BENİ ALKIŞLAYIN
Hani bakmayın öyle, çarşıda pazarda
Ağırdan aldığıma,
Bir de beni sınıfta görmelisiniz,
Çağlarım ırmaklar gibi, gürlerim,
İlkbaharda dolmuş gökyüzü gibi.
Alırım öğrencilerimi, çıkarız yola,
Aydın’ın incirini, Giresun'un fındığını,
Malatya’nın kayısısını, Rize'nin çayını,
Amasya’nın elmasını istifleriz kasalara
Hani bakmayın öyle, çarsıda pazarda,
Üç kuruş ucuza oyalandığıma,
Sınıfta tüccar kesilir,
Neler satmayız ki,
İran’a, Azerbaycan'a, Bulgaristan'a...
Bu da yetmezmiş gibi,
Fabrikalar kurarız ülkenin dört bir yanına,
İşleriz hammaddeyi, başlarız ihracata.
Hani bakmayın öyle, çarşıda pazarda,
Olur olmaza kızdığıma, yokluktan sıkıntıdan dem vurduğuma,
Siyasetçilere öfkelenip, ülkemin ekonomisine üzülüp,
Kendi dertlerimi unuttuğuma; bakmayın siz
Milyonlarca gencimin işsizlik tasasını tuttuğuma.
Sınıfta bunlardan söz etmez,
Heves, şevk, umut, yaşama sevinci dağıtırım onlara,
Dört elle sarılırız,
Geleceğe, vatana, yaşama...
Hani bakmayın öyle, çarşıda pazarda,
Sağlığımdan yakındığıma; midemdeki yanmayı,
Ayaklarımdaki müzmin romatizmayı,
Sırtımdan eksilmeyen kronik ağrıyı
Bir de boğazımdaki farenjit ile onca dertlerin stresini...
Sınıfa girince aslan olurum, devleşirim adeta,
Sağlıklı yaşamdan söz eder, iyi beslenmenin, temizliğin...
Spor yapmanın yaralarını anlatırım onlara.
Hani bakmayın öyle çarşıda pazarda
Bazen can sıkıntısı ile mahsunlaştığıma,
Her kışa girerken böyle olurum ben,
Evimin insanlarını ve öğrencilerimi, sonra
Savaşların acı çeken çocuklarını
Yakacak, giyecek, yiyecek...dertlerini...
Onları düşünür böyle olurum ben
Ne var ki sınıfta görseniz bir de beni
Sıcacık konuşur ömrün baharını anlatırım onlara
Çağdaşlık ve yükseliş yolunda,
Azmin, idealin, çalışmanın, dürüstlüğün karını,
Ulus gücünde, birlikten kuvvetin, kuvvetten ise
Barışın, huzurun, bereketin geleceğini anlatırım onlara.
Hani bakmayın öyle,çarşıda pazarda,
Hesabı şaşırdığıma, maaşımın ucunu kaçırdığıma
Anlarsınız(!?) şartlardan dolayı,
Fizik, kimya ve biyolojinin doğasını bozduğuma
Şirin görünmek için ona buna, arada bir,
Yöresel konuşmalarla Türkçemize yanlış yaptığıma,
Sınıfta bir başka olurum ben,
Orantıları ve yüzdelik hesaplarını,
Hatasız yaparız, kesirli sonuçlarına varıncaya,
Kusursuzdur fen formülleri ve deneylerimiz
Vurgu-tonlama dikkatli, diksiyonumuz özenli,
Noksansız ve yerindedir noktalama işaretleri
Hani bakmayın öyle, ;çarşıda pazarda,
Ayıpladığıma çıkarcıları, bakmayın siz,
Ulu önderimizin dahi kemiklerini sızlatan,
Yapmacık Atatürkçülere kızdığıma,
Bakmayın bunlara aldanan insanları.
İkidebir uyardığıma...
Atatürk ilkelerinden bile bir haber olanları,
Nefretle kınadığıma.
Biz sınıfta Atatürk’ü damla damla içeriz.
Sınıfça bazen bir zaman makinesine biner,
Amasya genelgesini yayımlar,
Erzurum'da, Sivas'ta kongreler yaparız,
Büyük Millet Meclisi'ni açar,
Kurtuluş Savaşı’nda destanlar yazarız.
Önce haşinleri susturur
Sonra, İnönü’de, Sakarya'da, Kocatepe'de,
Yüce komutan ve sınıfça biz,
9 Eylül’de İzmir’e çıkarız.
Atatürk ve silah arkadaşları,
Bir de aydınlar ile ulus, devrimlere koşar,
Dikeriz bir fidan gibi ilkeleri...
Göz yaşı dökmeyiz,
10 Kasımlarda, sızlanmayız,
Onurlanırız gururla, minnetle anarız.
Var gücümüzle, alıkonulmaz isteğimizle,
İçimizde Atatürk ve Atatürkçülüğü yaşatırız.
Hani bakmayın öyle, çarşıda pazarda,
Düşünceli gezdiğime,
Dimdiktir başım, aldırmam kendi halime...
Ben bu ulusun öğretmeniyim,
Onur dolu, şeref dolu, övünç dolu benim mesleğim,
Aşikar meydanda benim eserlerim;
Doktorlar, öğretmenler, avukatlar, askerler,
Mühendisler, mülki amirler, siyasetçiler,iş adamları…
Daha kimler...
Sınıfta ve insan içinde alnı açık gezen ben,
Sırtımdaki kamburu gizler,
Sıkıntıları içime gömer,
Bunca sorun içinde gülerim.
Bir sihirbazım adeta yoktan var eden,
Bir sabır taşıyım hiç çatlamayan,
Bir aktörüm rolünü en iyi oynayan,
Görevini bilen, işini seven.
Bir öğretmenim ben aranızda yaşayan,
Gıdasını aferinlerden, alkışlardan alan,
Ne bekliyorsunuz, alkışlayın o zaman
Alkışlayın, siz meslektaşlarım, siz amirlerim
Siz küçüklerim, siz büyüklerim,
BİR ÖĞRETMEN...
kaynak:turkboard