Mesleklerin cinsiyeti olur mu? Olmamalı diye düşünsek de kadın otobüs ve taksi şoförünü, erkek hemşireyi yadırgıyoruz. Erkek Anaokulu öğretmenlerinin kaderi daha isimdeki 'ana' kelimesiyle başlıyor. Bu bölümü tercih edenler okuldayken 'yabancı' oldukları bir ortamda buluyor kendilerini. İlginçlikler meslek hayatlarında da devam ediyor. İşte anaokullarının 'baba' öğretmenlerinin renkli hayatları...
Milli Eğitim Bakanlığı'nın okulöncesi eğitimi zorunlu hale getirmeyesiyle dikkatimizi 'erkek anaokulu öğretmenleri'ne yönelttik. 'Erkekten anaokulu öğretmeni mi olur?' diyenleri duyar gibiyiz. Ama onlar neredeyse bu meslekte 20 yıldan bu yana sessizce görev yapıyor. Sayıları, nesli tükenmekte olan canlı grubunu andırıyor. Kadınların egemen olduğu mesleklerinde 'çirkin ördek' olmaktan çıkıp öğrencilerin, velilerin ve mesai arkadaşlarının benimsediği hale nasıl geldiklerini aktörlerinden dinledik.
Bilinçsiz ama isabetli tercih!
Ali Osman Baştuğ 33 yaşında. Anadolu öğretmen lisesini okurken, 'bilinçsiz' bir tercih diye nitelediği mesleğe yavaş yavaş adım atarken sektörün içinde kendini bulmuş. Konya Selçuk Üniversitesi Okulöncesi Eğitimi bölümünü kazanan Baştuğ, 10 yıldan bu yana anaokulunda öğrencileri ilköğretime hazırlıyor. 3 yıldır da Mamak Manolya Anaokulu'nun müdür yardımcısı.
23 personelin içindeki tek erkek. 'Bilinçsiz' tercih etse de okul personeli, öğrencileri ve velilerin sevgisini kazandığı bu mesleğin kendisi için 'isabetli' olduğunu düşünüyor. Ailesi ise hiçbir zaman onu diğer öğretmenliklerin yerine bu meslekte karar kılmasını yadırgamamış, aksine hep destek olmuşlar.
Mesleğin önceliği olarak fedakârlığa vurgu yapıyor Ali Osman Hoca. O da diğer erkekler gibi yadırganmış. Ancak zaman içinde çevresine kendini kabullendirmiş. Öyle ki, veli toplantılarına gelmek istemeyen babalar, onun sayesinde gelir olmuş. "Önce insanın kendini kabul ettirmesi gerekir. Çocukla ve anne babayla iletişimin sağlıklı olmasıyla artık kabullenme başlıyor. Veli artık çocuğunu sorgusuz sualsiz size teslim ediyor." diyen Baştuğ, erkek anaokulu öğretmenlerinin bu işi en az kadın öğretmenler kadar iyi yaptığını söylüyor.
Mesleğe ilk başladığı yıllarda kendini aileye, sonra çocuğa ve kadınlardan oluşan kalabalık bir topluluğa kabul ettirmenin zorluklarını yaşadığını anlatan Baştuğ, bunu bilgi birikimi, deneyim ve verdiği güven duygusuyla çabuk atlattığını ifade ediyor.
Anaokulu ismi değişsin, çocuklara baba modeli de gösterilmeli
Anaokulu ve sınıfının yerine okulöncesi eğitim ya da hazırlık isminin daha iyi olacağı görüşünde olan Baştuğ, "Bu okullarda sadece anne modeli değil, baba modeli de çocuklar tarafından görülmeli." ifadelerine yer veriyor. Yeni evli olan Baştuğ'un babalara çocuklarıyla ilgili önerileri ise çok net: "Empati kurun!" Babalar ile çocuklar arasındaki en büyük sorunun iletişim olduğuna vurgu yapan Baştuğ, "Babanın çocuğunu anlama noktasında sorunlar yaşanıyor. Baba, çocuğunun yerine kendine koymalı." diyor. Baştuğ, çocuk bakımının sadece annenin görevi olmadığına, babanın da çocuklarına zaman ayırması gerektiğine işaret ediyor.
