Farklı zamanlarda açılmış aynı içerikli iki konuyu birleştirdim.
Bilginize.
c i m i
"Ben çocukken annem bana hep hayatın anahtarının mutluluk olduğunu anlatırdı. Okula gitmeye başladığım zaman, sınavda bana "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diye sordular. Ben de onlara "Mutlu olmak istiyorum" diye cevap verdim.
Onlar bana, soruyu anlamadığımı söylediler. Ben de onlara, asıl onların hayatı anlamadıklarını söyledim. "
John Lennon
Bakım konusuna gelince burada 3-6 yaş çocuklarından bahsediyoruz. Bu yaş çocuğu öğrenir dener yanılır uygular yanılır ve başarır. Bu dönem de veli öğretmen işbirliği gereklidir diye düşünmekteyim. Okulunuzda ki bir çocuk kendi üstünü değiştiremiyorsa veliyle işbirliği içinde ona bu özbakım becerisi kazandırılır. İlköğretime başladığında okul öncesi öğretmeninin ve velisinin sayesinde birçok beceriyi kazanmış olarak başlar.
Veli gelişimsel tüm açıklamalarıma rağmen hala bu işbirliğe yanaşmıyorsa, çocuğun özbakım becerisini kazanmasını desteklemiyorsa, emek veren öğretmen, görmezden geliyor, öğretmene maaşlı çalışanı gibi muamele ediyorsa, arkasından dedikodu, yüzüne gülücük saçıyorsa, ne yapmalı?
karda yağmurda çocuğu montsuz çıkarma gibi bir durum yok. o gün ılık bir sonbahar havasıydı, yanlarına tedbir olsun diye hırka aldı çocuklar. o gün 3 kere askıdaki ince hırkasını almasını söyledim. telaşlı bir gündü ve çocuk beni dinlemediği için almadan çıkmış. benim de gözümden kaçmış. giyme ihtiyacı bile duymadı hiçbiri zaten servisten inip kapalı bir mekana girdik. velinin ilk tepkisi hırkası nerede oldu.
6 yaşında gelişimi fazlasıyla yerinde olan bir çocuğun beklenen özbakım becerilerini yapması gerekir. ondan daha kısa boylu daha çelimsiz öğrencilerim bile benden hiçbir yardım talep etmeden ayakkabısını, montunu giyip çıkarıyor. sırtından çıkardığını yere fırlatmak yerine askıya asıyor. askı bilinci kazandırdım çocuklarıma. fakat bu çocuk için bu durum geçerli değil çünkü aşırı korumacı bir yapıyla yetişmiş ve yapması gerekenleri hep annesi yapmış.
çocuğu ve anneyi, uğradığım haksızlığı görmediğiniz için böyle konuşup beni vicdansız bir öğretmen olarak addediyorsunuz ki ben bunu kabul etmiyorum.
sinirlerimin daha fazla yıpranmaması adına bir daha bu başlığa yazmayacağım. ben size aile katılımında çocuğunuzun sınıfına misafir olmanızı, okula giriş çıkış gibi en yoğun saatlerde okul yönetiminden öğretmenden rica ederk gözlemde bulunmanızı öneriyorum. meslektaşlarım benim ne demek istediğimi bizzat yaşadıkları için gayet iyi anladılar. fakat sizin anlamanız için yaşamanız gerek. anlama ihtiyacı hissederseniz dediğim yöntemi uygulayabilirsiniz.
tüm öğretmen arkadaşlarıma anlayışlı bilinçli veliler diliyorum.
Amacım tartışma yaratmak değil. Sadece şuna açıklık getirmek istiyorum.
Bırakın sizi hiçbir öğretmeni vijdansız olarak nitelendirmem mümkün değil.
Çocuklarımıza sadece bir harf bile öğretmiş olsalar son derece büyük bir saygıyı hak ediyor öğretmenler.
Böyle bir terbiyesizlik yapabilmem mümkün değil.
Daha fazla kırmamak ve kırılmamak adına konuyu kapatmak en iyisi olacak
Sevgilerimle.
Sevgili öğretmenim atölye; çok sinirlenmiş, duygu ve düşüncelerinizi yazı ile dile getirmiş, rahatlamaya çalışmışsınız. Bu tür olaylar hepimizin başından geçmiştir. Biz öğretmen olarak haklıyız. Onlar veli olarak haklılar.
Anne olduğunuzu söylemişsiniz. Anne olmadan bu tür şeylerin üstünde durmuyor insan. ilk öğretmenlik yaptığım yıllarda ben önemsemez, daha doğrusu sağlık açısından ne denli önemli olduğunun farkında olmazdım. oysa siz bu işin bilincindesiniz.
