Ertan Bey, öncelikle bilgisiz olduğunuzu iddia etmedim. Konuya hakim olmadığınızı iddia ettim. Zira alakası olmayan bir mesajı alıntılamış ve insanların kafasını karıştırmışsınız.
Neticeye gelelim. Üniversite hocaları ve dekan diyorsunuz ancak siz benim kimlerle görüştüğüm hakkında fikir sahibi değilsiniz. Ben resmi vasfı olan 11 kişi ile görüşürsem buraya 1 ini yazarım. Açıköğretim Fakültesi Dekanı ile de görüştüm zamanında. Kendisinin cümlesini net aktarayım. "YÖK Böyle bir çalışmayı olumlu bulursa, elbette uygularız." Şu veya bu şekilde YÖK bu çalışmayı olumlu buldu.
Ayrıca Remzi İnanlı'nın siyasi bir konumu yoktur. Kendisi devletin kurumlarından birinde Müdürlük vasfına sahip ve bulunduğu konumun gereklerini yerine getiren bir insandır. Bu işte siyasi misyona sahip hiç kimse ile görüşmedim, görüşmem. Hatta sendikalarla dahi görüşmem. Bu işin 3 tane yetkili merci vardır. 3ü ile görüşülür.
Kontenjan meselesini hiç kafanıza takmanıza gerek yok... Hukuk ta emsal kararlar en önemli neticedir. Daha önce Çocuk Gelişimi Mezunları'nın yararlandığı hakların içeriğini inceleyebilirsiniz. Veya bu yıl Türk Dili ve Edebiyatı, Felsefe, Sosyoloji gibi bölümlerin kontenjanlarına da bakabilirsiniz. Bahsi geçen program Açıköğretim niteliğinde olduğundan kontenjan problemi yaşanacağını hiç sanmıyorum.
İntibak yılı ile ilgili açıklamamı tekrar okumanızı tavsiye ederim.
Yönetmelikte yapılacak düzenleme veya değişiklikler neticesinde oluşacak durumlarda eski yönetmelik devre dışı kalır. Dolayısıyla ihlal sözkonusu bile olamaz. Futbolda geripas sistemi getirildikten sonra kaleciye bilinçli atılan bir topu kalecinin elle alması neticesinde takım aleyhine karar veren bir hakem eski yönetmeliğe aykırı bir durumdan dolayı kural ihlali mi yapmış olur?
Remzi Bey bir mektup sunmamıştır. Kurumsal bir yazı ile başvuru yapmıştır. Ama bunu da sadece Anadolu Üniversitesi'ne değil, YÖK e de yapmıştır.
Sözlerinize katıldığım nokta Remzi Bey burada kural koyucu değildir. Bulunduğu konum gereği bazı konularda fikir beyan etme ve gerek görürse danışmanlık yapma durumu sözkonusudur. Ancak kendisi de yapılan bir haksızlığın farkında olduğundan ve bu haksızlığa uğrayanların, müdürü olduğu kurumun istihdam ettiği insanlar olduğunun bilincinde olması dolayısıyla böyle bir sorumluluk üstlenmiştir. Tıpkı geçen yıl Okul Öncesi Öğretmenleri'nin atanma sayısı 100-200 olması gerekirken sarfettiği insanüstü çaba ile 17000 üzerinde atanma sayısı alabildiği gibi. (Bu çalışmayı belki yalnız yapmadı, ama belki bilmeseniz de en büyük rollerden birindeydi)
Diğer Üniversite hocaları ret cevabı verirken demişsiniz, geçen yıl Okul Öncesi Öğretmenliği'nden 17000 atama olurken diğer branşlardan da akademik düzeyde itirazlar gelmesine rağmen ne oldu? O zamanki tepkiniz ne idi?
Diğer üniversite hocaları demiş ve isim vermişsiniz, "samsun ünv si selçuk üniversitesi gazi üniversitesi" Bu kurumlarda kimlerle görüştünüz de olumsuz yanıt aldınız? Olumsuz yanıt veren insanlara olayı hangi pencereden anlattınız?
Biraz uzun bir cevap oldu. Biraz da geç bir saat olduğundan, yazım yanlışı veya üslup hatası yapmış olabilirim. Yazılar mimik ve jestleri iletmeye yetmediği için bazen yanlış anlaşılmalar olabiliyor. Şahsınıza verdiğim cevap olması sebebiyle niyetimi aşan bir kısım varsa kusura bakmayın.