Travma - Baba Kaybı
1-Çocuklarda travmaya bağlı çok çeşitli davranışlar gözlenebilir. Bunlar arasında:
Uyku bozuklukları, kabuslar
Yeme, giyinme, tuvalet alışkanlığı gibi alanlarda farklılıklar, geriye dönüşler
Kıpır kıpır, huzursuz olma
Uykulu, donuk olma, yalnız kalma isteği
Her fırsatta ağlama
Tanıdığı nesnelere aşırı bağlanma
Değişiklikle baş etmede zorlanma
Anne-babayla olan ilişkilerde farklılık, aşırı talepkar olma ya da tamamen içine kapanma
Kardeşlerle olan ilişkilerin daha olumsuz olması, kavgaların artması
Travmatik olayla ilgili takıntılı düşünceler geliştirme, sürekli bu olay hakkında konuşma, bu olayla ilgili oyunlar oynama
Olayın tekrarlanacağı endişesi
Başkalarının gereksinimlerini aşırı derecede önemseme
Okul başarısında düşüş
Dikkatte azalma/bozulma
Doyumsuz olma
Küçük olaylara aşırı tepkiler verme
2-Çocuklarda Ölüm Kavramı
Çocuklarla ölüm hakkında konuşmak, bir çok yetişkin için çok zordur. Yetişkinler bu kavram ile ilgili olarak bütün soruları yanıtlamaları gerektiğini, ancak bu arada da çocukları üzmemeleri gerektiğini düşünürler. Öte yandan, ölüm çocukların çok küçük yaşlardan itibaren tanıştıkları bir durumdur. Evdeki bir çiçek ölür, yolda ölmüş bir kuş görürler. Çocukların ölüm hakkında neler düşündükleri yaşlarına ve konumlarına göre değişir.
Okulöncesi dönemdeki bir çocuk, ölümün geriye dönüşü oyan bir durum olduğuna inanır. Kişi o an için yok olmuştur, ama geri gelecektir, işlerini başka bir yerde yürütmektedir.
6-9 yaş arası çocuklar ise, ölümün geriye dönüşü olmayan bir durum olduğunu bilir, ancak, kendisinin ve sevdiklerinin ölmeyeceğine inanır.
9-12 yaş arası çocuklar, ölümün geriye dönüşünün olmadığını anlarlar. Bunun için de ?dünyada yer açılması gerekir? gibi neden-sonuç ilişkileri geliştirirler.
12 yaşından büyük gençler ise, artık ölümü bir yetişkin gibi algılarlar. Ölüm ile ilgili felsefi düşünceler geliştirirler. Hayatın anlamını araştırırlar.
3-Çocuklarda genellikle gözlenen yas aşamaları şunlardır:
Reddetmek: Çocuk, kaybettiği yakınını bir daha göremeyeceğini aklına getirmek istemez; o kişi ile yeniden bir araya geleceğinin hayalini kurar ve bu yönde oyunlar oynar ya da öyküler anlatır.
Öfke: Çocuk, yaşadığı olayın geriye dönüşü olmadığını ve hayatının farklı bir şekilde yapılanmaya başladığını fark ettikten sonra hem duruma hem de kaybettiği kişiye karşı öfke duymaya başlar.
Hüzün: Çocuk, kaybı için büyük bir üzüntü duymaya başlar. Bu üzüntü hem kaybettiği kişi için hem de kendinde yaşadığı eksiklik içindir.
Alışma ve ileriye yönelme: Çocuk, kaybını artık içine sindirmiş ve hayatını o kişi olmadan yapılandırmaya başlamıştır. Düşünceleri daha çok geleceğe yöneliktir
Not: Travma sonrası görülen davranış farklılaşmalarından 6 ay içerisinde görülenlerine Akut Yas Sendromu denir. Eğer durumlar 6 ayı aşkın bir süredir devam ediyorsa Travma Sonrası Stres Sendromu olarak adlandırılır.
