ORMAN
Orman; hayvanların barındı*ğı, çeşitli bitkilerin bulunduğu sık ağaç topluluklarıdır. Ormanda büyük ağaçlar, ağaççıklar, mantar*lar, otlar, yüzlerce, binlerce bitki bir arada bulunur. Çam, sedir, köknar, ladin, ardıç, meşe, dişbudak, kayın, gürgen belli başlı orman ağaçlarıdır. Ağaçlar ya kendiliğinden yetişir, ya da insanların ormana diktiği fidan*lardan oluşur. Ormanın küçüğüne, ağaçların seyrek olduğu yerlere koru denir.
Eskiden yeryüzünün büyük bir bölümü ormanlarla kaplıydı. insanların bilgisizlikleri nedeniyle yok edilen ormanların yerini bozkır*lar, çoraklaşan topraklar, çöller aldı.
İnsanlar her zaman ağaca ve ağaçtan yapılan çeşitli araç ve gereçlere gereksinme duymuşlardır. Ormanlar, ağaçlar, toprağın nemli kalmasını sağlar. Toprak kaymasını (erozyonu) önler, selleri durdurur. Ormanlar yöre*nin iklimim etkiler, yağmur yağmasını sağlar. Çok sıcakları, şiddetli soğuk*ları önler. Ormanlar aynı zamanda av hayvanlarının barınağıdır.
Ormanlar bir ülkenin doğal güzellik ve zenginlik kaynağıdır. Öte yandan kullandığımız araç ve gereçlerin çoğu ağaçlardan yapılır. Evimiz, önümüzdeki masa, oturduğumuz sandalye, elimizdeki kalem, defterimiz, yaktığımız odun hep ağaç ürünleridir. Ayrıca ağaçlar endüstrinin birçok kollarında, boya sanayiinde, ilaç yapımında kullanılır.
Bize bu kadar yarar sağlayan, ülke ekonomisinde önemli yeri olan ormanları korumalıyız. Ağaç dikip, yeni ormanlar yetiştirilmesine yardımcı olmalıyız. Ormanlara en büyük zarar insanlardan gelir, insanlar orman işletmelerinden izin almadan, çıra yapmak, reçine çıkarmak için ağaçları yara*larlar. Tarla açmak, yerleşim yeri kurmak, hayvanlara otlak yeri açmak için ormanları yok ederler.
Ateşin söndürülmeden bırakılması sigaranın söndürülmeden atılması, koskoca bir orman alanının yanıp kül olmasına neden olur. Yanan ormanın yerine yenisinin yetiştirilmesine bir insanın ömrü yetmez.
Zararlı böcekler, kemirici hayvanlar, özellikle keçiler, ağacın yeni süren dal ve yapraklarını yiyerek ormanlara zarar verirler. Ormanlara zarar vermek, ceza yasalarımıza göre suçtur. Orman suçları bağışlanmaz suçlar*dandır.
Ülkemizde ormanların korunması, ağaçlandırma işleri cumhuriyet yönetiminin ilanından sonra ele alındı. Tarım ve Orman Bakanlığı kuruldu. Her ilde valiler başkanlığında orman yetiştirilmesi için bir kurul vardır. Bu kurul yörede ormanların korunması ve yeni ormanlar yetiştirilmesi için kararlar alır ve uygular. Her yıl Mart ayı içinde bir haftayı Orman Haftası olarak duyurur. Haftanın bir günü Ağaç Bayramı olarak kutlanır. Uygun alanlar ağaçlandırılır. Yeni ormanların yetiştirilmesi için çalışmalar yapılır.
Ormanların korunması, çevremizin ağaçlandırılması hem yurdumuzun, hem de dünyamızın önemli bir sorunudur. Bu nedenle 27 Mart. Dünya Orman Günü olarak her yıl kutlanmaktadır.
Bizler de çevremizdeki ağaçların dallarım kırmayanın, fidanları sarsmayalım. Ağaçları zararlı hayvanlardan koruyalım. Yeni fidanlar dikelim. Bu etkinliklerimizi yaşam boyu sürdürelim.
AĞAÇ DİYOR Kİ
Ben küçücük bir ağacı
Yurdumun bir bahçesinde
Topraklar tüterken gölgem Dallar da çiçeklensin de.
Her şeyimle yararlıyım,
İnsanoğluna dünyada,
Çiçeğim, yaprağım, gölgem
İri dallı zerdalimle.
Kuşlar mutlu şarkısını
Hep dalımda söylerler,
Şen arılar vızır vızır,
Kokuma koşup gelirler.
Sakın sakın dalımızı,
Çocuklar çekip kırmayın.
Çakınızla gövdemizde
Derin yaralar açmayın.
Halim YAĞCIOĞLU ORMAN
Sen insansın, o ağaçtır,
Suya, ışığa, sevgiye
Bir insan kadar muhtaçtır;
Ağaçların şehri orman.
Onu ne yak, ne sök, ne kır.
Bir dal kopardığın zaman.
Gizli bir sesle hıçkır..
Her orman yurda bir ordu
Ormanı iyi koru..
Hüseyin KALABA
AĞAÇ SEVGÎSÎ
Kucak açarsın herkese
Bu dost, şu düşman demeden
İyilik yaparsın herkese
Bir karşılık beklemeden.
