Öğretmenim son yıllarda yapılan araştırmalar yabancı dil eğitiminin belli bir yaştan sonra verilmesinin daha doğru olduğunu vurguluyor. Ben de bu görüşe katılıyorum. Henüz kendi dilinin kurallarını cümle yapısını ve kelime hazinesini tam olarak kavrayamamış bir çocuğa yabancı bir dil eğitimini vermek ne kadar doğru olabilir? Şimdi diyeceksiniz ki ; biz yabancı dil eğitimi vermiyoruz, bunlar basit şeylerin öğretimi ya da İngilizce'yi sevdirmek adına yapılan şeyler, ama onlar da bir eğitimin temelini oluşturduğundan, ustalık ve eğitim gerektiren konular bence. Belki konunun başlarında belirtilen "yabancı dile" ya da "İngilizce" ye ilgi uyandırma, farkındalık yaratma adına bir şeyler yapılabilir ama bunun öğrenme ya da öğretme çabasına dönüşmemesi gerektiğine inanıyorum. Şu anda 2. sınıfta verilen İngilizce derslerinin müfredatını ve ders kitaplarını incelerseniz, (2. sınıfa giden kızımdan biliyorum) onların bile öğretme kaygısından çok temel oluşturma, İngilizce'ye ilgiyi artırma ve ileriki yaşlarda oluşabilecek, "yabancı dili öğrenmek çok zor" kaygısını yok etmeye yönelik, oyun içerikli bir program olduğunu fark edeceksiniz.
Ben de sınıfa girdiğimde bazen "goodmorning clasroom" derim ama sadece farklı bir giriş olsun, beni ya da yapmak istediklerimi fark etsinler diye. Ben çocuklara meyve sebze ayrımını anlatmaya çalışırken; meyvelerin isimlerini İngilizce öğretmeye kalkmam; yürümeye çalışan çocuğa takla atmayı öğretmem gibi olur.

İlgi çekici olsun diye basit ingilizce şarkılara da yer veriyoruz (father finger, ya da animal sounds gibi) fakat bunun bile sakıncaları olabilir.yanlış telaffuz önümüze çıkan en zorlu engel mesela. Yani en basit şeylerden bile bahsetsek (basit kavramlar, şarkılar gibi) eğitim gerektiren konulardır.

Derseniz ki; devlet okullarında müfredat düzenlenerek 2. sınıftan değil de ana sınıfından itibaren İngilizce dersi verilsin, buna katılırım. Böylece branş öğretmenleri (yani konunun uzmanları) bu eğitimi vermiş olur. Ama bunun için de yabancı dil öğretmenliğine bu konuya uygun dersler koyulmalı. Stajlarında okul öncesi kurumlara da yer verilmeli.
Ya da okul öncesi öğretmenliğine "İngilizce eğitimi" dersi koyulsun, sonra biz de verebiliriz, belki buna da katılırım. Ama bu şimdilik bizim harcımız değil diye düşünüyorum. Konuya ait tüm cevapları okuduysanız, pembe panter öğretmenimizin de fikirlerinin yıllar içinde değiştiğini göreceksiniz. Zaten kendisi de bunu açık yüreklilikle ifade etmiş. Ben de aynı fikirdeyim. Önceleri hevesle yapmaya çalıştığımız bir şeydi ama her şeyin yeri ve zamanı ve ustası vardır öğretmenim. Kaş yapalım derken göz çıkarmayalım.

Konuyu kesinlikle dil milliyetçiliği ya da yabancı dil düşmanlığı açısından değerlendirmiyorum. Sadece ve sadece eğitim açısından fikirlerimi söylüyorum. Yine de güzel Türkçe'mizin bir atasözüne uyarlama yaparak "Yarım hoca dinden; yarım doktor candan; yarım İngilizce öğretmeni de yabancı dilden eder diyerek konuyu bağlıyorum.
bu da sadece yüzünüzde bir gülümseme uyansın diyedir. sürç-ü lisan ettim ise affola..