Asıl olay özel okula gitmiş olması. Çünkü özel okul konsepti devlet okuldan çok daha farklı. veliniz biraz eskiyi arıyor sanırım. Artık çocuğunun eskisi kadar küçük olmadığını hissettirmenizde yarar var. Çünkü yaşı 40 da olsa annenin gözünde çocuğu büyümez.
Çok kısa sürede olayı çözeceğinizden, veliniz ile olumlu iletişim kurabileceğinizden eminim.
Sevgili Biricik Velimiz İrem&özge; Bir veli olarak duygularınızı çok iyi özetlemişsiniz. Bizi anlıyorsunuz. Biz de sizi çok iyi anlıyoruz. Arkadaşımız olaylar karşısında oldukça üzülmüş, gerilmiş. Siz de veli olarak duygularınızı belirtmişsiniz. Hepimiz mesleğimizi öncelikle anne kucağı sıcaklığı ile yerine getiriyor, daha sonra eğitim işi ile ilgileniyoruz. Ve hep pratik çözümler buluyoruz. Çünkü zaman bizim için çok değerli. Bir dakikada bile onlarda davranış değişikliği kazandırabilmek en büyük amacımız. Öğretmenimiz velinin tutum ve davranışlarından rahatsız olmuş. Görevini hakkı ile yapıyor, bundan hepimiz eminiz.
Sizleri seviyoruz. Sevgi ile kalın.![]()
öncelikle söylemek istiyorum ki çocuklar sağlıklı ve mutlu olursa bizler verimli oluruz .canım arkadaşım bizler öğretmen olarak tavırlarımızla herkese örnek olmak zorundayız.önce öğrencilerimizle iletişimimizin iyi olması gerekir. çocuklar terlediyse hepsini masaya oturtup terli olanların nüzerini değiştirelim vs.. gibi oyuna dönüştürerek hareket etmemiz gerekir. zaten bu tür davranışlar bir kaçkez tekrarlanırsa alışkanlığa dönüşür ,çocuklarda artık kendi terlediğinin farkına varır .zaten çocuklar okula özbakım becerilerini kazanmak ve kişilik gelişimini kazanmak için okula geliyor.temel değerlerimizi onlara kazandırırsak eğitim daha kolay ve eğlenceli olur.bahsettiğimiz yaş grubu 3 -6 yaş grubu onların bireysel birer birey olmalarını sağlamak biz öğretmanlerin görevi
okulöncesi=bakıcılık hemde lisanslı bakıcılık...
Arkadaslar okul öncesinde böyle bir durum yok.Geçen hafta bir veli sabahçı arkadasımla kavga etti sırf üstü değişmedi diye bu arada arkadaşımın öğretmenliğini bile sorguladı sonra müd.yar.agza alınmayacak laflar etti baktı ki olmuyor en sonunda çekti gitti tek dertleri terlediler mi ve ne yediler kimse ne öğrendiler diye sormuyor.Ben bu konuda kendi sınıfımda asla taviz vermiyorum veli çok mu diretiyor her saat başı gel cocugunun üstünü değiştir diyorum bir iki gelidkten sonra zaten gelmiyorlar.Birinci sınıfta asla böyle talepleri olmuyor,orda terlemiyorlar mı hemde nasıl ama bi şekilde alışıyorlar.Biz bakıcı değiliz tabıkı gaddar da değiliz çok zor durumda olan çocuga yardım ediyoruz ama bizim görevimiz çocukların sırtına ter bezi koymak değil.
Bir öğretmen olarak değil de o çocuğun annesinin yerine kendimi koyan bir anne olarak yorum yazma gereği duydum.
Şimdiden kırılmamanızı rica ediyorum. Duymak istemeyeceğiniz kelimeler kullanmış olabilirim.
Geçmişte kalbinde delik olduğu için tedavi görmüş olan, ateşli havale geçirmiş olan bir çocuğum olsa o annenin yaptıklaırnın aynısını yapar mıyım diye sordum kendime. Evet yaparım tabi ki oldu cevabı.
Sizler öğretmensiniz bakıcı değil ama okul öncesi eğitim + bakım anlamına geliyor bana göre. Bir öğretmen bir çocuğun hırkasını alıp almadığını farkedemiyorsa sorun öğretmende der ve kızarım. Hava serindi diyorsunuz. Ki sizde hırka alın demişsiniz. Tüm çocuklar aynı sorumluluk bilincinde olamaz ki. Aldılarmı almadılar mı diye bakmalıydınız.
