ALBATROS HİKAYELERİ
EVDE KÖPEK BESLENMEZ
Yirmi sekiz yaşındaydı. Dört yıllık evliydi. İki yaşında bir oğlu vardı. Bu uzun boylu, kocaman adam yıllar önce satın aldığı yavru köpeği evlenince yanında getirmişti. Küçük oğlunu ata bindirir gibi köpeğin sırtına bindirir ve evin salonunda gezdirirdi.
Evde köpek beslenmez dendiğinde, beslemeyip de ne yapayım? Sokağa atamam ya, gibisinden kimseye faydası olmayan ama zararlı bir cevap vermişti.
Bir gün doktor arkadaşı eve misafir geldi. Doktor, köpeği çocukla oynarken görünce acı gerçeği anladı. Köpek, çocuğun yüzünü yalıyordu. Çantasındaki büyüteçle incelediğinde evdeki eşyalar üstünde yüzlerce köpek kılına rastladı. Bu kıllar solunum yoluyla akciğerlere gider ve hayati tehlike oluştururdu. Doktorun anlattıklarına, köpeği mutlaka evden uzaklaştırmalısın ve bir köpek bakım merkezine bırakmalısın şeklindeki sözlerine kulaklarını tıkayan kocaman adam, doktor gidince rahat bir nefes aldı.
Ertesi sabah köpeği sevdikten sonra ellerini sabunla yıkamadan fırından ekmek almak için, sokağa çıktı. Albatros oradaydı. Dürbünlü tüfeğiyle köpeksever ama oğlunu, karısını ve kendini sevmezi tek kurşunla alnının çatısından vurarak yere serdi.
Ona Albatros derlerdi. Asıl adı Reşit'ti. Dürbünlü tüfeğiyle evde köpek besleyen avına çıkmıştı ve plastik kurşun kullanmıştı.
Bir saat sonra yattığı yerden doğrulan ve aklı başına gelen evde köpek besleyen doktorun dediğini yaparak köpeğini bir köpek bakım merkezine bıraktı. Hem bu iş köpeğin hoşuna gitmişti. Köpek, köpeklerin yanında daha mutluydu. Onlarla birlikte havladı, koşup oynadı.
HIZLI ARABA KULLANILMAZ
Arabasını çok hızlı kullanıyordu. Şehirler arası trafiğe çıktığında hız sınırını aşar, 150-160'la giderdi. Kendi hayatına değer vermediği için, başkalarının hayatını hiçe sayardı. Neden hızlı araba kullanıyorsun diye sorulduğunda, araba dediğin hızlı kullanılır, şeklinde anlamsız bir cevap vermişti. Birkaç kez kaza yapmış ve bu kazalardan ucuz kurtulmuştu.
Bir gün İstanbul'dan Ankara'ya gitmek üzere yola çıkacaktı. Evinden çıktı, arabasına doğru yürüdü. Albatros oradaydı. Dürbünlü tüfeğiyle sorumsuzu tek kurşunla alnının çatısından vurarak yere serdi.
Ona Albatros derlerdi, asıl adı Reşit'ti. Dürbünlü tüfeğiyle sorumsuz avına çıkmıştı ve plastik kurşun kullanmıştı. Bir saat sonra yattığı yerden doğrulan ve aklı başına gelen sorumsuz, trafik kurallarına uyacağına, yerleşim yeri içinde 50km'yi, bölünmüş yollarda 110km'yi, otoban yollarda 120km'yi geçmeyeceğine kendi kendine söz verdi.
Serdar Yıldırım