10 yıldır anaokulu öğretmenliği yapan Baştuğ'un bir tedirginliği de var. Bu, bütün anaokulu öğretmenlerini ilgilendiriyor. Anaokulunda eğitimci olmanın getirdiği yükümlülükle çocuklara yaklaşan Baştuğ, kendi çocuğuna aynı eğitimi veremeyeceği endişesini yaşıyor. "İşin içine kendi çocuğunuz girdiğinde durum farklı olacak gibi. Çünkü duygu mekanizması devreye giriyor." diyen Baştuğ bunu henüz çocuk sahibi olmamasına karşın yeğenlerinde bunu yaşadığını vurguluyor: "Duygu girdiği zaman, hata yapacağım endişesi yaşıyorum."
Tek erkek öğretmen görevde!
Okuldaki tek erkek öğretmen olmanın farklı yanları da var. Güç gerektiren, kadınların yapamadığı işleri yapmak gibi... Taşınacak bir malzeme ya da elektrik, su arızalarında devreye bir erkeğin girmesi gerekiyor. Bu da erkek anaokulu öğretmenlerinin yazgısı. Baştuğ'un ilginç anıları da var. Mamak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün geçen yıl okullar arası futbol turnuvasında yaşananlar gibi.
Her okulda takım için yeterli erkek öğretmen varken futbol oynamayı çok seven ve bu işte başarılı olan Ali Osman Bey tek başınadır. En sonunda aynı bölgedeki Kazım Orbay İlköğretim Okulu'ndaki öğretmen arkadaşlarıyla görüşerek kendini buranın takımına kabul ettirmiş. Ancak birçok prosedürü yerine getirmek zorunda kalmış. Dilekçeler yazılmış, gerekli izinler alınmış. Buraya kadar her şey normal giderken, güzel bir futbol sergileyen Baştuğ'un oynadığı takımın finale çıkması, diğer okul takımlarının öğretmenlerini rahatsız etmiş. Eledikleri takımların öğretmen oyuncuları, Baştuğ'u anaokulunda öğretmen diye şikâyet etmiş.
Erkek öğretmen gelince, çocuklarını kaydettirmediler
Bir başka erkek anaokulu öğretmeni de Gölbaşı TOKİ Anaokulu'ndan 30 yaşındaki Fuat Bilgin. Bursa Uludağ Üniversitesi Okulöncesi Öğretmenliği bölümünden 2004'te mezun olan Bilgin'in bu mesleği seçmesinde 3 ablasının rolü olmuş. "Komşu ve akraba çocuklarıyla diyaloğum da bu mesleğe yönelmemde etkiliydi." diyen Bilgin, üniversite sınavlarına girdiği senelerde bölümün gelecek vaat edenler arasında olmasının, tercihinde etkili olduğunu söylüyor. Yakın çevresinin "Çocuk bakıcısı mı olacaksın?" şeklindeki alaylı sözleriyle karşılaştığını belirten Bilgin, "Ben, çok sevdiğim bir işi yapıyorum. Çocuklarla uğraşmak çok güzel bir duygu. İlköğretim 1. sınıf öğretmeni erkek oluyor da 12 ay küçük çocuğun eğitiminden sorumlu olan kişi niye erkek olmasın?" sözleriyle karşılık veriyor.
Üniversite zamanlarında sınıftaki tek erkek olma özelliği görev yaptığı bütün anaokullarında da devam eden Bilgin, diğer hemcinsleri gibi güç gerektiren işlerde, okulun eksikliklerinin olduğu işlerde görev adamı olmanın yükümlülüklerini yerine getiriyor.
Bilgin'in yaşadığı en ilginç anısı ilk görev yeri olan Gümüşhane'de geçer. Erkek anaokulu öğretmeninin göreve başladığını duyan mahalle sakinlerinden sadece 3'ü kızlarını Fuat Bilgin'in 16 kişilik sınıfına kaydettirmiş. Kız öğrencilerden birinin velisi ise yıl sonunda Bilgin'e bir itirafta bulunmuş: "Gerekli eğitimi çocuğuma veremeyeceğiniz konusunda endişelerim vardı, ama yanılmışım."
Bilgin, bu yıl Gölbaşı'ndaki yeni görev yerinde idareci olarak görev yapıyor. Buraya yeni atandığında mesai arkadaşları onun ismini duyunca 'erkek ismi verilmiş bir kadın' olduğunu düşünmüşler.