Kaldı ki siz hırka alın diye öğütlenmişken montunu soran anneye arabada kalmıştır demişsiniz. Ya yazımda yanlışlık var. Yada ortada bir yalan var. Özür dilerim bunu yazadığım için ama bana hissettirdikleriniz bunlar.
Kapı görevliniz baştan sona hatalı. Eğer veli ona şikayette bulunduysa diyecek ki bu konuda görevli ben değilim isterseniz sizi müdür beye / hanıma yönlendireyim. Gelip size anlatması da hoş değil.
"DErs mi yapayım yoksa senin çocuğunun peşine mi koşayım? Çocuğuna o bilinci kazandırmamışsın. Çocuk terlediğini hissetiği an öğretmenim bnen terledim diyecek. Hatta üzerini o çıkaracak giyecek ben değil. " bu yazdıklarınıza aslında hiç yorum yapmamak lazım ama dayanamıyorum. Birgün benim çocuğumun bu muamele ile karşılaşma olasılığı geliyor aklıma. 3-6 yaş çocuklarından bahsediyoruz sanırım ben yanlış anlamadıysam. Bu yaş çocuğu yani en azından benim kızım üstünü kendi çıkaramıyor ama giyiyor. Altta sorun yok. Ya benim çocuğum yetersiz yada sizin beklenti fazla öğretmenim.
Son olarak veli yüzünden çocuktan soğumayı anlamak inanın mümkün gelmiyor bana. Öğretmen olarak çeşit çeşit insanla karşılaştığınızdan eminim. Ama bunları çocuklara mal etmek inanın çok saçma ve yanlış.
Kızım okula giderken bende irdeleyen bir veliydim. Etkinlikler faaliyetler yemekler temizlik vs herşeyi sorgulardım. Ama benim bu yaptığıklarımın birininn bile kızıma yansıtılmadığının, söylediğim herşeyle ilgili geri bildirim verileceğinin farkındaydım.
Biraz hatayı kendin,zde arayın derim.
Sevgiler.
ben yeterince anlayışllı, hoşgörülü, öğretmenden çok BİR ANNE GİBİ DAVRANAN ÖĞRETMENİM. çok kusar, çalışana varmadan ben değişirim. senelerdir bu böyledir. zevk alırım... lakin tüm yaptıklarıma rağmen bayan arkamdan çirkince konuşursa, saçma sapan söylemlerde bulunursa ben bunu HAZMEDEMEM. KABUL EDEMEM.
çocuk terli olmadığı halde, kapıda ÖĞRETMEN NEDEN DEĞİŞTİRMEDİ? SENE BAŞINDA SÖYLEMİŞTİM. vs tarzında ileri geri konuşmaları kabul edemem...
çocuğun hiçbir problemi yok. kalbinde deilk filan yok... tamamen annenin abartması... her çocuk terliyor...sınıfımda ondan daha beter terleyen çocuklarım var...bana geliip ÖĞRETMENİM BEN TERLEDİM diyor...ya da daha onlar demeden FARKEDİP MÜDAHALE ediyorum... yavrum üzerindekini çıkar diyorum. yeleğini süveterini hırkasını vs... bu çocuk sürekli peşinden biri koştuğu ve herşeyi kendi yerine o yaptığı için alışmış. çok lakayit ve ukalaca konuşuyor...bana emrivakide b ulunuyor... arkadaşlarına sürekli zarar veriyor...günde 20 kez şikayet duyuyorum... yapılı besili bir çocuk...sınıfın en uzun boylusu en sağlıklısı... bir vuruyor tüm çocuklar yerlerde... dün masayı bir itti çocuğun böğrü sıkıştı morardı. bugün 5 yaşlardan birini düşürdü tuvalette... hergün birilerinin eline basıyor, vuruyor, olmadı lafla sataşıyor... anneye sorsan çok uyumlu(!) sıkıntı yaratmayan bir çocuk.. uygun dille analtmaya çalıştım anlamıyor ben de vazgeçtim artık idare etmeye çalışıyorum...
yazdıklarınızın hiç birini üzerime alınmıyorum çünkü ben bildiğinzi öğretmenlerden değilim. siz beni sınıfımda hiç görmediniz... o çocuk için yazdığım bir iki kelimeden KOSKOCA YANLIŞ BİR GENELLEMEYE VARMIŞSINIZ Kİ kabul etmeyeceğim birşey bu...
OKUL ÖNCESİ PROGRAM KİTABI 5-6 YAŞ ÖZBAKIM BECERİLERİ... lütfen açıp bir okuyun....