Güzel yurdumun süsüsün
Bulutlara dal uzatan
Kuru, yeşil örtüsüsün
Gölge veren, dal uzatan,
Ne kadar çok çeşidin var
Elma, armut, meşe, kavak
Tatsız geçer sensiz bahar
Sensiz toprak olur kurak.
M. Necati ÖNGAY
ORMAN
Kestane, gürgen, palamut
Altı yaprak, üstü bulut.
Gel burda sen, derdi unut.
Orman ne iyi, ne iyi,
Aman ne iyi, ne iyi !
Dallar kol kola görünür,
Yaprak yaprağa sürünür,
Kışın karlara bürünür
Orman ne güzel, ne güzel,
Aman ne güzel, ne güzel !
Ormanda kuşlar, böcekler,
Yavru ceylanlar emekler,
Açar yedi renk çiçekler,
Orman ne büyük, ne büyük,
Aman ne büyük, ne büyük !
Çamın, yaprağı dökülmez,
Gürgenin kolu bükülmez,
Ağaç dibinden sökülmez.
Orman ne canlı, ne canlı,
Aman ne canlı, ne canlı !
İzin vermeyiz kırmana,
Dayanamayız vurmana,
Baltayı sokma ormana,
Orman ne mutlu, ne mutlu,
Aman ne mutlu, ne mutlu !
Git, git sona varamazsın,
Kuşak olsan saramazsın,
Dalını koparamazsın,
Orman ne sonsuz, ne sonsuz,
Aman ne sonsuz, ne sonsuz !
İlhami Bekir TEZ ORMAN
Gölgesi serindir, havası taze,
Yeşil yaprakları zümrüt yelpaze.
Yazın ortasında istersen bahar.
Bir gün ormanda kal aksama kadar.
Tertemiz bir hava dolar içine.
Her yer ne hoş kokar: çiçek, reçine. Cıvıldaşır türlü kuşlar bir yanda
Buz gibi kaynaklar var ormanda.
Ağaçlar uğuldar, estikçe rüzgar. Gönlümüze hayat verir ormanlar… Ormandır dağlara zümrüt bir örtü, Ormandır kırların en güzel süsü!…
Orman güzellik ve zenginlik demek, Ormanları sevmek, korumak gerek. Ormansız memleket çöldür, çoraktır,
Orman bulutlara yeşil konaktır.
Bulutlar burada gelir oturur,
Burada boşanır sağanaklı yağmur…
Ormandır sulara söyleyen ninni, Ormandır, sulara öz anne gibi. Gölgelikte doğup büyür dereler,
Yazın suyu, orman korur ve besler…
Ormanlar yapraktan bir engin deniz, Burada yıkanır hava tertemiz.
Orman sağlık, hayat dolu bir kaynak, Herkese bir ödev onu korumak…
Zeki TUNABOYLU
İĞDE AĞACI
Atatürk, ağaçsız yurt topraklarından
üzüntü duyardı. Aşağıda onun ağacı
nasıl sevdiğini belirten bir yazı okuya*caksınız.
Atatürk tabiatı ve ağacı çok severdi. Ankara’daki Orman Çiftliğini boz topraktan ormanlık haline soktu. Ağaçların dikilişini, tutuşunu, büyüyüşünü adım adım kollardı. Akköprü tarafından Çiftlik’e giden yolun etrafındaki boş topraklar meyvelik olmuştu. Bir gün bu meyvelikten geçerken birdenbire şoförüne :
— Dur dedi.
Arabadan inerek orada bulunanlara :
— Burada bir iğde ağacı vardı, ne oldu? diye sordu. Kimse iğde ağacını bilmiyordu. Atatürk’ün biraz önceki neşesi kalmamıştı. Çünkü Çiftlik’in ilk çorak günlerinin yeşilliği sökülüp atılmıştı. Yol
boyunca hep iğde ağacını aradı.
— İğde, yaşlanmış ve çelimsiz bir ağaçtı. Fakat yaşıyordu. Baharda güzel kokular veriyordu, diye sızlandı.
Atatürk, İstanbul’daki büyük ağaçtan gördükçe :
— Bunlar da güzel ama, ben yapraklarının ve dallarının her yıl ne kadar büyüdüğünü gördüğüm ağaçlarımı seviyorum, derdi.
Vatanı yeşil ve bayındır görmek için çok çalıştı. Yalova’yı, Florya’yı o değerlendirmişti. Bursa’yı bir kaplıca şehri yapmak için uğraşıp durmuştu. Planlı Ankara onun fikri idi.
Çankaya’daki bahçesini yapan memur şu fıkrayı anlatmıştı.
Bahçeyi dolaşıyorduk. Çok ihtiyar ve geniş bir ağaç Atatürk’ün geçe*ceği yolu kapıyordu. Ağacın bir yanı havuz, bir yanı dik bir yokuştu. Atatürk ağaca yaslanarak güçlükle karşı tarafa geçti. Atıldım,
— Emrederseniz hemen keseyim, efendim, dedim.
Yüzüme baktı:
— Sen hayatında böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki keseceksin? dedi.
Falih Rıfkı ATAY (Babamız Atatürk)
GÜZEL SÖZLER
· Ormansız yurt vatan değildir.
· Ormanlar ulusal servettir.
· Orman yurdun hem süsü, hem gücüdür.
· Yaş kesen baş keser.
· Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur.