Uyaran Eksikliğiyle Başlayan ve Otizm İle Sonuçlanan Tablo
Bugünlerde adından çok fazla söz ettirmeye başlayan Otizm neden bu kadar sık karşımıza çıkmaya başladı sorusu artık bir çok hekimin ve ailenin içinden çıkmakta zorlandığı bir muamma olmaya devam etmekte. Gün geçtikçe Otizm hakkında üretilen teorilere her gün bir yenisi eklenmekte ve farklı tedavi yöntemleri ve psikoterapileri gündeme getirmektedir. Bu teoriler içinde kişinin fizyolojisinden tutun psikolojisine varana kadar birçok bölümünde aksaklıklar bulunduğunu göstermektedir. Bu yazımda Otizme neden olabileceğini düşündüğüm Uyaran Eksikliği’nden bahsetmek istedim.
Öncelikle kısa bir fizyolojik bilgi vererek uyaran eksikliğinin Otizmle sonuçlanabileceği ihtimali üzerine konuya devam etmeye çalışalım. Bilindiği üzere bir uyaranın ne anlama geldiği, beyinde birçok aşamadan geçtikten sonra isimlendirilmektedir. Örneğin görme duyusunu kullanarak bir uyarana anlam kazandırmaya ve isimlendirmeye çalışalım. Çocuğun görebileceği bir noktaya oyuncak bir araba koyalım ve hangi aşamalar sonucunda çocuk bu nesneye isim verecektir bir bakalım. Önce bakılıyor, bakılan nesne görme merkezine gönderilir. Daha sonra çocuk gördüğü bu cisme ilgisini çektiği için dokunmak isteyecektir ve dolayısıyla görüntü oluştuktan sonra dokunma merkezinin devreye girmesiyle çocuk nesneye dokunacaktır. Diğer bir aşama çocuğun keşfetme içgüdüsüyle yapacağı aşamadır ki o da görünen ve dokunulan nesnenin hareket ettirilme isteğidir. Bu aşama da yapıldıktan sonra tüm bu bilgilerin anlam kazanması için frontal loba gönderilmesi ve orada öğrenilmesi her sağlıklı kişide beklenen sonuçtur. Gördüğünüz gibi bir nesneye anlam verebilmek için beyinde bu aşamalar gerçekleşmekte ve kişiler bu yolla birçok nesneyi öğrenmektedir ve siz çocuğa ne kadar fazla ve doğru uyaran verirseniz çocuğun gelişimi de bu oranda artacaktır. Dışarıdan hiçbir şekilde doğru uyaran almayan çocuk kendi içinde bir dünya kurmaya başlayacak ve uyaranlarını bulabildiği ve alabildiği sürece gelişim kaydedecektir.
Anne baba olarak yapılması gerekenler tam da bu noktada başlamaktadır. Gelişim çağında olan çocuğa doğru uyaranları bulup vermeye başladığınız andan itibaren emin olun Otizm ihtimalini ortadan kaldıracaksınız. Siz eğer keşif yaşındaki çocuğunuzu televizyonun karşısına bırakıp kendi işlerinizi yapmaya devam eder ya da çocuğunuzu kendi dünyası içinde serbest bırakmaya devam ettiğiniz sürece onu Otizm’e bir adım daha yaklaştırmış olacaksınız.
İşte uyaran eksikliğiyle başlayıp Otizm ile sonuçlanan bu tabloya engel olmak veya bunun olmasını sağlamak sizlerin elinde. Otizm’i çağırmak basitçe bu şekilde gerçekleşmekte ya da bahsettiğimiz uyaran eksikliği belki de Otizm’e bir adım atmaktır. Doğru adımları atmak ve doğru uyaranları çocuğunuza ya da çocuklarınıza vermekte geç kalmayın. Çünkü Otizm yaş ilerledikçe tedavisi ve eğitimi gittikçe zorlaşan ve altından kalkmakta zorlanılan bir bozukluktur. Yenidoğan bebeğiniz sağlıklı gibi görünebilir ama zaman geçip büyümeye başladıkça çevresine ilgi göstermemesi, kendi kendine anlamsız bakışlar, bir eşyaya gereğinden fazla bağlanması, sürekli tekrar eden ve bir anlamı olmayan hareketler gözlemlediğiniz anda bir uzmandan yardım almayı ihmal etmeyin. Hepimiz için tüm dünya için Otizmsiz bir hayat doğru ve bol uyaran almaktan geçecektir. Uyaranları çocuklarınıza doğru verin ve onları Otizm’den uzak tutun.
Unutmayın Otizm bulaşıcı bir bozukluk değildir ama onu çağırmak sizin elinizdedir….
Psikolog Ferhat AKPINAR
SinemaTerapi