"Çevremize anaokulu öğretmenliği yaptığımızı söylemiyorduk"
30 yaşındaki Bilal Güngör 7 yıldır okulöncesi öğretmeni. Sakarya Üniversitesi'nden mezun olan Güngör mesleğe başlamasını tesadüf olarak değerlendiriyor. Üniversiteye hazırlanırken hayat şartları gereği öğretmen olmak istemiş. Diğer branşlara puanı yetmeyince bu bölüme girmiş. Bilinçsiz bir tercih yaptığını söyleyen Güngör, "Şansım, çocukları sevmek. Çocuklarla yakından ilgilendiğim, onlarla oyunlar oynamak hoşuma gittiği için bu bölümü yadırgamadım." diyor.
Güngör ilk görev yaptığı Yozgat'ın Çandır ilçesindeki anısını unutamıyor: "İlçedeki tek anasınıfına tayinim çıktı. İlçede 20'ye yakın bekar erkek öğretmen var. Okulun açılacağı gün ilçeye anasınıfı öğretmeni geleceğini duyan arkadaşlar, o gün itinayla kendilerine çekidüzen vermiş olarak okula gelmişler. Beni karşılarında görünce bütün hayalleri yıkıldı."
Bilal öğretmen daha sonra Yerköy, Ankara Polatlı ve şimdi de Çankaya Atatürk Anaokulu'nda görev yapıyor. Polatlı'da görev yaparken anaokulunda nöbetçi öğretmeni olarak görev yaptığı zamanlarda velilerin kendisini güvenlik görevlisi zannettiğini dile getiriyor. Güngör, bir süre askerlik zamanı da dahil çevresine anaokulu öğretmeni olduğunu söyleyememiş. Bilal Hoca, bir sınıf arkadaşının uzun yıllar babasına okulöncesi yerine sınıf öğretmenliği okuduğunu söylemek zorunda kaldığını da anlatıyor.
Eğitimde profesyonelliğe vurgu yapan Güngör, aynı durumun ileride çocuk sahibi olduğunda değişebileceğini belirtiyor. Babalara da tavsiyelerde bulunan Güngör, "Babalar çocuklarıyla kaliteli vakit geçirsin. Otoriter ve disiplinli olsunlar, ancak bu hiçbir zaman ceza yaptırımı olmasın. Eğer otorite boşluğu olursa, çocuk yaramaz ve kural tanımaz birey olarak yetişiyor. Zaman içinde baba ve anneler çocuklarından korkar hale geliyor. Maalesef ebeveynler ile çocuk arasında görev değişimi oluyor." uyarısında bulunuyor. Bilal Güngör, toplumda 'kadın öğretmen iyidir' algısının da değişmesi gerektiğinin altını çizdi. Güngör'ün rahatsız olduğu konulardan biri de anaokulu ve sınıfı isminin artık tabeladan indirilmesi gerektiği...
***
Kadın öğretmenler: Her anaokuluna 'hamarat' erkek öğretmen lazım!
Manolya Anaokulu Müdiresi Nejla Buluç ilk zamanlar tereddütle baktığı erkek öğretmenlerin başarılarıyla kendilerini yanılttığını söylüyor.
Gölbaşı TOKİ Anaokulu Müdiresi Aysel Kumbaroğlu da erkek öğretmenlerin anasınıflarında başarılı olduğunu savunuyor. Tesisat, elektrik gibi işlerden anlamalarının kendilerini sevindirdiğini dile getiriyor. Müdire hanım, kalorifer tesisatındaki arızanın Fuat öğretmen tarafından teknik ekipler gelmeden tespit edildiğini belirterek, "Her anaokuluna böyle bir erkek öğretmen lazım." diyor.
Atatürk Anaokulu Müdiresi Arzu Eğilmez de artık tabelalarda 'ana' ibaresini görmek istemeyenlerden. Bir kadın olarak bundan rahatsız olduklarını dile getiren Eğilmez, kendilerinin ilk eğitimin başlangıcı olduklarını vurguluyor. Kendilerinin 'öz bakım' kurumunda görev yapmadığını ve eğitimci olduklarının altını çizen Eğilmez, bazı velilerin çocuklarının her türlü bakımını yapmakla yükümlü olarak gördüğünü ifade ediyor.
ZAMAN - CUMARTESİ