğin kadar değerlidir.onu kendinize saklarsanız karşınızdaki kişi için bir anlam ifade etmeyecektir.
Sağlıklı, başarılı, anlayışlı, gülen yüzlerin olduğu bir toplum için öncelikle Her anne baba ve bir bebeğin gelişiminde rolü olan herkesin görevini hakkıyla yerine getirmesi ile gelecek çok daha güzel olacaktır.Günümüzde televizyonlar her evde olduğundan televizyonları da aile üyesi olarak görmeliyiz.Yayın yapan bütün kanallar da üzerine düşeni yapmalıdır.Yapmayanlar için ciddi bir denetim ve cezalandırma olmalıdır.Çünkü burada toplumun geleceği söz konusudur.
Mutlu bireyler mutlu aileyi mutlu aileler mutlu bir toplumu oluşturacaktır.
Suçlu insan yok yanlış eğitilen insan vardır
Gülay KAYAŞ
Psikolog