4-Eğer çocuk bir yakınını kaybetmişse, bu bilgi onunla paylaşılmalıdır, ancak neler anlatılacağı çocuğun yaşına ve bu kaybın öncesinde ne kadar bilgi sahibi olduğuna bağlıdır. Kaybı olan çocuğa neler söylenebilir?
Olayın ne olduğu kısa, ama doğru bir şekilde iletilmelidir. Çocuğa, bu konu ile ilgili geçici öyküler anlatmak yerine, gerçek öykünün anlatılması çok önemlidir.
Kaybı yaşayan kişilerin duygularını göstermeleri gerekir. Sürekli mantıklı olmak ve hiçbir şey olmamış gibi davranmak, çocuğun kendi içinde bir çok duygusunu bastırmasına neden olur ve iç huzursuzluğuna yol açar. Duyguların ifade edilebileceğini görmek çocuğu rahatlatır.
Çocuğa, konu ile ilgili soru sorması için fırsat verilmeli, sorduğu sorulara da elden geldiğince doğru cevaplar verilmelidir. Eğer cevabı bilmiyorsanız bunu da belirtmelisiniz.
Çocuk, sık sık kendi ölümüyle ve sizin ölümünüzle ilgili sorular sorabilir. Bu sorulara da doğru yanıtlar vermek önemlidir. Çocuklara herkesin bir gün öleceği, ama şu anda bunu düşündürecek bir neden olmadığı anlatılmalıdır.
Çocuğun, bir kayıp yaşadıktan sonra manevi desteğe gereksinimi vardır. Onu sarılıp öpmek, ona sevildiğini söylemek, çocuğun güven duygusunu güçlendirecektir.
Çocuğunuz, özellikle 9 yaşından büyükse, cenaze törenine katılabilir. Bunun için çocuğun fikrinin alınması çok önemlidir. Eğer çocuk katılmaya karar verirse, tören ile ilgili ayrıntılar da kendisine anlatılmalıdır.
Çocuğa, bir kaybı olduğu, ona tanıdığı, sevdiği biri tarafından söylenmelidir. Çocuğun hayatında ilk kez gördüğü ve tanımadığı bir profesyonel, bu işi için çok uygun değildir.
Çocuğa yaşanan olayla ilgili olarak, yaşına uygun olmak kaydıyla, elden geldiğince ayrıntılı bilgi verilmelidir.
Çocuğun durumu tam olarak algılamayacağı ya da etkilenmeyeceği düşünülmemeli, ona zaman ayrılmalıdır.
Çocuğun olayla ilgili duygu ve düşüncelerini ifade etmesine izin verilmelidir, ?Sakın üzülme, kuvvetli olmamız gerekiyor? şeklinde bir konuşma yerine, ?Evet, üzülüyorsun, anlıyorum? şeklinde bir konuşma, çocuğu daha çok rahatlatacaktır.
Çocuğunuzun olay sonucu geliştirdiği duygu ve düşüncelerin ?normal? olduğunu kendisine anlatın.
Çocuğunuzla fiziksel temasta bulunmak çok önemlidir.
Çocuğa oyun oynama ve resim yapma fırsatı verilmeli, onun yaşadıklarını dışa vurması sağlanmalıdır.
Çocuğun, yaşanan durum ile ilgili sorularına mutlaka bir yanıt bulunmalıdır. Bu yanıt ?Bilmiyorum, öğrendiğim zaman seninle paylaşırım? da olabilir, duymamazlıktan gelmek çocuk açısından en rahatsız edici durumdur.
Çocuğunuza onu sevdiğinizi ve desteklediğinizi sıklıkla söyleyin. Bu günlerin geçici olduğunu ve işleri en kısa zamanda yoluna sokmak için çalıştığınızı vurgulayın.
Çocuğunuzu en kısa sürede günlük hayatın içine katın, ona belli sorumluluklar verin.
Çocuğun, olay yerinden uzaklaştırılması, çocuğun daha sonra uyum sağlamasını güçleştirir. Çocuğun, mümkünse alışık olduğu yerde kalması, ancak yaşam şartlarının bir an önce normale döndürülmesi çok önemlidir
.alıntı.